Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/755 E. 2019/969 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/755 Esas
KARAR NO : 2019/969

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 02/12/2019
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında 19.12.2014 tarihli sözleşme yapıldığını, bu sözleşme kapsamındaki tüm işlerin eksiksiz yapıldığını, 06.05.2015 tarihli hakediş raporunda %5 oranında 9.807,33 TL tutarında teminat kesintisi yapıldığını, davalı yanca hiçbir hatalı-eksik imalat ihtarı yapılmadığını, teminat olarak yapılan kesintinin iade edilmediğini, taraflar arasında yapılan 03.04.2015 tarihli başka bir protokole konu işlerin de müvekkili tarafından yapıldığını bu işe ait 04.05.2015 ve 09.07.2015 tarihlerinde davalı adına fatura düzenlendiğini, bu faturaların davalı yanca iade edildiğini, davalının faturaların iki taksit olarak kesilmesini istemesi üzerine 13.07.2015 tarihinde 18.024,87 TL tutarında yeni bir fatura kesildiğini bu fatura arkasında davalı şirketin mali işler şefi ile proje müdürünün imzalarının bulunduğunu, ancak bu faturanın da iade edildiğini, Ankara … Noterliğinin 09.05.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile 9.807,33 TL teminat kesintisi ile 35.464,00TL olmak üzere toplam 45.271,33 TL’nin ödenmesinin davalıdan talep edildiği, ancak bugüne kadar ödeme yapılmadığından işbu davanın açıldığını, dava ve talep hakları saklı tutularak 10.000,00 TL’nin davalıya çekilen ihtarnamenin tebliğini müteakip 8. Gün olan 18.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının sunduğu protokoller ve fatura bedelleri arasında farklılıklar olduğunu, davacı yanca fatura tutarlarının nasıl hesaplandığının açıklanması gerektiğini, davacının talep ettiği teminat yönünden ise, sayın mahkemece gerek işveren firmaların gerekse alt taşeron firmaların idareye borçlarının olup olmadığı hususlarının ve buna göre teminatların iade edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; sözleşmeler, hak ediş raporu, faturalar, tarafların ticari defterleri, ihtarname, bilirkişi, yemin ve diğer delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; faturalar, ticari defterler, banka kayıtları, ödeme belgeleri, bilirkşii, tanık ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı tarafın yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla, traflar arasındaki sözleşmenin 17. ve HMK 17. maddesi uyarınca davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmediğinden, reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmelerden kaynaklı, davalının davacıya ödenmemiş borcu olup olmadığı, varsa ne kadar olduğu, kısmi ve belirsiz alacak davası açılıp açılmayacağı, davanın yetkili mahkemede açılıp açılmadığı noklalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle davacı tarafın defterleri incelenmek üzere dosya Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve mali müşavir bilirkişi … sunmuş olduğu raporunda: “Davacı şirketin 2014-2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; davacı 2015-2016 yılları ticari defterlerine ait açılış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı, 2015 yılı envanter defterinin yazdırılmamış olduğu, 2016 yılı yevmiye defterine kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, ticari defterlerin usule uygun tutulmadığı tespit edilmiştir.
Davacı ticari defterler kayıtlarına göre, dava dilekçesi ekinde belirtilen 04.05.2015 tarih …numaralı 36.049,28 TL ve 09.07.2015 tarih …numaralı 35.464 TL tutarlı faturalara rastlanılmamıştır.
Davacı ticari defter kayıtlarına göre, davalı adına düzenlenen ve bilirkişi raporundaki tabloda detayı belirtilen fatura bedelinin nakit olarak tahsil edildiği ve söz konusu faturadan kaynaklı bakiye herhangi bir davacı alacağı bulunmadığı tespit edilmiştir.
Huzurda görülen davanın alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında 19.12.2014 tarihli sözleşme yapıldığını, bu sözleşme kapsamındaki tüm işlerin eksiksiz yapıldığını, 06.05.2015 tarihli hakediş raporunda % 5 oranında 9.807,33 TL tutarında teminat kesintisi yapıldığını, davalı yanca hiçbir hatalı-eksik imalat ihtarı yapılmadığını, teminat olarak yapılan kesintinin iade edilmediğini, taraflar arasında yapılan 03.04.2015 tarihli başka bir protokole konu işlerin de müvekkili tarafından yapıldığını bu işe ait 04.05.2015 ve 09.07.2015 tarihlerinde davalı adına fatura düzenlendiğini, bu faturaların davalı yanca iade edildiğini, davalının faturaların iki taksit olarak kesilmesini istemesi üzerine 13.07.2015 tarihinde 18.024,87 TL tutarında yeni bir fatura kesildiğini bu fatura arkasında davalı şirketin mali işler şefi ile proje müdürünün imzalarının bulunduğunu, ancak bu faturanın da iade edildiğini, Ankara … Noterliğinin 09.05.2016 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarname ile 9.807,33 TL teminat kesintisi ile 35.464,00TL olmak üzere toplam 45.271,33 TL’nin ödenmesinin davalıdan talep edildiği, ancak bugüne kadar ödeme yapılmadığından işbu davanın açıldığını, dava ve talep hakları saklı tutularak 10.000,00 TL’nin davalıya çekilen ihtarnamenin tebliğini müteakip 8. Gün olan 18.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İbraz edilen 2015-2016 yıllarına ait ticari defterler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda: Ticari defterlere ait açılış tasdiklerinin ve 2015 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı, 2015 yılı envanter defterinin yazdırılmamış olduğu, 2016 yılı yevmiye defterinde kapanış tasdiki bulunmadığı, davacı ticari defterlere yapılan kayıtların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 64/1.,3’ncü fıkraları ile 19.12.2012 tarih 28502 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ticari Defterlere ilişkin Tebliğin 4., 6. ve 7’nci fıkralarda belirtilen şartları taşımadığı, davacı ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalıdan bakiye herhangi bir alacak bulunmadığı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak: Davacı şirket ticari defterlerine ait açılış tasdiklerinin ve 2015 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı, 2015 yılı envanter defterinin yazdırılmamış olduğu, 2016 yılı yevmiye defterinde kapanış tasdiki bulunmadığı, davacı ticari defterlerinin usule uygun tutulmadığı, davacı ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalıdan bakiye herhangi bir alacak bulunmadığı” yönünde rapor sunmuştur.
Davalı tarafa, inceleme günü verilerek ticari defter ve belgelerini sunması hususunda ihtarlı tebligat çıkartıldığı, ancak incelemeye katılmadığı ve beyanda sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı fatura borcuna ilişkin alacak davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının reddine, karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamındaki tüm belgeler ve bilirkişi kurulu raporu dikkate alındığında, davacı şirket ticari defterlerine ait açılış tasdiklerinin ve 2015 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yasal süreleri içerisinde yaptırıldığı, 2015 yılı envanter defterinin yazdırılmamış olduğu, 2016 yılı yevmiye defterinde kapanış tasdiki bulunmadığı, davacı ticari defterlerinin usule uygun tutulmadığı bu haliyle defter ve belgelerin HMK 222 gereği delil vasfına haiz olmadığı, aksinin kabulü halinde dahi davacı ticari defter kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle davalıdan bakiye herhangi bir alacak bulunmadığı anlaşılmış olup, HMK’nun 190. maddesine göre ispat yükü iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğundan ve davacı taraf de davasını ispatlayamadığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile 126,38 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, (davalı vekili her ne kadar istifa etmiş ise de dosyada vekaleti bulunduğundan)
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/12/2019

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.