Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/406 E. 2018/935 K. 01.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/360 Esas
KARAR NO : 2018/936
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/04/2016
KARAR TARİHİ : 01/10/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 06/12/2011 tarihli “Elektrik satış sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu kapsamda söz konusu sözleşmenin feshedildiği 31/03/2012 tarihine kadar davalı şirket tarafından müvekkili şirkete fatura karşılığında elektrik enerjisi tedarik edildiğini, davalı şirketin “…ithalat ihracat ve elektrik enerjisi toptan satış A.Ş.” olan ticari unvanını “…’ olarak değiştirmiş olduğunu, ancak sözleşme süresi boyunca davalı yanca tanzim edilen faturalara, davalı şirket tarafından tedarik edilen elektrik enerjisi tüketim bedeli dışında , hukuka aykırı şekilde kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, üretim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedellerinin de yansıtılmış olduğunu, söz konusu bedellerin elektrik faturasına yansıtılmasının hukuka aykırı olduğunu ve bu bedellerin tahsil edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin gerek genel uygulamanın bugüne kadar bu şekilde olması gerekse de aboneler tarafından ödeme yapılmaması halinde elektriğin kesilmesi tehlikesi karşısında bu faturaları zorunlu olarak düzenli şekilde ödemiş olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … E. … K. Sayılı 21/05/2014 tarihli ilamı ile kayıp kaçak bedellerinin abonelere iadesine karar verilmiştir, Yargıtay …HD … E.-… K-23/09/ T. YARGITAY…HD … E- … K – … T. Açıkça görüldüğü üzere, müvekkili şirketten haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedellerine karşılık olarak şimdilik 5.000 TL’nin fiili ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi İle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Davacı beyanı doğrultusunda abonelik sözleşmesinin 2011 yılının sonunda …A.Ş. unvanı kullanılırken imzalamış olduğu anlaşılmakla birlikte hali hazırda müvekkili şirket ile aralarında yürürlükte bir abonelik sözleşmesi bulunmadığını, dava dilekçesinde dava konusu faturaların belirtilmemiş olduğunu, dava konusu döneme ilişkin defter ve belgeler, Maliye Bakanlığı vergi denetim kurulu Boğaziçi küçük ve orta ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının 16/02/2016 tarihli yazıları gereğince 2011 ve 2012 hesap dönemlerine ilişikin defter ve belgeleri ile birlikte inceleme için teslim edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin sadece enerji bedelini uhdesinde bırakmakta EPDK kararları ve dağıtım şirketi ile yapılan sözleşmeler, TRT mevzuatı, BTV kanunu gereğince tahsil edilen diğer bedeller ilgili dağıtım şirketi TRT ve Belediyelere aktarılmakta olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan… vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Huzurdaki davanın muatabı EPDK olduğunu, müvekkili şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettiğini, müvekkili şirketin kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, vb. adlardaki bedelleri tahsil etme hak ve hükümlülüğü abonelik sözleşmesine deyil kanuna dayanmakta olduğunu, davanın EPDK’ya idari yargıda açılması gerektiğini, tüketicilerden tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin elektrik şirketlerinden iadesinin istenip istenilemeyeceğini Yargıtay kararları incelendiğinde kayıp kaçak bedelinin iadesinin talep edilemiyeceği ve yetkili mahkemenin Danıştay olduğu yönünde görüş birliğinin mevcut olduğunu, T.C Yargıtay … Hukuk Daiderisinin E. …- K….-T. 06/07/2013 Kayıp kaçak bedelinin maliyet muasebesinin bir gereği olarak hesaba katılması konusundaki iktisadi zorunluluk yasa koyucu tarafından nazara alınmış olduğuna dair cevap dilekçesi sunmuştur.
Diğer ihbar olunanlar vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Dava her ne kadar müvekkillerine ihbar olunmuşsada müvekkillerinin sadece davalı şirketin eski hissedarlarından olduğunu, tüzel kişiliğin borçlarından dolayı hukuki anlamda şahsi sorumlulukları bulunmadığını, haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülerek davaya konu edilen kalemler, davalı şirket tarafından abonelik sözleşmesine dayalı olarak tahsil edilmemiş olduğunu, akdi ve yasal düzenlemelere uygun bir şekilde tahsil edilen bedellerin haksız yere ödendiğinden bahsedilerek iadesinin talep edilmesi hukuken kabul edilemez olduğunu, davacı tarafa, açık sözleşme hükümleriyle yasa ile ilgili mevzuat düzenlenilen dışında bir sözleşme hükmünün olamıyacağını, bu düzenlemelerde meydana gelecek değişiklerin sözleşmeye aynen yansıtılacağını, burada belirtilen bedelleri ödeyeceğini basiretli tacir sıfatıyla ve serbest iradesiyle beyan, kabul ve taahüt etmiş olduklarına dair cevap dilekçesi sunmuşlardır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; Taraflar arasında akdedilen 06/12/2011 tarihli sözleşme, faturalar ,banka kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, Yargıtay kararları, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır. Davalı taraf delil olarak; abonelik sözleşmesi, dağıtım şirketi ile yapılan sözleşmeler, faturalar, dağıtım şirketlerinin kayıtları, davacının ticari defter ve belgeleri, bilirkişi incelemesi ve sair delillere dayanmıştır.
Davalı tarafın, husumet itirazında bulunduğu görülmekle, dosyadaki bilgi ve belgeler, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca husumetin doğru yöneltildiği anlaşılmıştır.
Davalının zaman aşımı itirazında bulunduğu görülmekle, taraflar arasındaki sözleşme ve dava konusu dikkate alındığında, davanın 6098 sayılı BK 146 maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu bu nedenle zaman aşımının gerçekleşmediği görülmekle, bu yöndeki itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
Dava; kayıp kaçak bedeli alacağına ilişkin alacak davasıdır.
17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri ve emsal Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin… E. … K. Sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır.
Açıklanan bu sebeplerle dava konusuz kalmış olmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 85,39 TL nin ve bilahare ikmal edilen 70,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 29,20 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç, 70,00 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 6,80 TL vekalet pulu ve 877,60 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.073,29 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.180,0 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.