Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/543 E. 2022/1109 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/543 Esas
KARAR NO :2022/1109

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:13/05/2016
KARAR TARİHİ:08/12/2022

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20/05/2014 tarihinde göz muayenesi için gittiği davalı … Hizmetleri … Ltd. Şti.’nde, muayene olduğu davalı Op. Dr…. tarafından her iki gözüne katarakt teşhisi konulduğunu, acilen ameliyat olmasının gerektiği söylenmesi üzerine telaşla ameliyat olduğunu ancak, sonrasında sağ gözünün tamamen, sol gözünün ise büyük oranda görme yetisini kaybettiğini, akabinde başka doktora başvurması üzerine yapılan katarakt teşhisinin hatalı olduğunun ve ameliyatı yanlış yapıldığının kendisine söylendiğini, müvekkilinin hatalı teşhis ve ameliyattan dolayı görme kaybına uğradığını; anılan davalının davalı sigorta şirketine Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin oluşan zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 3.000 TL tedavi ve iyileşme giderleri, 5.000 TL iş ve güçten yoksun kalma, 12.000 TL çalışma gücü kaybı olmak üzere toplam 20.000 TL maddi, 300.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hastane, davacının ise sağlık hizmeti alan kişi olduğunu, arada ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle mahkemenin davaya bakmakta görevsiz olduğunu; davacının muayenesi sonrasında katarakt ameliyatı olması önerildiğini, operasyon ve muhtemel komplikasyonlarla ilgili kendisine gerekli bilgilendirmenin yapıldığını ve onam formunun davacı tarafça imzalandığını, davacının iki gözüne yapılan ameliyatların başarılı olduğunu, davacının daha sonrasında kontrollere gelmediğini, davacının ameliyat sonrasında yaşadığı görme kaybının müvekkili hastanenin ve doktorun hatası sonucu olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı diğer davalının Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin 06/01/2016 tarihinde isteğe bağlı iptal edildiğini, poliçe genel şartları gereği müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; davacının göz muayenesinde konulan teşhis ve yapılan ameliyat sonrasında oluşan görme kaybı nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararların davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir.
Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen incelenir.
Somut olayda davacı taraf, davalı … … Ltd. Şti. hastanesindeki göz muayenesi sırasında davalı Op. Dr. … tarafından yapılan yanlış teşhisin sonucunda ameliyat olması nedeniyle görme kaybına uğradığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Somut olaya emsal nitelikteki Yargıtay 3. H.D.’nin 10/03/2021 tarih ve 2020/7538 E-2021/2487 K sayılı ilamı göz önüne alındığında, davacı ile davalı doktor arasındaki ilişki vekalet akdi niteliğindedir. Vekalet akdi ise, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa kapsamına alınmış olup, buna ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Eldeki dava, 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra açılmıştır. Bu durumda dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Yasa’nın 73/1.md. gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığa bakma, delilleri değerlendirme ve uyuşmazlığı çözme görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmış olup, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile Usulden Reddine, mahkememizin görevsizliğine,
2-Görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK’nın 20.maddesi gereğince 2 haftalık yasal sürede taraflardan biri tarafından başvuru halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4- Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde harç ve yargılama giderinin ve gider avansının harcanmayan kısmının mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2022

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı