Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/661 E. 2019/46 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/661 Esas
KARAR NO : 2019/46
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 13/06/2016
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapılan anlaşma gereği imalatı ve temini yapılan öğrenci kıyafetleri için düzenlenen ve davalıya teslim edilen fatura bedellerinin yapılan görüşmelere rağmen davalı tarafça ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının imalatını yaptığı giysilerin ayıplı olduğunu, bu nedenle veliler tarafından bazı ürünlerin de iade edildiğini, takibe konu faturalardan dolayı müvekkilinin borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında davaya dayanak fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki her iki tarafında kabulündedir. Söz konusu ticari ilişki nedeniyle davacı taraf, davalının siparişi üzerine imalatı ve teslimi yapılan ürünlere ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, ürünlerin ayıplı olduğunu, takip konusu faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini savunmuştur.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki kısmi itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, dava ve takip konusu faturaların dosya arasında olduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, taraf ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler mali müşavir … ile Prof. Dr. …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 12/02/2018 havale tarihli bilirkişi raporunun ve taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 06/12/2018 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan 12/02/2018 tarihli bilirkişi kurulu kök raporunda; taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, dava konusu ürünler ile ilgili taraflar arasında herhangi bir teknik şartname bulunmadığı, bu nedenle ayıplı olduğu beyan edilen ürünlerin kalite ve teknik özelliklerinin tespit edilemediği, sweatshirt ürünleri ile ilgili olarak ayıp beyanında bulunulmadığı, satın alınan bazı ürünlerde logo, kemer yerinin bulunmaması ve yıkama talimatının bulunmaması gibi ayıpların ürün teslimi sırasında davalı tarafça tespit edilebileceği, bu nedenle bu hataların ürünlerin teslimatı sırasında davalı tarafından tespit edilmiş ve davacıya bildirilmiş olmasının beklendiği, yıkama sırasındaki boyut ve renk değişimi ile renk haslıklarının tüketici kullanımı açısından yeterli olabileceği, dolayısıyla kabul edilebilecek değerler olabileceği; teknik özellikleri bakımından sadece pantolon numunelerindeki boncuklama değerinin gizli ayıplı olarak değerlendirilebileceği, iddia edilen ayıp ile ilgili teknik olarak ürünler üzerinde yapılan tespitler kapsamında pantolon ürününe ilişkin boncuklama değerlerinin tüketicinin kullanımı açısından son derece yetersiz olduğu tespiti karşısında %50 nefaset indiriminin pantolon ürünleri için hesaplandığında teslim edilen ürün bedellerinin 124.967,88 TL olarak talep edilebileceği, iadeli taahhütlü teslim edilen Mart 2016 faturasına itiraz edilmemesi nedeniyle alacağa ilave edilebileceği, bu faturaya da istinaden yapılan nefaset indirimi sonrasında 165.554,82 TL talep edilebileceği, bu itibarla davacının davalıdan 290.522,70 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Alınan 06/12/2018 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle; davacının teslim ile ilgili davalının kabulü olduğu değerlendirilebilecek mail içeriğine göre ihtilafa konu dava konusu ürünlerin kabulü göre teslim edilen olarak esas alınması neticesinde davacının davalıdan 268.147,42 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kök raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, ek rapora değer verilmeksizin kök rapora itirazlar yerinde görülmemiş, Mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, taraf ticari defter ve kayıtları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre, davalı tarafça sipariş edilen davacı tarafça imalatı yapılan ürünlerin ayıplı olduğu ileri sürülmüş ise de; taraflar arasında ürün özelliklerine ilişkin herhangi bir teknik şartname bulunmadığı ancak, bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere sadece pantolon ürününde gizli ayıp mevcut olduğu, bu nedenle bu ürünlere ilişkin fatura bedelinden nefaset indiriminin yapılması gerektiği, diğer ürünlerdeki hataların görsel olarak teslimat sırasında yapılacak kontrollerde tespit edilebileceği, ürünlerdeki hataların kabul edilebilecek değerlerde olması nedeniyle tüketicinin kullanımı açısından yeterli olduğu, kaldı ki bu konuda davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulmadığı, dolayısıyla bu ürünlerdeki hataların davalı tarafça kabul edildiğinin kabulü gerektiği, davalı taraf kayıtlarında bulunmayan ancak iadeli taahhütlü gönderilen ve tebliğ edilen Mart 2016 faturasına davalı tarafça itiraz edilmediği, bu itibarla benimsenen bilirkişi kurulu kök raporuna göre davacının davalıdan yapılan nefaset indirimi sonrasında 290.522,70 TL alacaklı olduğu, benimsenen bilirkişi kurulu kök raporunda tespit edilen 290.522,70 TL alacak miktarına yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği; belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı isteminin kanıtlanamadığından yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabulü ile,
1-Davalı borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas Sayılı dosyasında 290.522,70 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin belirtilen miktar yönünden talepnamedeki koşullar ile devamına,
Davacı tarafın bu konudaki fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 58.104,54 TL icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Koşulları oluşmadığından reddedilen miktar yönünden davalı tarafın tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 19.845,60-TL karar ve ilam harcından 8.015,73-TL peşin ve icraya yatan harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.829,87-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 8.015,73 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 23.381,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 16.681,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 1.800 TL bilirkişi ücreti ve 241,50 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.075 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.284,34 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.