Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/520 E. 2019/935 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1027 Esas
KARAR NO : 2019/932

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/10/2015
KARAR TARİHİ : 25/11/2019

Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/07/2015 tarihinde…’ın sevk ve idaresinde bulunan davalı sigorta şirketine sigortalı …plakalı aracın kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığından dolayı sair hakları sakla kalmak kaydıyla şimdilik 4.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faiz olmaması halinde mevduata uygulanan en yüksük faizi olmaması halinde yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu …plakalı aracın müvekkili şirkete ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olduğunu, davacı tarafın geçici iş görmezlik tazminatı talebinde bulunamayacağını cevap dilekçelerinde belirtikleri nedenle davacının geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, davacının ticari ve mevduata uygulanan en yüksek faiz türüne ilişkin taleplerinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, hatır taşıması söz konusu olduğunu, müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadan davanın açılmış olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; trafik kaydı, savcıık dosyası, hastane kayıtları, nüfus kayıtları, sigorta kayıtları, sigorta poliçesi vs. Her türlü delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; sigorta poliçesi, kaza tespit tutanağı, savcılık ve ceza dosyaları, maluliyet oranının tespiti, bilirkişi incelemesi vs. Yasal delillere dayanmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının, maluliyet oranı, geçici iş görememezlik tazminatı talep edip edemeyeceği, talep edebileceği tazminat talebi miktarı ve hatır indirimi yapılması gerekip gerekmediği ve varsa talep edebilecek miktara ilişkin oluduğu görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya;
Kusur raporu alınmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesine gönderilmiş ve sunulan raporda tespite göre, … kızı, … doğumlu…’ın 12.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğine dair rapor sunulmuş olduğu görülmüştür.
Kusur ve aktüer raporu alınmak üzere dosya; kusur bilirkişisi …ve aktüer bilirkişisi …’ya tevdi edilmiş ve bilirkişiler tarafından sunulan raporda;
“Olay mahalli, yerleşim yeri dışında bulunmaktadır. Olay mahallindeki yol, geliş ve gidiş trafiği orta röfujle ayrılmış, çift platform bölümlü (iki taşıt yollu), her platform bölümü 12,00 metre genişlikte ve asfalt kaplamalı olan, yol şerit çizgisi ve banket bulunan, yatay güzergahta virajlı, düşey güzergahta eğimsiz, devlet karayoludur. Kaza yerinde “Gevşek Malzemeli Zemin” tehlike uyarı işareti ve “50 km/saat Azami Hız Sınırlaması” trafik tanzim işareti mevcuttur. Olay sırasında vakit gündüz, hava açık, yol yüzeyi kurudur. Kaza, yukarıda, “Olay” paragrafında açıklandığı şekilde cereyan etmiş, kaza akabinde düzenlenmiş olan trafik kazası tespit tutanağındaki anlatımlara ve mevcut krokiye göre, sürücü… yönetiminde, yukarıda belirtilen yolda ve yönde seyretmekte olan, …plaka numaralı otomobil, olay yerindeki virajda, sürücünün seyir hakimiyetini kaybetmesi sonucunda, seyir istikametine göre, sol taraftan yol dışına çıkarak, takla atıp, yol dışında tekerlekleri üzerinde kalmıştır. Olay yerinde herhangi bir fren izi tespit edilmemiştir. Sürücü… ifadelerinde özetle, olay günü, saat 18:45 sıralarında, yönetimindeki, …plakalı aracı ile, yanında üç yolcu (…,… ve…) bulunduğu halde, Diyarbakır’dan Bingöl istikametine giderken, Tapantepe mevkiinden yokuş aşağı seyir halinde İken, yolun aşırı mıcırlı olması nedeniyle, kullanmakta olduğu aracın sağa doğru savrulduğunu, toparlamaya çalışırken ters istikamete dönerek sol şarampole geri geri savrulup takla attığını ve yol dışında dağa çarparak durduğunu, aracının hızının ortalama 70-80 km/saat olduğunu, kendisinin ve araçta bulunan yolcuların emniyet kemerlerinin takılı bulunduğunu belirtmiştir.
Tanıklar… ve … da ifadelerinde sürücü…’ın ifadelerine benzer beyanlarda bulunmuşlar, kaza anını tam olarak görmediklerini, aracın hızını bilmediklerini belirtmişlerdir. Kaza akabinde, kaza yerindeki ilk bulgulara göre düzenlenmiş olan, 12/07/2015 tarihli, 2015/58 kaza sıra no.lu ve krokili trafik kazası tespit tutanağında, kazanın oluşumunda, …plakalı otomobilin sürücüsü…’ın, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan ve kazaya etken diğer kusurlardan olan, 47/1-c “Karayollarından faydalananlar, trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymak zorundadırlar.” ve 52/1-b “Sürücüler, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” maddelerini ihlal ettiği için, tamamen kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi Görüşü: Dava dosyası içindeki tüm belge ve bilgilerin incelenerek olayın cereyan tarzı ışığında irdelenmesi sonucunda, kaza tarzı ve şiddetinden de açık olduğu üzere, sürücü…’ın, anılan gevşek zeminli yolun virajlı bir kesiminde, içinde 3 yolcu bulunan otomobille, mevcut uyarı işaretlerinden de tembihlenmeyerek, ifadelerinde bizzat belirttiği üzere, olay yeri şartlarına göre yüksek olduğu anlaşılan seviyede bir hızla, kontrolsuz bir şekilde seyrettiği, seyri sırasında gerektiği ölçüde dikkatli ve tedbirli davranmaması nedeniyle yol içindeki normal seyir yörüngesini terkederek yönetimindeki taşıtın kontroldan çıkmasına ve yol dışı olmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Sürücü…’ın, seyir hızını, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayarak taşıt sürmek (seyretmek) suretiyle gerçekleştirdiği, tedbirsiz, dikkatsiz, özen yükümlülüğüne, hızın mevcut şartlara uygunluğunu sağlama ve güvenli sürüş kurallarına aykırı, sürüş güvenliği bakımından hatalı bu sevk ve idaresinin, yaralanma ile sonuçlanan kazanın meydana gelişine yol açan yegane etken olduğu ve kazanın meydana gelmesinde tam etkili bulunduğu mütalaa olunmaktadır.
Davacı…, davalı şirkete sigortalı otomobilde yolcu olup, kazada etkili herhangi bir hatalı davranışı yoktur.
Kaza akabinde, olay yerindeki ilk tespitlere göre düzenlenmiş olan, 12/07/2015 tarihli trafik kazası tespit tutanağında da benzer görüşler yer almaktadır.
Tazminat yönünden inceleme ve değerlendirme:
Geçici İş Göremezlik Ve Sürekli Maluliyet Oranlarının Tespiti; Dosyada ınübrez 14.09.2018 tarih, 2018/51306/12134 sayılı ve … karar nolu Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, … İhtisas Kurulu raporunda; …doğumIu…’ın 12.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve … karar sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanan Çalışma gücü vc Meslekten Kazanma Gücü Kaybı oranı Tespit işlemleri yönetmenliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde arıza bırakmadığından sürekli maluliyet tahinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu görülmüştür.
Kazanç Durumu; Yüksek Yargıtay 4.9.10.11.19. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere Maddi Tazminatlar, kazalı davacının gerek kaza tarihindeki gerekse kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Davacının kaza sebebiyle uğradığı maluliyete rağmen yaşının da müsait olması sebebiyle kendisi ile birlikte tüm aile fertlerinin zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için ya bir işverene ait işyerinde Hizmet akdi ile, ya da diğer değişik işlerde çalışmasını devam ettireceği ve elde etmesi gerek kazançlarının da Yasal Asgari ücretlerinin Net tutarının altında olamayacağından kaza tarihinden itibaren günümüze kadar geçen dönem içinde ülkemizde uygulanan yasal asgari ücretlere göre değerlendirme yapılacaktır.
Davacı vekilinin davacının ücreti hususunda beyanı bulunmamaktadır. Davacının… doğumlu olup, 12.07.2015 kaza tarihinde 60 yıl, 5 ay, 5 gün üzerinden 60 yaşında ve pasif dönemde olduğundan ayrıca davacının Ev hanım olması durumu hususunda değerlendirme yapılacaktır.
