Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/557 E. 2023/659 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/557 Esas
KARAR NO :2023/659

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ:17/05/2016
KARAR TARİHİ:25/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı üçüncü kişiler olan…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. Hakkında takip yürüttüğü ancak söz konusu takipte alacağını tahsil edemediğine, dava dışı üçüncü kişiler olan…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. ye 2011 yılında 2.000.000 TL, 2012 yılında 3.000.000 ve 2014 yılında 5.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmeleri imzalandığı ve kredi kullandırıldığı, kredilerin ödenmemesi üzerine dava dışı üçüncü kişiler olan…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. ve söz konusu krediden dolayı kefil durumunda bulunan … ve …’a yönelik …. Noterliğinin 04.12.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek hesabın kat edildiği, bunlar aleyhine olmak üzere ihtiyati haciz talep edildiği ve ….Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/… D. İş sayılı ihtiyati haciz kararının alındığı, ihtiyati haciz kararının …. İcra Müdürlüğünün 2015/… sayılı takip dosyası üzerinden infaz edildiği ve kambiyo senedine bağlı alacak olarak takibe geçildiğini, ayrıca borçlular hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/101 Değişik İş sayılı ihtiyati haciz kararının alındığı ve bunun da …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası üzerinden takibe geçildiği, dava dışı üçüncü kişiler olan…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. ile bu dava davalıları arasında organik bağlantı bulunduğunu, bu kapsamda olmak üzere dava dışı üçüncü kişiler olan…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. nin yöneticilerinin 2015 yılında İbrahim ve … olduğunu, dava dışı üçüncü kişiler olan…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. nin takip işlemleri öncesinde merkezini … Mah. … Cd. … No: 73, B Blok Kat 2 D. 6 … adresine taşıdığını, davalı … Makine Sanayii ve Ticaret AŞ’nin 2014 yılında … … tarafından kurulduğu ve şirketin iştigal konusunun makine olmakla birlikte 24.12.2015 tarihinde gerçekleştirilen unvan değişikliği ile Gıda faaliyet alanının da konuya eklendiği, bu kapsamda sözleşmesinde pirinç, çeltik bakliyat ürünleri imalat ve satışının işlendiğini, … …’in şirket hisselerinin tamamını …’e devrettiği ancak şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, …’in …’ın ev hizmetlerinde çalıştığını, … …’in bir dönem…Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş ‘nin denetçisi olarak görev yaptığını, … …’in bir dönem dava dışı Mehmet ve …’ın kurucusu oldukları … ve Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. denetçisi olarak görev yaptığını, … …’in eşi Jülide …’in…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. grup şirketlerinden … Sanayi ve Ticaret AŞ’nin eski ortaklarından olduğunu, halen … … AŞ çalışanı olan …, … ve …’nun…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. de çalıştıkları veya başkaca görevler üstlendiklerini, halen … Makine AŞ müşterisi olan bazı şirketlerin geçmişte…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. müşterisi olduğunu, böylece dava dışı…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. nin ticari faaliyetlerini … Makine AŞ üzerinden devam ettirdiğinin anlaşıldığı, … ve …’ın söz konusu iki şirketi perde arkasından yönettikleri ve böylece banka alacağının tahsilini engelledikleri, bu amaçla…Gıda Sanayi ve Ticaret A. Ş. nin pazardaki payını ve müşterilerini … … AŞ’ye devretmek suretiyle iki şirketin malvarlıklarının da birbirine karışmasına sebebiyet verdiklerini, davalı şirketin dava dışı üçüncü kişiler olan…Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin kredi borçlarından sorumluluğuna hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın dava dışı şirkete verdiği krediden dolayı sorumluluklarının bulunmadığını, söz konusu şirket ile organik bağın, bunlarla yapılmış bulunan muvazaalı işlemlerin bulunmadığı, davalı …’nin söz konusu borçlu şirket kefillerinden …’ın komşusu olduğu ve haciz işlemi sırasında bu sıfatla söz konusu yerde bulunduğu, haciz tutanağını imzalarken bu hususa dikkate etmediği, … AŞ ‘nin … AŞ’nin bayisi olduğu ve bayilik ilişkisinin devam ettiği, şirketlerin yönetim yapılarının, sermayelerinin birbirinden ayrı olduğunu, organik bir ilişki bulunmadığı, talebin mümkün olmadığını belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; Genel Kredi Sözleşmesi, noter ihtarnamesi, ticari sicil kayıtları, nüfus kayıtları, banka defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, Yargıtay kararları ve sair delillere dayanmıştır.
Davalılar delil olarak; ticaret sicil kayıtları, ticari defter ve kayıtları, bayilik sözleşmes,i fatura vs. Belgeler, banka kayıtları, nüfus ve adres kayıtları, iflas erteleme tedbir kararı, tanık, bilirkişi incelemesi, Yargıtay içtihatları, hukuki görüşler, yemin ve sair yasal delillere dayanmıştır.
Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun aydınlatılabilmesi bakımından taraflarca bildirilen tanıkların duruşmada dinlenmesi gerektiği kanaatine varılarak;
Davalı tarafın isim ve adresini bildirdiği tanıklar dinlenmiştir.
Tanık … 04.12.2017 tarihli duruşmadaki ifadesinde ”… benim 20 yıllık komşumdur, …, … … çıkmazında evlerimiz bitişiktir, arada sadece bahçe vardır, kendisi … tarafında bir tekstil fabrikasında işçi olarak çalışıyordu, daha sonra kendisi emekli oldu, kocası ile birlikte emekli ikramiyelerini ve bankadan kredi çekerek, yanılmıyorsam … Bankasından kredi çektiler ve bir şirket kurduklarını kendisinin artık patron olduğunu söyledi, ancak ne iş yapacağını sormadım, evi kendi evidir, işten sonra her hangi bir araba falan almış değilir, arabası yoktur, ne kadar kazandığını da söylemedi, yanılmıyorsam 2011 yılında emekli oldu, ancak şirketi ne zaman kurdu tam olarak hatırlamıyorum, benimle görüştüğü ve patron olduğunu söylediği tarihi de hatırlamıyorum, yanlış hatırlamıyor isem 2014 veya 2015 yılı olabilir dedi. Benim bilgim bundan ibarettir dedi. ” şeklinde beyan etmiştir.
Tanık … … 04.12.2017 tarihli duruşmadaki ifadesinde ” Ben, 2005 yılında babamın … A.Ş den emekli olduğunu ve emekli olduktan sonra 2014 yılında … Makineyi kurdu, tek başına şirketi kurdu, benim kendim de üniversitede makine bölümünde okumaktayım, o nedenle bu isimde bir şirket kurdu, işler istediği gibi gitmedi, şirketi devretti, ancak devir ettiği kişiyi bilmiyordum, bu gün … isimli bir bayan olduğunu öğrendim ve şirketin devir tarihi de kurulumundan yanılmıyorsam 1 yıl sonraydı, ben Zarifeyi tanımam, benim babam emekli olduktan sonra sezonla olan ilgisini kesmiştir, dedi. ” şeklinde beyan etmiştir.
Tanık … 04.12.2017 tarihli duruşmadaki ifadesinde ” … … benim halamın kızının kocası olur, bu nedenle kendisini bilir ve tanırım kendisi 2005 yılında … A.Ş dan emekli oldu, oradan emekli olduktan sonra sezon pirinçte çalışırken görmüş olduğu dikey ve yatay dolum makineleri ve bunların yedek parçalarının alım satım işini yapmak üzere … Makine…..A.Ş’yi kurdu, bu işi yaptı, aynı zamanda gıda alım satımı da bir kaç kez yaptığını söyledi, ancak ticaret hayatı sıkıntılı ve stresli olup eşi de diyabet hastası olduğundan dolayı kurduğu kurduğu şirketi devrettiğini söyledi, kime devrettiğini bilmem, bu firmanın Sezon Pirinçle bir ilgisinin olup olmadığını bilmem, bilgim görgüm bundan ibarettir, dedi. ” şeklinde beyan etmiştir.

Bilirkişi raporu:
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya öğretim üyesi Yrd.Doç Dr. …, mali müşavir … ve bankacı bilirkişi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları 19.10.2018 tarihli raporunda; İnceleme günü davalı şirket ve dava dışı ……A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde “her türlü delil” demek suretiyle davalı ve dava dışı şirketin de ticari defterlerine dayandığından, anılan şirketlerin defterlerini ibraz etmesi için kesin bir süre verilmesi, defterlerin ibraz edilmesi durumunda bu defterler üzerinde yapılacak incelemeye göre, defterlerin öngörülen süre içerisinde ibraz edilmemesi durumunda da davacının iddiasının kabulüne karar verilmesi gerektiğine dair rapor sunmuşlardır.
Mahkememiz 25/03/2019 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca dosyanın bankacı bilirkişiler … …, .. … ve … … tevdine karar verilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları 18/09/2019 tarihli raporlarında; Bilirkişi raporunda tespitler kapsamında, kredi borçlusu…Gıda San. Tic. A.Ş ile davalılar arasında ticari hayatın olağan akışına aykırılıklar tespit edilmiş olup, konu hukuki olması nedeniyle değerlendirmenin mahkemenin taktirinde olduğunu, dava dışı Kredi borçlusu ..San. Tic. A.Ş ve kefilleri … ve … perde gerisinde kalarak her iki şirket üzerinden faaliyetlerini sürdürerek Banka’dan kullanılan krediler için mal varlığının haczedilmesini önledikleri, faaliyetlerini diğer davalı tüzel kişilik üzerinden sürdürerek Müvekkili Banka’nın alacağının tahsilinin imkansız hale getirdikleri görüşün Sayın Mahkemenizce benimsenmesi durumunda, davacının şimdilik 200.000,00,-TL asıl alacağına, dava tarihinden itibaren … temerrüt faizi ve %5 gider vergisi istenebileceğine dair rapor sunmuşlardır.
Mahkememiz 20/01/2020 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca, bilirkişi heyetine Dr…. de eklenerek bankacı bilirkişiler … …, … … ve … … tevdi ile ek rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları 16/06/2020 tarihli ek raporlarında; Tüzel kişilik perdesinin aralanarak dava konusu boarçtan davalıların sorumluluğuna gidilebilmesi için alacaklıların alacaklarını semeresiz bırakmak amacıyla borçlu şirketin malvarlığının usulsuz işlemler ile başka kişi ve şirketlere aktarılmış olması gerektiğini, 01.02.2017 tarihi ile 18.02.2017 tarihi arasında 17 gün içinde 4.243,250 Kg karşılığı 7.507.120,57.-TL iade faturası düzenlenerek malların iade edilmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olması ve faturaya itirazı düzenleyen TTK. m. 21/2 hükmüyle ve basiretli davranma yükümlülüğü ile bağdaşmaması nedeniyle davalıların bir takım hile ve muvazaalı işlemlerle borçlu şirketin ödeme gücünü zayıflattıklarının dolayısıyla da kredi borcunun ödenemediğinin kabulü gerektiğini, dolayısıyla borçlu şirketin tüzel kişilik perdesinin aralanarak kredi borcundan dolayı davalıların sorumlu olması gerektiğine dair ek rapor sunmuşlardır.
Mahkememiz 09/11/2020 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca dosyanın SMMM bilirkişi Prof. Dr. …, bankacı bilirkişi … ve hukukçu bilirkişi Prof. Dr. …’ya tevdine karar verilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları 20/02/2021tarihli raporlarında; Davalı … … Ticaret AŞ’nin perde arkasından dava dışı … ve … tarafından idare edildiğine ilişkin önemli emareler bulunduğu, bu emareler geçerli kabul edilirse; … ve …’ın gerçekleştirdikleri işlemlerle…Gıda Sanayi Ticaret AŞ ile … … Ticaret AŞ’nin malvarlıklarının karışmasına sebep olduklarını, belirtilen işlemlerin davalı …’in … … Ticaret AŞ’nin tek hissedarı ve yetkilisi olduğu dönemde gerçekleştiği ve bunun el ve eylem birliği olmadan söz konusu işlemlerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, davalı … …’in belirtilen iş ve işlemlere ilişkin etkisinin tespit edilemediğini, davalılardan … … Ticaret AŞ ve …’in, perde arkasında yönetici oldukları anlaşılan … ve …’ın borçlarından sorumlu olmaları gerektiğini, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı Dosyası kapsamında … ve …’ın sorumlu oldukları miktarlar dikkate alınarak sorumluluğun belirlenebileceğini, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasın üzerinden 5.388.601,44 TL asıl alacak, 173.735,30 TL faiz, 3.233,16 TL BSMV ve 739,13 TL olarak belirlenen sorumluluğun, davalı … … Ticaret AŞ ve …’in davacı bankaya karşı sorumlulukları bakımından dikkate alınması gereken miktarlar olduğu, aynı karara göre kahsilrde tekerrür olmamak üzere yıllık % 36 temerrüt faizi ve faiz oranı üzerinden % 5 Gider Vergisi talebinin davalılar bakımından da uygulanmasının uygun olacağını, taleple bağlılık ilkesi gereği davanın 200.000-TL ve dava tarihinden itibaren dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekeceği, yıllık % 36 temerrüt faizi ve faiz oranı üzerinden % 5 Gider Vergisi olarak kabulünün gerekeceğine dair rapor sunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, bankacılık işlemi niteliğindeki genel kredi sözleşmesinden kaynaklı dava dışı asıl borçlu…Gıda Sanayi Ticaret A.Ş’nin ödemesi gereken kredi borcunun tüzel kişilik perdesi kaldırılarak davalılardan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkin alacak davasıdır.
Yargılama sırasında davalı …’in vefat etmesi ve mirasçılarının tamamının mirası reddetmiş olması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 612.maddesi uyarınca davalı …’in terekesine temsilci atanması için davacı vekiline kesin süre verildiği, davacı vekilinin başvurusu neticesinde davalı …’in terekesine ….Sulh Hukuk Mahkemesinin … tereke sayılı dosyası ile tereke tasfiye memuru olarak atanan Av. …’ın atanması üzerine Av. …’a usulüne uygun olarak tebligat yapılarak davaya dahil edilmiştir.
Somut olayda, tüzel kişiliğin perdesinin aralanması ilkesinin tartışılması gerekmektedir. Doktrinde; “tüzel kişilik perdesinin aralanması (tüzel kişilik örtüsünün aralanması), İngiliz ve Amerikan hukuk sistemlerinde doğmuş olan ve daha sonradan Kara Avrupası hukuk sistemlerince de benimsenmiş bulunan bir teoridir. Bu teori uyarınca, istisnai durumlarda mahkemeler, tüzel kişilik ve onu oluşturan bireyler arası ayrılık prensibini göz ardı edip ( perdeyi aralayıp ), tüzel kişinin ardında rol alan gerçek kişilere uzanmakta yani zaman zaman tüzel kişi ve ardında yer alan gerçek kişiyi iki ayrı hukuk süjesi olarak değerlendirmeyip, bunlara tek bir bütün olarak yaklaşmaktadır.
Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi sadece bir tüzel kişi ile onu oluşturan gerçek kişiler arasındaki ilişkiler hususunda uygulanmaz. Somut olayda hakim, gerekli gördüğünde iki ayrı tüzel kişiyi ayrı ayrı hukuk süjeleri kabul etmek yerine onları tek bir tüzel kişilik olarak tanımayı tercih edebilir. Buna “kişiler arası özdeşlik ilkesi” demek mümkündür.(… Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesinin … sayılı ilamı)
Yargıtay yerleşmiş kararları ile yukarıda açıklandığı üzere şirketlerin kötü niyetli olarak alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınarak kötü niyetle mal kaçırma ya da alacağın tahsilini kısmen veya imkansız hale getirme yönündeki eylemlerinin TMK’nin 2.maddesi anlamında korunamayacağını açıkça belirtmektedir.(Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2018/… esas, 2018/… karar sayılı içtihadı)
Dava dışı…Gıda Sanayi Ticaret A.Ş ile davalılar arasındaki işlemlerin tespiti amacıyla SMMM bilirkişi Prof. Dr. …, bankacı bilirkişi … ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi Prof. Dr. …’dan alınan 21/02/2021 tarihli raporda özetle; davalı … … Ticaret AŞ’nin perde arkasından dava dışı … ve … tarafından idare edildiğine ilişkin önemli emareler bulunduğu, bu emareler geçerli kabul edilirse; … ve …’ın gerçekleştirdikleri işlemlerle…Gıda Sanayi Ticaret A.Ş. ile … … Ticaret AŞ’nin malvarlıklarının karışmasına sebep olduklarını, belirtilen işlemlerin davalı …’in … … Ticaret AŞ’nin tek hissedarı ve yetkilisi olduğu dönemde gerçekleştiği ve bunun el ve eylem birliği olmadan söz konusu işlemlerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, davalı … …’in belirtilen iş ve işlemlere ilişkin etkisinin tespit edilemediği, davalılardan … … Ticaret AŞ ve …’in, perde arkasında yönetici oldukları anlaşılan … ve …’ın borçlarından sorumlu olmaları gerektiği, …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasın üzerinden 5.388.601,44 TL asıl alacak, 173.735,30 TL faiz, 3.233,16 TL BSMV ve 739,13 TL olarak belirlenen sorumluluğun, davalı … … Ticaret AŞ ve …’in davacı bankaya karşı sorumlulukları bakımından dikkate alınması gereken miktarlar olduğu, aynı karara göre tahsilde tekerrür olmamak üzere yıllık % 36 temerrüt faizi ve faiz oranı üzerinden % 5 Gider Vergisi talebinin davalılar bakımından da uygulanmasının uygun olacağına dair kanaat bildirilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ve 21/02/2021 tarihli rapor dosyamızda bulunan tüm bilgi ve belgeler ile bir arada değerlendirildiğinde; dava dışı…Gıda Sanayi Ticaret A.Ş ile davalı … … Ticaret A.Ş arasında organik bağ olduğu, bu şirketlerin faaliyet konularının aynı olduğu, birbirleri arasında olağan dışı ticari faaliyet gerçekleştirdikleri, dolayısıyla dava dışı…Gıda Sanayi Ticaret A.Ş’nin borcundan dolayı tüzel kişiliğin perdesinin aralanması ilkesi gereğince davalı … … Ticaret A.Ş’nin sorumlu tutulması gerektiği, sübut bulan organik bağa ilişkin olarak gerçekleştirilen işlemlerin davalı …’in davalı … … Ticaret A.Ş’nin tek hissedarı ve yetkilisi olduğu dönemde gerçekleştiği ve bunun eylem birliği iradesi olmadan gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davalı …’in de dava dışı…Gıda Sanayi Ticaret A.Ş’nin borcundan sorumlu olması gerektiği,
Davalı … … yönünden ise, dava dışı…Gıda Sanayi Ticaret A.Ş ile davalı … … Ticaret A.Ş arasındaki ticari faaliyetler başlamadan önce davalı … …’in hisselerini devretmiş olduğu, anılan davalının belirtilen iş ve işlemlere ilişkin etkisinin tespit edilememiş olması dikkate alınarak,
Dosyamız kapsamı ile uyumlu, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir şekilde hazırlanmış olan 21/02/2021 tarihli rapora itibar edilerek davalı … …’e yönelik davanın reddine,
Taleple bağlılık ilkesi de dikkate alınarak davalılar …’in tereke tasfiye memurluğu ve … … ve Ticaret A.Ş’ye yönelik davanın kabulü ile 200.000,00 TL’nin 17/05/2016 tarihinden itibaren yıllık % 36 oranında temerrüt faizi ve bunun üzerinden % 5 gider vergisi uygulanarak davalılar …’in tereke tasfiye memurluğu ve … … ve Ticaret A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davalı … …’e yönelik davanın reddine,
2-Davalılar …’in tereke tasfiye memurluğu ve … … ve Ticaret A.Ş’ye yönelik davanın kabulü ile 200.000,00 TL’nin 17/05/2016 tarihinden itibaren yıllık % 36 oranında temerrüt faizi ve bunun üzerinden % 5 gider vergisi uygulanarak davalılar …’in tereke tasfiye memurluğu ve … … ve Ticaret A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 13.662,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.415,50-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 10.246,50-TL’nin davalılar …’in tereke tasfiye memurluğu ve … … ve Ticaret A.Ş’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 3.415,50 -TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, 4,30-TL vekalet harcı ve 8.755,75-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 12.204,75-TL yargılama giderinin davalılar …’in tereke tasfiye memurluğu ve … … ve Ticaret A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … … tarafından yapılan 200,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 32.000,00-TL vekalet ücretinindavalılar …’in tereke tasfiye memurluğu ve … … ve Ticaret A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 32.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalılar … … ve … … ve Ticaret A.Ş vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.25/09/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı