Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/727 E. 2018/1127 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/727 Esas
KARAR NO : 2018/1127
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 27/04/2012
KARAR TARİHİ: 22/11/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyet hakkı müvekkiline ait olan akaryakıt istasyonunu taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının işlettiğini, bu istasyonun üzerindeki tesis, ekipman ve mütemmim cüzleri ile birlikte müvekkili BP lehine intifa hakkı tesis edilmesi kaydıyla satışına karar verildiğini ve davalıya öncelik tanındığını, akaryakıt istasyonunun 25 yıl süreyle BP markası altında münhasıran BP ürünlerini satışa arz edeceği gerçeği üzerinden yapılan ekonomik verilerle değerlendirildiğini ve davalının teklifi kabul edilerek ödeme yükümlülüğü yerine getirilince 01.12.2003 tarihinde gayrimenkulün satış ve intifa tescil işlemlerinin tamamlandığını, Rekabet Kurumunun kararı gereğince müvekkilinin intifa hakkının 18.09.2010 tarihi itibariyle geçersiz hale geldiğini, tarafların birbirlerine verdikleri her şeyin BK madde 63 ve 64 çerçevesinde iadeye tabi olduğunu, davalının intifa yükümlülüğü gözetilerek satış bedelinin daha az olarak belirlendiğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini ayrıca anılan istasyondaki ticari faaliyetin geliştirilmesi için münhasıran davaya konu akaryakıt istasyonunda müvekkili tarafından gerçekleştirilen yatırımların da denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak güncelleştirilmiş miktarının tahsili gerektiğini ileri sürerek toplam 4.183.562,00 USD’nin temerrüt tarihinden itibaren başlayacak yabancı paraya işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı lehine tesis olunan 25 yıllık intifa bedelinin 500.000 USD karşılığı 727.642,50 TL olduğunu, bu hususun resmi senetle de sabit olduğunu, intifa hakkının terkininden sonra kalan süreye isabet eden bedelin bilirkişi marifeti ile belirlenmesi gerektiğini, davacının haksız hiçbir dayanağı bulunmayan fazlaya ilişkin talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonrasında 11/12/2013 tarih, … Esas, …Karar sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 27/04/2015 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla; “1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin reddedilen sabit yatırım bedellerine ilişkin temyizine gelince; her ne kadar akaryakıt bayilik sözleşmesinin uygulanabilmesi için bir takım sabit yatırımların yapılması gerekmekte olup bir gün de olsa işletmenin faaliyete geçmesi bu yatırımların yapılmasına bağlı ise de, davacının taşınmazı sattıktan sonra yaptığı sabit yatırımlar arasında taşınmaza değer katacak nitelikte bina vs.gibi yapılar varsa ve sözleşmenin feshine rağmen bu şekildeki yatırımların davalı tarafından kullanılmaya devam edilmesi halinde taşınmazın değerine katkı yapan yatırımlar nedeniyle davalının sebepsiz zenginleşebileceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği, bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek, şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda intifa hakkının geçersiz kalan süresi yönünden maddi hata yapıldığına ilişkin davacı tarafın itirazlarının gözetilmemesi de isabetsizdir. Kabul biçimi itibariyle de harcın paylaştırılması doğru görülmemiştir.” neden ve gerekçeyle karar bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Verilen ilk karar, davacının temyizi üzerine; yapılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı, katmış ve davalı yanca kullanılması durumunda kalıcı yatırım bedellerinin davacı yanca istenebileceği ve intifa hakkının geçersiz kalan süresi yönünden maddi hata yapıldığına ilişkin davacı itirazlarının gözetilmesi gerekçesiyle iki yönden bozulmuştur.
Davacı vekili 22/11/2018 tarihli duruşmada sabit yatırımlara ilişkin taleplerinin 8.179,18 TL olduğunu bildirmiş, davalı vekili de aynı duruşmada bu yönden talep edilen miktarı kabul ettiği görülmüştür.
Yargıtay bozma ilamında işaret edilen sabit yatırımlara ilişkin davacı tarafça talep edilen miktarın 8.179,18 TL olduğu, bu miktarın davalı tarafın kabulünde olduğu anlaşıldığından, sabit yatırımlara yönelik bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İntifa Hakkı Sözleşmesinin 01/12/2003 ile 01/12/2028 tarihleri arasında 25 yıl, yani 9.125 gün için imzalandığı, sözleşmenin 18/09/2010 tarihinde sona erdiği, davacı tarafından 500.000 USD intifa hakkı ödemesi yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda her bir güne düşen intifa bedelinin (500.000 USD / 9.125=) 54,794520 USD olarak hesaplanmış, bu miktarın sözleşmenin işlemeyen süresine çarpılması sonucu intifa bedelinin tespit edileceği anlaşılmıştır. Zaten bu durum mahkememizce bozma ilamına öncesinde alınan bilirkişi kurulu raporunda da belirlenmiştir.
Davacı vekili 05/10/2017 tarihli dilekçesi ile intifa süresinin 6.642 gün olduğunu ileri sürmüş, davalı vekili 14/12/2017 tarihli duruşmada davacı tarafça talep edilen intifa süresine bir itirazlarının bulunmadığını, intifa süresine ilişkin davacıya 363.945,20 USD ödemeyi kabul ettiklerini bildirmiştir.
İddia, savunma, Yargıtay bozma ilamı, alınan bilirkişi kurulu raporları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere ve bozma ilamı sonrası taraf vekillerinin beyanlarına göre; İntifa Hakkı Sözleşmesinin 18/09/2010 tarihinde sonlandığı, bu durumda davacı tarafça 6.642 gün üzerinden talep edilen intifa süresine ilişkin yukarıda ayrıntılarıyla açıklandığı şekilde yapılan hesaplama sonrasında; davacı tarafça talep edilebilecek intifa bedelinin (bir günlük intifa bedeli x intifa süresi=) 363.945,20 USD olduğu, bu miktarın davalı taraf kabulünde olduğu anlaşıldığından; davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile; tahsilde tekerrür olmamak üzere;
1-8.179,18 TL’nin dava tarihi olan 27/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
2-363.945,20 USD’nin dava tarihi olan 27/04/2012 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a.maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 43.954,42-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta alınan 109.838,60-TL peşin harçtan mahsubu ile geriye kalan 65.884,18-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harçtan karar ve ilam harcı için mahsup edilen 43.954,42 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 39.688,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 98.953,08 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk kararda hesaplanan 1.582 TL, bozma sonrası yapılan 2.124 TL bilirkişi ücreti ve tebligat giderleri olmak üzere toplam 3.706 TL’nin kabul ve red oranına göre 322,40 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.