Kendi Ev Hizmetlerini Yapan Ev Kadınları Yönünden; Bir işi ve kazancı bulunmayan ev kadınları yönünden söz konusu olan bu uygulamada, ev kadınlarının kendi ev hizmetlerini yaparak aile bütçesinde tasarruf sağladıkları, bunun eksilmesi veya yitirilmesi durumunda bir maddi zarar doğacağı kabul edilmektedir. Burada da, güç kaybı söyleminde olduğu gibi, ev kadınının kendi ev İşlerini yaparken sakatlığı oranında zorlanacağı ve daha fazla güç (efor) harcayacağı, beden gücündeki bu eksilmenin tazminat ödenmesini gerektireceği görüşü benimsenmiş; bu konuda bir çok kararlar oluşturulmuş ve “Davacının, normal yaşama süresince, ev işlerini ve hizmetlerini yürütürken, beden gücündeki eksilme nedeniyle fazla efor sarf etmesi karşılığı olarak maddi tazminat ödetilmesine hak kazandığı kabul edilmelidir” denilmiştir. Aslında ev kadınlarına bir işi ve kazancı olmayan kişiler denemez. Ev kadınlığı da bir meslektir. Üstelik yaşam boyu yapılır. Ev kadını haksız eylem ve kaza sonucu yaralanmışsa, kendi ev hizmetlerini yaparken beden gücündeki eksilme oranında zorlanacağından, bu güç kaybının tazminat olarak ödeneceği kabul edilmiştir. Kalıcı sakatlık söz konusu olmasa bile, yaralanma nedeniyle bir süre ev hizmetlerinin yerine getirilememesi de geçici iş göremezlik olarak değerlendirilecek vc bunun süresi kadar bir zarar hesabı yapılması gerekecektir. Ev kadını ölmüşse, eşi ve çocukları onun ev hizmetlerinden yoksun kalacaklarından, destek tazminatı isteyebileceklerdir. Yargıtay kararlarına göre, ev hizmetleri yönünden tazminat hesabı yasal asgari ücretler üzerinden yapılacaktır. Kuşkusuz, olay tarihi ile rapor (hüküm) tarihi arasında yürürlükte bulunan tüm asgari ücretler tazminat hesabında gözetilecektir.
Yargıtay15. Hukuk Dairesinin 20.10.1975 tarih 3787 – 4103 sayılı ve 11 Hukuk Dairesinin 03.07.2006 tarih , 2005/7647 esas .2006/7791 karar sayılı kararları “…Ev hizmetlerinin yaşam boyu yapılacağına ilişkin karar örnekleri : Ev kadını yönünden zararın saplanmasında yaşam süresi gözönüne alınmalıdır. Evinin hizmeti yönünden çalışma gücündeki kaybın yaşam süresince devam edeceğinin kabulü gerekir. (19.HD. 14.10.1993, 7605-6582) – Ev kadını trafik olayı nedeniyle yaralanmıştır. Bu yaralanma sunucu islenen tazminat, ev kadınının ölüm tarihine kadar çalışacağı kabul edilerek hesaplanmalıdır… ” (li.HD. 27.06.1996, 3356-4735)” “…Davacının “ev kadını” olarak yaşamını sürdüreceği ve sakatlığı oranında fazla güç harcayacağı kabul edilerek asgari ücret baz alınmak suretiyle tazminat hesaplanmalıdır…” (l9.HD.03.10.1995, 1076-7783)
Ev kadınlarına tanınan “güç kaybı tazminatı” isteme hakkının, ev hizmetlerine katılan tüm aile bireylerine de tanınması gerektiği kanısındayız. Özellikle, hangi yaşta olurlarsa olsunlar kız çocuklarının ev hizmetlerine yardım ettikleri yadsınmaz bir yaşam gerçeğidir. Evlenmemiş ya da evlenip boşandıktan sonra baba evine dönmüş olan kızlar ev hizmetlerine katılırlar, giderek aneneleri yaşlı ise bütün yükü üzerlerine alırlar. Ayrıca ev işleri, yemek pişirmek, temizlik, çamaşır ve bulaşık yıkama ile sınırlı değildir. Erkeklerin çarşı pazar alış verişi, ev içinde ve dışında aile bireylerinin yaşamlarını kolaylaştıran bir takım hizmetler ve yardımlaşmalar da ev hizmetleri kapsamında sayılmak gerekir. Gerek bedensel zararlarda ve gerekse destek tazminatı söz konusu olduğunda, aile bireylerinin “yardım ve hizmet” yoluyla dayanışmaları tazminat hesaplarının en gerçekçi ölçütü kabul olunmalıdır.
Konuyu bir de kadın-erkek birlikteliği ve evlilik kurumu yönünden ele alırsak, Yeni Medeni Yasa hükümlerine göre “ev hizmetleri” yönünden bir cinsiyet ayrımı yapılamayacağı sonucuna varırız. Böyle bir değerlendirmenin, 4721 sayılı Medeni Yasa’nın 186/2. ve 196/2. maddelerinin anlam ve amacı ile konuluş nedenlerine uygun olacağı, giderek yeni yasa karşısında böyle bir zorunluluk bulunduğu kanısındayız. Çünkü, Yeni Medeni Yasa’nın 186. maddesi 3. fıkrasında “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarhkları ile katılırlar” denilmiş; 196. maddesi 2. fıkrasında “Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin İşinde karşılıksız çalışması” konularında cinsiyet farkı gözetilmem iştir. Yeni yasanın bu hükümlerine göre, ev hizmetleri ve aile bireylerinin birbirlerine yardımcı olmaları yönünden kadın-erkek ayrımı ortadan kalkmış bulunmakla, Yargıtay’ın yukarda açıklanan “ev hizmetlerinin yaşam boyu yapılacağı’na ilişkin kararlarının yalnız kadınlar için değil, erkekler için de uygulanması Yeni Medeni Yasa’nın eşitlik ilkesine uygun düşecektir.
Bedensel zararlarda (818/BK.m.46 ve 6098/TBK.m.54) Gcçici veya sürekli İş gücü kaybına uğrayan kişiler, hangi yaşta olurlarsa olsunlar, maddi tazminat isteyebilirler. Bugün kalıcı sakatlıklarda, kişinin bir işi ve kazancı olup olmadığına bakılmadığı gibi, kazançlarında bir azalma olmasa bile, aynı işi yaparken sakatlığı oranında zorlanacağından, daha fazla güç (efor) sarfedeceğinden tazminat isteme hakkı bulunduğu; giderek, ev kadınlarının ev hizmetlerini yaparken, küçük çocukların okullarına gidip gelirken, yaşlı ve emekli kişilerin günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorluk çekecek olmaları tazminat isteğinin haklı nedenleri kabul edilmekte; buna “güç kaybı tazminatı” denilmektedir.
Yargıtay’ın artık yerleşik hale gelmiş kararlarıyla, bir İşi ve kazancı olmayanların veya yaşlılık ve emeklilik günlerini sürdürenlerin, günlük yaşamlarında sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları nedeniyle “güç kaybı tazminatı” isteme hakları bulunduğu kabul olunmasına göre, bunların yaşam sürelerine göre tazminat hesaplanırken (bir kazançları olmamasına göre) “aktif dönem – pasif dönem” ayrımı yapılmayacak; yalnızca işlemiş ve işleyecek dönem ayrımı yapılarak yasal asgari ücretler üzerinden güç kaybı tazminatı hesaplanacaktır. Adli Tıp Raporuna göre, davacının sürekli iş göremezlik maluliyetinin olmadığından iş bu raporda davacının sadece 4 (dört) ay iyileşmeme (iş göremezlik) dönemi hesaplanacak olup takdiri Sayın Mahkemeye aittir.
Hesaplama: 12.07.2015 kaza tarihinden 12.11.2015 tarihine kadar 4 aylık Geçici İş göremezlik dönemi /Pasif bilinen işlenmiş dönem gelirleri:
Fatma Karakış’ın 12.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak 4 ay iyileşme süresi-Geçici İş göremezlik (% 100) gelirinin 3.642,00 TL olduğu hesaplanmıştır.
Davalı Sigorta Şirketlerinin Sorumluluk Kapsamı Ve Temerrüt Tarihi:… adına tcscilli ve sigorta ettiren sıfatı ile, …plakalı, otomobilin 03.07.2015- 03.07.2016 vadeli, … poliçe numarası davalı …A.Ş. tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesini tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı olarak 290.000,00 TL olduğu ve davacı için hesaplanan maddi tazminat sigorta şirketinin limiti dahilindedir.
Geçici iş göremezlik döneminde SGK tarafından davacıya ödenen rucüya tabii her hangi bir ödemeye dosya kapsamında rastlanmamıştır. Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….MADDE 99- Sigortacılar, hak sahihinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz is sünü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlardemektedir. Trafik Poliçesi genel şartları B.2 md. de aynı çerçevede düzenlenmiştir. Açılan herhangi bir hasar dosyası ve/veya ödemesi bulunmaması durumunda dava tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmelidir. Davalı Sigorta şirketi tarafından gönderilen 30.10.2015 tarihli yazıda …plakalı aracın karıştığı kaza sebebiyle davacı tarafça her hangi bir başvuru yapılmadığından hasar dosyası açılmadığı bilgisi verildiği görülmüştür. Bu itibarla 16.10.2015 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edileceğinin takdiri ve münakaşası Sayın Mahkemeye aittir.
Hatalı davranış (kusur) durumu: Davalı şirkete sigortalı, …plaka numaralı otomobilin dava dışı sürücüsü…’ın hatalı sevk ve idaresinin, tam ve takdiren % 100 (yiizde yüz) oranında etkili bulunduğu, davacı yolcu…’ın etkili herhangi bir hatalı davranışı bulunmadığı,
Tazminat durumu: Dosyada mübrez 14.09.2018 tarih, 2018/51306/12134 sayılı ve … karar nolu Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, … İhtisas Kurulu raporuna göre …doğumlu…’ın 12.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 karar sayılı Resmi Gazete ‘de yayınlanan Çalışma iş gücü ve Meslekten Kazanma Gücü Kaybı oranı Tespit işlemleri yönetmenliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde arıza bırakmadığından sürekli maluliyet tahinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden İtibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu,…’ın 12.07.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak 4 ay iyileşme süresi-Geçİci İş göremezlik (% 100) zararının 3.642,00 TL olduğu, (Talep: 4.000,00 TL) …plakalı, otomobilin 03.07.2015- 03.07.2016 vadeli, 14961812 poliçe numarası davalı …A.Ş. tarafından. Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesini tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı olarak 290.000,00 TL hesaplandığı ve davacı için hesaplanan maddi tazminat sigorta şirketinin limiti dahilinde olduğu, 16.10.2015 dava tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edileceğinin takdiri ve münakaşası Sayın Mahkemeye ait olduğu, sonuç ve kanaatine varmıştır. ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Dava; Trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat alacağına ilişkindir,
İddia, savunma, toplanan deliller, celp edilen kayıt ve belgeler, ATK raporu, aktüer ve kusur bilirkişi raporları incelenip değerlendirilmiş, kazanın 12/07/2015 tarihinde meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücü…’ın %100, davacının yolcu olup kusursuz olduğu, alınan raporlar ile ATK incelemesine göre, kaza davacının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyeti olmadığı ancak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, dava tarihi itibariyle kazaya sebebiyet veren aracın davalı şirket tarafından düzenlenen ZMMS olması sebebiyle davacıda meydana gelen yaralanmadan davalı şirketin sorumlu olduğu, keza geçici iş göremezlik zararının bir tedavi gideri olmayıp bedensel zarar kapsamında bir zarar türü olduğu, ayrıca her ne kadar hatır indirimi talep edilmişse de dava dışı sürücü ile davacı karı koca olup aile bireylerinin taşınmasının hatır taşıması olmayacağı bu sebeple hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporuna göre hesaplanan davacının toplam geçici iş görmezlik (maddi) zararının 3.642,00 TL olup bu miktarın davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı anlaşılmış olmakla, davalının zararın tamamından sorumlu olduğu belirlenerek, davanın kısmen kabulü ile 3.642,00 TL geçici iş görememezlik tazminatının davalıya dava tarihinden önce başvurulduğuna ilişkin bilgi ve belge sunulmamış olmasına göre 16/10/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
3.642,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının 16/10/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gerekli 248,79 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 221,09 TL harcan davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 27,70 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 4,10 TL vekalet harcı ve 1.691,85 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.751,35 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 1.594,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 358,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğundaverilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.