Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/670 E. 2019/674 K. 30.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/670 Esas
KARAR NO: 2019/674

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 15/06/2016
KARAR TARİHİ: 30/09/2019

Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin yapı ve tesisat sektöründe kullanılan tüm yalıtım malzemelerini üreten ve bu malzemeleri tam 68 ülkeye ihracatını yapmış olduklarını, davalı ile 01.08.2014 – 10.12.2015 tarihleri arasında, müvekkil şirketin “…” adresinde bulunan fabrikasında/işyerinde hamur hane ve makine operatörü olarak çalışmış olduğunu, davalı işçinin almakta olduğu son maaşı brüt 1.600,00 TL olduğunu, davalı işçinin, müvekkili şirketten 10.12.2015 tarihinde ayrılmış olup bu tarihten sonra müvekkili şirkete rakip olan …A.Ş, firmasında yine hamur hane ve makine operatörü olarak çalışmaya başladığının tespit edildiğini, müvekkili şirket ile davalı işçi arasında “Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesi” akdedilmiş olup, davalı işçinin işbu taahhütname ile taraflar arasındaki hizmet ilişkisi süresince ve bu ilişkinin sona ermesini takiben müvekkili şirket ile rekabet etmemeyi taahhüt ettiğini, davalı İşçinin, bu taahhütname ile 2 yıl süreyle Marmara bölgesinde, müvekkili şirketin faaliyet alanına giren aynı veya benzer bir işle İştigal eden ve müvekkil şirketle rekabet edebilecek nitelikte bir işi kendi namına yapmayacağını, böyle bir şirket, kurumu veya kuruluşa doğrudan ya da dolaylı olarak malik olmayacağını, yönetmeyeceğini, İşletmeyeceğini, kontrol etmeyeceğini, katılmayacağını, danışmanlık vermeyeceğini, çalışmayacağını veya sair sıfatla alakadar olmayacağını beyan ve taahhüt etmiş olduğunu, davalının işbu taahhütnameye aykırı davranarak, taraflar arasındaki iş ilişkisini sona erdirerek, müvekkili şirkete rakip olan … A.Ş. İle ticaret unvanlı Firmada çalışmaya başlamış olup bu çalışmasını halen sürdürdüğünü, dava dilekçesinde belirtilen sebeplerle davalı işçi aleyhinde açmış oldukları davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.600,00.-TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafın 27/08/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını 19,200,00 TL olarak artırmış ve ıslah harcını da dosyaya yatırmış olduğu görülmüştür.

CEVAP : Davalı tarafa usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunulmamış, ancak 22/06/2017 tarihli celsedeki beyanında; davalıya , davacı tarafça dayanılan tarihsiz , rekabet yasağı ve gizlilik taahhütnamesi başlıklı imzalı belgesi ile 01/07/2010 yürürlük tarihli, 20/05/2014 revizyon tarihli, görev tanımı başlıklı belge okundu ve gösterildi,
” Soruldu: Ben, tarafıma gösterilen belge altındaki imzalar bana aittir, 2014 yılı Ağustos ayında iş başı yaptım, 2015 yılı 10 Aralığa kadar davacı iş yerinde hamur hane bölümünden silindir ve bamburiy tabir edilen makine başında çalışmaya başladım, ben ilkokul mezunuyum, bu makinelerde tarafımıza vardiya amirince tevdi edilen verilen malzeme ve formülü ile birlikte makineye katıp karışımını yapıyordum, benim görevim sadece buydu ve resmi olarak 940,00 TL+ AGİ almaktaydım, toplamda 1.100,00 TL civarında maaş alıyordum, ben daha önce çanta imalatçısıydım, oğlum iş için İstanbul’a geldiğinden ben de onunla birlikte gelmek zorunda kaldım, gelir gelmez buraya başvuru yaptım ve işe alındım, makine tam otomatiktir ben sadece düğme kontrollerini yaparım, makinede karışım yapılacak malzemenin her bir kısmını elle doldururuz, ancak ben ne tartım işinde ne de formül hazırlamada bulunmam bana tartılmış, hazırlanmış poşetlerdeki kimyasalları sıralamasına göre makineye elle atarım, makine işlemini 6 dakikada yapar, mamul çıkmış olur, benim bu konuda almış olduğum her hangi bir eğitim yoktur, benim asıl mesleğim çanta imalatıdır, bu firmadan aydırıldıktan sonra 2015 yılının aralık ayında oğlumun iş yerine yakın olması nedeniyle …A.