Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/375 E. 2019/871 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2016/375 Esas
KARAR NO: 2019/871

DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/04/2016
KARAR TARİHİ: 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar arasında akdedilmiş bulunan 25/04/2014 tarihli, sözleşmeye müsnenit, borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasından müvekkilinin hakettiği alacağı sebebiyle ilamsız takibi yapıldığını, borçlular takibe haksız ve dayanaksız bir şekilde itiraz ettiğini, takip icra müdürlüğünce durdurulduğunu, müvekkili şirketin nezdinde Remax Karun2 marka adı altında emlak komisyonculuğu ve gayrimenkul danışmanlığı hizmeti vermekte olduğunu, davalılara da sözleşme ile bu hizmet verilmiş olmasına rağmen müvekkilinin tahsil etmesi gereken ücret davalılarca ödenmediğini, müvekkili sözleşme gereği yerine getirmesi gereken edimlerini ifa ettiğini, davalılar yapılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davalılar tarafından stanbul … İcra Müdürlüğünün…Es. Sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin ticari faiziyle aksi halde takipte talep edilen faiziyle devamına, haksız ve kötü niyetli davalıların %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ilamsız takipte ödeme emri gönderildiğini, icra dosyasına herhangi bir sözleşme ibraz edilmediğinin tespit edildiğini, dava dilekçesi ekinde de herhangi bir delil eklenmediğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle takip talebine ve ödeme emrine itiraz ettiklerini, takipteki icra dosyasındaki tüzel kişilik ile davadaki tüzel kişilik ve tensipteki tüzel kişilik unvan olarak birbirinden farklı olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, takipte yasal faiz, davada ticari faiz istenmesi de yasaya aykırı olup takibe ve davaya faiz yönünde de reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları ve tüm hukuki hakları saklı kalmak kaydı ile davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline gönderilen dava dilekçesine ve tensip zaptına ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenle cevap dilekçesini ve delillerini süresinde sundukarının kabulü gerektiğini, davanın görevsiz Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, söz konusu davada görevli mahkeme Tüketici Mahkemelerinin olduğunu, davacının iş bu davada aktif taraf sıfatı bulunmadığını, bu nedende davanın HMK 114/1-D ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddi gerektiğini, iş bu davanın ve icra takibinin dayanağı olarak belirtilen sözleşme müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu konuda ayrıca beyanda bulunma hakları saklı tuttuklarını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki söz konusu olmadığını, taraflar arasında yazılı sözleşme akdedilmediğinden davacının taleplerinin reddi gerektiğini, pasif husumet itirazlarının bulunduğunu, sözleşmede yer alan hükümler haksız şart niteliğinde olduuğndan kesin hükümsüz olduğunu, davacı tarafça alacak kalemlerinin açıklanmasının gerektiğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğinden bahisle davanın görev yönünden reddine, davanın HMK 114/1-D ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddi gerektiğini, husumet yokluğu nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, davacının hukuka aykırı tüm taleplerinin ve iş bu davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20 ‘ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüş, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce 11/09/2018 tarihli duruşmada davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre rapor alınmasına karar verilerek 05/10/2018 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiş,inceleme gün ve saatinde davalıların hazır bulunduğu, davacı vekilinin yerinde inceleme talep ettiği ve talebinin kabul edildiği anlaşılmakla, dosya konusunda uzman SMMM bilirkişisi … ile Gayrimenkul Değerleme Uzmanı… ’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 01/03/2019 tarihli bilirkişi raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir. Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesi ise, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin Türk Ticaret Kanun’u kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafın… marka adı altında emlak komisyonculuğu ve gayrimenkul danışmanlığı hizmeti vermekte olduğu, aracılık sözleşmesi imzalandığı, davalılara da sözleşme ile bu hizmet verilmiş olmasına rağmen davacı tarafın tahsil etmesi gereken ücret davalılarca ödenmediğini, bu nedenle davalılar aleyhinde icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itirazı neticesinde takibin durduğu iddiası ile itirazın iptali davası açıldığı davalıların ticari işletme sahibi olmadığı tacir de olmadığı şahsi birikimlerini değerlendirmek üzere hareket ettiğinden ve işlemin boyutu dikkate alındığında davalının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olması nedeniyle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun yani davalıların tüketici olduğu, 6502 sayılı TKHK nun 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli kılındığı aynı kanunun 83 maddesinde de taraflardan birinini tüketici olması durumunda bu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme yapılmış olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını engellemeyeceği ve 6502 sayılı yasadaki görev ve yetkiye ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 01/03/2019 tarihli … Esas, … Karar sayılı kararı da bu yöndedir.) görevin HMK.nun 114/c maddesi gereğince dava şartı olduğu, yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle davanın reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-Karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına mahkememizce karar verilmesine,
4- Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, HMK 331/2. maddesi gereğince davaya başka bir mahkemede devam edilmediği taktirde talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır