Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/796 E. 2022/722 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2016/796 Esas
KARAR NO:2022/722

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:09/02/2015
KARAR TARİHİ:19/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/04/2012 tarihinde davalı … şirketine sigortalı, davalı …’ın üzerine kayıtlı, … yönetiminde bulunan … plakalı araç ile müvekkillerinin babası …’e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları sakla kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, 10.000,00’erTL den toplam 40.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların miras bırakanı olan …’in asli kusurlu olduğunu, davacının iddiasının aksine müvekkilinin hızının limit içinde seyrettiğini, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı davalının kusuru oranında olduğunu, ancak bunun davayı kabul anlamına gelmediğini, kusur oranının tespiti gerektiğini, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … murisleri davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER:
Tanık, bilirkişi, yemin, … 14 Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/… esas, 2013/… karar kasıyı dosyası, sigorta poliçesi ve her türlü yasal delillere dayanmışlardır.
Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, kusur raporu alınmak üzere dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine tevdi edilmiş ve sunular raporda: Davalı sürücü …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğunu, müteveffa yaya …’in %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Aktüer bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 08/05/2018 tarihli raporunda; Müteveffanın çocukları;
a)-Davacı oğlu … kaza tarihi itibariyle; 66 yıl 3 ay 3 günlük,
b)-Davacı kızı … kaza tarihi itibariyle; 62 yıl 11 ay 5 günlük,
c)-Davacı oğtu … … ka2a tarihi itibariyle; 55 yıl 3 ay 26 günlük,
d)-Davacı oğlu … kaza tarihi itibariyle; 51 yıl 6 ay 29 günlük,
olup, davacıların kaza tarihi itibari ile 18 yaşından büyük oldukları, dava dosyasında davacıların bakıma muhtaç olduklarına dair bilgi ve belge bulunmadığından davacılar adına tazminat hesabı yapılamadığını, davacı vekili tarafından toplam 5.000,00 TL maddi tazminat talep edildiğine dair rapor sunmuştur.
Mahkememizin 31/05/2021 tarihli celsesinde bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda; Müteveffa …’in, yasal bakım zorunluluğu altında bulunmayan, reşit olan çocukları yönünden, ölmeden önce çocuklarına devamlı ve düzenli olarak ne miktarda ve ne şekilde baktığı, gelir durumu ve bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı itibarıyla devamlı ve düzenli olarak hangi miktar ve ne şekilde baktığının ispat edilmesi gerekmekte olduğunu, davacı oğlu …, kızı …, oğlu … ve oğlu … yaş itibariyle babasının destekliğinden çıktığından, farazi desteklik değil de fiili destekliğin kesilmesi söz konusu olduğundan, babanın çocuğuna fiili destekliği olduğunun ispatı, davacıya düşmekte olduğunu, Genci hukuk prensibi gereği herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Borçlar Kanunun “II. Zararın ve kusurun ispatı” başlıklı 50. maddesinde “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü dercedilmiş olduğunu, anılan ve yerleşik ilkeler güz önünde bulundurularak takdiri de Sayın Mahkemelerine ait olmak üzere, kaza tarihinde 66, 63, 55 ve 52 yaşında olan ve Miitcvcfta babası …’in destekliğini talep eden ve yasal bakım zorunluluğu altında bulunmayan oğlu …, kızı …, oğlu … ve oğlu …’in babası ölmeden önce kendilerine devamlı ve düzenli olarak ne miktarda ve ne şekilde bakıldığının ispat edilmesi gerektiği ve fiili destekliğin ispatının davacıya düştüğü ancak, dosya mevcudunda bu hususu destekler bir bilgi yer almadığından, davacıların 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53/3 maddesi uyarınca destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddi gerektiğine dair ek rapor sunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; 15/04/2012 tarihinde meydana gelen ve davacıların murisi …’in vefat ettiği ölümlü trafik kazasından dolayı açılmış maddi(destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat davasıdır.
Somut olayda; davalı … … plakalı aracın kaza sırasındaki sürücüsüdür. Davalı … … plakalı aracın malikidir(işleten). Davalı …Ş ise kaza tarihini kapsar şekilde … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır.
Davalı …’ın 30/06/2012 tarihinde vefat etmiş olması nedeniyle davacılar vekilinin 28/11/2016 tarihli dilekçesi ile talep etmesi üzerine, dosyamıza sunulan veraset ilamı uyarınca davalı …’ın mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
2918 sayılı KTK’nin 85 ve devamı maddelerine göre motorlu araçların işletilmesi nedeniyle bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olunursa gerek motorlu aracın işleteni gerekse maliki doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Benzer şekilde 2918 sayılı KTK’nin 99 ve 101. maddelerine göre motorlu aracın zorunlu trafik sigortacısı da oluşacak bu zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.
6098 sayılı TBK’nin 53/3.maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…” ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir. Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/03/1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “…destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu…” hususu açıkça vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ile güdülen amaç; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/05/1984 tarihli ve 1984/9-301 E., 1984/619 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi; destek yaşamış olsaydı, yardım ettiği kimseye yapabileceği yardım tutarını sağlamaktır.
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemi yönünden yapılan değerlendirmede;
Sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre, davacı …’in ve eşinin İsviçre emeklisi olduğu ve iki maaş aldıkları, kendi evinde oturduğu,
Davacı …’nın kendi evinde oturduğu, emekli maaşı aldığı ve kira gelirinin bulunduğu,
Davacı …’in emekli olduğu, kendi evinde oturduğu ve evi dışında bir taşınmazının mevcut olduğu,
Davacı …’in kendi evinde oturduğu ve emekli maaşı aldığı nazara alındığında davacıların, ölen babalarından destek almaya devam etmelerini gerektirir özel durumları bulunduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmakla destekten yoksun kalma tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.(Aynı yönde; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1484 esas, 2020/4327 karar sayılı içtihadı)
Davacıların, davalı gerçek kişilere yönelik manevi tazminat istemi yönünden;
Manevi tazminat, 6098 sayılı TBK’nin 56. Maddesi ile;
“(1)Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
(2) Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükümleri ile düzenlenmiştir.
Manevi tazminat, kişinin uğramış olduğu manevi zararının giderilmesini amaç edinen özgün nitelikte bir tazminat türü olup, miktarı somut olayın şartlarına göre hakim tarafından takdir edilecektir. Takdir edilecek manevi tazminat, kişide manevi huzuru uyandıracak miktarda olmakla birlikte bir taraf için zenginleşme, diğer taraf için fakirleşmeye neden olacak seviyede veya ceza niteliğinde olmamalı, kişilerin sosyal ve ekonomik durumları meydana gelen zarar ile tarafların eylemlerinin zararda ne seviyede etkili olduğu değerlendirilmelidir. Bir başka deyişle manevi tazminat olarak hakkaniyete uygun bir miktara hükmedilmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; 15/04/2012 tarihinde meydana gelen ve davacıların murisinin % 75, davalı sürücü …’ın % 25 kusurlu olduğu trafik kazasında, davacıların murisinin vefat etmiş olması nedeniyle davacıların duyduğu acı ve elemin giderilmesi için hakkaniyete uygun bir tazminatın verilmesi gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü ile kazaya karışan tarafların kusur oranları nazara alınarak davacılar lehine takdiren ayrı ayrı 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Maddi tazminat davasının reddine,
2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL ve davacı … … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …’dan alınarak yukarıda belirtildiği şekilde davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 80,70-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
4-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 341,55-TL karar ve ilam harcından 140,04-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 201,51-TL harcın davalılar … ve Müteveffa … mirasçıları … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
5-Maddi tazminat davası yönünden davalı …Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp bu davalılara verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden davacılar kendilerini vekil ile temsin ettirdiğinden rürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince her bir davacı için hesap ve takdir olunan 5.000,00-TL’er vekalet ücretinin davalılar … ve Müteveffa … mirasçıları … ve …’dan alınarak belirtildiği şekilde davacılara verilmesine,
8-Davacılar tarafından davalılar … ve Müteveffa …’na yönelik açılan ve kısmen reddine karar verilen manevi tazminat davasında, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı … yönünden hesap ve takdir olunan 5.000,00-TL, müteveffa … mirasçıları … ve … yönünden hesap ve takdir olunan 5.000 TL vekalet ücretlerinin belirtildiği şekilde davacılardan alınıp bu davalılara verilmesine,
9-Davacılar tarafından yatırılan 27,70-TL başvuru harcı, 16,40-TL vekalet harcı, 67,10-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 111,20-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 55,60-TL’sinin davalılar … ve Müteveffa … mirasçıları … ve …’dan alınıp davacılara verilmesine,
10-Davacılar tarafından başlangıçta yatırılan 140,04-TL peşin harcın davalılar … ve Müteveffa … mirasçıları … ve …’dan alınıp davacılara verilmesine,
11-Davalı … tarafından yapılan 419,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 209,50-TL’sinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davalılar İsmail ve Sait vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup ana hatları ile anlatıldı.19/09/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı