Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/741 E. 2018/1176 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/741 Esas
KARAR NO : 2018/1176
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 30/06/2016
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin icra dosyasına konu olan faturalarda belirtilen hizmetlerini yerine getirmesine rağmen, fatura bedellerini davalı şirketten tahsil edemediğini, dava dilekçesindeki fatura bedellerinin ödenmesi için … Noterliğinin 19,04,2015 tarih ve… yevmiye no.lu ihtarnamesinin keşide edildiğini, 6 adet faturadan dolayı toplam 10.264,62 TL müvekkilin alacağı bulunduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, alacağı sürüncemede bırakmaya yönelik olarak davalının borca itiraz ettiği befirtilerek, 11.033,13 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin temizlik hizmeti aldığı kişinin … olduğunu, …’in önceleri tacir olarak müvekkiline hizmet vermekteyken daha sonraları davacı şirket ile araların adi ortaklık kurarak, davacı şirket üzerinden müvekkiline faturalar kestiğini, yani müvekkili şirketin, davacı şirket ve ortaklarını tanımadığını, davacı şirketten hizmet alınmadığını, …’den alınan temizlik hizmetinin faturasının davacı şirket üzerinden kesildiğini, dolayısıyla ödemelerin de …’e yapıldığını, davacı şirket ortaklarının bu güne kadar bu duruma itiraz etmemiş olduklarını, 2010 yılından bu yana ilişkinin bu şekilde sürdüğü ve davacı şirketçe hiçbir itirazda bulunulmadığını, davacı şirketin ortaklarının akraba olduklarını, davacı şirket ile … arasında adi ortaklık bulunduğunu, yani iki farklı şirket kurmak yerine tek şirket üzerinden fatura kesildiğini, müvekkiline hizmeti verenin … olduğu için ödemelerin kendisine ve faturanın da davacı şirket üzerinden kesildiğini, sunulan dekontlardan anlaşılacağı üzere tüm fatura bedellerinin ödendiğini, davacının ticari defterleri incelendiğinde bu fatura bedellerinin kaydedildiğinin anlaşılacağını, davacı şirket adi ortakları … ile ihtilafa düşünce intikam duygusu ile müvekkili şirketten tahsilat yapmaya çalıştığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, …Noterliğinin 19/04/2016 tarihli ihtarnamesi, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; ödemelere ilişkin dekontlar, ihtarname, icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya bankacı bilirkişi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; Davacı firmanın 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılı ticari defterlerinin takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere delil vasfına haiz olmadığı, ancak takdiri delil sayılabileceği, diğer yandan 2014, 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin ise delil vasfına haiz olduğu kanaati edinildiğini,
2-Davalı firmanın 2014 v£ 2015 ytlı ticari defterlerinin takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere delil vasfına haiz olmadığı, ancak takdiri delil sayılabileceği, diğer yandan 2011, 2012, 2J013 ve 2016 yılı ticari defterlerinin ise delil vasfına haiz olduğu kanaati edinildiğini, taraflar arasında temizlik sözleşmesinin akdi ile birlikte ticari ilişki kurulmuştur. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 15.230,77 TL alacaklıdır. Davalı ise cari hesap dökümü sunmamıştır. Sunmuş olduğu mizan dökümüne göre davacıya herhangi bir borcun gözükmemekte olduğunun anlaşılmış olduğunu,
Takdiri mahkemeye ait olmak üzere aşağıda 2 seçenekli /terditli tespit yapıldığını belirterek ,
A) Davalının dava dışı …’e yapmış olduğu bir kısım ödemelerin davacının ticari defter kayıtlarında mevcut olması nedeniyle, …’e yapılan ödemeler yönünden yanlair arasında bir ticari teamülün kurulmuş olduğu nazara alındığında, takibe konu edilen faturalarında aynı perspektif içinde davacı şirkete ödenmiş sayılabileceği düşünülebilinir. Bu hususların kabulü halinde davalının borcunun ödenmiş sayılabileceği sönükte olsa ifade edilebilir.
B) Sözleşmenin tarafı davacı iken ve yine faturaları davacı tanzim etmekte iken basiretli bir tacirin ödeme yapılacak asıl taraf ortada iken 3. Bir şahsa (…’e) ödeme yapmış: olması tacir İlkesiyle bağdaşmadığı düşünülebilinir. Sayın mahkemece bu seçejneğin kabulü halinde aşağıda belirtilen alacak kalemlerinin davalıdan talep edilebileceği gündeme gelebilecektir.
Davacının takip tarihi itibariyle alacağının; asıl alacak (ana para ) 11.264,62 TL, işlemiş faiz 149,06 TL olmak üzere toplam 11.413,68 TL olduğunu, fazlaya ilişkin 419.45 TL (11.833.13 -11.413.68=1 reddi durumunda, takip tarihinden başlamak üzere, asıl alacak tutarı 11.264,62 TL’sı tamamen ödeninceye kadar TTK’nun 1530/7 m. hükmü uyarınca yıllık %11,5 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari faizi ile birlikte alacağın davalıdan istenilebileceğine dair rapor sunmuştur.
Dava; itirazın iptalı davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan faturadan kaynaklı alacağı olup olmadığı varsa ferileri ile birlikte miktarı, takipteki faiz oranı ve miktarı ile davalının dava dışı …’e ödeme yapmasının davacıya olan borçlarını sona erdirip erdirmediği, dava dışı … ile davacı arasında adi ortaklık ilişkisi olup olmadığı, varsa dava dışı …’e ödeme yapılmasının bu manada davalıyı davacıya olan borcundan kurtarıp kurtarmadığı, davalının dava dışı …’e yaptığı davacının sunduğu hizmete ilişkin ödemelere davacının itiraz etmemiş olması davalıda ödeme yeri konusunda haklı bir inanç oluşturup oluşturmadığı bu şekilde bir teamül gerçekleştirip gerçekleştirmediği, kıdem tazminatı olarak davalının yapmış olduğu ödemenin takasa konu edilip edilmeyeceği, varsa kıdem tazminatının kimin sorumlu olduğu, sorumluluk davacıya ait ise davacının yapmış olduğu bu ödemenin davacı alacağından takası gerekip gerekmediği, takas şartlarının oluşup oluşmadığı, süresinde olup olmadığı, varsa davacının davalıdan talep edebileceği alacak ve ferileri ile faiz oranına, alacağın likit olup olmadığına, davacının kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosya kapsamına göre; taraflar arasında 2010 yılında kurulan cari hesap ilişkisinin 2016 yılı Şubat ayı sonuna kadar devam ettiği, davalı şirkete 2015 yılında 40.814,98 TL tutarında hizmet sunulduğu, bu hizmete karşılık 29.749,41 TL tutarında davalı yanın ödeme yapmış olduğu, cari hesabın kesilmesi sonucunda davalı yanın davacıya 11.065,57 TL borçlu olduğu cari hesap dökümlerinden anlaşılmaktadır. Ayrıca bu cari hesap alacağına 31.01.2016 tarihinde 2.230,20 TL ve 01.02.2016 tarihinde 1.935,00 TL tutarında iki adet fatura bedeli daha ilave edildiğinde cari hesap alacağı 15.230,77 TL olmaktadır. Ancak davacı daha az talepte bulunmuştur. Davacının basiretli bir tacir gibi alacağını kendi ticari defterlerine usulüne uygun biçimde kaydettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında temizlik hizmetinin ifa edilip edilmediğine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı hizmeti dava dışı …’den aldığını ve ödemeleri de bu şahsa yaptığını savunmaktadır. Davacı ise hizmet faturalarını kendisi düzenlemiş olmasına rağmen ödemelerinde davacı şirkete yapılması gerektiğini savunmaktadır. Dava dışı …’in davacı şirketin ortağı ya da yetkilisi olmadığı ticaret sicil gazetesine göre açıktır. Ayrıca faturaların incelenmesinde yapılan ödemelerde faturalar arasında bir bağ kurulmadan ödeme yapıldığı görülmektedir. Davalı şirketin basiretli bir tacir gibi ortada hiçbir vekalet ilişkisi yokken üçüncü şahıs konumundaki bir kişiye ödeme yapmasının sonuçlarına katlanması gerekir. Bu halde, davalı şirket davacı yana takip tarihi itibariyle asıl alacak 11.264,62 TL, faiz 149,06 TL olmak üzere toplam 11.413,68 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Alacak likit ve belirlenebilir nitelikte bir para alacağı olduğundan davacı lehine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
-Davanın kısmen kabulüne,
1-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan 11.413,68 TL alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara yönelik itirazın iptaline, asıl alacak 11.264,62 TL ye takipten itibaren yıllık %11,50 ve değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari faizi işletilmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına,
2- Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3- 2.282,73TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen 11.413,68 TL üzerinden alınması gerekli 779,67 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 202,09 TL harçtan mahsubu ile 577,58 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 202,09 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 6,80 TL vekalet pulu ve 758,00 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.000,39 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 964,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 4,30 TL vekalet harcı ve 6,80 TL vekalet pulu olmak üzere toplam 11,10 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 0,39 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 419,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.