Ş nin iş yerinde aynı bölümde yani hamur hane bölümünde daha küçük , farklı knader tabir edilen bir makine olup, burada bana verilen kısa bir eğitim sonrasında yine bana hazır gelen malzemeleri sadece makineye elle sırasına göre doldurup, makinenin karışım yapmasını sağlarım, çalıştığım son firma ısı yalıtım malzemesi olan kauçuk üretimi yapmaktadır, bana işe başlarken imzalatılan belgeler altındaki imza bana ait ise de hızlı bir şekilde okutmadan ve okumadan imzaladığım belgelerdir, ben iş yerine ayrıldıktan bir yıl sonra bana dava açılmıştır, bu şekilde bana dava açılması için ya yönetici yada da kimyager olmam gerekir ” dedi. İmzalı beyanının alınmış olduğu görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; sigortalı işe giriş ayrılış bilgileri, iş sözleşmesi, rekabet yasağı ve gizlilik taahhütnamesi, son dönem ücret bordrosu, istifa dilekçesi, görev tanımı belgesi, SGK kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi, yemin ve her türlü sair yasal delillere dayanmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ile davalı arasında yapılan rekabet etmeme sözleşmesi ile davacının bu sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, ihtal etmiş ise bundan dolayı aralarındaki sözleşme uyarınca, davalının davacıya tazminat ödemesi gerekip gerekmediği, ödenecek ise miktarı notlarında toplandığı görülmüştür.
22/06/2017 tarihli celsede davacı tanıklarının dinlenmesi için talimat yazılmasına karar verilmiş ve Çorlu…Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasından alınan tanık beyanlarına göre;
Tanık Mehmet Kürşat Kütük tanıklık beyanında; ” ben, 2008 yılının 3. ayında davacı şirkette işletme müdürü olarak çalışmaya başladım, 2017 yılında da davacı şirket tarafından işten çıkarıldım, davalı Hamurhane bölümünde makine operatörüydü, başka firmalarda gizliliğin paylaşılmaması amacıyla çalışanlar arasında rekabet yasağı ve gizlilik taahhütnamesi imzalatılır, davalının rakip firma olan … A.Ş de çalıştığını arkadaşlarından öğrendim, şu an ordaki pozizyonu bilmiyorum, davalının davacı şirketten ayrılmasının sebebi maaş düşüklü sebebiyle olduğunu düşünüyorum, davalının işe giriş tarihini tam olarak hatırlamıyorum ancak 2014 yılının sonu diye tahmin ediyorum,davalının maddi sıkıntıları olduğundan ayrıldıktan bir hafta 10 gün sonra davalı şirkette çalışmaya başladığını düşünüyorum, benim bilgim bundan ibarettir. ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tanık Veli Arısalan tanıklık beyanında; ” ben, davacı şirkette 2000 yılında hamurhane bölümünde bölüm sorumlusu olarak çalışıyordum, davalı makine operatörü olarak görev yapıyordu, ben göreve başladığımda Gizlilik taahhütnamesi imzalatılmıyordu ancak daha sonrasında dönem dönem insanların başka firmalara geçmesini önlemek amacıyla çalışanlar arasında rekabet yasağı ve Gizlilik taahhütnamesi imzalatılıyordu, davalının rakip firmada çalıştığına dair duyumlar alıyorduk ancak orada çalıştığını görmedim, orada tam olarak ne iş yaptığını bilmiyorum, Davalının bildiği işi yapmak amacıyla karşı firmada çalıştığını düşünüyorum, davalının davacı şirketten ayrılmasının sebebi maaş düşüklü sebebiyle olduğunu düşünüyorum, davalının işe giriş tarihini tam olarak hatırlamıyorum ancak 2014 yılının sonu diye tahmin ediyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya İTÜ Kimya Fak. Öğretim Üyesi Prof. Dr. …, Yıldız Tek. Üniv. End. Müh. Böl. Öğretim Üyesi Prof. Dr. … ve Finans Muh. Ve Bankacı bilirkişisi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında;
Teknik yönden yapılna incelemede; davacı şirketin ve dava dışı Parelel İnşaat….A.Ş nin üretimde kullandıkları kimyasal malzemelerin incelenmesinde, dava dosyasına sunulmuş ürün kataloglarının incelenmesinden her iki firmanın da kauçuk temelli yalıtım malzemelerini ürettiklerinin anlaşılmış olduğunu, bu yalıtım malzemelerinin plaka veya boru halinde ve kauçuk köpük yapıda olduğunu, dava a dışı şirketin vekili tarafından verilen yazıda üretimde NBR – PVC – TALK -ATH – Azodi karbonamid – ZDMC- DPG – ZMBT – DPTT gibi maddelerin kullanıldığının açıklanmakta olduğunu, davacı ile dava dışı şirketin elastomer kauçuk temelli yalıtım malzemeleri ürettiklerini, bu malzemeler plaka ve boru şeklinde olup daha iyi bir yalıtım sağlanması için üretimde kauçuk köpük yapıya dönüştürüldüğünü üretimde kullanılan kimyasal maddelerden Azodikarbonamid köpük yapıyı oluşturduklarını, ZDMC- DPG – ZMBT – DPTT kimyasalları kauçuğun pişirilmesinde hızlandırıcılar olduğunu, ATH’nın alevlenmeyi geciktirici ajan olduğunu, bu maddelerin köpük yapıdaki kauçuk temelli her üretimde kullanılacak maddeler ve Elastomer köpük kauçuk üretim yöntemi prensibinin her işletmede aynı olduğu belirtilmiştir.
Mali ve genel değerlendirme yönünden davalının, davacı işverenlikte çalışıp çalışmadığı; gerek davacının sunduğu ve gerekse de mahkemece SGK’dan celp edilen bildirgelere göre, davalı işçi 01.08.2014 tarihinde davacı işverenlikte işe başladığı ve 10.12.2015 tarihinde işten ayrılmış olduğunun anlaşıldığını, bir başka deyişle davalı işçinin davacı işverenlikte çalışmış olduğunun tartışmasız olduğunu, davalının görev ve yetkileri: Davalı işçiye imzalatılan “görev ve yetki tanımı belgesine” göre üretimi yapılacak olan ürünün önceden hazırlanmış kimyasal tanımlarını makine besleme alanında kontrol ederek hazır hale getirmek, …karışıma başlamadan önce vardiya amirinden hamur atma imi almak, karışım için tutulması zorunlu olan formları doğru ve eksiksiz olarak doldurmak… şeklinde tanımlanmış olduğunun görüldüğü bildirilmiştir.
Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesi: Davalı işçiye davacı işverenlikçe Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesi imzalatılmış, bahse konu Taahhütnamenin 1. Maddesinde özetle; Davalı işçi, bu taahhütname ile 2 yıl süreyle Marmara bölgesinde, davacı şirketin faaliyet alanına giren aynı veya benzer bir işle iştigal eden ve davacı şirketle rekabet edebilecek nitelikte bir işi kendi yapmayacağını, böyle bir şirket, kurumu veya kuruluşa doğrudan ya da dolaylı olarak malik olmayacağını, yönetmeyeceğini, işletmeyeceğini, kontrol etmeyeceğini, katılmayacağını, danışmanlık vermeyeceğini, çalışmayacağını veya sair sıfatla alakadar olmayacağını beyan ve taahhüt etmiş… olduğu görülmüş olduğu, Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesinin ihlali: Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesinin 4. maddesi: ” İşbu taahhütnamenin herhangi bir maddesini ihlal ettiğim takdirde işverenin diğer haklar saklı kalmak üzere, aldığım son brüt aylık ücretin 12 katı tutarında tazminatı, işverene nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt ediyorum….”; denilmiş olduğunun bildirilmektedir.
Davalı işçinin en son aldığı ücretin tespiti: Davacı işverenlikçe düzenlenen 2015 yılı Aralık ayı ücret bordrosuna göre brüt ücretin 1.600,00 TL olduğunu, ancak bu ücret bordrosu üzerinde davalı işçinin imzası bulunmdığı, SGK bildirgelerine göre ise aylık ücret 1.934,00 TL olduğu, huzurda görülmekte olan davanın konusu ” tazminat/cezai şart olduğuna göre davacı işverenliğin talebiyle bağlı kalınarak aylık ücretin 1.600,00 TL olarak kabulünün yerinde olacağı düşünülmekte olduğunu, Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesinin İhlal edildiğinin kanıtlanması halinde talep edilebilecek tazminatın tespiti: Rekabet Yasağı ve Gizlilik Taahhütnamesinin 4 m. uyarınca, davalı işçiye en son ödenen aylık 1.600,00 TL ücretin 12 katı mertebesinde 19.200,00 TL (1.600,00 TL x 12 ay=) tutarında tazminat/Cezai şart hesabı yapılmış olduğunu, davalının, dava dışı …A.Ş de işe girip girmediği: SGK’dan celp edilen bildirgelere göre, davalı işçi 09.01.2016 tarihinde … A Ş.de 1.650,00 TL ücretle işe başlamış olduğunu, davalı işçinin SGK bildirgesine Göre İş Tanımı: Davalı işçinin davacı işverenlikte çalıştığı dönem içindeki meslek adı ve kodu “Kauçuk yoğurucu-8141,13” şekilde tanımlanmış ve dava dışı …A.Ş’deki meslek adı ve kodu ise “İmal işçisi-8114.17” olarak tanımlanmış olduğu bildirilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde ve görev tanımı belgesinde belirtildiği gibi, davalı işçinin hamur hane ve bambury operatörü olarak görev yaptığını SGK bildirgesi ile de kısmen doğrulanmakta ve diğer yandan SGK bildirgelerine göre davalı işçi dava dışı …A.Ş’de farklı bir bölümde istihdam edilmiş olduğunu, davacı işverenlik ile dava dışı …A.Ş. arasında faaliyet konusu, üretim ve prosesleri bakımından benzerlikler bulunduğunu, SGK bildirgeleri üzerinde davalı işçiye ait belirtilen meslek adı ve alan kodu bakımından farklılık olduğu nazara alındığında, davalı işçinin dava dışı…A.Ş. firmasında aynı görevle istihdam edilmemiş olduğunun anlaşıldığını, diğer yandan tanık beyanlarında da zaten davalı işçinin dava dışı rakip firmada hangi alanda/görevde istihdam edildiğine yönelik somut bir beyanda bulunulmamış ve davalı işçinin davacı işverenlik bünyesindeki çalıştığı pozisyon ile dava dışı…A.Ş. nezdindeki çalışma pozisyonu arasında benzerlik ve aynılık olduğunu mevcut delillere göre söylemenin mümkün olmadığının anlaşıldığını bildirmiştir.
Davacının temel iddialarına gelince; davalı işçi 10.12.2015 tarihinde istifa edip davacı işverenlikten ayrıldıktan sonra davacı şirkete rakip olan… A.Ş. firmasında yine hamur hane ve makine operatörü olarak çalışmaya başladığı iddia edilmiş ise de, ancak, davalı işçinin aynı görevle dava dışı …A.Ş’de çalıştığını ispata yarar ne bir tanık beyanı ve ne de bir başkaca somut veri/delil sunulmadığını, başka bir anlatımla davalı işçinin dava dışı …A.Ş’de çalışmaya başladığının doğru olduğunu, ancak davacı şirkette çalıştığı dönem içindeki yaptığı işler ile dava dışı şirketteki iş bölümünün aynı olduğunun henüz ispatlanamadığını, davacının diğer iddiasının ise, davalı tarafın, hamur hane ve makine operatörü olarak bu maddelerin üretimi safhasında yer alarak, davacı şirketin üretim sırları ile yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı bulduğunu, zira davalı görevi gereği, bambury, open roller, dozajlama, giyotin, batch off hamur hane kısmında yer alan her türlü ekipman ve süreçle ilgili bilgiye sahip olduğu belirtilerek, davacı şirketin üretime ilişkin gizlilik taşıyan bilgilerinin dava dışı şirkete verildiği iddia edildiğini, davalı işçinin kendi beyanlarından anlaşıldığı kadarıyla ilkokul mezunu olduğunun anlaşıldığını, davalının mevcut eğitim durumuna göre entegre bir üretim alanındaki tüm üretim proseslerini, formüllerini ve karışım oranlarının tamamına aynı anda hakim olabilecek donanıma sahip olmadığının düşünüldüğünü, davalının kendi mevcut birikim ve davacı işverenlikte çalıştığı dönem içinde edinmiş olduğu bilgiler çerçevesinde komple bir üretim safahatını etkileyebilecek konumda ve yeterlilikte olmadığını değerlendirmekte olduklarını, yani davalı işçi bir üretim müdürü ya da fabrika müdürü pozisyonunda birisi olmadığını, ilgili işverenliğin imalat hiyerarşisi dahilinde onlarca çalışan kişiden birisi olduğunu, dolayasıyla davalı işçinin tüm üretim safahatlarını tek başına etkileyebilecek ya da yönetebilecek konumda olmadığını, yani davalı işçinin imalata dair bir kısım görsel bilgilere sahip olması demek, davacı işverenlikteki tüm üretim süreçlerini en ince detayına kadar bildiği anlamını yüklemek gereğinden fazla değerli kılmakta olduğunu, davalı işçinin davacı işverenliğe ait üretim bilgilerini ve proseslerini dava dışı şirketle paylaştığını, bu kanaldan dava dışı şirketin aynı ürünleri pazara sürdüğünü ve davacının pazar payını olumsuz yönde etkilediğini gösteren somut bir kanıt da sunulmadığını, diğer yandan davalı işçinin olası haksız rekabete bir etkisi olmuşsa bunun sonucunda maruz kalınan bir zararın varlığının da ispatlanamadığını, Rekabetin Korunması hakkındaki Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve devamı maddelerinde de belirtildiği gibi öncelikle davacının gördüğü zararının açıkça ortaya konulması halinde, davalı işçinin davacıya ait üretimle ilgili gizlilik taşıyan bilgilerinin ifşasından söz edilebileceği gözönüne alındığında, mevcut delillere göre davacının iddialarını açıkça ispatlayamamış olduğunu belirterek, davacıhıh mevcut delillere göre, davalı işçinin gizlilik kaydı taşıyan üretim ve proseslerine ilişkin bilgilerin ifşa edildiğini açıkça ispatlayamamış olduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Dava; Rekabet etmeme yasağına dayalı tazminat alacağı davasıdır.
Mahkememizce dosyadaki tüm deliller, belgeler, tanık beyanları ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davanın TBK 444 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. BK 20.maddesinde (TBK 27) ise kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu düzenlenmiştir. Sözleşmenin tarafları sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemekte özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemeyecektir. Buna göre taraflar arasındaki sözleşmenin rekabet yasağını düzenleyen 11. Maddesi hükmü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırı olması ve tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek herhangi bir düzenleme yapmalarının mümkün bulunmaması nedeniyle geçersizdir.
Davalı işçi 10.12.2015 tarihinde istifa edip davacı işverenlikten ayrıldıktan sonra davacı şirkete rakip olan …A.Ş. firmasında yine hamur hane ve makine operatörü olarak çalışmaya başladığı iddia edilmiş ise de, davalı işçinin aynı görevle dava dışı …A.Ş’de çalıştığını ispata yarar ne bir tanık beyanı ve ne de bir başkaca somut veri/delil sunulmadığını, başka bir anlatımla davalı işçinin dava dışı …A.Ş’de çalışmaya başladığının doğru olduğunu, ancak davacı şirkette çalıştığı dönem içindeki yaptığı işler ile dava dışı şirketteki iş bölümünün aynı olduğunun henüz ispatlanamadığını, davacının diğer iddiasının ise, davalı tarafın, hamur hane ve makine operatörü olarak bu maddelerin üretimi safhasında yer alarak, davacı şirketin üretim sırları ile yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı bulduğunu, zira davalı görevi gereği, bambury, open roller, dozajlama, giyotin, batch off hamur hane kısmında yer alan her türlü ekipman ve süreçle ilgili bilgiye sahip olduğu belirtilerek, davacı şirketin üretime ilişkin gizlilik taşıyan bilgilerinin dava dışı şirkete verildiği iddia edildiğini, davalı işçinin kendi beyanlarından anlaşıldığı kadarıyla ilkokul mezunu olduğunun anlaşıldığını, davalının mevcut eğitim durumuna göre entegre bir üretim alanındaki tüm üretim proseslerini, formüllerini ve karışım oranlarının tamamına aynı anda hakim olabilecek donanıma sahip olmadığı, davalının kendi mevcut birikim ve davacı işverenlikte çalıştığı dönem içinde edinmiş olduğu bilgiler çerçevesinde komple bir üretim safahatını etkileyebilecek konumda ve yeterlilikte olmadığı, yani davalı işçi bir üretim müdürü ya da fabrika müdürü pozisyonunda birisi olmadığını, ilgili işverenliğin imalat hiyerarşisi dahilinde onlarca çalışan kişiden birisi olduğunu, dolayasıyla davalı işçinin tüm üretim safahatlarını tek başına etkileyebilecek ya da yönetebilecek konumda olmadığını, yani davalı işçinin imalata dair bir kısım görsel bilgilere sahip olması demek, davacı işverenlikteki tüm üretim süreçlerini en ince detayına kadar bildiği anlamını yüklemek gereğinden fazla değerli kılmakta olduğunu, davalı işçinin davacı işverenliğe ait üretim bilgilerini ve proseslerini dava dışı şirketle paylaştığını, bu kanaldan dava dışı şirketin aynı ürünleri pazara sürdüğünü ve davacının pazar payını olumsuz yönde etkilediğini gösteren somut bir kanıt da sunulmadığını, diğer yandan davalı işçinin olası haksız rekabete bir etkisi olmuşsa bunun sonucunda maruz kalınan bir zararın varlığının da ispatlanamadığını, Rekabetin Korunması hakkındaki Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve devamı maddelerinde de belirtildiği gibi öncelikle davacının gördüğü zararının açıkça ortaya konulması halinde, davalı işçinin davacıya ait üretimle ilgili gizlilik taşıyan bilgilerinin ifşasından söz edilebileceği gözönüne alındığında, mevcut delillere göre davacının iddialarını açıkça ispatlayamamış olduğunu belirterek, davacının mevcut delillere göre, davalı işçinin gizlilik kaydı taşıyan üretim ve proseslerine ilişkin bilgilerin ifşa edildiğini açıkça ispatlayamamış olduğu anlaşıldığından, gerekçeli dosya kapsamı ile uyumlu, itibar edilen, hükme elverişli bilirkişi raporu uyarınca da davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 29,20 TL ve bilahare ikmal edilen 299,20 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 284,00 TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 2.725,00 Tl vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.