Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/532 E. 2023/684 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/532 Esas
KARAR NO :2023/684

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/05/2016
KARAR TARİHİ:28/09/2023

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 04/07/2015 tarihli Online Otopark Sistemi Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme ile davalıdan 120 adet … …-… marka … ve … Yazılımı satın alındığını, müvekkili şirketin … Büyükşehir Belediyesi ile yapmış olduğu kira sözleşmesine istinaden kira borcunu ödeyememesi nedeniyle işbu sözleşmenin fesh edildiğini, sözleşmenin fesih edilmesinden sonra … 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasından aldırılan bilirkişi raporunda, davalı şirketten satın alınan yazılım ve cihazların hatalı olduğunun tespit edildiğini, bu hatalar nedeniyle müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 5.500 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; 08/02/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 1.470.220 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 04/07/2015 tarihli Online Otopark Sistemi Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme gereğince üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı ile belediye arasındaki sözleşmenin feshinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı tarafça aldırılan bilirkişi raporuna itirazlarını sunduklarını ve raporun hatalı olduğunu, oluşan zararın davacının kendi kusurundan kaynaklandığını, müvekkili şirketten teknik destek almadığını, müvekkilinin oluşan zarardan dolayı herhangi bir kusurunun bulunmadığını; müvekkilinin davacı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; satış sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye konu Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazların ( … ) davacıya teslim edildiği, davacı tarafından 20/07/2015 tarihinde kullanılmaya başlandığı, dava dışı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın 02/12/2015 tarihli kararı ile davacının sözleşmesinin feshedildiği tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi, esasen yanlar arasında da uyuşmazlık konusu değildir.
Çekişme; davalının davacıya teslim ettiği cihazların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davacının bu ayıp nedeniyle uğradığı zararın miktarı noktasında toplanmaktadır.
4721 sayılı TMK’nın 6.maddesine göre, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” Bu yöndeki bir diğer düzenleme olan 6100 sayılı HMK’nın 190/1 fıkrası uyarınca ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Yine aynı Kanunun 194/1 fıkrasına göre, “Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar.”
6098 sayılı TBK’nın 112.maddesi uyarınca “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. ” Yine aynı Kanunun 219/1 fıkrası gereğince de ” Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.”
Uyuşmazlığın çözümü bilirkişi incelemesini zorunlu kıldığından farklı heyetlerden bilirkişi raporları alındığı gibi dava açılmadan önce delil tespiti dosyasından da bilirkişi kök ve ek raporu alınmıştır.
… 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında alınan 28/03/2016 ve 06/04/2016 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; veritabanına direkt erişim bulunmadığı için web arayüzünün kullanıcılara sunduğu verilerde eksikliklerin olabileceğinin değerlendirildiği, çok fazla veri olduğu için zarara ilişkin tespit yapılamadığı, personel bazlı sorgu sonuçları ile incelenen cihaza ait kayıtlar karşılaştırıldığında 3 adet farkın tespit edildiği, sözleşmeye konu cihazlardaki yazılımın hatalı olduğunun değerlendirildiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce oluşturulan ilk heyetçe tanzim edilen 19/06/2019 ve 17/07/2020 tarihli bilirkişi raporlarında; delil tespiti dosyasındaki verilere göre yazılımın ayıplı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ücret tahakkuk ettirilmesi gerektiği halde ücret tahakkuk ettirilmeyen araçların bulunduğu, kaçak tahsilatı yapılmış olarak görünen ancak EKÜ raporlarında tahsilat fişi mevcut olmayan kayıtların olduğu, bunun da zarara sebep olduğu, bununla beraber zarar miktarı tam olarak belirlenemediğinden TBK’nın 50/2 fıkrası uyarınca tayin edilmesi gerektiği doğrultusunda kanaat belirtilmiştir.
Raporların yetersiz bulunması ve her iki tarafın da yeni rapor alınmasına dair talepleri çerçevesinde mahkememizce oluşturulan ikinci bilirkişi heyetince düzenlenen 11/04/2022 tarihli raporda ise; araçların normal kategorideki araç ve özel kategorideki araç olarak ikiye ayrılarak incelenmesinin gerektiği, aynı plakalı aracın bazen özel kategorideki araç olarak bazen de normal araç olarak sisteme girişinin yapıldığı, park eden araçları “kaçak” konumuna atmanın davacının sorumluluğunda olduğu ve bu hususun yazılımla ilgili olmadığı, eksik tahsilat yapılabildiği gibi fazla tahsilat da yapıldığı, bunların toplam oranının ise %0,6 gibi küçük bir oran olduğu, bu farkın tarifeden kaynaklanmasının da olası olduğu ancak böyle olmasa dahi yazılımsal olmadığının açık olduğu, en nihayetinde cihazlarda yazılımsal hata bulunmadığı ve çıkan sorunların kullanıcı kaynaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; eldeki davanın temelinin satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayandığı, ayıbın varlığını ispat yükünün davacı-alıcıda olduğu, her ne kadar delil tespiti dosyasında ve Mahkememizce oluşturulan ilk heyet tarafından düzenlenen raporlarda yazılımın ayıplı olduğuna dair görüş bildirilmiş ise de bu raporlarda sözleşme hükümlerinin incelenmediği, veritabanından yararlanılmadığı, sunulan belgelerden edinilen kanaate istinaden rapor düzenlendiği, kullanıcı kusurunun mevcudiyetine yönelik herhangi bir tespitin yapılmadığı; buna karşın Mahkememizce teşekkül ettirilen ikinci bilirkişi heyetince tanzim edilen 11/04/2022 tarihli raporda ise sözleşme hükümlerinin incelendiği (misalen, davacı ile dava dışı İdare arasında imzalanan Genel Şartların 16-II maddesine göre park yeri değişikliği halinde sürenin yeniden yani sıfırdan işlemeye başlayacağının kararlaştırıldığının dikkate alındığı), incelemenin veritabanı üzerinden icra edildiği, taraflar arasındaki ihtilafın yazılımsal değil ve fakat kullanıcıdan kaynaklı hata olduğuna dair gerekçeli tespite yer verildiği (bu hususa yönelik örnek olarak, aynı aracın farklı kategorilerden kaydının yapıldığına ilişkin somut verilerin raporda gösterildiği), heyetin teşekkülünün nitelik ve nicelik bakımından raporlar arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırmaya uygun olduğu, bu nedenle mezkur raporun hükme esas alınmaya elverişli olduğu, iddiayı somutlaştırma ve ispatlama yükü üzerinde olan davacı tarafından ayıbın kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 25.107,93‬ TL peşin ve ıslah harcından mahsubu ile bakiye 24.838,08‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 189.617,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harcı, 2.500 TL bilirkişi ücreti ve 60 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.568,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
28/09/2023

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı