Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/486 E. 2018/1029 K. 22.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/486 Esas
KARAR NO : 2018/1029
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/05/2016
KARAR TARİHİ : 22/10/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketten 05/04/2012-25/04/2016 tarihleri arasında kesilen elektrik faturaları ile kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli kanunda gösterilmeyen ve davalı tarafından keyfi olarak tayin ve tahsil edilen birçok kalem adı altında haksız olarak tahsil edilen bedellerin şimdilik 5.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; 17 Haziran 2016 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun’un dava konusu olan tarife bileşenleri ile ilgili olarak getirdiği düzenlemeler çerçevesinde hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının belirsiz ve kısmi alacak davası olarak açılamayacağını, zaman aşımı süresinin dolduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı şirketin, sözleşmede ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kalemlerin tekrar kendisine ödenmesini talep edebilmesi mümkün olmayacağını, sözleşme ile faturaya itiraz usulü de sözleşme ile düzenlenmiş bulunmakta olduğunu, kayıp kaçak bedelinin tamamen yasadan kaynaklanmakta olup, yasal mükellefiyetler gereği uygulandığını, bunu uygulamanın idari müeyyidesi bulunmakta olduğunu, davanın idari yargıda açılması gerektiğini, kayıp-kaçak kavramını salt elektrik hırsızlığı sonucu ortaya çıkan tahakkuk kaybı olarak görmenin doğru olmadığını, elektriğin üretimden tüketime doğru gidişinde üretim, iletim ve dağıtım kayıpları oluşmakta olduğunu, sadece dağıtım düzeyindeki teknik kayıp oranlarının %15 seviyelerine geldiği yıllar yaşanmış olduğunu, kayıp-kaçak kavramının sadece elektrik hırsızlığı neticesinde ortaya çıktığını belirterek ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; taraflar arasında akdedilen sözleşme, elektrik faturaları, tanık, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; elektik piyasası kanun ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun, duyurular, taraflar arasındaki sözleşme, bilirkişi raporu, doktrin görüşü, her türlü yasal delillere dayanmıştır.
26/12/2016 tarihli celsede, davalı …Ş ‘ye ilişkin davanın ayrılarak tefrikine karar verilmiş ve mahkememizin … esasına kaydı yapılmış olduğu görülmüştür.
Dava: Kayıp /kaçak badeline vs. ilişkin Alacak davasıdır.
17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri ve emsal Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin 2016/20106 E. 2017/9319 K. Sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Açıklanan bu sebeplerle dava konusuz kalmış olmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 49,49 TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 6,80 TL vekalet pulu ve 805,2 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 930,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.