Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/591 E. 2018/124 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/591 Esas
KARAR NO : 2018/124
DAVA : Asıl dava Şirket Feshi + Alacak
KARŞI DAVA : Şirket Feshi
DAVA TARİHİ : 27/05/2016
KARŞI DAVA TARİHİ : 20/06/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dilekçesinde; davalı… Şti.nin %40 hissedarı ve üç şirket müdüründen biri olduğunu, ancak, buna rağmen kendisine kanunen tanınmış olan kar pay haklarından yanı sıra bir maaş dahi alamadığını, bilgi alma ve inceleme hakkının bir yılı aşkın süredir kanuna ve ahlaka aykırı olarak engellendiğini, davalı tarafın amacının davacının hisselerini bedelsiz olarak devrederek ortaklıktan çıkmaya zorlama amacı güddüklerini, bu nedenle de TTK 636/3md uyarınca şirketin haklı nedenle feshine karar verilmesini ve şirketten doğan hak ve kazançlarının davalı taraflardan müştereken ve müteselsilen bilirkişi raporunca tespit edilecek kısmı dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsili ile kendilerine ödenmesini ayrıca şirketin taşınmazları, diğer davalıların banka kayıtları ve davalı… ait taşınmazlar üzerine tedbir uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı tarafça 22/11/2016 tarihinde dosyaya sunulan dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacak olarak talep ettiği dava değerini 300.000 TL olarak belirtmiş, buna ilişkin harcı yatırdığına dair makbuzu da dosyaya ibraz etmiştir.
Davalılar vekili sunmuş oldukları cevap dilekçesinde; davalılar …’nin şirkette %25, diğer davalı …’nin %35 ortak olduklarını, davacının ise şirketin 3.müdürü olduğunu ve şirket müdürü …’nden şirket çalışanı …’a ve sözde şirketin borçlarını ödediğini belirterek ödeme talep etmiş, davacıya belirtilen ödemelerin banka yoluyla yapıldığını ancak, bilahare bunların düzmece olduğunun öğrenildiğini, bu nedenle de savcılığa şikayette bulunduklarını, davacının bilgi almasının engellenmediğini, davacı ile iletişimin koptuğunu, davacının genel kurula katılmadığını, bu nedenle şirket işlerinin aksadığını, davacının kar payı ödemesi taleplerinin abesle iştigal olduğunu, zira kar bulunmadığı, aksine ödenmesi gereken borçların bulunduğunu, bu nedenle davasının reddi gerektiğini, aynı cevap dilekçesinde karşı dava olarak da davacı ile şirketin diğer ortakları arasında davacı hakkındaki şikayetler, davacının şirket ve ortaklara karşı girişmiş olduğu usulsüzlükler nedeniyle taraflar arasında güven ilişkisi sona erdiğinden TTK 636 uyarınca şirketin feshine karar verilmesini karşı dava olarak talep etmişlerdir.
Deliller ve Gerekçe:
Davacı taraf delil olarak ticaret sicil gazeteleri, noter ihtarnameleri, bilirkişi incelemesi, tanık, soruşturma dosyası ve şirket ticari defterlerine dayanmış, davalı taraf delil olarak İstanbul CBS … Sor.sayılı dosyası, sicil kayıtları, ihtarnameler, bilirkişi ve tanık delillerine dayanmıştır.
Dava dosyasının teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya bilirkişiler SMM…, Prof. Dr…. ve Porf. Dr….’ya tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan raporda: şirketin 21/07/2014 tarihinde Yalova’da kurulduğu, bilahare 29/09/2014 tarihinde İstanbul’a nakli yapılarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil nosu ile kayıt edildiği, şirketin toplamda 400.000 hissesinin bulunduğu, bunun 140.000’inin …’a, 100.000’inin …’a, 160.000’inin ise davacı …’e ait olduğu, şirket ortaklarının şirket müdürü oldukları, her hususta herhangi iki müdürün birlikte temsil ve imzam etmek üzere müdürlere yetki verildiği, şirketin ticari defterlerinin onaylarının süresinde olduğu, HMK 222 md uyarınca lehe delil vasfında olduğu, ticari defter ve kayıtlarda yapılan tespitlerde şirketin 31/12/2016 tarihi itibariyle kısa vadeli borç toplamının 214.936,03 TL olduğu, uzun vadeli borcu olmadığı, şirketin 400.000 TL’lik sermayesinin 160.000 TL’lik kısmının ödenmiş, 235.000 TL’lik kısmının ise ödenmemiş bulunduğu ve şirketin 2014, 2015 ve 2016 yıllarında kayıtlı karı olmadığı, dönemleri zarar ile kapatmış olduğu ve şirketin son sunulan delil tabloları uyarınca 2014 yılında satış geliri olmadığı, 62.816,82 TL zararı olduğu, 2015 yılında 128.750 TL net satış geliri olduğu ve 133.498,19 TL dönem zararı olduğu, 2016 yılında satış geliri olmadığı, 117.184,69 TL zararının olduğu, şirketin üç yıl süreyle zarar etmiş olması nedeniyle dağıtılacak kar payının bulunmadığı, şirketlerin 2016 yıl sonu itibariyle ortaklara borçlar hesaplarında …’a 149.293,69 TL, …’a 17.660 TL, …’e 15.032,37 TL olmak üzere 181.986,04 TL ortaklara borç olduğu, şirketin kayıtlı değerlerine göre özvarlığına ilişkin olarak 31/12/2016 tarihi itibariyle şirketin mevcut alacaklar toplamının 66.436,33 TL, şirketin kısa ve uzun vadeli borç toplamının 214.936,03 TL olduğu, şirketin kayıtlı değerlere göre özvarlığının eksi(-) 148.499,70 TL ekside olduğu, davalı şirketin 31/12/2016 tarihi itibariyle bilançosunu düzenlemede TTK “Temlik ve Mahsup Yasağı” başlıklı 72.maddesine aykırı olarak, şirket ortaklarının sermaye taahhütlerinden mütevellit 235.000 TL tutarında şirket alacağının 31/12/2016 tarihli bilançosunun pasifinden indirdiği, oysa şirketin, ortaklarındaki sermaye taahhüdünden mütevellit alacaklarını bilançonun aktifine yazması, şirketin esas sermayesinin ise 400.000 TL olarak bilançosunun pasifine kaydetmesinin şart olduğu, buna göre 31/12/2016 tarihi itibariyle şirketin aktif toplamının (66.436,33 + 235.000 TL =) 301.436,33 TL, pasif toplamı 214.936,03 TL olmakla davalı şirketin kaydi özvarlık ve özkaynak yapısının 86.500,30 TL olarak oluştuğu, 2014, 2015 ve 2016 yıllarını zararla kapatan davalı şirketler ortaklar kurulu tarafından TTK 617/1 hükmüne rağmen her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içinde yapılması gereken bu yıllara ait genel kurul toplantılarının yapılamamış olduğu, TTK 583/5 md uyarınca 400.000 TL tutarındaki esas sermayesinin 235.000 TL’lik kısmının henüz ödenmemiş olduğu ve sermaye taahhütlerinden dolayı ortaklarına 31/12/2016 tarihi itibariyle 235.000 TL alacaklı bulunduğu, davacının taahhüt ettiği sermayesinin %25’ini davalı …’ın taahhüt ettiği sermayenin %90’ını ve davalı …’ın taahhüt ettiği sermayenin %25’ini ifa ettikleri, buna göre davacının taahhüt ettiği sermayenin %75’ini, davalı …’ın %10’ini, davalı Wassa’ın %75’ini ifa etmediği, buna göre de şirket ana sözleşmesinin 6.maddesi gereğince 24 ay içerisinde yani 21/02/2016 tarihine kadar ortakların taahhütlerini yerine getirmiş olmaları gerekirken bu taahhütlerini yerine getirmemiş oldukları, davalı şirketin 2014 yılını 68.816,82 TL, 2015 yılını 133.498,19 TL olmak üzere 196.315,01 TL zararla kapatmış olmakla, esas sermayesinin %49,08’ini eş söyleyişle TTK 376 yönünden sermayesinin 1/3’üne isabet eden 133.333,34TL’lik kısmını 62.981,67 TL fazlasıyla yitirdiği, buna karşılık davalı şirket vekilinin, davalı şirket ortağı ile …’ı Kadıköy … Noterliği kanalıyla gönderdiği … yevmiye nolu ihtarnamesi ile olağanüstü ortaklar kurulu toplantısına davet ettiği halde şirket ortaklar kurulunun toplanamadığı ve TTK 376 maddesi uyarınca alınması gereken kararların alınamadığı, TTK 633 yollamasıyla TTK 376/2 yönünden davalı şirket 31/12/2016 tarihi itibariyle esas sermayesinin 2/3’üne isabet eden 266.666,67 TL’sini 46.833,03 TL fazlasıyla yitirmiş olduğu, davalı şirket ortaklar kurulunun toplanamaması sonucu sermayenin 1/3’ü ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına dair herhangi bir karar alınamadığı dava dosyası ile sabit olmakla TTK 376/2 hükmü gereği davalı şirketin kendiliğinden sona erme konumuna girdiğini, davalılar ve karşı davacılar vekillerinin TTK 636 md hükmüne istinaden davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiş oldukları, buna göre davalı karşı davacı …’nin, davalı şirketin %25 ortağı ve aynı zamanda 31/12/2016 tarihi itibariyle davalı şirketin 149.293,64 TL tutarında alacaklısı davalı karşı davacı …’ın şirketin %35 ortağı ve aynı zamanda 31/12/2016 tarihi itibariyle 17.660,03 TL alacaklısı olmakla, davalı karşı davacı yönünden TTK 636’da belirtilen dava şartının oluştuğu, davacı karşı davalı …’in ise 31/12/2016 tarihi itibariyle davalı şirkete koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete 40.000 TL borçlu, vermiş olduğu ödünçten dolayı davalı şirketten 15.032,37 TL alacaklı konumda olduğu, buna göre de davacının şirketin 2014, 2015 ve 2016 yıllarındaki zararları nedeniyle şirketten kar talebinde bulunamayacağı, zira payına kar değil şirket zararının düştüğü, taraflar arasındaki ilişkinin %60 paya sahip iki ortak açısından çekilmez derecede güçleştiği, bu hususun haklı sebep olabileceği, sonradan gelişen olayların ortakların birlikte çalışmasını güçleştirdiği, sermayenin 2/3’ünden fazlasını yitirmiş olması, davalı karşı davacı ortakları açısından ortaklık ilişkisinin devamını çekilmez kıldığı ve şirketin feshinin haklı neden olarak kabul edilebileceği dair rapor sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen şirket kayıtlarında, feshi talep edilen şirketin mahkememiz yetki sınırları içerisinde bulunduğu anlaşılmakla, mahkememizin davaya bakmakla yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Dava, asıl dava yönünden ortak olunan şirketin haklı nedenle feshi ve şirketten doğan hak ve alacakların 300.000 TL’lik kısmının tahsili, karşı davanın ise, şirketin haklı nedenle feshi davasıdır.
Davacı iddia, davalı taraf savunması, dosyadaki bilgi ve belgeler alınan detaylı gerekçeli, denetime açık, dosya kapsamına uygun olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca TTK 636 md uyarınca haklı nedenle limited şirketin feshi sebeplerinin bulunduğu, zira tarafların arasında şirket kuruluşundan sonra gerçekleşen ve dosyamız arasında bulunan CBS soruşturma dosyasına yansıyan olaylar nedeniyle taraflar arasındaki güvenin ortadan kalktığı, buna göre de şirketin feshinde her iki tarafın da menfaatinin bulunduğu, ancak, asıl davada şirketin feshine ve tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına karar verilmekle, karşı dava olarak talep edilen diğer davalı karşı davacıların şirket feshi davası yönünden, feshine karar verilecek şirket bulunmadığından, karşı dava yönünden dava konusuz kalmış olmakla, karşı dava yönünden esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına ancak, açılan davada davalı karşı davalıların da haklı nedenle şirket feshini talep etme haklarının bulunduğu ve ilk davada karar verilmiş olmakla dava konusuz kaldığından, karşı davacıların davaları yönünden asıl davadaki davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
Asıl dava yönünden davacının 300.000 TL’lik talebi yönünden ise, şirketten alacağı herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığı, aksine şirkete sermayeden kaynaklı borcunun bulunduğu, bu nedenle asıl davadaki davacının 22/11/2016 tarihli dilekçesi ve harçlandırma makbuzu ile talep ettiği 300.000 TL’lik davası yönünden de davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : /Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
a) Dava konusu yapılan davalı…ŞTİ.’nin feshi istemine yönelik davanın kabulüne ve adı geçen TTK’nin 636/3 maddesi gereğince haklı nedenlerle feshine ve tasfiyesine,
Tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına,
10.000 TL tasfiye memuru ücreti ile 3.000 TL tasfiye masraf avansının karar kesinleştiğinde her iki tarafında tasfiye talebinde bulunmuş olmaları nedeniyle taraflarca karşılanmasına,
Belirlenen tasfiye memuru ücreti ile masrafların tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine,
b) Davacının alacak davasının reddine,
2-Asıl davada feshi istenen şirket hakkında fesih ve tasfiye kararı verilmiş olmakla konusuz kalan karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Asıl Dava Yönünden;
3-Davacının kabul edilen şirket feshine ilişkin talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 6,70 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydedilmesine,
4-Davacının reddedilen 300.000 TL’lik alacak kısmına ilişkin davası yönünden alınması gereken 35,90 TL maktu red harcının peşin yatırılan 4.000 TL’den mahsubu ile 3.964,1 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 23.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 35,90 TL karar harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 188,00 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.757,40 TL’nin 1/2’si 878,70 TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yatırılan 12,0 TL vekalet harcı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.512,90 TL’nin 1/2’si 756,45 TL’sinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
Karşı Dava Yönünden;
9-Davalı karşı davacısının konusuz kalan karşı davası yönünden alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin yatırılan 13,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 22,80 TL harcın davacı karşı davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydedilmesine,
10-Davacı-karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalıya verilmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır