Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/471 E. 2020/116 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/471 Esas
KARAR NO : 2020/116

DAVA TARİHİ : 14/08/2009
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firmanın uluslararası taşımacılık lojistik hizmeti yaptığını, ticari ilişkiye bağlı İspanya’dan Portekiz’e – Portekiz’den İspanya’ya ve başka ülkelere nakliyat yaptıklarını, bu kapsamda davalı ile olan ticari ilişkiye bağlı cari hesap ilişkisi oluştuğunu, düzenlenen fatura bedelinden kalan miktarın ödenmemesi üzerine … 1.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından yaptıkları takibe itiraz edildiğini bildirerek, haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalıdan icra inkar tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mülga TTK. 767.Maddesi’ne göre taşımadan kaynaklanan taleplerinin 1 yılda zamanaşımına uğradığını, davacının yabancı firma oluşu nedeniyle teminat yatırması gerektiğini, esas yönünden ise talep edilen alacak konusunda taraflar arasında mutabakat bulunmadığını, konu hakkında düzenlenen bir çok faturanın haksız olarak davacı tarafından iade edildiğini ve talepte bulunulan faturaya yönelik hizmetin verildiğinin kanıtlanması gerektiğini ileri sürerek, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
İtiraza konu icra dosyasının incelenmesinden davacının 11/06/2009 tarihli takip talebinde 127.336,38 Euro’luk fatura alacağından 23.765,18 Euro’nun düşümü ile kalan 103.571,20 Euro üzerinden ve takipten %10 döviz faizi ile birlikte alacak talebinde bulunduğu, davalının kesinleşmiş borç olmadığı, uyuşmazlığın yargılamayı gerektiği itirazları üzerine takibin durduğu, duran takipten sonra İİK. 67.Maddesi’ne göre yasal sürede somut davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Kapatılan İstanbul 29. Asliye Ticaret mahkemesinin 2011/142 E sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama, toplanın kanıtlar, alınan bilirkişi asıl ve ek raporu içerir bilirkişi raporları değerlendirilmek suretiyle davada konu edilen alacağın cari hesap alacağına yönelik olduğu, davalı tarafın düzenlediği toplam 25.591,56 Euro’luk faturaların davacı tarafından iadeli taahhütlü olarak davalıya yasal sürede iade edildiği, davacı faturaları toplamının 127.336,38 Euro olduğu, davalı kaydında davacı tarafından düzenlenen faturaların ödenmemiş olarak yer aldığı, davacının davalıya dava konusu hizmeti fatura kapsamında verdiği ve alacağın likit olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin 103.571,20 Euro’ya takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesine göre %10 faizi geçmeyecek şekilde faiz yürütülerek devamına, takip tarihindeki efektif alış satış kuru üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatı tutarı 89.415 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiş olup Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/02/2014 tarih, 2013/11676, 2014/1848 sayılı ilamıyla dava, navlun alacağından kaynaklandığı iddia olunan alacağın tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Davalı taraf, alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuş, mahkemece ise taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu ve davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gerekçesi ile zamanaşımı def’ine ilişkin savunmasının reddine karar verilmiştir. Ancak, zaman itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı Yasa’nın 87. maddesi uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve anılan maddede ön görülen diğer koşulların mevcut olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta böyle bir sözleşmenin varlığı kanıtlanamadığına göre, mahkemece davalının zamanaşımı def’inin taşıma hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak uyuşmazlığın esasına girilmesi doğru görülmemiş, gerekçesi ile mahkememizin kararı bozulmuş ve usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmuştur.
Uyulan bozma ilamı taraflar yararına usuli kazanmış hak doğurduğundan uyulan bozma ilamı kapsamında işlem yapılması zorunludur. Davacı vekili her ne kadar yanlar arasındaki sözleşmenin taşıma sözleşmesi değil “Lojistik Hizmet Sözleşmesi” olduğunu, buna bağlı zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu ileri sürmüş ise de, bozmaya uyulmakla artık sözleşmenin taşıma sözleşmesi kapsamında ele alınması zorunludur.
6102 sayılı TTK’nun 855/1-2 maddelerine göre taşıma sözleşmesine dayalı alacak talepleri 1 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayda anılan bozma ilamında değinildiği şekilde yanlar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, davacının alacak istemine dayalı olarak taşıma sözleşmesi kapsamında davalıyı 1 yıllık süre içinde temerrüte düşürmediği belirlenmekle, alacağı zamanaşımına uğramış olduğundan davanın bu yönden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen iş bu karar davacı vekilince temyiz edilmiş ve dosya bir bütün halinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/02/2016 tarih 2015/5018 Es. 2016/1907 Kar. Sayılı ilamı, mahkemece taşıma sözleşmesine dayalı alacak taleplerinin bir yıllık zamanaşımına tabi olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, Dairemizin bozma ilamında davalının zamanaşımı definin taşıma hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğine işaret olunmuş, takibe dayanak hesap ekstresinde ise alacak kalemleri 17.10.2007-06.04.2009 arası olarak belirtilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK’nın 133/2 maddesine göre icra takibi zamanaşımını keser. Bu itibarla, mahkemece dava tarihinde yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK’nın 767. maddesi uyarınca zamanaşımı defi değerlendirilerek, 11.06.2009 tarihli icra takibi nedeniyle zamanaşımının kesileceği nazara alınarak, davacı tarafın ibraz ettiği faturaya dayalı alacaklarından hangilerinin zamanaşımına uğradığı ayrı ayrı tespit edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle bir yıllık sürenin dolmadığı alacak kalemleri yönünden de davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış gerekçesi ile mahkememizce verilen karanın bozulmasına karar verilmiş, usul ve yasaya uygun bulunan yargıtay ilamına uyularak yukarıdaki esas numarasını almıştır.
Mahkememizin 20/10/2016 tarihli celse iki nolu ara karar gereğince uyulmasına karar verilen yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve taraf vekillerinin bozma sonrası bildirdikleri tüm beyan ve bilgiler de değerlendirilerek bilirkişi kurulundan ek rapor tanzimine karar verilmiş , dosya bir bütün olarak bilirkişi heyetine tevdiği edilmiş, bilirkişi heyetince sunulan 19/01/2018 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile 30/11/2018 tarihli raporların dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlarda özetle; dava konusu olaya, eTTK.m.767’nin değil CMR 32’deki zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği, buna göre de esasen ziya ve hasar nedeniyle bir talepte bulunulmadığından sözleşmenin akdinden itibaren 3 aylık bir sürenin zamanaşımının başlangıcı olacak alınabileceği, ancak faturalarda bulunan çıkış ve varış tarihlerinin dahi dikkate alınarak bir zamanaşımı hesaplamasının bulunabileceği, bu nedenle kök raporda belirttikleri alacak tutarından sadece 17.10.20007 tarihli ve 847,80 Euro’luk fatura ile 17.1.2008 tarihli 80 Euro tutarındaki fatura toplamı olan 927,80 Euro’luk bir alacak kısmının zamanaşımına uğradığının söylenebileceği, davacı tarafından yapılan taşıma işine istinaden düzenlenen faturalar içerisinde 6762 sayılı TTK.nun 757.maddesine istinaden bir yıllık zaman aşımına uğramış olan iki fatura tutarının davacı alacağından tenzili ile belirlenen davacının icra takip tarihindeki alacağı 102.642,40 Euro olarak tespit edildiği kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, takip dosyası kapsamı, bilirkişi heyet raporlarının kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi heyet raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi heyet raporları yargıtay ilamları dikkate alınarak birlikte değerlendirilmesinde; dava konusunun navlun alacağından kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili için girişilen takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, eTTK.m.767’nin değil CMR 32’deki zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği, buna göre de esasen ziya ve hasar nedeniyle bir talepte bulunulmadığından sözleşmenin akdinden itibaren 3 aylık bir sürenin zamanaşımının başlangıcı olacak alınabileceği, ancak faturalarda bulunan çıkış ve varış tarihlerinin dahi dikkate alınarak bir zamanaşımı hesaplamasının bulunabileceği, bu nedenle kök raporda belirttikleri alacak tutarından sadece 17.10.20007 tarihli ve 847,80 Euro’luk fatura ile 17.1.2008 tarihli 80 Euro tutarındaki fatura toplamı olan 927,80 Euro’luk bir alacak kısmının zamanaşımına uğradığının söylenebileceği, davacı tarafından yapılan taşıma işine istinaden düzenlenen faturalar içerisinde 6762 sayılı TTK.nun 757.maddesine istinaden bir yıllık zaman aşımına uğramış olan iki fatura tutarının davacı alacağından tenzili ile belirlenen davacının icra takip tarihindeki alacağı 102.642,40 Euro olarak tespit edildiği anlaşılmış olmakla, davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının … 1. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına 102.642,40 Euro asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin asıl alacağa 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte ( yıllık %10 geçmemek üzere ) devamına,itirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %40 oranında hesaplanan 86.630,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalının … 1. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına 102.642,40 Euro asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin asıl alacağa 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte ( yıllık %10 geçmemek üzere ) devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %40 oranında hesaplanan 86.630,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 14.794,27-TL karar ve ilam harcından 1.824,80-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 12.969,47-TL eksik harcın davalıdan alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.824,80 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 18,10-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 2.852,10-TL olmak üzere toplam 2.870,20-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.844,37-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 23.610,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.959,78-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır