Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/821 E. 2018/199 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR.
ESAS NO : 2016/821 Esas
KARAR NO : 2018/199
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/12/2010
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin tarihi eserlerin restorasyon işlerini yaptığını, müvekkili şirketin, davalı idarenin 2006 yılında açtığı …Camii restorasyon işi ve 2008 yılında açtığı aynı caminin çevre düzenlemesi işi ihalelerini kazandığını, çevre düzeni ve restorasyon işlerine ilişkin birinci ve ikinci ihale sonucunda yaklaşık maliyet ve iş artışından ödenmesi yapılmayan imalat tutarlarının ve imalat tutarları dışında müvekkilinin yaptığı sözleşme dışı imalat bedellerini alamadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 1.000.000 TL’nin değişen oranlarla avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23/12/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 5.634.238,26 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında …Camii’nin restorasyon, tamamlama ve çevre düzenlemesi işlerinde anahtar teslimi götürü bedel usulü ile yapılan ihale sonrasında sözleşme imzalandığını, restorasyon projesinde öngörülmeyen ancak onarım dahilinde yapılması zorunlu görülen çeşitli imalatlardan dolayı işin sözleşme dahilinde tamamlanamayacağının anlaşıldığını, söz konusu projenin tamamlanmasına yönelik ilave iş artışı düzenlendiğini, yüklenicinin hak ediş ödemelerinde ve geçici kabul esnasında sözleşme artışı dışında fazla imalat yaptığına ilişkin herhangi bir beyan ve talepte veya bir itirazda bulunmadığını, yasada öngörülen süre içinde herhangi bildirimde bulunmadığından davacının davasının süre yönünden reddi gerektiğini, yüklenicinin bugün itibari ile ek iş yaptığı hususundaki beyanlarının, anahtar teslim götürü bedel esasına dayalı olarak yapılan onarım kapsamında değerlendirmeye alınmasının olanaksız olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 23/01/2014 tarih, … E, … K sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş; verilen bu karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 24/06/2015 tarih, … E, … sayılı kararıyla “Taraflar arasında 08.11.2006 tarihli …Camii 2006-2007 yılı uygulama işi ve 06.08.2008 tarihli …Camii Tamamlama ve Çevre Düzenlemesi 2008 yılı uygulama işine ilişkin iki ayrı sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmeler niteliği itibarıyla yapıldığı yıl yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerindendir. Davacı bu sözleşmelerin yüklenicisi, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici eldeki davada, 08.11.2006 tarihli sözleşme uyarınca …Cami onarım işinin bedeli ile %49,9410 oranındaki iş artışı bedelinin, 06.08.2008 tarihli sözleşme uyarınca da …Camii’nin tamamlanma ve çevre düzenlemesi restorasyon işinin bedeli ile %49,992672 oranındaki iş artışı bedellerinin ödendiğini, ancak her iki işte de bu oranların üzerinde sözleşme dışı iş yaptığını belirterek bedellerinin tahsilini istemiş, mahkemece; Uygulama İşleri Genel Şartnamesi’nin 22. maddesi ile ilgili Yönetmeliğin 33. maddesi uyarınca, sözleşme dışı yapılan işlerde, sözleşme bedelinin %50’sine kadar artan kısmın istenebileceği, daha fazla iş artışı varsa bu kısmın bedelinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay uygulamalarına göre, sözleşme dışı iş yapılması halinde iş bedeli, sözleşmede yada eki şartnamelerde herhangi bir hüküm varsa bu hükümler çerçevesinde, şayet, herhangi bir hüküm yoksa ve yapılan iş, iş sahibinin emir ve talimatlarıyla yapılıp, onun yararına olması şartıyla “vekâletsiz iş görme” hükümlerine göre yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre hesap edilir. Somut olayda, taraflar arasında yapılan ve yukarıda bahsedilen her iki sözleşmede Vakıf Kültür Varlıkları Uygulama İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki sayılmıştır. Bu hüküm sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 287.maddesi uyarınca delil sözleşmesi mahiyetindedir ve mahkemece re’sen dikkate alınmak zorundadır. Bu şartnamenin “Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi” başlıklı 22.maddesinde aynen;
“Uygulama sözleşmelerinde, öngörülmeyen durumlar nedeniyle bir iş artışının zorunlu olması halinde, artışa konu olan iş;
a-Sözleşmeye esas proje içerisinde kalması,
b-İdareyi külfete sokmaksızın asıl işten ayrılmasının teknik veya ekonomik olarak mümkün olmaması halinde yüklenici sözleşme bedelinin %50’si (yüzde ellisi) içinde kalan fazlasını veya eksiğini aynı sözleşme hükümleri çerçevesinde yapmaya mecburdur. Değiştirilen veya ilave edilen iş oranında ek teminat almak kaydıyla arttırılacak işe gerekli süre verilir.
Yüklenici bu suretle işin artmış veya eksilmiş olmasından dolayı süre hariç hiçbir istek ve iddiada bulunamaz.
İşin bu şartlar dahilinde tamamlanamayacağının anlaşılması durumunda ise artış yapılmaksızın hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir. Ancak bu durumda, işin tamamının ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesi zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanun’u Kapsamındaki Kültür Varlıklarının Rölöve, Restorasyon, … Projeleri,… Sağlıklaştırma,…Projeleri ve Bunların Uygulamaları ile Değerlendirme, Muhafaza, Nakil İşleri ve Kazı Çalışmalarına İlişkin Mal ve Hizmet Alımlarına Dair Yönetmeliğin 33.maddesinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Gerek şartnamenin 22. maddesi, gerekse ilgili Yönetmeliğin 33. maddesinde, iş bedelinin %50 oranından daha fazla oranda artması halinde işin genel hükümlere göre tasfiye edileceğine dair düzenlemeye yer verilmiş olup, idarece iş tasfiye edilmeyip devam edilmesi halinde iş bedelinin ödenmeyeceğine dair bir hükme yer verilmemiştir. Yine şartname ve yönetmeliğin sözü edilen maddelerinde, sözleşme bedelinin %50’sine kadar olan iş artışlarında iş bedelinin sözleşme fiyatlarına göre belirlenmesine dair düzenlemeler yer almasına karşın, %50 oranının üzerinde gerçekleşen iş artışlarında artan bu kısım için iş bedelinin nasıl hesaplanacağına dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda, %50 oranının üzerinde gerçekleşen iş artışlarında iş bedelinin zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 410 ve devamı maddeleri uyarınca ve vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda sözleşme dışı olarak ve sözleşme bedelinin %50’sinin üzerinde bulunan işlerin nelerden ibaret olduğu ve bu işlerin bedeli sözleşme hükümlerine göre saptanmıştır. Bu itibarla mahkemece, aynı bilirkişi kurulundan sözleşme dışı olan ve sözleşme bedelinin %50’sinin üzerinde bulunan işlerin bedelini yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre hesap eden ek rapor alarak oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.” neden ve gerekçeyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava; davacı yüklenicinin davalı iş sahibi ile yaptığı 08/11/2006 ve 06/08/2008 tarihli iki ayrı eser sözleşmesi gereği, sözleşme dışı yaptığı ve ödenmeyen iş bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki her iki sözleşmede de, …Genel Şartnamesi, sözleşmelerin eki olarak kabul edilmiş olup, şartnamenin 22.md.ve ilgili yönetmeliğin 33.md. gereğince iş bedelinin %50 oranından daha fazla artması halinde, iş bedelinin ödenmeyeceğine ilişkin hükme yer verilmemiştir. Bu durumda, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında da işaret edildiği üzere, sözleşme dışı sözleşme bedelinin %50’sinin üzerinde yapıldığı anlaşılan işlerin nelerden ibaret olduğu belirlenerek, vekaletsiz iş görme hükümleri çerçevesinde işin yapıldığı yıldaki piyasa rayiç fiyatlarına göre hesaplanıp belirlenmesi gerektiğinden, bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerekmiştir.
Bozma ilamında işaret edildiği gibi bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 28/11/2017 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi kurulu 28/11/2017 tarihli ek raporunda; yapılan 2. ihaleye ilişkin hesaplama yapılarak davacının davaya konu …Camii ve Külliyesinde 9 bölümde sözleşme bedelinin %50 fazlasını aşan imalat miktarlarının sözleşme bedelinin %150’sini aştığını, ödenemeyen miktar 5.079.544,48 TL olduğunu, imalatın 2008 yılında yapıldığını, ana imalat içindeki imalat kalemlerinin çok sayıda ve çeşitte olması nedeni ile 2008 yılında serbest piyasa rayiç bedellerinin bilinmesine imkan olmadığını, … Bakanlığı birim fiyatları ve diğer kurum ve kuruluşların belirlediği birim fiyatların serbest piyasa rayiçlerinden bir miktar daha yüksek olduğunun bilindiğini, yüklenici resmi fiyatlar üzerinden indirim yaparak ihaleleri aldığını, serbest piyasa rayiçlerinin ortalama olarak kurum birim fiyatlarından %15 oranında düşük olabileceğini, sözleşme ve artış bedelinin üstünde imalatın serbest piyasa rayiçlerine göre karşılığının 4.317.612,81 TL olarak hesaplandığını ve 2008 yılı serbest piyasa rayiçlerinin karşılığı olabileceğini bildirilmiştir.
Kök raporda ise, 1. ihalede yapılan ek iş miktarı (raporun 13.ve 16.sayfalarında) %15 oranında indirimle birlikte 205.492,97 TL olarak belirtilmiştir. Davacı tarafın 25/12/2017 tarihli dilekçesi de bu yönde olduğundan, yeniden ek rapor alınmasına ihtiyaç duyulmayıp, bu yön itibariyle kök ve ek raporlar birlikte değerlendirilmiştir. Bu durumda her iki sözleşme dışı yapılan imalat bedeli toplam 4.523.105,78 TL’dir.
Alınan kök ve ek bilirkişi kurulu raporları gerekçeli, denetlenebilir, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlilikte, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, bozma ilamı ve bozma öncesi ve sonrası alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; taraflar arasındaki her iki sözleşme gereği, davacı yüklenici tarafça her iki sözleşme dışı yapıldığı anlaşılan ve bilirkişi raporlarında belirlenen imalat bedellerinin, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı iş sahibinden sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Yasasının 410. vd.md. düzenlenen vekaletsiz iş görme hükümlerine göre tahsilinin gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
2- 1.000.000 TL’nin davanın açıldığı tarih olan 15/12/2010 tarihinden, 3.523.105,78 TL’nin ıslah tarihi olan 26/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 308.973,35 TL maktu karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 93.991,25 TL peşin harç ve ıslah harcının mahsubu ile bakiye 214.982,10 TL’nin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı 93.991,25 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 110.431,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 57.283,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvuru harcı, 2,75 TL vekalet harcı, 4.900,00 TL bilirkişi ücreti ve 580,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 5.499,90 TL’nin kabul ve red oranına göre 4.415,26 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yatırılan 4,30 TL vekalet pulu, 164,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 168,30 TL’nin kabul ve red oranına göre 33,19 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz için Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır