Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/162 E. 2022/80 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/162 Esas
KARAR NO:2022/80

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/02/2016
KARAR TARİHİ :02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu 10/03/2010 tarihli LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin 5 (beş) yıl süre ile otogaz bayiliğini üstlendiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik mukavelesinin 12. maddesinde bayilik mukavelesinin derhal feshi sebeplerinin sıralı olarak sayıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 11.3. maddesinde; ihtilaf konusu otogaz bayilik sözleşmesinin LPG istasyonuna bağlı olarak yapılmış olduğunun, sözleşme süresince müvekkili şirketin yazılı izni olmadan 3. şahıslara devredilemeyeceğinin, sözleşme sonuna kadar istasyonun kurulu bulunduğu sahada bayi dışında hiçbir şahsın faaliyette bulunamayacağının, aksi takdirde sözleşmede yer alan cezai şartlar dışında bayinin ve sözleşmenin müteselsil kefilinin müvekkiline 200.000-USD tutarında cezai şart ödeyeceğinin açıkça yazılı olduğunu, davaya konu otogaz istasyonunun sözleşmeye aykırı olarak 3. bir şahsa devredildiğini, bu nedenle sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle ve tek taraflı olarak (… 27. Noterliği’nin 15/09/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile) feshedildiğini, taraflar arasındaki bayilik mukavelesinin 13.3. maddesi uyarınca ise sözleşmenin haksız feshine sebep olunması durumunda davalının 50.000-USD ceza ödemeyi kabul ettiğini belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak (sözleşmenin 23. maddesi gereğince davalılardan …’ın 100.000,00-USD kefalet limitine kadar sorumlu olması kayıt ve şartıyla) şimdilik kaydı ile 1.000,00-TL. kâr mahrumiyeti alacağının fesih tarihi olan 15/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (davalılardan …’ın kefalet limiti ile sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sözleşmenin 11.3. maddesi gereği cezai şart tazminatı olarak şimdilik 10.000,00-USD’nin fesih tarihi olan 15/08/2011 tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı olan 17.631,00-TL.’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (davalılardan …’ın kefalet limiti ile sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sözleşmenin 13.3 maddesi gereği cezai şart tazminatı olanak şimdilik 10.000,00-USD’nin fesih tarihi olan 15/08/2011 tarihi itibariyle Türk Lirası karşılığı 17.631,00-TL.’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte (davalılardan …’ın kefalet limiti ile sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkil şirkete verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve ekleri her iki davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalılarca yasal süresi içerisinde davaya cevap verilmemiştir. Bu nedenle davalılar mahkememizce münkir olarak kabul edilmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen 10/03/2010 tarihli LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi’nin davacı dağıtıcı firma tarafından haklı nedenle feshedildiği iddiası ile, anılan sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalılardan …’ın 100,000-USD ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile fesih tarihi itibari ile sözleşmenin 13.3. maddesi gereğince 10.000,00-USD karşılığı 17.631,00-TL. ve sözleşmenin 11.3 maddesi gereğince 10.000,00-USD karşılığı 17.631,00-TL. olmak üzere toplam 35.262,00-TL. cezai şart tazminatının ve sözleşmenin feshinden hitam tarihine kadar geçecek süre için şimdilik 1,000,00-TL. kar mahrumiyetinin fesih tarihi olan 15/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yönelik olarak açılmış tazminat davasıdır.
Davacı taraf delil olarak; taraflar arasında akdedilen 10/03/2010 tarihli LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi, EPDK kayıtları, … 27. Noterliği’nin 15/08/2011 tarihli, … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi, davalının en son LPG aldığı tarihin davacı şirket kayıtlarından tespiti, davalının faaliyet gösterdiği istasyonda davalının hangi tarihte lisansının iptal edildiğinin ve 10/08/2011 tarihi itibariyle hangi firmanın faaliyete başladığının (lisans aldığının) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK’dan) sorulması, kâr mahrumiyeti hesabında maliyet bedellerinin tespiti için son fatura tarihi olan 25/05/2011 tarihi itibariyle 1 (bir) ton LPG’nin dava dışı … A.Ş.’den sorulması, kâr mahrumiyeti hesabı için son fatura tarihi itibariyle davalıya 1 (bir) ton LPG’nin satış fiyatının davacı şirket defter ve kayıtlarından tespiti, cezai şart tazminatı hesabı için 15/08/2011 fesih tarihindeki 1 USD’nin Türk Lirası karşılığının T.C. Merkez Bankası’nın resmi sitesinden alınan döküm, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delile dayanmıştır. Davalı taraf ise herhangi bir delil sunmamıştır.
Mahkememizce EPDK’ya müzekkere yazılarak; davalılardan … … ve Tic. Ltd. Şti.’nin faaliyet gösterdiği … Karayolu 12. km … … adresindeki istasyonda anılan şirketin hangi tarihte lisansının iptal edildiği ile 10/08/2011 tarihi itibariyle bu adreste hangi firmanın faaliyete başladığının ve lisans aldığının bildirilmesi istenmiştir. EPDK tarafından mahkememizce yazılan müzekkereye verilen 25/03/2016 tarihli ve 44663745-140.01.04 / E.14794 sayılı cevapta özetle; … … ve Ticaret Limited Şirketi’nin 23/06/2010 tarih ve LPG-BAY/941-54-10458 sayılı LPG otogaz bayilik lisansı ile … … Karayolu 12. Km. … Altı … adresinde faaliyet göstermekteyken, söz konusu lisansın 10/08/2011 tarih ve 1782 sayılı olur ile sona erdirildiği, aynı adreste yer alan tesiste …İnşaat Turizm Gıda Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin 10/08/2011 tarih ve LPG-BAY/941-54/11958 sayılı LPG otogaz bayilik lisansı ile faaliyete başladığı bildirilmiştir.
Yine tensiple birlikte …’a yazılan müzekkereye cevap verilmiş, verilen cevapta özetle; 25/05/2011 tarihi itibariyle LPG dağıtım kuruluşu statüsündeki şirketlere İzmit Rafinerisi’nin toptan satış fiyatları ile 1 (bir) ton LPG’nin KDV dahil (tüplü ve otogaz olarak) kaç liradan satıldığı bildirilmiştir.
Deliller toplandıktan ve başkaca bir eksiklik kalmadığı anlaşıldıktan sonra, mahkememizce davalı şirketin yerleşim yeri adresi dikkate alınarak 04/05/2017 tarihli duruşmada verilen ara kararı ile … Nöbetçi Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne talimat yazılarak; mali müşavir bilirkişi marifetiyle tarafların ilişki dönemine ait olmak üzere davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2017/89 Talimat sayılı dosyasında ilgili mahkemece inceleme günü belirlenerek davalı şirkete ticari defterlerini ibraz etmesi için tebligat çıkarıldığı, inceleme günü ve saatinde davalı tarafça ticari defter ve kayıtların dosyaya sunulmadığı, isticvap davetiyesinin tebliğine rağmen her iki davalının da belirlenen günde hazır olmamaları nedenleriyle rapor düzenlenemediği ve talimatın bila ikmal iade edildiği görülmüştür.
Mahkememizce 14/03/2018 tarihli duruşmada; iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, dosya SMMM bilirkişi …’e tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi tarafından düzenlenerek 05/09/2018 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; taraflar arasında akdedilen 10/03/2010 tarihli sözleşme uyarınca davalı şirketin, davacı şirketin 5 (beş) yıl süre ile Otogaz bayiliğini üstlendiği, davalının sözleşmeye aykırı olarak mal alımını durdurduğu ve otogaz istasyonunu 3. kişiye devrettiği, davacı şirket tarafından … 27. Noterliği’nden 15/08/2011 tarihinde keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname ile taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi haklı sebeple ve tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiği, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiğine dair şerhin dosyada görülemediği, uyuşmazlığın davacının otogaz satım bayisi olan davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak otogaz istasyonunu devretmesi sebebiyle kar mahrumiyetinin tazmini ve sözleşme kapsamında kararlaştırılan tazminat davası olduğu, davalının akaryakıt istasyonunu sözleşme hükümlerine aykırı olarak 3. kişiye devrettiği, davacının sözleşmeyi tek yanlı olarak feshettiği ve mahrum kalınan kar ile sözleşmeden kaynaklanan tazminatları talep ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 15.5. maddesinde delil olarak davacı tarafın defter ve kayıtlarının münhasır delil olarak kabul edileceğinin davalı yanca da kabul ve taahhüt edildiği, davacı şirketin inceleme konusu yapılan 2010-2011 mali dönemlerine ait ticari defterinin ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK. ve VUK. hükümlerine göre tutulduğu, ticari defterlerinin yasal süreleri içerisinde açılış-kapanış tasdiklerinin yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, davacı tarafın talepleri yönünden ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemede; davacı ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince, davalı tarafından alınan akaryakıt tutarlarının cari hesap kapsamında takip edildiği, davacı kayıtlarında davalının 120 Alıcılar hesabının alt kırılımı olan 120.064.351.0905 hesap altında takip edildiği, cari hesap ilişkisinin 25/06/2010 tarihinde başladığı, çok sayıda işlem sonrasında 25/05/2011 tarihli hareket ile 591,81-TL. borç bakiyesi verdiği, davacının davalı şirketten 591,81-TL. alacaklı olduğu, davacı ticari defterleri üzerindeki inceleme sonucu yapılan hesaplamalara göre; davacı tarafın sözleşme iptali sebebiyle günlük ortalama 470,77 kg satış üzerinden 1.455 gün boyunca satış imkanından mahrum kaldığı, ortalama kâr tutarları üzerinden bu süreçte mahrum kaldığı kâr tutarı toplamının 237.010,64-TL. olduğu, davacının 15/08/2011 fesih tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu, çekilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edilip edilmediği, edildiyse tarihi ve dolayısıyla davalının temerrüde düştüğü tarihin dosya içeriğinden belirlenememiş olduğu ve 15/08/2011 fesih tarihi itibariyle faiz hesabı yapıldığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, rapora karşı davalılar tarafından herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır. Davacı vekili tarafından ise 24/09/2018 tarihinde dilekçe sunularak bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunulmuştur. Davacı vekili dilekçesinde ayrıca dava açarken 1.000,00-TL. olarak talep ettikleri kâr mahrumiyetine yönelik taleplerini 49.000,00-TL. daha artırarak 50.000,00-TL.’ye yükseltmiş ve yatırılması gereken tamamlama harcını da ikmal etmiştir.
Davalılardan … vekili tarafından 26/09/2018 tarihinden sonra dosyaya vekalet sunulmuş ve bu davalı adına davayı takip etmeye başlamıştır.
Mahkememizce 09/10/2019 tarihli duruşmada; dosyanın kök raporu düzenleyen SMMM bilirkişi ile onun yanına seçilecek ve alanında uzman akaryakıt sektör bilirkişisinden teşekkül edecek bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek 03/11/2020 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda özetle; EPDK’nın resmi web sitesinde yapılan araştırmada davalı şirketin İstasyonlu Otogaz Bayilik Lisansı’nın 11/08/2011 tarihinde son bulduğu, aynı adreste başka bir unvan ile başka bir LPG dağıtım şirketi bayiliği altında yeni bir lisans alındığı, lisans olmadan LPG satışının kanunen yapılamayacağı, bu nedenle taraflar arasındaki otogaz bayilik sözleşmesinin davalının kusuru ile fiiliyatta bir işlevselliğinin kalmadığı, davalı yana ariyeten verilen ekipmanların sözleşmelerde davacının 5 yıl süre ile bayisi olarak faaliyet gösterilmesi karşılığında verildiği ve 5 yılı kapsayan yatırımlar olduklarının değerlendirildiği, davacının ariyeten verdiği ekipmanları çalışır vaziyette talep etme veya bedellerini talep etme hakkına sahip olduğu, Yargıtay kararları doğrultusunda davacının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul sürenin 6 ay (180 gün) olarak kabul edilebileceği, mahkemece davacının 180 gün boyunca satış imkanından mahrum kalındığı esas alınacak olur ise ortalama kâr tutarları üzerinden bu süreçte mahrum kaldığı kâr tutarı toplamının 40.512,50-TL. olarak hesaplandığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 19/11/2020 tarihli dilekçe ile ek rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur. Davalılardan … vekili tarafından 01/12/2020 tarihli dilekçe ile ek rapora itiraz edilmiş, huzurdaki davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği belirtilerek, davanın müvekkili yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Diğer davalı (şirket) tarafından ise ek rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır.
Mahkememizce 23/12/2020 tarihli duruşmada; davalılardan … vekilinin ek rapora yönelik itirazlarını karşılar nitelikte ve özellikle davacının cezai şart yönündeki talebi de değerlendirilmek suretiyle 2. kez ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek 17/08/2021 tarihinde dosyaya sunulan 2. ek raporda ise; 1. ek raporda detaylı olarak yer verilen sektörel değerlendirmelerde herhangi bir değişiklik yapılmasını gerektirir bir durumun bulunamadığı belirtilerek, ek rapordaki görüş ve kanaatlerin aynen korunduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu 2. ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından 24/08/2021 tarihli dilekçe ile 2. ek rapora karşı beyan ve itirazda bulunulmuş ve ayrıca dilekçe ekinde … 27. Noterliği’nin 15/08/2011 tarihli – … yevmiye sayılı ihtarnamesinin tebliğine ilişkin mazbatalarının fotokopileri dosyaya sunulmuştur. Usulüne uygun tebligata rağmen her iki davalı tarafından da 2. ek rapora karşı herhangi bir beyan veya itirazda bulunulmamıştır.
Mahkememizce 06/10/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle mevcut raporların kapsamıyla yetinilmesine karar verilmiştir.
Eldeki dava; davalı şirketin (bayinin) taraflar arasında akdedilen 10/03/2010 tarihli LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi hükümlerine aykırı davrandığı iddiasıyla, davacı şirketin (dağıtıcının) sözleşmenin 12. maddesine dayanarak bayilik sözleşmesini haklı nedenle feshi nedeniyle, davacı şirketin sözleşmenin 11.3. ve 13.3. maddelerine dayalı cezai şart talepleri ile sözleşmenin süresinden önce feshinden kaynaklı kar mahrumiyeti taleplerini içerir alacak davasıdır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 2. maddesinde bayilik faaliyeti; “karşılıklı yükümlülüklerin ekinde fizibilite olan bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt (dolayısıyla LPG) dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve tüzel kişilere akaryakıtın (otogazın) kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemi” olarak tanımlanmıştır. Tanımdaki sözleşme ibaresinden ise akaryakıt (dolayısıyla Otogaz) bayilik sözleşmeleri kastedilmektedir. Kısaca akaryakıt bayilik sözleşmeleri (ve dolayısıyla otogaz bayilik sözleşmeleri), çerçeve niteliğinde bir sözleşmeye dayalı olarak ve sözleşme süresince belli dönemlerle bayinin alıcıdan belli miktarda malı almayı taahhüt ettiği sözleşmelerdir.
Taraflar arasında akdedilen 10/03/2010 tarihli LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi’nin; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “ANLAŞMANIN FESHİ” başlıklı 12. maddesinde; aşağıda zikredilen durumların gerçekleşmesi durumunda SATICI’nın sözleşmeyi ihtara ve hükme hacet kalmaksızın tek taraflı olarak ve derhal haklı nedenlerle feshedebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan sözleşmenin 12/1. maddesinde ise; davalı bayinin işbu sözleşme ile kabul etmesine rağmen sözleşme süresi içinde 2 (iki) haftadan fazla davacı dağıtıcıdan LPG alıp satma taahhüdünü yerine getirmemesi veya LPG mubayaasını tadil etmesi hali haklı fesih nedeni olarak belirtilmiştir.
Yine sözleşmenin 12/10. Maddesinde; davalı bayinin sözleşme süresi bitmeden işi fiilen bırakması durumunun davacı dağıtıcı şirkete sözleşmeyi derhal fesih hakkını verdiği açıktır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2 maddesi gereğince; her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Bu yükümlülük altındaki tacirin, ticari işletmesi ile ilgili faaliyetlerinde düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden söz edilemez. Basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü, tacirlerin ticari faaliyetleri ile ilgili yapacağı ticari sözleşmelerde de geçerlidir. Her tacirin basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü çerçevesinde önüne gelen sözleşme içeriklerini ve sonuçlarını değerlendirmesi, akabinde sözleşmeyi imzalaması, eğer sözleşmedeki hükümler aleyhine sonuçlar doğurabilecekse bunu değerlendirerek gerekirse imzalamaması, imzalamış ise artık sonuçlarına katlanması gerekmektedir. Sonuç olarak; basiretli bir tacir gibi davranmaları beklenen sözleşme taraflarının, gerek karşılıklı akdettikleri sözleşme hükümlerine, gerekse sözleşme kapsamındaki taahhütlerine uygun davranmaları gerekir.
Yukarıda da açıklandığı üzere; LPG bayilik sözleşmesi; çerçeve niteliğinde ve taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşmedir. Sürekli borç ilişkilerinin genel sona erme sebebi ise haklı nedenle fesihtir. Bir sebebin haklı sebep olup olmadığı hususu ise her somut olayın kendi özelliğine göre değerlendirilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sözleşme ilişkisi ister belirli süreli olsun isterse belirsiz süreli olsun, sözleşme önceden herhangi bir ihbar yükümlülüğü olmaksızın haklı nedene dayanan tarafça feshedilebilir.
6098 sayılı TBK.’nda sürekli borç ilişkilerini kapsayacak nitelikte haklı nedenle feshe ilişkin genel bir hüküm olmadığı gibi, haklı sebebe ilişkin olarak bir tanım da mevcut değildir. Borç ilişkisinin niteliğine göre, ortaya çıkan sebeplerin hangilerinin feshi haklı kılacağı her bir borç ilişkisinde değişiklik gösterir. Bu soyut kavramı her somut olayda hakim kendisi belirler. Sözleşmenin feshinde hakim, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinin kendisine tanıdığı takdir yetkisini kullanarak her somut olay bakımından sebebin haklı olup olmadığına karar verir. Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hakime takdir yetkisini kullanırken hak ve nesafete göre hareket etmesini emreder.
Somut olayda; dosyaya gelen EPDK kayıtlarından da anlaşıldığı üzere, davalı şirketin davaya konu otogaz istasyonunu akdettiği sözleşme hükümlerine aykırı olarak 3. bir şahsa devretmiş, böylece sözleşme süresi bitmeden işi bırakmış ve davacı (dağıtıcı) şirketten LPG ürünü alıp-satma taahhüdünü de yerine getirmemiştir. Davalı şirketin bayilik sözleşmesi hükümlerini ihlal ettiği, böylece taahhütlerine aykırı davrandığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran dava konusu sözleşme hükümlerine bizzat kendisi aykırı davranan davalı şirketin (bayinin) dava konusu sözleşmenin davacı şirketçe süresinden önce haklı nedenle feshine neden olduğu, dolayısıyla davacı tarafça yapılan feshin haklı bir nedene dayandığı kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin (13.3.) maddesi uyarınca; satıcı (davacı), sözleşmeyi (12.1.) ve (12.2.) madde hükümlerine dayanarak feshettiği takdirde davalı bayiden zarar, ziyan ve sözleşme sonuna kadar hesap edilmek üzere mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı ve ayrıca 30.000-USD cezayı talep edebilir. Devamında ise; satıcının (davacının), sözleşmeyi (12.3.), (12.4.), (12.5.), (12.6.), (12.7.), (12.8.), (12.9.) ve (12.10.) madde hükümlerine dayanarak feshettiği durumlarda davalı bayiden maruz kaldığı zararı, ziyanı ve sözleşme sonuna kadar hesap edilmek üzere mahrum kaldığı kar karşılığı tazminatı ve ayrıca 50.000-USD cezayı talep edebileceği hükme bağlanmış, davalı taraf tüm bu hususları peşinen kabul ve taahhüt etmiştir.
Öte yandan taraflar arasında akdedilen davaya konu bayilik sözleşmesinin “Kefalet” başlıklı 23. maddesinde; davalılardan …’ın, davalı şirketin (bayinin) işbu sözleşmeden doğmuş ve doğabilecek tüm borçları ve yükümlülükleri için onunla birlikte ve ancak 100.000-USD limit ile sınırlı olmak üzere müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu kararlaştırılmıştır. Bu durumda davalılardan …’ın diğer davalı şirketin (bayinin) 100.000-USD’yi geçmeyen tüm borçlarından dolayı onunla birlikte sorumlu olduğu, dolayısıyla işbu davada kendisine husumet yöneltilebileceği kanaatine varılmış, bu davalının husumete yönelik itirazlarına itibar edilmemiştir.
Diğer taraftan davaya konu uyuşmazlığın çözümü bakımından akaryakıt ve otogaz bayilik sözleşmelerinde cezai şarta ilişkin hükümlerin de tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Genel olarak cezai şart; borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaat ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. 6098 sayılı TBK.’nun 182/3. maddesi uyarınca cezai şartın tahsili istemiyle açılan davalarda, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının yani iktisaden davalının mahvına sebebiyet verip vermeyeceğinin takdiri hakime aittir.
Kural olarak taraflar cezaî şart miktarını tayinde serbesttirler. Ancak, kararlaştırılan cezaî şartın borçlu üzerinde adalete aykırı sonuçlar doğurmaması da gerekir. Hakim, fahiş gördüğü cezaları indirmekle yükümlüdür. Bu hüküm, emredici nitelikte olduğundan hâkim tarafından re’sen gözetilmelidir.
Bir olayda, cezaî şart miktarının fahiş olup olmadığı belirlenirken; -Tarafların ekonomik durumları, özel olarak borçlunun ödeme gücü, -Alacaklının asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezaî şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, -Sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, -Borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçüt alınmalı ve sonuçta hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun bir cezaî şart miktarına hükmedilmelidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/02/2005 tarihli, 2004/9-759 E. ve 2005/9 K. sayılı kararı)
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi hükümleri, ihtarname, EPDK’dan ve …’ın dosyaya gelen cevabi yazılar ile dosyada alınan kök ve ek bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 10/03/2010 tarihinde 5 (beş) yıl süreli LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi akdedildiği, davalı şirketin anılan sözleşme ile … Karayolu 12. km … … adresinde 5 (beş) yıl süre ile davacı şirketin otogaz bayisi olmayı kabul ve taahhüt ettiği, sözleşmenin 12/1. maddesine göre davalı bayinin sözleşme süresi içinde 2 (iki) haftadan fazla davacı dağıtıcıdan LPG alıp satma taahhüdünü yerine getirmemesi veya LPG mubayaasını tatil etmesi hallerinin davacı yönünden haklı fesih nedeni olduğu, yine sözleşmenin 12/10. maddesinde davalı bayinin sözleşme süresi bitmeden işi fiilen bırakmasının davacı dağıtıcı şirkete sözleşmeyi derhal fesih hakkını verdiği, davacı şirket kayıtları incelendiğinde davalı bayinin en son 25/05/2011 tarihinde davacıdan LPG alımı yaptığı, bu tarihten sonra ise LPG mubayaasını durdurduğu, ayrıca sözleşmeye aykırı olarak otogaz istasyonunu bir başka firmaya devrettiği, anılan istasyonda 10/08/2011 tarihinden itibaren …İnşaat Turizm Gıda Nakliye San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı başka bir şirketin faaliyet gösterdiği, bu yeni şirketin ise…A.Ş. (…) unvanlı bir başka dağıtım şirketinin otogaz bayiliğini yaptığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı şirketçe … 27. Noterliği’nden keşide edilen 15/09/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile dava konusu bayilik sözleşmesinin 5 (beş) yıllık süre dolmadan, tek taraflı olarak ve haklı nedenle feshedildiği, dolayısıyla davacı şirketin sözleşmeyi fesihte haklı olduğu, davalı şirketin ise taraflar arasında sürekli borç ilişkisi doğuran dava konusu sözleşme hükümlerine uymamakta ısrar ederek huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bayilik sözleşmesini müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla davalı …’ın ise davalı şirketin (bayinin) 100.000-USD’yi geçmeyen tüm borçlarından dolayı onunla birlikte sorumlu olduğu, böylece dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında hesaplandığı üzere (ve taleple bağlılık ilkesi gözetilerek) davacı sağlayıcı şirketin davalılardan kâr kaybı alacağı olarak 40.512,50-TL., sözleşmenin 11.3 maddesi gereğince cezai şart olarak 17.631,00-TL., sözleşmesinin 11.3 maddesi gereğince cezai şart olarak 17.631,00-TL. talep etmekte haklı olduğu, paranın alım gücü dikkate alındığında Türk Lirası cinsinden hükmolunan bu miktarların davalıların ekonomik özgürlüğünü kabul edilemez derecede sınırlamayacağı ve onun ekonomik mevcudiyetini tehlikeye sokmayacağı, dolayısıyla makul miktarda oldukları, her iki taraf da tacir olduğundan Türk Lirası cinsinden alacak kalemlerine avans faizi yürütülmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne – kısmen reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
a) 40.512,50-TL kâr kaybı alacağının (1.000,00-TL’sine temerrüt tarihi olan 20/08/2011 tarihinden itibaren, 39.512,50-TL’sine ise ıslah tarihi olan 24/09/2018 tarihinden itibaren) işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı şirkete ödenmesine,
b) Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 11.3 maddesi gereğince 17.631,00-TL cezai şartın temerrüt tarihi olan 24/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı şirkete ödenmesine,
c) Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 13.3 maddesi gereğince 17.631,00-TL cezai şartın temerrüt tarihi olan 20/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı şirkete ödenmesine,
d) Davacı şirketin fazlaya ilişkin isteminin ise reddine,
2-Alınması gerekli 5.176,15-TL karar ve ilam harcından 1.456,06-TL peşin harç ve ıslah harcı toplamının mahsubu ile bakiye 3.720,09-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.456,06-TL peşin harç ve ıslah harcı toplamının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 10.650,69-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 4,30-TL vekalet harcı, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti ve 1.277,90-TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.411,40-TL yargılama giderinin, kabul ve ret oranına göre 3.031,79-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalılardan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.