Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/47 E. 2021/828 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/47 Esas
KARAR NO:2021/828

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:07/01/2016
KARAR TARİHİ:08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bayilik Sözleşmesinin bu sözleşmenin taraflarınca feshedilmiş bulunduğu; davacının, (… olarak bilinen) davalı … A.Ş.’nin satıcılık sözleşmesi ile 2011 yılından beri bayisi olup, bu davaya konu hak edişlerin (alacağın) … … ünvanlı şahıs firmasının davacıya yasal ve hukuksal bir gerekçe gösterilmeden ödenmemesi; bununla yetinmeyip, davacı firmanın satışları gereği abonelere teslim edilmiş modem vb. aparatların sorumlusu ve zimmetlisi akdedilerek, hukuka, kanuna ve ticari örfe ve en önemlisi davalı şirketin bayilerine yönelik kendi talimatlarına aykırı ve keyfi bir şekilde davacıya çeşitli tarih ve tutarlarda itirazda bulundukları faturaları kesip göndermek suretiyle onu borçlu çıkartması üzerine satıcılık (bayilik) sözleşmesinin, taraflarından … 14. Noterliği’nin 08.12.2015 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile feshedildiğini, davalının hukuka aykırı olarak kestiği, davacıyı borçlu addeden faturaların; davalı tarafından, abonelere teslim edilmiş modem vb. aparatların sorumlusu ve zimmetlisi akdedilerek hukuka ve kanuna aykırı gerekçelerle davacıya ait … firmasına; 14.04.2015 tarihli, 3.750,00 TL tutarlı; 07.05.2015 tarihli, 1.482 TL tutarlı, 30.05.2015 tarihli, 6.562,80 TL tutarlı, 05.06.2015 tarihli, 4.433,10 TL tutarlı, 14.08.2015 tarihli, 1.200 TL tutarlı, 14.11.2015 tarihli, 900 TL tutarlı ve 30.11.2015 tarih, 544,93 TL tutarlı faturalar kesilerek, borçlu addedildiğini, davalının, hukuka, kanuna, ticari örfe ve akde göre ödemediği hakkedişlerin; 2013 yılı Şubat (dahil) ayından 2015 yılı Nisan (dahil) ayına kadar 27 ay süresince hesaplanan hakkedişler toplamı 100.015,00 iken bunun 33.926,01 TL’lik kısmının davalı tarafından davacıya ödendiğini, ödenmeyen kısmın davacı tarafından 66.088,99-TL olarak hesaplandığını, davalının temerrüdünün; faizin başlangıç tarihi olarak temerrüt tarihi; davalının hakkedişleri ödemesi konusunda davacının şifahi taleplerinin yanında e-mail yoluyla da talepleri olduğunu, bunların temerrüde esas görülmezse, ek-2’deki 18.12.2015 tarihli fesih ihbarnamesinin, bu da yeterli görülmezse dava tarihi, faiz başlangıç tarihi bakımından temerrüt tarihi kabul edilmek gerektiği düşüncesinde olduğunu, bayi-davacının satış-servis ve tamamlayıcı (aparat iade vb.) işlemleri nedeniyle hakkı olan hak edişlerinin şimdilik 10.000 TL kısmının, hak edildiği – muaccel olduğu temerrüt tarihleri itibariyle ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının bu davada veya ayrı bir dava ile talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere dava giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili şirketten, iddia olunduğu üzere hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, davacı ile davalı şirketin 2011 yılından itibaren imzalı Bayilik Sözleşmesi’ne istinaden ticari ilişki içerisine girmiş olduğunu, 08.12.2015 tarihinde davacı tarafın sözleşmesel hakkı olan fesih bildirimine istinaden taraflar arasındaki ticari ilişkinin son bulduğunu, davacı tarafın davalı şirketçe, var olduğunu iddia ettiği hakkedişlerin kendisine ödenmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının davalı şirketçe kendisine haksız olarak kesildiğini iddia ettiği faturalara itirazı … cezalarına ilişkin olanlar haricinde haksız olduğunu, … ile ilgili olan faturalara ilişkin anlaşmazlığın ise taraflar arasında çözümlenmiş olduğunu, bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, davacı şirketin 14.04.2015 tarihli, 3.750,00 TL tutarlı; 07.05.2015 tarihli, 1.482 TL tutarlı, 30.05.2015 tarihli, 6.562,80 TL tutarlı, 05.06.2015 tarihli, 4.433,10 TL tutarlı, 14.08.2015 tarihli, 1.200 TL tutarlı, 14.11.2015 tarihli, 900 TL tutarlı ve 30.11.2015 tarih, 544,93 TL tutarlı faturaların davalı tarafından haksız olarak tanzim edildiğini iddia ettiğini, söz konusu faturalara ilişkin düzenleme nedenlerinin aşağıda tablo halinde sunulduğunu;
… ceza faturalarının; … ile … ortak kampanyasından yararlanan üyenin faturasına yansıyan bir bilgiyi davalı şirket bayisinin yanlış vermesi durumunda …’ın davalı şirkete bayiden aldığı savunmaları da değerlendirdikten sonra fatura kestiğini, davalı şirketin de bayi hatasından kaynaklanan faturayı bayiye yansıttığını, tabloda yer alan 30.05.2015 tarihli 6.582,80 TL tutarlı, 05.06.2015 tarihli 4.433,10 tutarlı faturaların davacı tarafa bu işleyiş içerisinde düzenlenmiş olup, akabinde … tarafı ile ihtilafın çözümlendiğini ve davacı taraftan 26.08.2015 tarihli 11.258,20 TL tutarında iade fatura alındığını, dolayısıyla davacı taraf ile davalı arasında itiraz konusu iki fatura kapsamında herhangi bir ihtilaf bulunamadığını, davacının itirazına konu bu iki faturaya ilişkin ihtilaf, yetkili servis sözleşmesinin feshedilmesinden aylar öncesinde zaten hallolunmuş bir mesele olduğunu, dava dilekçesinde sanki bu hususta bir ihtilaf varmış gibi beyan ve iddialarda bulunulması ve davalı şirketin borçlu çıkarılmaya çalışılmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, kayıp ekipmanlara ilişkin davalı şirketçe davacı tarafa düzenlenen faturaların usulüne uygun ve haklı olup, davacının aksi yöndeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, nitekim davalı şirketin, yetkili servis olan davacı tarafın sorumluluğunda olan ve fakat mülkiyeti davalı şirkete ait olan ekipmanların davacının kusurundan kaynaklı ziyaından, kaybından doğan zararını davacı tarafa yansıtma hakkının olduğunun aşikar olduğunu, davacının davalı şirketten alamadığını iddia ettiği hakkedişlerini dayandırdığı ve dilekçesi ek-3’ünde ibraz ettiği hakkediş ayrıntılı hesap tablosunun gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinin ekinde, iddia ettiği hakkedişlerine dayanak olarak kendince hazırladığı bir hakkediş hesap tablosu sunduğunu, yasal hiçbir niteliği bulunmayan bu evraka hiçbir surette muvafakat etmediklerini, söz konusu hak ediş tablosunun davacı haklı ve hukuki hiçbir veriye dayanmaksızın tamamen keyfi olarak hazırlanmış bir tablo olduğunu, davacı tarafın 2013 yılı Şubat ayından (Şubat Dahil) itibaren 2015 yılı Nisan ayına (Nisan Dahil) kadar olan hakkedişlerine ilişkin gerçek verileri yansıtır ayrıntılı hesap tablosunun ekte Sayın Başkanlığınız takdirlerine sunulduğunu, davacı tarafın varlığını iddia ettiği hakkedişlerini neye, hangi hizmetlere dayandırdığının dahi belli olmadığını, taraflar arasında imzalı bulunan … Teknik Servislik ve Bayi Sözleşmesi’nin 4.1.2.25 numaralı maddesinin aynen; “Bayi, işbu sözleşmeyle yükümlendiği edimler mukabilinde …’ün yazılı olarak kabul ettiği hususlar hariç olmak üzere herhangi bir ücret, komisyon, tellaliye vs, talep etmeyecektir. Bayi, bu durumu peşinen kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklinde olduğunu, davacı taraf varlığını iddia ettiği hakkedişlerini ispat etmek bir yana, bu iddialarını neye dayandırdığını dahi açıklayamamış olmakla birlikte, söz konusu sözleşmenin hükümlerine de açıkça aykırı davrandığını, davalı şirket ile davacı taraf arasında 2015 yılı sonu itibariyle hesap kesim (mutabakat) işlemleri devam etmekte olup, davacının huzurdaki davayı açmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, davalı şirket ile davacı taraf arasındaki mali işlem hareketlerini gösterir 2015 yılı cari hesap dökümlerinin ekte Sayın Başkanlığınız takdirlerine sunulduğunu, bu kayıtlar uyarınca hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir miktar alacak çıkacak olsa dahi, söz konusu alacağın ticari işleyiş uyarınca henüz hesap kesinleştirme, mutabakat işlemi tamamlanmadığından davacı tarafa ödenmemiş olup, davacı tarafın bu sürecin bir tarafı olmakla birlikte sürecin bilincinde olduğunu, hal böyle iken davacı tarafın huzurdaki davayı açmasının açıkça kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, davacının kötü niyetinin hukuk düzenince korunamayacağını, taraflar arasında imzalı sözleşmenin Delil Kaydı başlıklı 14. Maddesinin aynen; “Bayi, ihtilaf çıkması halinde uyuşmazlıkların halinde …’ün defter ve kayıtları kesin delil hükmü taşıyacağını beyan, kabul ve taahhüt eder.” şeklinde olup, davalı şirketin ticari defter kayıtlarının kesin delil niteliğini haiz olduğunu, davacı tarafın temerrüde ilişkin beyan, iddia ve taleplerinin hukuken kabul edilemez nitelikte olduğunu, nitekim davalı şirketin temerrüde düşmüş olmadığını, davacı tarafın davalı şirket ile olan ticari faaliyetleri kapsamında taraflar arasındaki hesap kesim işlemleri devam etmekte iken huzurdaki kötü niyetli davayı açan davacının davalı şirketi temerrüde düşürdüğü yönündeki iddialarının kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı taraf delil olarak; bayilik sözleşmesi, tarafların ticari defter ve kayıtlar,ı faturalar, nter ihbarnamesi, fesih ihbarnamesi, hak ediş raporları, mailler, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve diğer yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; taraflar arasında imzalanan Teksin servis sözleşmesi, faturalar, taraflar arasındaki 2015 yılı cari hesap dökümleri, müvekkili şirket ticari defter ve kayıtları, emsal Yargıtay İçtihatları, bilirkişi incelemesi, tanık ve sair her türlü delillere dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; bayilik sözleşmesi çerçevesinde davacının davalıdan talep edebileceği dava tarihi itibariyle alacağı olup olmadığı, varsa bunun hangi kalemlerde oluştuğu, ne kadar olduğu, davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği ve davacının kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya SMMM bilirkişisi … ve hukukçu bilirkişi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; Taraflar arasında 05.04.2010 tarihinde dıgıUirk teknik servisltk ve satıcılık sözleşmesi imzaladığı ve davacının bayi sıfatıyla dıgıpaket veya yayın içerik paketlerinin satışı, kurulum yapılması, arıza hallerinin giderilmesini üstlendiğinin anlaşılmakta olduğunu, davacı tarafın, davalının dava konusu hak edişleri bir gerekçe göstermeden ödemediğini ve firmanın satışları gereği abonelere teslim edilmiş modem vb. aparatların sorumlusu ve zimmetlisi addedilerek, keyfi bir şekilde çeşitli tarih ve tutarlarda itiraz konusu faturalar kesip göndererek onu borçlu çıkarttığını beyan etmektedir, Netice olarak, davalının eksik hak ediş hesaplanması sebebiyle ödemediği tutarların ödenmesini talep etmekte olup, arıca söz konusu doneme ait kendileri tarafından iade alman ekipman sayılarının ve kaç tanesinin hak edişinin ödenmediğinin tespiti ve bunların toplam tutarlarının belirlenmesini talep etmekte olup, mevcut dosya kapsamı ve tarafların ticari defler kayıtları üzerinde yaptıkları bilirkişi incelemesi sonucu; mevcut dosya kapsamına göre taraftarın birbirlerine karşı alacak ve borçlarının bulunmadığına dair rapor sunmuşlardır.
-Mahkememizin 14/09/2017 tarihli celsesinde alınan bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olduğu, bilirkişiler ; davacı taraftan, davalı tarafa sözleşme süresi boyunca düzenlemiş olduğu tüm faturaların okunaklı birer suretinin mahkemenize ibraz edilmesine, tarafımızdan düzenlenen 16/06/2017 tarihli Bilirkişi Raporu düzenleme aşamasında davacı taraf ticari defterlerini incelemesinin yapılamamış olduğunu, her ne kadar mahkemeniz tarafından yerinde inceleme kararı verilmiş ise de davacı ticari denerlerinin mahkemeniz duruşma salonunda ibraz edilmesini, davalı taraftan; davacı tarafa sözleşme süresi boyunca düzenlemiş olduğu tüm faturaların ve banka ödeme makbuz ve dekontların okunaklı birer suretinin mahkememize ibraz edilmesine karar verilmesini talep etmişler, taraflardan istenen ticari defter, belge ve bilgilerin dava dosyasına ibraz edilmediğinden rapor tanzim edilememiştir.
-Mahkememizin 04/06/2018 tarihli celsesinde alınan ara karar uyarınca, ek rapor alınmasına karra verildiği sunulan ek raporda: Davacı yanın incelcncn 2013-2014-2015 yılına ait kendi ticari defterlerinde davalı yanın davacı yana 31.12.2015 tarihi itibariyle 21.819,32 TL borçlu olduğunun görülmüş olduğunu, davalı yanın kök rapor da incelenen 2013-2014-2015-2016 yılına ait kendi ticari defter kayıtlarında ve muavin defter dökümünde, davacı yanın davalı yandan 31.12,2016 tarihi itibariyle herhangi bir alacağı veya borcu olmadığı, hesap bakiyesinin -0- olduğunun görülmüş olduğunu, bu durumda 21,819,32 (-) 0.00 = 21.819,32 TL taraflar arasında fark çıktığını, taraflar arasında çıkan bu 21.819,32 TL farkın ortaya çıkarılabilmesi için davacı tarafın 2016 yılı ticari defter ve eki belgelerinin dava dosyasına ibraz edilmesi gerektiğine dair ek rapor sunmuşlardır.
-Mahkememizin 07/12/2021 tarihli celsesinde yeni bir heyetten rapor alınmasına karar verildiği ve SMMM bilirkişisi … ve hukukçu bilirkişi … sunmuş oldukları raporlarında: Davacıya sözleşme ile inaktif müşterilere ait kutuların ve kartların bunlardan alınarak davalıya verilmesi halinde bir ücrete hak kazanacağının kararlaştırıldığını, tarafların bir kısım kutu ve kart toplanması ve teslimini gerçekleştirdikleri ve bu işlemlerin hakediş raporlarına yansıdığını, davalı tarafından kabul edilen rakamların hakedişe yansıyan rakamlarla uyumlu olduğunu, davacının daha fazla kutu ve kart teslim ettiği iddiasının belgelendirilemediği bu sebeple hakediş alacağını ispat edemediğine dair rapor sunmuşlardır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, farklı heyetlerden alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile dosyamız kapsamında bulunan tüm bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 05/04/2010 tarihinde dıgıturk teknik servis ve satıcılık sözleşmesi imzaladığı, davacının bayi sıfatıyla dıgıpaket veya yayın içerik paketlerinin satışı, kurulumunun yapılması, arıza hallerinin giderilmesinin üstlenildiği, sözleşme ile inaktif müşterilere ait kutuların ve kartların bunlardan alınarak davalıya verilmesi halinde davacının ücrete hak kazanacağının kararlaştırıldığını, tarafların bir kısım kutu ve kart toplanması ve teslimini gerçekleştirdikleri, bu işlemlerin hakediş raporlarına yansıdığını, davalı tarafından kabul edilen rakamların hakedişe yansıyan rakamlarla uyumlu olduğu, davacının daha fazla kutu ve kart teslim ettiği iddiasını belgelendiremediği anlaşılmakla, dosyamız kapsamı ve birbiri ile uyumlu, denetime elverişli bilirkişi raporları doğrultusunda davacının alacağını ispatlayamadığından bahisle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelere binaen;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,78-TL den mahsubu ile kalan 111,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzünde, davacı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup ana hatları ile anlatıldı.08/11/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı