Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/679 E. 2023/376 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/679 Esas
KARAR NO:2023/376

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/06/2016
KARAR TARİHİ:15/05/2023

BİRLEŞEN İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: … Esas KARAR NO: …

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/06/2016
KARAR TARİHİ:08/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının inşaat ve taahhüt işleri yaptığını, davalının yapımını üstlendiği ihaleler de taşeron olarak davalıya hizmet verdiğini, davacının davalı şirketin yapımını üstlendiği inşaat işlerinin kaba inşaat olarak tabir edilen işlerini yaptığını ancak hak ediş bedellerini alamadığını, “… kapsamında bulunan inşaat yapım işlerinin” davacı tarafından yapılması için 07.04.2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşme suretinin ekte sunulduğunu, bu sözleşmeden sonra 01.04.2011 tarihinde “Alt Yüklenici Sözleşmesi” başlığını taşıyan ve … Santralinin Suşehri’ndeki inşaat yapım işlerinin davacı tarafından yapılmasını konu edilen sözleşmesinin imzalandığını, davacının üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirerek sözleşme kapsamındaki işleri yaparak davalıya teslim ettiğini ancak bugüne kadar hak ediş bedellerini alamadığını, birçok kez yaptığı işlerin bedelini istemesine rağmen bugüne kadar ödeme alamadığını, davacı şirketin 2010 ve 2011 yıllarında yaptığı sözleşemeden ve bu sözleşme kapsamında yaptığı işlerden dolayı davalıdan 78.622,07 TL asıl alacağı bulunduğunu, davacının birçok defalar alacağının ödenmesini istediğini ancak davalının ödemeye yanaşmadığını, davacı şirket vekili tarafından borcun ödenmesi için gönderilen “İhtarname” başlığını taşıyan borç ödeme uyarı yazısının davalı şirkete 26.12.2011 tarihinde … imzasına tebliğ edildiğini, davalı şirketin bir çok kez ödeme yapacağını şifahen bildirmesine rağmen bugüne kadar ödemeye yanaşmadığını, davalı şirketin ödeme yapmaması üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 07.04.2010 ve 01.04.2011 tarihli sözleşmeler kapsamında davacı tarafın hak ediş bedellerinin parçalar halinde kendisine ödenmiş olup; davacı tarafın ücret alacağı ilgili davalı şirket tarafından ödenememiş herhangi bakiye bir alacağının söz konusu olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde davalı taraf ile aralarında … kapsamında bulunan inşaat yapım işleri için 07.04.2010 tarihli bir sözleşme ile … Santralinin Suşehri’ndeki inşaat yapım işleri için 01.04.2011 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin imzalanmış olduğunu; ancak anılan sözleşmeler kapsamında kararlaştırılan işlerin tarafça ifa edilmiş olunmasına karşın, 78.622,07 TL değerindeki hakediş bedeli olan asıl alacaklar toplamının davacı tarafça kendilerine ödenmediğinin iddia edildiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde beyan edilmiş iddiaların taraflarınca kabul edilmediğini, zira anılan sözleşmeler kapsamında davacı tarafın hakediş bedellerinin parçalar halinde kendisine ödenmiş olup; davacı tarafın ücret alacağı ilgili davalı şirket tarafından ödenememiş herhangi bakiye bir alacağı söz konusu olmadığını, nitekim takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere yapılacak ticari defter incelemesinde de bu hususun sabit olacağını, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 08.12.2009 tarih ve 2009/2088 Esas 2009/11441 Karar no.lu karara göre; “Ödeme borcu sona erdiren işlemlerden olup her zaman gözetilmesi mümkündür. Belgelerdeki tarihler dava tarihinden önce olduğundan ve ödenen borç yönünden dava açılmasında hukuki yarardan söz edilemeyeceğinden mahkemece temyiz dilekçesi ekindeki belgeler üzerinde durulup gerektiğinde imza incelemesi de yaptırıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” denildiğini, Davacı tarafın 9. İcra Müdürlüğü 2015/… Esas sayılı dosyası ile davalı lehine kötü niyetli olarak takip başlatmış olduğundan %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın …. İcra Müdürlüğü 2015/… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatmış olduğu 78.622,07 TL asıl alacak ve 44.372,33 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 122.944,40 TL’lik takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, yukarıda da belirtilmiş olunduğu üzere davacı tarafın anılan sözleşmeler neticesinde doğmuş hakediş bedellerinin parçalar halinde davalı şirket tarafından kendilerine ödendiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 22.06.2010 tarih ve 2009/11409 Esas 2010/7886 Karar no.lu karara göre; “Takip konusu borcun takipten önce ödendiği, bu durumda mahkemece ödenen borç hakkında takibe girişilmesinde alacaklının kötü niyetli olduğunun kabulü ile İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken davalının bu yöndeki talebi hakkında bir karar verilmemiş olması, hükmün davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir.” denildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 06.07.2010 tarih ve 2009/11326 Esas 2010/8526 Karar no.lu karara göre; “davanın temelini oluşturan icra takibine konu olan borcun icra takibinden önce ödenmiş olduğu mahkemece de kabul edildiğine göre ödenmiş olan borçla ilgili olarak takibe girişilmesinde kötü niyetin varlığının kabulü gerektiğini, bu durumda mahkemece İİK’nun 67/2. Maddesi gereğince davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki talebin reddinde isabet görülmemiştir.” denildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 25.05.2011 tarih ve 2010/12921 Esas 2011/6971 Karar no.lu karara göre; “Taraflar arasında noterde düzenlenen 15.09.2008 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinde devir bedelinin tamamen ödendiğinin yazılı olmasına rağmen davacının takibe girişmesinde kötü niyetli olduğu gözetilmeden somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davalı tarafın tazminat isteminin reddinde isabet görülmemiştir.” denildiğini, bu nedenle davacı tarafın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini, Yukarıda da izah edildiği üzere davacı tarafın ödenmiş sözleşme bedelleri için davalı aleyhine başlatmış olduğu icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptali davası açılmasında amacın, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamak olduğunu, takibin devamı yoluyla elde edilecek olan alacağın tahsilinin, huzurdaki davada borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olduğundan; gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar olmadığını, bu nedenle davacı tarafın haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile dava konusu takibin iptali ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece resen tespit edilecek sair nedenlerle; davacının haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı davasının reddine; dava konusu takibin iptaline; davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının inşaat ve taahhüt işleri yaptığını, davalının yapımını üstlendiği ihaleler de taşeron olarak davalıya hizmet verdiğini, davacının davalı şirketin yapımını üstlendiği inşaat işlerinin kaba inşaat olarak tabir edilen işlerini yapmış ancak hak ediş bedellerini alamadığını, “… mevkilerinde bulunan inşaat yapım işlerinin” davacı tarafından yapılması için 2008 yılında davalı ile sözleşme imzalandığını, sözleşme suretinin ekte sunulduğunu, davacının 2010 yılı başından itibaren de şirket kurarak işlerine devam ettiğini ve davalı ile ticaretleri devam ettiğini, birçok kez yaptığı işlerin bedelini istemesine rağmen bu güne kadar ödeme alamadığını, şirketini kurmadan önce 2008 ve 2009 yıllarında yaptığı işlerden dolayı davalıdan 77.927,75 TL asıl alacağı bulunmadığını, davacının birçok defalar alacağının ödenmesini istediğini ancak davalının ödemeye yanaşmadığını, davacı şirket vekili tarafından borcun ödenmesi için gönderilen “İhtarname” başlığını taşıyan borç ödeme uyarı yazısı davalı şirkete 26.12.2011 tarihinde … imzasına tebliğ edildiğini, davalı şirketin birçok kez ödeme yapacağını şifahen bildirmesine rağmen bugüne kadar ödemeye yanaşmadığını, davalı şirketin ödeme yapmaması üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın esasına ilişkin beyanlarını mahkemeye sunduklarını, söz konusu takip kapsamında taraflarına tebliğ edilen ödeme emrinde açıkça gösterilmesi gereken borcun dayanağının gösterilmediğini, davalının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine konu borcun kaynağını öğrenemediği gibi ek olarak dayanak belgeler içerisinde de davacı tarafça sunulmadığı için işbu takibin kaynağına, miktarına ve faizine ilişkin hesap yapabilmesi mümkün olmadığından işbu icra takibine itiraz etmek zorunda kaldığını, Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için alacağın gerçek miktarının bedeli ve sabit olması veya borçlu tarafından alacağın tüm unsurlarıyla tespitinin mümkün olması gerektiğini, somut olayda davacı tarafça tebliğ edilen ödeme emri kapsamında davalının takip konusu borcun kaynağının bilinmesinin mümkün olamayacağı gibi kabul manasına gelmemek şartıyla takip konusu miktarın faiz oranının saptanmasının da mümkün olmadığına, bu durumda taraflarınca işbu icra takibine itiraz etme zorunluluğu doğduğunu, Açıklanan sebeplerden dolayı işbu davaya konu icra takibinin gerek usulsüz ödeme emri dolayısıyla, gerek alacak kalemi ve faiz başlama tarihleri itibariyle haksız olarak davalıya yöneltilmiş olduğunun açık olduğunu, dolayısıyla davacının haksız olarak davalıya yönelttiği itirazın iptali davasının reddi gerektiğini, mahkemece resen nazara alınacak sair sebepler çerçevesinde; davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Asıl davada davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası, müvekkil kayıtları, davalı şirket kayıtları, taraflar arasında imzalanan 07.04.2010 ve 01.04.2011 tarihli sözleşmeler, cari hesap özeti ve borç ödeme uyarı yazıları, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemin deliline dayanmıştır.
Birleşen davada davacı taraf delil olarak; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, müvekkili kayıtları, davalı şirket kayıtları, taraflar arasında …, Uzundere mevkilerinde bulunan inşaat yapım işlerinin yapımına dair sözleşme, cari hesap özeti ve borç ödeme uyarı yazıları, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemin delillerine dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; Ticari defterler, banka kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi, yemin, isticvap, Yargıtay kararları ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememiz 27.03.2023 tarihli celsesinde; davacı vekili yemin teklifinde bulunmuş ”yemin metni bizim talebimiz doğrultusunda hazırlanmıştır, eksik yoktur, yemin eda edilsin dedi. ” şeklinde imzalı beyanı alınmıştır.
Davalı şirket yetkilisi … ” davacı tarafından düzenlenen 01/07/2011 tarihli hak ediş raporunda belirtilen işlerin davacı tarafından yapılmadığı, asıl dava davacısının şirketinizden herhangi bir hak ediş alacağının bulunmadığına, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum dedi.
Yemin eden davalı şirket yetkilisi …’ tan beyanında ısrar edip etmediği soruldu: beyanımda ısrar ediyorum dedi. ” şeklinde yemin beyan etmiştir.

BİLİRKİŞİ RAPORLARI:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, mahkememiz 27.02.2017 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca SMMM bilirkişisi …’dan alınan alınan 18.08.2017 tarihli raporunda: Davacının, (Alt İşveren) Takip Tarihi 17.06.2015 itibariyle talep ettiği 78.622,07,-TL asıl alacağın 15.09.2011 tarihi itibariyle (Cari Hesap alacağının sona ermiş olması) ödenmiş olması ve -1.451,43,-TL (Davalı alacağına) dönüşmüş olması nedeniyle, davalıdan – talep edebilecek bir alacağının bulunmadığına dair rapor sunmuştur.
-Mahkememiz 20.06.2018 tarihli celsesinde önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu 09.11.2018 tarihli ek raporunda: Önceki bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığı, bu konudaki takdirin mahkemeye olduğu, davacının, (Alt İşveren) Takip Tarihi 17.06.2015 itibariyle talep ettiği 78.622,07,-TL asıl alacağın 15.09.2011 tarihi itibariyle (Cari Hesap alacağının sona ermiş olması) ödenmiş olması ve -1.451,43,-TL (Davalı alacağına) dönüşmüş olması nedeniyle, davalıdan talep edebilecek bir alacağının bulunmadığını,
Birleşen dosya yönünden: davacının, Takip Tarihi 17.06.2015 itibariyle davalıdan 19.021,26,-TL alacağı hesaplandığını, esas dosyada davalı alacağı -1.451,43,-TL mahsubu sonucu, 7.569,83,-TL talep edilebileceği, değerlendirmenin Sayın Mahkemeniz takdirlerinde olduğunu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar mahsubun kabulü halinde 7.569,83,-TL, aksi takdirde 9.021,26,-TL matrah üzerinden Avans faizi talep edebileceğine dair ek rapor sunmuştur.
-Mahkememiz 23.12.2019 tarihli celsesinde aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda; Önceki bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığı, bu konudaki takdirin mahkemeye olduğu, davacının, (Alt İşveren) Takip Tarihi 17.06.2015 itibariyle talep ettiği 78.622,07,-TL asıl alacağın 15.09.2011 tarihi itibariyle (Cari Hesap alacağının sona ermiş olması) ödenmiş olması ve -1.451,43,-TL (Davalı alacağına) dönüşmüş olması nedeniyle, davalıdan talep edebilecek bir alacağının bulunmadığını, Birleşen dosya yönünden: davacının, Takip Tarihi 17.06.2015 itibariyle davalıdan 19.021,26,-TL alacağı hesaplandığını, esas dosyada davalı alacağı -1.451,43,-TL mahsubu sonucu, 17.569,83,-TL talep edilebileceği, değerlendirmenim mahkemeniz takdirlerinde olduğunu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar mahsubun kabulü halinde 17.569,83,-TL, aksi takdirde 19.021,26,-TL matrah üzerinden Avans faizi talep edebileceğine dair ek rapor sunmuştur.
-Mahkememiz 12.10.2020 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca SMMM bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 28.06.2021 tarihli raporunda: asıl dava yönünden; davacı tarafın 17.06.2015 takip tarihi itibarı ile davalı taraftan alacağının olmadığına, birleşen dava yönünden; davacı tarafın, 17.06.2015 tarihi itibarıyla 19.021,25-TL asıl alacak ve 8.663,82-TL işlemiş faz alacağı olduğuna dair rapor sunmuştur.
-Mahkememiz 04.10.2021 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca inşaat mühendisi …, hukukçu Doç. Dr. … ve daha önce rapor sunan SMMM bilirkişisi … mahkememize sunmuş olduğu 03.11.2022 tarihli raporlarında; dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle sınırlı olarak
ve her türlü hukuki değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere, asıl dava yönünden; davacı tarafın 17.06.2015 takip tarihi itibarı ile davalı taraftan alacağının olmadığına,
birleşen dava yönünden; davacı tarafın, 17.06.2015 tarihi itibarı ile 19.021,25.TL asıl alacak ve 8.633,82.TL
işlemiş faiz alacağı olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından alınan inşat mühendisi Prof. Dr. …, inşaat mühendisi …ve mali müşavir … sunmuş olduğu 17.05.2017 tarihli raporlarında: Davacının kendi – defterlerinde davalıdan 77.927,/75-TL alacaklı durumda olduğu, davalının ise davacıdan 4.015,96.-TL alacaklı durumda olduğunu, ancak tapor içinde delaylı şekilde arz edildiği üzere bir takım davalı kayıdarının deftere işlenmediğinin anlaşıldığı, esasen sunulu belgelere göte yapılan hesaplamada davalının sonuç itibarıyla davacıdan 40.958,69-TL alacaklı duruma geçtiğini, taraflar arasındaki farkın yine rapor içinde detaylı şekilde arz edildiği üzere davalının yapmış olduğu bir takım banka ödemelerinden ve yine davalı tarafından davacı adına yapılan vergi ve ssk ödemelerinden kaynaklandığı, bunlara – ilişkin belgelerin rapor ekinde dosyaya sunulduğu, bu belgelere nazaran davacının davalıdan talep edilebilir herhangi bir alacağının kalmadığını, davalı yanca, davacının işi eksik, ayıplı, geç ve/veya sözleşmeye uygun yapmadığına yönclik bir itiraz olmadığından, bu aşamada teknik değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, mali incelemeye nazaran taraflar arasındaki ihtilafın davalının davacıya yaptığı ödemeler ile davacı adına yapılan vergi ve SSK ödemelerinden kaynaklandığının anlaşıldığına dair rapor sunmuşlardır.
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında 18.09.2017 tarihli celsede alınan ara karar uyarınca daha önce rapor sunan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişiler sunmuş oldukları 30.01.2018 tarihli ek raporlarında; yapılan inceleme sonucunda; davacının kendi defterlerinde alacaklı göründüğü tutarın 77,927 75.-‘TI, olduğu, ancak davalı tarafından inceleme esnasında tarafımıza sunuülan ödemelerin tetkikinde davalı tarafından davacı …’a yapıldığı görülen ödemeler toplamının 68.906 49.-TL olduğu, söz konusu ödemelerin hiçbirinin davacı defterlerinde kayttlı olmadığı ve bu nedenle de bu tutarın davacı alacağından tenzil edilmesi gerektiği, söz konusu ödemelerin mahkemece kabulü halinde davacı alacağının 77.927,75-68.906,49=) 9.021.26.-TL olacağı yönünde ek rapor sunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava; eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazların ayrı ayrı iptali istemine ilişkindir.
…projesi ve inşaat yapım işlerinin yaptırılması amacıyla düzenlenen sözleşmeler ile asıl ve birleşen davalının yüklenici olarak iş üstlendiği, anılan işlerin yapımı için de davalı/yüklenici tarafından alt yüklenici/asıl ve birleşen davacılar ile arasında sözleşmeler akdedildiği, asıl ve birleşen davacıların hak ediş alacaklarının ödenmediği iddiası ile davalı aleyhine ayrı ayrı icra takibi başlattıkları, takiplere vaki itirazların iptali istemi ile asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı açıldığı ve mahkememiz dosyasında birleştirildiği görülmektedir.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; asıl ve birleşen davalardaki davacıların, davalıdan hak ediş alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Asıl ve birleşen davalarda, yanlar arasında sözleşmelerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, yüklenicinin borcu iş bedelini ödemek ( TBK’nın 479/1.md.), alt yüklenicinin borcu ise, eseri yüklenicinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1).
Taraflar arasındaki somut uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, sundukları deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM …, inşaat mühendisi … ve borçlar hukuku nitelikli hesaplamalar uzmanı Doç. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 08/11/2022 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür. Alınan bilirkişi kurulu raporunda özetle; dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle sınırlı olarak
ve her türlü hukuki değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere, asıl dava yönünden davacının takip tarihi itibarı ile davalı taraftan alacağının olmadığı,
birleşen dava yönünden ise davacı tarafın takip itibarı ile 19.021,25 TL asıl alacak ve 8.633,82 TL
işlemiş faiz alacağı olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
08/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Asıl dava yönünden davacı yemin deliline dayanmış ve davalı şirket yetkilisine yemin teklif edilmiştir. Usulüne uygun olarak davalı şirket yetkilisine yemin davetiyesi tebliğ edilmiştir. 27/03/2023 tarihli 18.duruşmaya katılan davalı şirket yetkilisi 01/07/2011 tarihli hak ediş raporu nedeniyle davacının herhangi bir hak ediş alacağının bulunmadığına ilişkin yemin etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyaları, yemin delili, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu ile dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Asıl ve birleşen davaya konu eser sözleşmeleri kapsamında her iki davanın davalısının hak ediş alacaklarını ödemediği iddiası ile davacılar tarafından davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takiplere vaki itirazların iptali istemi ile eldeki davaların açıldığı, 08/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre asıl dava yönünden davacının takip tarihi itibarı ile davalı taraftan alacağının olmadığı,
birleşen dava yönünden ise davacı tarafın takip itibarı ile 19.021,25 TL asıl alacak ve 8.633,82 TL
işlemiş faiz alacağı olduğunun tespit edildiği,
Asıl davada davalıya teklif edilen yeminin davalı şirket yetkilisi tarafından yerine getirildiği ve davalı şirket yetkilisinin davacının alacağının olmadığına dair yemin ettiği de dikkate alınarak 08/11/2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda;
Asıl davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından davalının tazminat isteminin reddine,
Birleşen davanın ise kısmen kabulü ile davalının ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 19.021,25 TL asıl alacak ve 8.633,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.655,07 TL yönünden iptali ile 19.021,25 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10,50 oranında faiz uygulanarak takibin talepnamedeki diğer koşullar ile devamına, alacak likit olduğundan iptaline karar verilen toplam 27.655,07 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 5.531,01 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından reddedilen miktar üzerinden davalının tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 1.485,47-TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 1.305,57-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 19.449,16-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 19.021,25 TL asıl alacak ve 8.633,82 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.655,07 TL yönünden iptali ile 19.021,25 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10,50 oranında faiz uygulanarak takibin talepnamedeki diğer koşullar ile devamına,
2-Alacak likit olduğundan, iptaline karar verilen toplam 27.655,07 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 5.531,01 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
4-Şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 1.889,12-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.472,35-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 416,77-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 1.472,35-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 4,30-TL vekalet harcı ile asıl ve birleşen dava yönünden ödenen toplam 5.822,25-TL posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.855,75-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.328,38-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
8-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 15.080,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.15/05/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı