Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/511 E. 2021/287 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/511 Esas
KARAR NO:2021/287

DAVA:Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/05/2016
KARAR TARİHİ:15/04/2021

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … İli, … İlçesindeki … … ve … … … … kapsamında inşa edilen tesisin davalı sigorta şirketine geniş kapsamlı sigorta poliçesi ile sigortalandığını, söz konusu poliçe ile … kapsamlı makine kırılması sigortası ile maddi ve kar kaybı zararlarının istisnasız teminat altına alındığını ve poliçe metninde istisna edilmeyen tüm hallerden doğabilecek diğer zararların ve bunlara bağlı kar kaybının sigorta edildiğini; sigortalı tesiste 07/05/2014 tarihinde hasar meydana geldiğini, hasarın oluşumunda müvekkili şirketin herhangi bir ihmalinin bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin ağır kusur gerekçesiyle zararı karşılama yükümlülüğünü yerine getirmekten imtina ettiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 50.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 13/10/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile iyileştirme giderleri ve üretim kaybı yönünden talebini toplam 2.097.270,46 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait … … … Santralinde yer alan “bina, makine, tesisat, demirbaş ve techizat ile inşaatı tamamlanmış su toplama regülatörlerinden (tüm sistemleri ile birlikte su tünelleri, yaklaşım tünelleri, su taşıma boruları, cebri boru, yükleme havuzu, tüm makine ve sistemleri ile birlikte santral binası, şalt sahası) … santrali kuyruksuyu çıkışına kadar olan kısım” müvekkili sigorta şirketine 18/07/2013-2014 tarihleri arasında … Kapsamlı Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını; dava konusu sigortalı tesisin rehinli alacaklı olduğunu, bu nedenle davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini; ayrıca dava konusu hasar ve tazminat talebi ile ilgili davacı tarafça davadan önce takibe girişildiğini, bu nedenle nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını; esas yönünden ise, davacı talebinin poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu …’in bulunduğu saha ve tesiste meydana gelen zararın muafiyet altında kaldığını, bu nedenle dava konusu istemin yerinde olmadığını, herhalükarda davacının kusuru oranında sigorta tazminatından indirim yapılması gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Dava; davalı sigorta şirketine sigortalı olan davacı ait … inşaat tesisinde meydana gelen hasar nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen iyileştirme gideri (hasar giderim bedeli) ve üretim kaybının davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller ve dosya kapsamı birlikte incelenmek suretiyle davacı isteminin yerinde olup olmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının ve varsa miktarının tespiti için bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM … Elektrik Mühendisi …, İnşaat Mühendisi …, Sigorta uzmanı …I ve Makine Mühendisi Prof. Dr. M. …’ya tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 03/10/2018 tarihli bilirkişi ön raporunun, aynı heyetten alınan 01/03/2019 tarihli raporun ve bu kez taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine aynı heyet ve heyete eklenen Jeoloji Mühendisi …’dan alınan 29/07/2019 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında özetle; davacıya ait … inşaatında meydana gelen dava konusu hasarın oluşumunda, iletim hattının bulunduğu zeminde yaşanan Akma Hareketinin etken olduğu, iletim hattında birbirine eklenen anoların/parçaların zeminde oluşan akma hareketine dayanacak güçte olmadığı, sadece hattın kullanımı esnasında içinden geçecek suyun baskısını kaldırabilecek mukavemette/güçte oldukları, hattın oturduğu zeminde yaşanan bu denli bir akma hareketine dayanmasının beklenemeyeceği gibi iletim hattında işçilik ve uygulama hatasının bulunmadığı; en son alınan 27/09/2019 tarihli ek raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davaya konu hasarın giderimi ve iletim hattının yeniden işler hale gelmesi için davacı tarafından yapılan harcamanın KDV dahil 1.073.333,65 TL olduğu, davacı tarafça iyileştirme kapsamındaki işler düşülmesi sonucu yapılan hesaplamada iyileştirme masrafı / imalatlar toplamının 817.023,86 TL (244.193,87 Euro) olarak hesaplandığı; meydana gelen hasar nedeniyle santralde 141 gün elektrik enerjisi üretilemediği, bundan sigorta poliçesinde belirtilen 45 günlük muafiyet süresinin düşümü sonrası 96 gün için üretim kaybının 543.246,56 Euro olarak hesaplandığı, bu tutardan poliçede muafiyetler kısmında belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin muafiyeti olarak hesaplanan 160.603,56 Euronun düşülmesi gerektiği, bu doğrultuda davacının üretim kaybı yönünden talep edebileceği miktarın 1.280.246,60 TL (382.643 Euro) olduğu bildirilmiştir.
En son alınan 27/09/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu; daha önce alınan aynı bilirkişi kurulundan alınan raporlarına nazaran daha gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, daha önce alınan raporlara göre daha üstün tutulmak suretiyle mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davalı tarafça, dava konusu sigortalı tesis üzerinde dava dışı 3.kişinin rehin hakkı bulunması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere, rehin hakkı sahibi 3.kişinin davacı tarafça davanın açılmasına ve alacağını talep etmesine kayıtsız şartsız muvafakati bulunduğundan ve bu nedenle davacının dava açmaya hakkı olduğundan, davalının bu konudaki itirazı yerinde görülmemiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu kök ve ek raporları, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davacı tarafa ait … Santralinde 07/05/2014 tarihinde iletim hattının bulunduğu zeminde yaşanan akma hareketi nedeniyle tesiste hasar meydana geldiği ve bu tarih itibariyle söz konusu tesisin “Kapsamlı Makine Kırılması Sigorta Poliçesi” ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu anlaşılmakta olup; taraflar arasındaki uyuşmazlık, yer kayması nedeniyle oluşan ve davacı tarafça talep edilen iyileştirme gideri (hasar giderim bedeli) ile üretim kaybından kaynaklı zararların, taraflar arasında düzenlenmiş sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınıp alınmadığı, diğer bir anlatımla oluşan zararın davalı sigorta şirketinden talep edilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Alınan ve benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporuna göre; somut olaydaki hasarın zeminde oluşan akma harekinden kaynaklandığı ve hasarın oluşmasında herhangi bir işçilik ve uygulama hatasının bulunmadığı sabit olup; hasar nedeniyle 817.023,86 TL iyileştirme gideri ve 45 günlük muafiyet süresi düşüldükten sonra 1.280.246,60 TL üretim kaybı olmak üzere davacının toplam 2.097.270,46 TL zararının bulunduğu anlaşılmaktadır. (Bu miktara, bilirkişi raporunda sonuç olarak tespit edilen 244.193,87 Euro hasar giderim (iyileştirme) bedeli ile muafiyetler düşüldükten sonra üretim kaybı olan 382.643 Euro’nun toplamı olan 626.836,87 Euro’nun dava tarihindeki 3.3458 TL’lik kur karşılığından ulaşılmış olup, taleple bağlı kalınmıştır).
Yine benimsenen bilirkişi kurulu raporlarına göre, yukarıda açıklanan yer kaymasından dolayı oluşan ve davacı tarafça talep edilen zararların (rizikonun), taraflar arasında düzenlenmiş sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı ve TTK.’nın 1409.maddesi gereğince davalıdan tazmininin gerektiği, tazmini gereken toplam 2.097.270,46 TL’nin 500.000- Euro’luk poliçe limiti dahilinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davalı sigorta şirketine 16/05/2014 tarihinde yapılan başvuru dikkate alınarak TTK’nın 1427/2.maddesi gereğince bu tarihe 45 günlük sürenin ilavesi ile temerrüt tarihi olan 01/07/2014 tarihinden itibaren tazminine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ ile,
1-2.097.270,46 TL’nin 01/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 143.264,54-TL karar ve ilam harcından 853,88-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 142.410,66-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 101.575,87-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 853,88 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 3.500 TL bilirkişi ücreti ve 382,50 TL tebligat giderlerinin toplamı 4.769,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 15/04/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı