Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/434 E. 2018/435 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/434 Esas
KARAR NO : 2018/435
DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kurulduğu günden beri inşaat, turizm, otelcilik ve mimarlık sektöründe hizmet vererek faaliyetlerini artarak devam ettirdiğini, müvekkili şirketin 2013-2014 ve 2015 yıllarına ait bilançolarını incelendiğinde dönen varlıkların 2013 baz yılına göre 17.303.084,49 TL’den 7.858.560,33 TL’ye gerileyerek %54,58 azaldığını, kısa vadeli yabancı kaynakların ise baz yılına göre 15.295.172,15 TL’den 13.280.683,35 TL’ye gerileyerek %13,17 azaldığını, müvekkili şirketin öz kaynaklarının, yabancı kaynaklarının 16.255.123,26 TL’den 13.318.723,14 TL’ye azaldığını ve %18,06 gerilediğini, öz kaynaklarında 2.424.367,90 TL’den 1.772.396,38 TL’ye düşerek %26,89 azaldığını, müvekkili şirketin 2013-2014-2015 yıllarında zararda olduğunu, müvekkili şirketin aktif malvarlığı 7.858.560,33 TL, pasifi ise 13.280.683,35 TL olduğunu, müvekkili şirketin toplam 5.774.978,98 TL borcu olduğunu, iyileştirme projesi, müvekkili şirket tarafından hazırlanıp sunulduğunu, şirketin 3 yıl içinde 15.550.000 TL toplam cirosu olduğunu, şirketin iş hacmi ile performansı ve davam eden işlerden yapacağı hak edişler ile yatırımları tamamlandığını, ancak henüz gelir sağlama aşamasına gelmeyen işlerden elde edeceği 2016-2017-2018-2019 yıllarına ilişkin toplam net kar beklentisinin 830.880 TL olduğunu, şirketin 1 yıl içinde mevcut ekonomik tabloları düzeltecek güce ve ekonomik olgunluğa sahip olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle iflasın ertelenmesi talepleri hakkında karar verilinceye kadar ihtiyati tedbirlere hükmedilmesini, müvekkili şirket hakkında iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahiller vekilleri vermiş oldukları müdahale dilekçelerinde davacı şirketin müvekkillerine önemli miktarda alacaklı bulunduğundan dolayı alacaklı olarak mağduriyetlerinin önlenmesi bakımından müdahale talebinde bulunduklarını ileri sürmüşlerdir.
Talep; davacı şirket bakımından İİK’nun 179.vd.md gereğince iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir.
Davacı şirketin dava tarihi itibariyle Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan merkez adresinin mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idare sınırlar içinde kaldığı saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde TTK’nun 376/3.maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir.
Bilindiği üzere sermaye şirketlerinin iflasına karar verilebilmesi için TTK 376 ve İİK 179 maddeleri uyarınca şirketin borca batık durumda olması zorunludur. Ayrıca İİK 329/a maddesi uyarınca şirketin fevkalade mühletten faydalanmamış olması ve ayrıca İİK 179/1 maddesi son cümlesi uyarınca da iyileştirme projesinin mahkemeye sunulmuş ve ayrıca projenin ciddi ve inandırıcı olması ve bu projeyle de şirketin ıslahının mümkün olması koşullarını birlikte bulunması gerekmektedir.
Diğer bir anlatımla, sermaye şirketleri hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilebilmesi için, şirketin varlıklarının borçları karşılamaya yetmemesi başka bir deyimle şirketin borca batık halde olması, şirketin bu durumunun iyileştirilmesinin mümkün bulunması ve alacakların haklarının korunarak, alacaklıların durumunun iflasın derhal açılmasına oranla ağırlaştırılmaması şarttır. Şirketin durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmasına ilişkin şart; sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığının, iyileştirme projelesi yardımıyla inandırıcı bulunmasını gerektirmektedir. Borca batık durumdaki şirketlerin iyileştirme projelerinin belirli bir sürede ve süreç içinde, yapılacak işlemler, alınacak tedbirler ve ortaya konulacak enstrümanlarla borca batıklıktan çıkabilme ve iyileşmeyi sağlayabilecek “gerçekçi, ciddi, güvenilir, inandırıcı ve samimi nitelikte” olması zorunludur. Alınacak tedbirler ve kullanılacak enstrümanların niçin gerekli oldukları ve ayrıca nasıl uygulanacakları açık bir şekilde gösterilmeli, iyileştirme projesinin unsurları dürüst, objektif ve sağlam verilere dayanmalı, gerçekleşmesi son derece muhtemel ve uygulanabilir hedeflerden, öngörülen ve gerçekçi tahminlerden oluşmalı, dayanaksız ve hayali varsayımlara yer verilmemelidir.
Davacı tarafça sunulan iyileştirme projesinin ve bilançonun İİK.nun 179.maddesi kapsamında “Ciddi ve İnandırıcı” bulunup bulunmadığının ve şirketin borca batık durumda olup olmadığının belirlenmesine ve ihtiyati tedbir isteminin değerlendirilmesi için davacı tarafça ibraz edilen bilanço ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, alınan rapor ve ek raporların dosya arasında olduğu görülmüştür.
En son alınan 23/03/2018 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; 31/12/2017 tarihi itibariyle 3.000.000 TL tutarındaki sermayesi tamamen ödenmiş durumda görünen davacı … Şti.nin, TTK md. 376 çerçevesinde ve aktiflerin satış değerleri esas alınmak suretiyle yapılan hesaplama sonuçlarına göre; -1.153.799,92 TL borca batık durumda olduğu, ancak, hukuki açıdan borca batıklık meselesinde yaklaşıldığında, 2011 yılında keşide edilmiş faturanın 2016 yılında iade edilmiş olması, keşide tarihi ve basiretli tacir gibi davranma yükü dikkate alındığında davacının iddia etmiş olduğu gibi iade faturasının sehven 2015 yılında kayıtlara alınmamış olması, iade faturasına konu olan meblağın (930.000 TL), davacı şirketin 2016 yılı net satışlarının 1.417.686 TL olduğu ortamda yaklaşık iade faturasına konu meblağın 2016 yılı net satışlarının yarısından fazla olduğu bir durumda sehven kayıtlara alınmamış olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği dikkate alındığında söz konusu iade faturasına konu meblağın borca batıklık miktarının belirlenmesinde dikkate alınamayacağı, ayrıca borca batıklığın belirlenmesinde güncel rayiç değerlerin esas alınması gerektiği, fakat somut olayda dosya kapsamı ele alındığında en son rayiç değer hesaplamasının 3 yıla kadar (2015 tarihi itibari ile) eskiyle dayanmakta olduğu dikkate alındığında bu hususun dahi dikkate alınması gerektiği, davacı yanın bir sermaye arttırımı taahhüdüne de rastlanılmadığı, yargıtay kararları dikkate alındığında, sermaye artış taahhüdü içermeyen bir projenin inandırıcılığından söz edilemeyeceği, somut olayda davacı şirket sermaye artırım taahhüdünde bulunup bu yönde bir ödeme yapmadığından iflasın ertelenmesi şartlarından olan “derhal iflas kararına nazaran erteleme kararı ile alacaklıların durumunun daha da kötüleşmemesi gereği”ne davacı yanın uygun hareket etmediği, mevcut durumda alacaklıların daha da risk altında bulunduğu, davacı şirketin iflasın ertelenmesi sürecinde alacaklılar aleyhine sonuç doğuracak biçimde istifade etmekte olduğu ve üretim ticari karlılık sebebi ile mali durumunun iyileşmesinden de söz edilemeyeceği bildirilmiştir.
Davacı şirketin ve davacıdan alacaklı olanların menfaatlerinin korunması için uygun görülecek iyileştirme projesinin uygulanması, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun kararlarını, şirket ile ilgili şirketi borçlandırıcı tasarruf yönündeki tüm kararlarının onaylanması için İ.İ.K.179/a maddesi gereğince Yeminli Mali Müşavirler… ve İnşaat Mühendisi …’nın denetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş, kayyım raporlarının dosya arasında olduğu görülmüştür.
27/04/2018 tarihli kayyım raporunda; kayıtlı değerlere göre düzenlenmiş bilanço tablolarına göre, 31/12/2016 tarihi itibariyle +136.845,63 TL olan şirket özvarlığının, 31/03/2017 tarihinde -15.061,04 TL’ye, 30/06/2017 tarihinde -216.210,17 TL’ye, 30/09/2017 tarihinde de 328.309,96 TL’ye gerilediği, şirketin 3.000.000 TL olan ödenmiş sermayesini yitirdiği, borca batık olduğu, alıcılar hesabına şirkete borcu gözüken firmaların, 2016 yılında devreden toplam 315.950,49 TL tutarındaki borç miktarında son üç aylık dönemde de değişiklik olmadığı, anılan alacaklarla ilgili mutabakat belgesi veya bu şirketler hakkında yasal işlem başlatıldığını gösterir herhangi bir belgenin bulunmadığı, son 3 aylık süre içinde, ihale yoluyla alınmış olan işler nedeniyle, … işi ile ilgili olarak 6.532,33 TL ve … Projesi ile ilgili olarak 100.856,27 TL olmak üzere toplam 107.388,60 TL harcama yapıldığı, … işi ile ilgili olarak 226.510,30 TL, … Projesi ile ilgili olarak 47.069,85 TL olmak üzere toplam 273.580,15 TL tutarında hakediş düzenlendiği, 158.274 TL iş avansı ödenmesinin yapıldığı, ödenen bu tutarlara karşılık 31/12/2017 tarihi itibariyle sunulmuş harcama belgesinin bulunmadığı, satıcılar hesabında şirketten alacağı gözüken firmaların 2016 yılından devreden toplam 1.177.386,88 TL tutarındaki alacak bakiyesinde son 3 ayda da değişikliğin olmadığı, anılan borçlarla ilgili mutabakat belgesi veya bu şirketler tarafından yasal işlem başlatıldığını gösterir herhangi bir belgenin bulunmadığı, ihale yolu ile alınan işlerin tamamlanması ile birlikte geçici ve kesin kabuller yapıldıktan sonra hakediş gelir ve maliyet unsurlarının gelir tablolarına yansıtılacağı, şirketin feshedilen …ve Geçici Kabulü yapılan … … Medresesi uygulama işleri ilgili brüt satış karının 758.289,34 TL olduğu, 2017/4.dönem geçici vergi beyannamesine göre; şirketin brüt satış karının 766.023,97 TL, dönem net zararının 1.128.070,67 TL olduğu, 1.334.646,85 TL tutarındaki kanunen kabul edilmeyen giderler nedeniyle, 2017 dönem mali karının 206.576,18 TL olduğu, kanunen kabul edilmeyen giderlerin tamamına yakın sayılabilecek kısmının son üç aydaki işlemlerden kaynaklandığı, 2017 yılının son üç aylık dönemine ait işlemlere yönelik incelemelerin sürdürüldüğü bildirilmiştir.
23/03/2018 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ve 27/04/2018 tarihli kayyım raporu somut verilere dayandığından, denetlenebilir gerekçeli olduğundan yerinde görülerek hükme dayanak alınmıştır.
Dosya içeriği deliller, 27/04/2018 tarihli kayyım raporu ve bilirkişi kurulunun 23/03/2018 tarihli ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin borca batık durumda olduğu, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, davacı şirketin iflas erteleme sürecinin alacaklılar aleyhine olduğu, alacaklıların durumunun daha da kötüleşeceği, alacaklıların daha da risk altında bulunduğu, işletmenin faaliyetinin bu şartlar altında sürdürmesinin imkansız hale geldiği ve şirketin borca batıklıktan kurtulamayacağı, davacı şirketin faaliyet alanı, yaptığı işin niteliği ve kapsamı dikkate alınarak 6102 Sayılı TTK.nun 376. (Eski TTK.nun 324.) ve İİK.nun 179.maddesi kapsamı uyarınca, borca batık durumda olan davacı şirketin iflas erteleme koşullarının bulunmadığı anlaşıldığından, iflasına karar verilmesi gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı şirketin iflas erteleme isteminin reddine,
2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün…sicil numarasına kayıtlı davacı… ŞİRKETİNİN iflasına,
3-İflasın 03/05/2018 günü saat 16:41 itibariyle açılmasına,
4-İflasın açıldığını iflas müdürlüğüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
5-İİK gereği gerekli yasal ilanların iflas müdürlüğünce yaptırılmasına,
6-Dosyada bulunan iflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
7-İflas ertelemeye ilişkin mahkememizce konulan tedbirlerin kaldırılmasına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi Hükümleri uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar ilam harcından peşin yatırılan 29,20-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 6,70-TL’nin davacıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan gider avanslarından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, huzurdaki taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tüm taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Katip
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.