Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/403 E. 2021/460 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/403 Esas
KARAR NO:2021/460

DAVA:Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/04/2016
KARAR TARİHİ:15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket mülkiyetinde bulunan ve inşaatını yeni yaptırdığı şirket merkez binasının dış cephe alüminyum cam giydirme işlerini davalı şirket ile imzaladığı 10/10/2014 tarihli sözleşme ile davalı şirkete verdiğini, sözleşmeye göre müvekkili şirkete ait … Mah. … … … No:… … … adresindeki gayrimenkulün dış cephe giydirilmesi ve alüminyum işlerinin yapılması konusunda tarafların anlaştıklarını, sözleşme gereğince müvekkili şirket tüm sözleşme bedelini davalı şirkete ödediğini, ödemeler sözleşme tarihinde çek ile yapıldığını ve tüm çeklerin ödendiğini, davalı tarafından işlerinin bittiği gecikmelere rağmen bildirilmesine müteakip, müvekkili şirket binaya taşındığını, fakat bina içine taşınıldıktan sonra kış ayları boyunca tüm yağmur ve rüzgarlı havalarda binanın içi su dolduğunu ve rüzgarın içeri sızdığını, bu hal davalı şirkete defalarca bildirilmiş ihtar edilmiş olmasına rağmen müspet bir sonuç alınamadığını, mevzuubahis pencerelerden su almasına ilişkin ayıbın belirlenmesinden sonra 2 gün içinde tarafımızca … … Sulh Hukuk Mahkemesince … D.İş sayılı dosyası ile bu hal tespit edilmiş olup binanın su aldığı ve ayıplı imalat olduğu bu dosya ile tespit edildiğini, bu tespitin akabinde davalı şirkete … Noterliğinin 29/02/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek, tespitin yapıldığı ayrıca bildirilmiş ve sözleşme ile yüklendiği işin yapılmadığını, taraflarınca bulunan teminat senedinin tahsili dahil her türlü hukuki teşebbüste bulunmamız için derhal hatalı işlerin düzeltilerek sözleşme ile yüklenilen işlerin tam olarak yapılmasını aksi takdirde imalatların değiştirilmesi, bedel tenzili dahil her türlü hakkımızın kullanılacağı ihtar edilmiş ve tadilatlara başlanılması talep etmiş ise de davalı tarafça bugüne kadar geri dönüş olmadığını, toplamda müvekkili şirketin binasının sözleşmeye uygun hale getirilmesi için kendisine verilen fiyat 53.000 USD+KDV civarında olduğunu, bu zarar tam olarak net bir rakam olmamakla birlikte müvekkili şirketin oluşan zararını bir nebze de olsun göstermekte olduğunu, kesin zarar miktarı alüminyum dış cephe konusunda uzman bilirkişiler tarafından yapılacak inceleme ve keşif neticesinde belirlenebileceğini, bu sebeple dava konusu tazminat taleplerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL olarak gösterdiklerini, davalı şirket sözleşme ile yüklendiği işi zamanında teslim etmediğini, davalı şirket sözleşmeye göre 90 gün içerisinde tamamlamayı taahhüt etmiş olmasına rağmen işin teslimini halen gerçekleştiremediğini, sözleşmenin Cezai Şartlarını düzenleyen 14. Maddesine göre geciken her gün için 200 USD cezai şart ödemesi gerekmekte olduğunu, yüklenici davalıya teslimi ve eksik dahi olsa müvekkil şirketin binaya yerleşme tarihi gerek yazışmalar gerekse tanık beyanları ile ispat edileceklerini, bu itibarla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL cezai şart alacağı talep ettiklerini, davalı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmenin 17. Maddesine göre garanti süresi 3 yıldır ve işbu sözleşme kapsamında bildiridikleri tüm eksiklikler ayrıca davalı tarafça garanti edildiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle sözleşmeye göre davalı tarafça eksik yapılan işlerin öncelikle nitelik ve bedel olarak bilirkişi incelemesi ve keşif yapılarak tespitine, tespit edilecek bu bedelin maddi tazminat olarak davalıya gönderilen ihtarname tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve HMK 107 kapsamında şimdilik 1.000,00 TL’sinin davalıdan tahsiline, sözleşme konusu işin başlangıç ve bitiş tarihlerinin tespiti ile yapılacak bilirkişi incelmesi ile cezai şart alacaklarının hesaplanarak oluşacak bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak ve HMK 107 kapsamında şimdilik 1.000,00 TL’sinin davalıdan tahsiline, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı , duruşmadaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava,Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyası ile … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyaları, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinni …/… Es. Sayılı dosyasından alınan kesinleşme şerhli karar örneği ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 02/04/2019 tarihli celse bir nolu ara karar gereğince iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler olarak konusunda uzman SMMM … ile İnşaat Mühendisi … seçilmiş, adı geçen bilirkişi heyetince sunulan 23/007/2019 tarihli rapor ile 10/07/2020 tarihli ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu ve ek raporunun tetkikinde, davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı defterlerinin HMK 222′ ye göre delil niteliğinde olduğu, davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmediğini, davacı yanın ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda davalı yandan 30/09/2015 tarihi itibariyle kaydi olarak 151.000,00 TL alacaklı göründüğü, davalı yanın davacı yana tanzim ettiği 3 adet faturanın toplamı 405.000,00 TL, davacı yan tarafından davalı yana keşide edilen dokuz adet çekin de toplam 405.000,00 TL tutarında olduğu, dav acı tarafından sunulan dava dilekçesinde ayıbın tespiti amacıyla kendilerince yaptırıldığı belirtilen … 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyasının ve dosyaya sunulan tespit raporunun huzurdaki dava içerisinde yer almamakta olup, mahkeme tarafından verilen görev doğrultusunda dava dosyası içerisinde yer alan İnşaat Mühendisi ve kadastro teknisyeni teknik bilirkişiler tarafından yerinde yapılan incelemeler ve tespitler ışığında düzenlenerek … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyasına sunulan 04/01/2016 tarihli tespit raporu irdelendiğinde, davaya konu binanın cadde cephesi ile arka cephesine kaplanan alüminyum profiller ile giydirme cephede yağmur suları kalıntılarının teknik bilirkişilerce yapılan keşif esnasında gözlendiği ve fotoğraflandığı, teknik olarak hesaplama yapılmasına imkan sağlayacak belgelerin rapor sonrasında dosyaya sunulmamış olduğu kanaatiyle rapor ve ek rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasında imzalanan 10.10.2014 tarihli eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeni ile maddi tazminat ile sözleşmenin 14. Maddesi gereği geç teslim nedeni ile cezai şart istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasında 10.10.2014 tarihli ,davacı yanın iş veren davalı yanın yüklenici olduğu, … Mahallesi, …, No:… adresinde bulunan şantiyede kompozit panel kaplaması, silikonlu sistem alüminyum giydirme cephe yapılması konulu eser sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür.
Davacı dava konusu işin ayıplı yapıldığını ve geç teslim edildiğini iddia ederek eldeki davayı açmıştır.
Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470. maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474. ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser olduğu gibi kabul edilmiş sayılır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10. Maddesi ile ayıplı ifa durumunda, işverenin ayıbı öğrendiği tarihten itibaren 30 gün içinde yükleniciye bildirmekle yükümlü olduğu ile 14. Maddesinde işin zamanında bitirilmemesi halinde her geçen takvim günü için 200 USD gecikme cezasının davalının hak edişinden kesileceği kararlaştırılmıştır.
Somut olayda; davacı, davalı tarafından yapılan işin ayıplı olduğu iddia edilmiş olup bu konuda 23.12.2015 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesinden delil tespiti talebinde bulunmuş, 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… d.iş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonunda sunulan rapor 20.01.2016 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş, tespit talebi ve bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilememiş, davacı tarafından … 35. Noterliğinden gönderilen 29.02.2016 tarih ve 04361 yevmiye numaralı ihtarname 03.03.2016 tarihinde davalı yana tebliğ edilmiştir. Davacı tarafından iddia edilen ayıbın açık veya gizli ayıp olduğu dosya kapsamından net anlaşılamamaktadır. Çünkü 04.01.2016 tarihli raporun sonuç kısmının 4. Maddesinde her ne kadar ” Alüminyum profiller arasına takılan ısı camlarının arasının silikonlu macunla doldurulduğu bu hali ile boşluk bırakılmadığının görüldüğü..” şeklinde açıklama bulunduğu ancak bunun gizli veya açık ayıp olduğuna dair tespit bulunmamaktadır. Eserdeki ayıbın gizli ayıp olduğu kabul edilse dahi; davacı eser sahibinin eserdeki ayıbı en geç sulh hukuk mahkemesince alınan bilirkişi raporunun tebliğ tarihi olan 20.01.2016 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekmektedir. Davalı yana yapılan ihtar tarihi ise 29.02.2016 tarihi olup , ayıbın öğrenildiği tarihten yaklaşık 1 ay 10 gün sonra olup , taraflarca sözleşmede kararlaştırılan 30 günlük süreden bile sonradır. Davalı yana yapılan bildirimin 6098 sayılı TBK’nun 477/3 maddesinde belirtilen sürede yapılmadığı açık olup, anılan hüküm gereği davacı tarafın eseri kabul etmiş sayılmasının kabulü gerekir. Davacının kabul etmiş olduğu eser nedeni ile davalıdan tazminat talep etme hakkı yoktur.
Davacının cezai şart istemine gelince; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 04/12/2019 tarih 2018/… E- 2019/… K sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir.
Cezai şart 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179. Maddesi ile “Ceza Koşulu” başlığı altında düzenlenmiştir.
TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup, somut olaya uygulanacak kanuni düzenlemedir.
Sözleşme metninde cezai şartın yüklenicinin hak edişinden kesinti yapılacağının kararlaştırılmış olmasına rağmen, davacının talebine göre davalı yana yapılan işe dair ödemeler yapılmıştır. Davacı burada işin geç teslim edildiğini ve teslimi çekince koyarak kabul ettiğini ispat yükü altında olup, davacı tarafından geç teslim ve işi çekince koyarak kabul ettiği kanıtlanmış değildir.
Yukarıda yapılan açıklamalar gereği davacı tarafın davalıdan ayıplı ifa nedeni ile tazminat ile geç teslim nedeni ile cezai şart talep edemeyeceği anlaşılmış olup davanın reddine dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 34,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 25,14 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3-)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
5-)Davacı tarafça yatırılan avanstan kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır