Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/723 E. 2022/534 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/723 Esas
KARAR NO :2022/534

DAVA:Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/06/2016
KARAR TARİHİ:02/06/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılmış bayilik sözleşmeleri gereğince, müvekkili şirket tarafından …’de davalı şirketin franchise şubelerinin açıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle bayilik ilişkisinin 2015 yılında sona erdiğini, mağazaların kapandığını ve bir kısım mağazaların davalı şirkete devredildiğini, bunun sonucunda müvekkilinin müspet ve menfi zarara uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin uğramış olduğu tüm zararların tespitine ve önlenmesine, sözleşmeye aykırılık nedeniyle mahrum kalınan karın tespiti ile müvekkiline ödenmesine, mağazaların kapanmayacağı yönündeki taahhüt protokolünün sonlandırılmasına, protokol gereği yapılan ödemelerin ve teminat mektubunun iadesine, tüm bu yönlerden şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 27/03/2017 tarihli talep açıklama dilekçesi ile her bir talebi yönünden taleplerini ayrıntılı olarak açıklamış; 11/11/2020 tarihli dilekçesi ile manevi tazminat talebi yönünden talebinin 100.000 TL olduğunu bildirmiş; 18/02/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile ciro ve kar kaybı, mahrum kalınan kar kaybı yönünden 1.194.000 TL, giderler yönünden 100.000 TL, dekorasyon bedelleri yönünden 500.000 TL, firma değer kaybı yönünden 100.000 TL, protokol iptali ve ödenen meblağın iadesi yönünden 906.000 TL olmak üzere maddi taleplerini toplam 2.800.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın zor durumda olduğunu beyan ederek bayilik ilişkisini sona erdirme ve borçlarını yapılandırma talebinde bulunduğunu, davacı şirketin bu talebine karşılık müvekkili şirketin iyi niyetli olarak bayilik sözleşmesinde yer alan tazminat hükümlerini uygulamadan bayilik sözleşmesini feshettiğini ve davacı taraf borçlarını yapılandırdığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince, sözleşmenin sona ermesinden dolayı davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacak talep edemeyeceğinin açıkça kararlaştırıldığını, davacı tarafın tüm siparişlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, davacının müvekkiline olan borcuna karşılık mutabakat protokolü imzalandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin sonlandırılması nedeniyle davacı tarafın uğramış olduğu maddi ve manevi zararların davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalının sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle bayilik ilişkisinin sonlandırıldığını ileri sürerek uğramış olduğu zararların tazminini istemiş; davalı taraf ise, bayilik ilişkisinin davacı tarafın kendi talebi doğrultusunda sonlandırıldığını, davacının kendilerine olan borçlarının yapılandırıldığını savunmuştur.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü uzmanlık gerektirdiğinden; davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme sonucu … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Tal.sayılı dosyasından aldırılan 22/05/2018 tarihli raporun ve taraf vekillerinin rapora yönelik beyan ve itirazları üzerine aynı talimat mahkemesinden aldırılan 23/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile birlikte dosya bilirkişiler SMMM …, Tekstil Mühendisi… ve nitelikli hesaplamalar konusunda uzman Prof. Dr. …’ya tevdi edilmiş; adı geçen bilirkişi kurulundan mahkememizce alınan 09/06/2021 havale tarihli raporun ve davacı vekilinin itirazları üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 23/11/2022 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Talimat ile aldırılan 23/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı tarafların mutabık kalmış oldukları 13/01/2015 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirkete 1.043.197,00 TL borçlu olduğu; incelenen ticari defter ve kayıtlar ile kurumlar vergisi beyannamelerine göre davacı şirketin, taraflar arasındaki ticari ilişki dönemi olan 2011-2015 yılları arasında kar ettiği, davalı şirketin bayilik sözleşmesine uyduğu, davacının borçlarını ödemekte acze düşmesi nedeni ile sözleşmenin ilgili maddelerine göre sözleşmenin münfesih durumuna düştüğü ve bu nedenle alacağını tahsil etmekte zorluk çeken davalı şirketin, davacıya ticari mal gönderimini durdurduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 09/06/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacı tarafından işletilen yedi işletmenin beşinin kapatılması, ikisinin ise davalı şirket kontrolünde dava dışı kişilere devredilmesiyle sona erdiği; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin tarafların ortak iradesi ile sona erdiğinin kabulü gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının mal gönderme yükümlülüğünün, sözleşme süresinin sona ermesi ile birlikte ortadan kalktığı, bu sebeple davalının sözleşmeye aykırılığından bahsedilemeyeceği; diğer yandan davalı tarafça satışı yapılan malların bedeli ödenmediğinden davalının mal gönderimini gerçekleştirmesinin de beklenemeyeceği; teminat mektubunun paraya çevrildiği, dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olduğu, bu sebeple teminat mektubunun iadesinin istenemeyeceği; protokolün sonlandırılması ve ödenen bedellerin iadesi yönündeki talebin, borcun varlığı sebebiyle kabul edilebilir olmadığı, ayrıca protokolde mevcut mağazalarda ticari faaliyetlerin devamına izin verileceği yönünde bir anlaşmanın bulunmadığı; davalı tarafça sözleşmeye aykırı davranılmaması nedeniyle manevi zarar talebinin yasal koşulları oluşmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
En son alınan 23/11/2021 bilirkişi kurulu ek raporunda ise; tarafların sözleşmeyi ikale yoluyla sona erdirdikleri; mahkemenin aksi kanaatte olması ile davalının sözleşmeye aykırı eylemlerinin varlığına kanaat getirdiği takdirde davacının talep edebileceği kar kaybı alacak miktarı hesaplanmıştır.
Davacı tarafın istemleri, bayilik ilişkisinin sonlanması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi tüm zararların tazminine yönelik olup; taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin, davacının bir kısım şubelerinin kapatması ve diğerlerini de 3.kişilere devretmek suretiyle karşılıklı olarak anlaşmayla sonlandırıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Diğer yandan taraflar arasındaki bayilik sözleşmelerinde, sözleşmelerin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda bayinin (davacının) karşı taraftan herhangi bir tazminat talebinde bulunmayacağı kararlaştırılmış olup; yukarıda değinilen bilirkişi raporlarındaki taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin tarafların ortak iradesi ile sonlandırıldığı yönündeki görüş ve değerlendirmeler, bu konudaki mahkememiz değerlendirmeleriyle örtüştüğünden mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, mahkememizce alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporlarındaki değerlendirmeler ve toplanan tüm delillere göre;
Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesine dayalı ticari ilişkinin, davacı tarafça işletilen yedi şubenin bir kısmının kapatılmak suretiyle bir kısmının ise davalının onayı ile 3.kişilere devredilmek suretiyle sona erdiği, sözleşmenin feshine ilişkin herhangi bir ihtarnamenin bulunmadığı, taraf beyanları ve dosya kapsamı ile birlikte benimsenen bilirkişi kök raporunda dayanaklarıyla açıklandığı üzere, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin tarafların ortak iradesi ile sonlandırıldığı, incelenen ticari defter ve kayıtlar ile vergi beyannamelerine göre davacı şirketin bayilik ilişkisi döneminde kar ettiği, davalının bu dönemde mal gönderimini, başka bir ifadeyle sözleşme gereği üzerine düşen edimleri yerine getirdiği, bu haliyle davalı şirketin bayilik sözleşmesine aykırılığından bahsedilemeyeceği; incelenen ticari defter ve kayıtlara göre dava tarihi itibariyle davacının davalı şirkete borçlu olduğu, dolayısıyla davacı tarafça yapıldığı ileri sürelen ödemelerin iadesinin, masraflar ile giderlerin bedellerinin ve nakde çevrilen teminat mektubu bedeli istemi ile diğer taleplerinin yerinde olmadığı; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği ispatlanamadığından davacı tarafın tüm kar kaybı istemleri ile manevi tazminat istemlerinin yerinde olmadığı; taraflar arasındaki protokolde mağazaların kapanmayacağına yönelik herhangi bir taahhüt bulunmadığı, bu nedenle bu yöndeki istemin de yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 53.083,78‬ TL peşin, tamamlama ve ıslah harcından mahsubu ile bakiye 53.003,08‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 114.225,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 29,35 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
02/06/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı