Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/446 E. 2018/127 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/446 Esas
KARAR NO : 2018/127
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2016
KARAR TARİHİ : 22/02/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 21/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı yan arasında, … A.Ş’nin %50 hissesinin 30/10/2010 tarihinde iade edilmek üzere devri hususunda varılan mutabakat ile işbu iadenin sağlanmaması halinde ödenmek üzere 750.000,00 TL bedelli senedin teminat olarak verileceğini düzenleyen bir mutabakat imzalandığını, belirlenen vadede hisselerin iadesi gerçekleştirilmediğinden, müvekkili tarafından, davalı hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat borçlu yan takibe itiraz ettiği için takibin durduğunu, oysa, davalının imzasını taşıyan 07/06/2009 tarihli protokol hükümlerine göre, kendisine devredilen hisseyi vade tarihinde müvekkiline iade etmediği gibi, hissenin iadesinin sağlanmadığı takdirde ödenmesi kararlaştırılan teminat senedini de ödemediğini, protokol hükümlerini ihlal ettiğini, bu sebeple itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile 30/10/2010 vade tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, ayrıca, %20 icra inkar tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana, dava dilekçesi ekli, duruşma günü bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş, ancak, davalı duruşmaya gelmediği gibi, yazılı bir beyanda da bulunmadığından, davacının davasını inkar etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı-alacaklı … tarafından, davalı-borçlu …n hakkında, 07/06/2010 tanzim tarihli, 30/12/2010 vadeli, 750.000,00 TL bedelli bir adet senede dayalı olarak, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 07/01/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun vekili aracılığı ile yasal süre içerisinde vermiş olduğu 09/01/2014 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca “İtirazın iptali” istemine ilişkindir.
Davalı-borçlu vekilinin icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde; takibe dayanak senedin, bir sözleşmenin teminatı olarak verildiğini, kambiyo senedi sayılmadığını, bir alacağın belgesi olarak kabul edilmediğini, taraflar arasındaki ticari işlemin neticesine göre değer kazanan belgelerden olduğunu, müvekkilinin alacaklıya bir borcu olmadığını, kendilerine örneği gönderilen bono üzerinde tanzim tarihi bulunmadığını, senet metninde açıkça teminat olduğu belirtilmekle, alacaklı tarafından ancak hangi işlemin teminatı olarak verildiği iddia edilecekse o konu ile ilgili takip yapması gerektiğini, alacağın muhakemeyi gerektiren bir talebe dayandığını, alacak miktarının hangi sebebe dayandığının ve hangi ticari işlemle alacaklı olunduğunun da belirtilmediğini ileri sürerek takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalıya, davaya konu 07/06/2009 tarihli protokol ve 08/06/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi içeriği ve altında davalıya atfen atılan imzalarla ilgili olarak isticvap davetiyesi gönderilmiş, belirtilen duruşma gün ve saatinde mazeretsiz olarak hazır bulunmaması halinde, belirtilen isticvaba konu protokol ve sözleşme içeriği ve altındaki imzaları kabul etmiş sayılacağı ihtar edilmiş ise de davalı belirtilen duruşma gün ve saatinde hazır bulunmamış, herhangi bir mazeret de bildirmemiştir.
Uyuşmazlığın niteliği itibarıyla çözümü, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, mahkememiz dosya tamamı, iddia, savunma ve toplanan tüm deliller incelenerek, rapor tanzim edilmek üzere Hukukçu ve Mali Müşavir bilirkişilerden oluşan 2 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Prof. Dr. … ve…, mahkememize sunmuş oldukları raporda; davacı…nin … A.Ş’e 18/01/1982 tarihinde ortak olup, 08/06/2009 tarihinde ortaklıktan ayrıldığını, davacının 08/06/2009 tarihli hisse devri sözleşmesi ile …A.Ş’deki %50 hissesini ve 25.000,00 TL tutarındaki sermayesini …’a devrettiğini, …ki ile … arasında imzalanan 07/06/2009 tarihli protokole göre, …A.Ş’deki %50 oranındaki …ki hisselerinin …’a 30/10/2010 tarihli ve 750.000,00 TL bedelli teminat senedi aldığının ve …’ın bu hisseleri yine 30/12/2010 tarihinde iade edeceğinin, iade etmez ise söz konusu senedin bedelinin ödeyeceğinin hükme bağlandığını, 30/12/2010 tarihinde ve sonrasında … tarafından, …’ye söz konusu şirketin tekrar hisse devri olmadığını, uyuşmazlık konusu teminat senedi üzerinde, senedin teminat senedi olduğu ifadesine yer verildiğini, bunun dışında hangi sözleşmeye istinaden verildiğinin belirtilmediğini, ancak, davacı tarafından ibraz edilen 07/06/2009 tarihli hisse devrine ilişkin protokolden, dava konusu senedin bu sözleşmeye istinaden verildiğinin anlaşıldığını, zira, protokolde hisse devrinin karşılığı olarak miktarı ve vadesi belirli bir bonoya atıfta bulunulduğunu, dosyada mevcut evraklar üzerinde yapılan incelemelerde davacının protokole uygun biçimde payını devrettiğinin ama öngörülen tarihte payların kendisine tekrar devredilemediğinin tespit edildiğini, davalı tarafından, davacıya borcu olunmadığı ileri sürülmüş ise de devralınan hisselerin bedellerinin ödenip ödenmediği veya nasıl ödendiği hususunda belge sunulmadığını, davacının hisse devri işlemleri sebebiyle teminat senedini nakde çevirme ve devir bedeli şeklinde herhangi bir menfaat elde edemediğini, davacının taraflar arasındaki protokole istinaden, davalıdan, hisse devrine karşılık 750.000,00 TL talep edebileceği kanaatine varıldığını bildirmişleridir.
Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekmektedir. Dava konusu senet üzerinde, senedin teminat senedi olduğu belirtilmiş ise de hangi sözleşmeye istinaden verildiği açıkça belirtilmemiştir. Ancak, davacı tarafça sunulan ve davalı tarafından imzası reddedilmeyen 07/06/2009 tarihli hisse devri sözleşmesinden, dava konusu senedin bu sözleşmeye istinaden verildiği açıkça anlaşılmıştır. Bu bağlamda; tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre, davacının, kendisine ait … A.Ş hisselerini, davalı ile aralarında düzenlenen 07/06/2009 tarihli protokol gereğince, 30/12/2010 tarihinde kendisine iade edilmesi şartıyla devrettiği ve iadenin gerçekleşmemesi halinde ödenmek üzere 750.000,00 TL bedelli senedi teminat olarak aldığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile de 30/12/2010 tarihinden sonra hisselerin davacıya devredilmediği gibi teminat senedinin de tahsil edilemediğinin tespit edildiği, ayrıca, davalı tarafından da devralınan hisselerin bedellerinin ödenip ödenmediği hususunda bir belge sunulmadığı ve bu doğrultuda, davalı borçlunun vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği anlaşılmakla; davacının davasının kabulü ile davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yaptığı itirazının iptaline, takibin talepname koşullarıyla devamına, ayrıca, İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca, itirazın iptaline karar verilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatının, davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM : Yukarıdaki açılanan nedenlerle;
Davanın kabulüne,
1-Davalı borçlun İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yaptığı itirazının iptaline, takibin talepname koşullarıyla devamına,
2-İtirazın iptaline karar verilen 750.000 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 150.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 51.232,50-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 12.808,13-TL peşin harcın(+icraya yatan) mahsubu ile bakiye 38.424,37-TL’nin davalıdan alınıp, maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 43.950,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan aşağıda dökümü yapılan toplam 14.441,93 TL yargılama giderinin davalı alınıp davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalının yokluğunda HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Başkan
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Katip
¸e-imzalı

Davacı Yargılama Gideri:
27,70 TL Başvuru Harcı
12.808,13 TL Peşin Harç
4,10 TL Vekalet harcı
1.500,00 TL Bilirkişi ücreti
+ 102,00 TL Tebligat posta giderleri
14.441,93 TL Toplam