Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1244 E. 2021/943 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1244 Esas
KARAR NO :2021/943

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ:19/12/2016
KARAR TARİHİ:01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan “Menfi Tespit (dava açıldıktan sonra İstirdat davasına dönüşen)” davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı banka vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … ve Tic. A.Ş.’ye ait taşınmazın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilen kararla kamulaştırıldığını, kamulaştırma bedelinin mahkeme kararına istinaden müvekkili bankanın Sirkeci Şubesi’ne yatırıldığını, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilen karara ve mahkemenin ödeme müzekkeresine istinaden kamulaştırma bedelini dava dışı … ve Tic. A.Ş.’ye ödediklerini, davalının müvekkili bankaya ihtarname keşide ederek… A.Ş.’nin bir takım alacaklarını temlik almış olduklarını, temlik alınan alacaklar arasında bulunan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kamulaştırma yapılan taşınmazın kaydına haciz konulduğunu ve işbu dosyadaki hacze istinaden kamulaştırma bedelinin kendilerine ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, müvekkili bankanın davalının işbu ihtarnamesine cevap vererek; icra dosyasından taşınmaza 03/01/2012 tarihinde ihtiyati haciz şerhinin işlendiğinin görüldüğü, kamulaştırma bedelinin 05/04/2011 tarihinde taşınmazın sahibine ödenmiş olduğu, ödemenin yapıldığı tarihte davalının temlik aldığı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 20/12/1999 tarihinde işlenen ilk haczin düşmüş olduğu, sonraki işlenen 03/01/2012 tarihli ihtiyati haciz şerhinin ise müvekkili bankanın kamulaştırma bedelini ödemesinden sonra işlendiği hususlarını belirterek itiraz edildiğini, bunun üzerine davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından müvekkili banka ve dava dışı … ve Tic. A.Ş. aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkili banka tarafından ilamsız icra takibine itiraz etme süresinin sehven kaçırıldığını, müvekkili bankanın borçlu olmadığı bir icra takibi ile karşı karşıya olduğunu ve cebri icra tehdidi altında olduğunu beyanla; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edilen miktarda müvekkili bankanın davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve tüm mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesinde özetle; …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve …Karar sayılı ve … Esas ve … Karar sayılı iki adet mahkeme ilamının açık hükmüne rağmen kamulaştırma bedelinin o dönemde taşınmazın son maliki olan … Tic. A.Ş.’ye mahkeme ilamının açık hükmüne aykırı şekilde ödenmiş olduğunu, dava konusu taşınmazın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve …Karar sayılı ve … Esas ve … Karar sayılı dosyası ile kamulaştırıldığı ve kamulaştırma bedelinin müvekkilinin haczinin devam etmesine rağmen ve mahkeme ilamına aykırı olarak taşınmazın son malikine ödenmiş olduğunu, davacı bankanın kamulaştırma yapan mahkemenin ilamının aksine hareket ederek ödeme yaptığını ve müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle bu zararlarının tazmini için dava konusu icra takibini başlattıklarını beyanla davanın reddine, borçlunun dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ilk açıldığı tarih olan 19/12/2016 itibariyle İİK.’nun 72/3 maddesine göre icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır. Ancak dava açıldıktan sonra (yargılama sırasında) davacı banka tarafından haciz baskısı altında icra dosyasına 21/12/2016 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüştür.
Davacı taraf delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas – …Karar sayılı ilamı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası, müvekkili bankanın defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi, tapu kayıtları, ihtarnameler ve diğer her türlü kanuni delile dayanmıştır.
Davalı taraf ise delil olarak; …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Kapatılan…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (yeni numarası … Esas) sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası, davacı banka nezdindeki … no’lu hesaba ilişkin cari hesap dökümü ve kayıtları, Fatih, …, …, 430 ada, 22 parselde kayıtlı dükkan nitelikli taşınmazla ilgili tedavülleri gösterir aktif ve pasif tapu kayıtları ile taşınmazın kaydına işlenen haciz yazılarının ve fek yazılarının birer sureti ve tüm tapu dosyasının bir sureti, tanık beyanı, yemin, bilirkişi incelemesi, bilimsel görüş, yargı içtihatları ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden deliller toplandıktan sonra mahkememizce 28/11/2018 tarihli duruşmada iddia, savunma ve toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosya konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 29/03/2019 tarihinde dosyaya sunulan raporda özetle; açılan tasarrufun iptali davalarında İİK.’nun 281/2. maddesinde yer alan “Hâkim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında, alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir” şeklindeki hüküm uyarınca verilen ihtiyati haciz kararının mahkemece; “…davanın kabulü ile tasarrufun iptaline…” karar verilmesi ile kendiliğinden kesin hacze dönüşeceği, yüksek mahkemenin bu hususu; “…İİK.’nun 281/2. maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri icra işlemine devam edebileceği…”, “…Tapuya şerh edilen ihtiyati haciz kararının davanın karara bağlandığı gün kesinleşmiş olacağı…”, “…İİK.’nun 281/2. maddesi uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davalarında uygulanan ihtiyati haczin, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kendiliğinden kesin hacze dönüşeceği, ayrıca bu dava sırasında konulmuş olan ihtiyati haczin, İİK.’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan ihtiyati hacizden farklı olduğu…”, “…Tasarrufun iptali davası ile birlikte ihtiyati haciz kararının alınarak uygulanmış olması halinde, davanın kabulüne karar verildiğinde, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmüş olacağı…” şeklinde ifade ettiği, bu nedenle tasarrufun iptali davası açılırken (veya dava devam ederken) konulmuş olan ihtiyati haczin, ancak “davanın kabulüne ve tasarrufun iptaline” karar verildiği tarihte kesin hacze dönüşmüş olacağı, satış isteme süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, mahkemenin “davanın kabulüne, tasarrufun iptaline” karar verdiği tarihte, kamulaştırma nedeniyle bedele yansıtılan ihtiyati haciz, kendiliğinden kesin hacze dönüştüğünden, alacaklının -ayrıca mahkemenin kararının kesinleşmesini beklemeden- bu tarihten itibaren menkul hükümlerine tabi paranın 6 (altı) ay içerisinde haciz dosyasına intikalini isteyebileceği, aksi halde, 6 (altı) ay geçmekle konulan haczin düşeceği, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen tasarrufun iptali davası devam ettiğinden, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında …A.Ş. tarafından uygulanan hacizler düşmediği halde (İİK. 78/2, 281/1.m) 05/04/2011 tarihinde davalı banka tarafından mahcuz kamulaştırma bedelinin … A.Ş.’ye ödendiği, ödeme tarihinde davalı/alacaklının alacağı temlik almadığı, temlik işleminin hükümlerini ancak alacak hakkının doğduğu anda doğuracağı, devredilen alacak İİK.’nun 206. maddesinde sayılan imtiyazlı sıralardan hangisinde yer alıyorsa devir işleminden sonra da aynı sırayı koruyacağı, yani devralan şahsın da aynı sıradan yararlanabileceği, fakat bu imtiyaz devreden eski alacaklının kişisel durumundan kaynaklanıyorsa alacağın temliki ile birlikte devralana geçmeyeceği, devredende kalmaya devam edeceği, (mesela İİK. m.101’deki hacze iştirak halleri, ücret alacağına ilişkin imtiyazlar devredenin şahsına aittir. Bunlar devralana geçmez), fonun bu kanunun 130. maddesinde sayılan gelirleri ile 108. ve 135. maddesindeki alacaklarının takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı, …’ye devredilen bankaların tüm alacaklarının aynı hukuksal statüye alınmadığı, banka hakim ortağı, yöneticisi veya bunların yakın eş ya da çocukları olmayan üçüncü şahıs borçluların özel borçları için 6143 sayılı kanunun uygulanması düzenlenmediği, hangi kalem alacakların “fon alacağı” sayılacağının 4389 sayılı kanunun 15/3. maddesi, 5411 sayılı yasanın 108. maddesinde belirlendiği, banka hakim ortağı üst düzey yöneticisi veya bunların eş ya da çocuğu olmayan ve dolanlı işlemlere dayanmayan üçüncü kişilere ait borçların fon alacağı sayılacağına ilişkin hiçbir düzenleme yapılmadığı, sadece fonun en az yüzde yirmi hissedar olduğu varlık yönetim şirketlerinin, fondan devraldığı alacaklarla ilgili olarak bu kanunun 132. Maddesinin sekizinci fıkrası ve 138. maddesinin beşinci fıkrasında fona tanınan hak ve yetkileri kullanabileceği, varlık yönetim şirketleri alacaklarını temlik alanlar için ise bankalar yasasında bir düzenleme bulunmadığı, dolayısı ile varlık yönetim şirketlerine ait bu hakların temlik alana geçmeyeceği, davalı tarafın … 9. Noterliği’nin 26/09/2016 tarihli ve … yevmiye no’lu ihtarı ile müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … (yenilenmekle… Esas ve yine yenilenmekle … Esas sayısını almıştır) Esas sayılı dosyasındaki alacakları ve bu dosyalarla bağlantılı mahkeme dosyalarını tüm fer’ileri ile birlikte …A.Ş.’den … 35. Noterliği’nin 25/072016 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile temlik aldığını, müvekkilinin alacaklı olduğu bu dosya ile bağlantılı yine bu dosyadaki alacakların tahsili için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından açılan tasarrufun iptali davasında … A.Ş. adına kayıtlı …, …, 430 ada, 22 parselde kayıtlı dükkan nitelikli taşınmazla ilgili tasarrufun iptaline karar verildiğini, tasarrufun iptaline konu taşınmazın kaydındaki müvekkili şirketin alacaklı olduğu …. İcra Müdürlüğü’nün … (yenilenmekle… Esas ve yine yenilenmekle … Esas sayısını almıştır) Esas sayılı dosyasından 20.12.1999 tarih ve … yevmiye ve yine 03.01.2012 tarihli ve 19 yevmiye sayılı haczi bulunduğunu, dava konusu taşınmazın …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve …Karar sayılı dosyası ile kamulaştırıldığı ve kamulaştırma bedelinin şubeniz nezdindeki … no’lu hesaba yatırıldığının mahkeme dosyasının incelenmesi sonucunda öğrenildiğini, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve …Karar sayılı dosyasından verilen gerekçeli karar ve bankanıza yazılan müzekkerede … Tapu kütüğündeki vakıf icaresi, ipotek, haciz, satış vaadi ve sair gibi herhangi bir ayni hak, takyidat mevcut ise bunların da BEDELE YANSITILARAK adı geçen … A.Ş.’ye ödenmesine … şeklinde talimat yazıldığını, bu çerçevede müvekkili şirketin alacaklı olduğu dosyadaki hacizlerinin de dikkate alınarak ihtarın tebliğinden itibaren kamulaştırma bedeli olan ve müvekkilinin tapu kaydında haczinin olduğu 230.044,66-TL.’nin müvekkili adına kayıtlı hesaba ya da …. İcra Müdürlüğü’nün hesabına ödenmesi, aksi takdirde yasal yollara başvuracağı, bu yönde sarfına mecbur kalınacak mahkeme, icra masrafları, avukatlık ücreti ve sair fer’ilerin de muhataba ait olacağının ihtar edildiği, ihtarın davalı bankaya hangi tarihte tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ şerhi bulunmadığından davalı bankanın …. Noterliği’nin 19/10/2016 tarih ve 10254 Yevmiye no’lu ihtara cevaben verdiği tarih tebliğ olarak değerlendirildiğinde mahkemece davalı/alacaklının kamulaştırma bedelini talep hakkının kabul edilmesi halinde 19/10/2016 tarihinin temerrüt tarihi olarak belirlenmiş olduğu belirtilerek ve sonuç olarak davalının 231.689,63-TL.’lik talebinin yerinde olmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı banka vekili tarafından rapora karşı 17/04/2019 tarihinde yazılı olarak beyanda bulunulmuştur. Davalı vekili tarafından ise 17/04/2019 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Mahkememizce 12/02/2020 tarihli duruşmada; dosya içerisine gelen …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, davalı vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesi ile beyan dilekçesi ve eklerindeki hususlar ile davacı vekilinin sunacağı beyan dilekçesindeki hususlar dikkate alınmak suretiyle ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın kök raporu düzenleyen bilirkişi kuruluna tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 17/08/2020 tarihinde dosyaya sunulan ek raporda özetle; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, davalı vekilinin rapora karşı itiraz dilekçesi, beyan dilekçesi ve eklerindeki hususlar ile davacı vekilinin sunduğu beyan dilekçesindeki hususlar dikkate alınmak suretiyle yapılan değerlendirmede 27/03/2019 tarihli kök raporda …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle talep edilebilir borç miktarının 231.689,63-TL. olduğunun tespit edilmiş olduğu, 28/09/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı 26/09/2016 tarihli ihtarname tebliğ tarihinin temerrüt tarihi olarak belirlenmiş olduğu, kök rapordaki maddi hatanın böylelikle düzeltilmiş olduğu, 17/11/2016 tarihi itibariyle 232.880,83-TL. miktarlı alacak talebinde fahişlik bulunmadığı, 12/12/2003 tarih ve 5020 sayılı kanunun 27. maddesiyle 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na eklenen ve 26/12/2003 tarihinde yürürlüğe giren ek 3. maddeyle fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olarak öngörüldüğü, aynı kuralın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesinde de benimsenmiş olduğu, anılan maddede “Bu kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır” hükmüne yer verilmiş olduğu, 5411 sayılı kanunu geçici 16. maddesinde “Bu kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir” düzenlemesi yer almakta iken anılan maddede yer alan “zamanaşımı” sözcüğünün Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarih ve 2014/85-103 sayılı kararıyla iptal edilmiş olduğu ve söz konusu kararın 12.09.2014 tarihinde 29117 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla iptal hükmünün yürürlüğe girmiş olduğu, bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin sözü edilen kararıyla … lehine getirilen yirmi yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına yönelik düzenlemenin iptal edilmiş bulunduğu, bu nedenle somut olayda Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen geçici 16. maddenin yürürlük tarihi olan 01.11.2005 tarihinden önce …. İcra Müdürlüğü’nün 1999/1548 (Yeni:2007/2334, …) Esas sayılı takip dosyasında takip başlatılmasıyla borcun muaccel hale geldiği hususu dikkate alındığında Fon lehine getirilen zamanaşımı düzenlemesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, bu nedenle zamanaşımının yirmi yıl olduğunun kabulünün de mümkün olmayacağı, 09.05.2007 tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce karar verilmesi ile 20.12.1999 tarihli ihtiyati haczin HUMK 112. maddeye göre düştüğü, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …, …sayı ve 19.11.2009 tarihli kamulaştırma kararından ve bankanın 05.04.2011 ödeme tarihinden önce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından tapuya başkaca haciz konulmadığı, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1999/394 Esas sayılı dosyasından görülen itirazın iptali davası neticesi dava dosyasından anlaşılmamakla birlikte anılan icra dosyasından aynı alacak için 03.01.2012 tarih ve 19 yevmiye sayılı yenilenen ihtiyati haciz şerhinin tatbik edildiği, tekrar ihtiyati haciz konulması ile alacaklının 20.12.1999 tarihli ilk haczinden feragat ettiği sonucuna ulaşılacağı (ör. Yargıtay 12. HD. 27.06.2014 T, E:15060, K:18915), İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/44 Esas-2012/262 Karar sayılı 29.11.2012 tarihli kararı ile de ‘Müflis …San. ve Tic. A.Ş. ve … Tic. A.Ş. Arasındaki tasarrufun iptali ile … … Mahallesi, 430 ada, 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı MÜFLİS …SAN. VE TİC. AŞ. iflas idaresine cebri icra yetkisi verildiği, bu nedenle bozulan hükme dayanarak takip alacaklısının dosyasından haciz koymadan kamulaştırma bedelinden yararlanamayacağı belirtilerek, sonuç olarak; Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarih ve 2014/85-103 sayılı kararıyla … lehine getirilen yirmi yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına yönelik düzenleme iptal edilmiş bulunduğundan zamanaşımının yirmi yıl olduğunun kabulünün de mümkün olmayacağı, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 20.12.1999 tarihli tapuya şerh edilen ihtiyati haciz kararının …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas -2007247 K. sayılı 09.05.2007 tarihli kararı ile düştüğü, bir an için haczin düşmediği kabul edilse bile …. İcra Müdürlüğü’nün … (E:…) yenilenen dosyasından 03.01.2012 tarihinde tekrar ihtiyati haciz konulması ile alacaklının ilk hacizden feragat ettiği sonucuna ulaşılacağı, tasarrufun iptali kararı nedeniyle de bozulan hükme dayanarak takip alacaklısının haciz koymadan kamulaştırma bedelinden yararlanamayacağı, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibinde 232.880,83-TL talep edildiği, talepte fazlalık bulunmadığı, davalı yönünden süresinde itirazda bulunulmadığı, takip sonrası açılan menfi tespit davası nedeniyle %115 teminat olarak 265.443,26 TL’nin icra dosyasına yatırıldığı, İİK. 72. maddesi uyarınca alınmış teminatın alacağın tahsilindeki gecikmeden doğan zararı karşılamak için olduğu, borçluya davanın kabulü halinde yatırdığı teminata faiz işletilmesine yönelik bir düzenleme bulunmadığından talep edilemeyeceği, teminata talep edilen %39 faiz talebinin ve diğer taraf iddialarının, sunulan kesinleşmiş yargı kararlarının, zamanaşımı def’inin mahkemenin takdir ve değerlendirilmesine ait olacağı şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporu dosya taraflarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuş, davalı vekili tarafından ise bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçesi ve 16/11/2020 tarihli beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememizce 02/05/2021 tarihli ara karar ile; davalı vekilinin ek rapora karşı sunduğu 04/09/2020 tarihli itiraz dilekçesi, davacı vekilinin ek rapora karşı sunduğu 16/09/2020 tarihli beyan dilekçesi ve yine davacı vekilinin 15/03/2021 tarihli beyan dilekçesi ile ekindeki belgeler de dikkate alınmak suretiyle dosyanın kök ve ek raporu düzenleyen bilirkişilere tevdi edilerek huzurdaki davanın “menfi tespit davası” olduğu da gözetilmek suretiyle 2. kez ek rapor düzenlemelerinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu tarafından düzenlenerek 24/09/2021 tarihinde dosyaya sunulan 2. ek raporda ise özetle; davalının davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibinde 232.880,83-TL. talebinin yerinde olmadığı ve davacı banka tarafından 20/12/2016 tarihinde takip borcu olarak 265.443,26-TL. ödendiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu 2. ek raporu dosya taraflarına ve ihbar olunan şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davacı banka vekili tarafından 05/10/2021 tarihli dilekçe ile 2. ek rapora karşı yazılı beyanda bulunulmuş, davalı şirket vekili tarafından ise 18/10/2021 tarihli dilekçe ile 2. ek rapora itiraz edilerek yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Mahkememizce 01/12/2021 tarihli duruşmada; dosyada alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının yargısal denetime uygun, hüküm kurmaya elverişli ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli olduğu kanaatiyle davalı vekilinin yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava ilk açıldığında menfi tespit davası olarak açılmıştır. Menfi tespit davası; bir hak ya da bir hukuki ilişkinin var olup olmadığını veya hakkın veyahut hukuki ilişkinin ortadan kalktığını ispatlamak için açılan davadır. Menfi tespit davasının amacı, davacı borçlunun davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının kanıtlanması ve ihtilafın kesin olarak çözüme kavuşturulmasıdır.
Eğer açılan menfî tespit davası, davalı alacaklının dava konusu bedeli davacıdan tahsil etmeden önce veya icra takibinden önce sonuçlanmaz ise ya da dava esnasında borç alacaklı davalıya ödenmiş olursa, menfî tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edilir. Yani menfî tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Bunun için borçlu davacının bir talepte bulunması şart değildir. Borcun ödendiğini öğrenen mahkeme kendiliğinden (re’sen) menfî tespit davasına istirdat davası olarak devam eder.
İstirdat davası ise; borçlu olunmamasına rağmen icra tehdidi altında yapılan ödemenin iadesini sağlamak amacıyla açılan davadır.
Yargılamanın devamı sırasında menfi tespite konu olan alacak karşı tarafa ödenmiş olursa, menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğünden, bu durumda davanın kabulü durumunda ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte istirdatına karar verilir.
Diğer taraftan istirdat davasında davacı, dava konusu yaptığı borç kalemleri nedeniyle yapmış olduğu ödemeyi, ödeme yaptığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan talep edebilir.
Eldeki istirdat davasında ispat yükü, davacı konumundaki borçluya (bankaya) ait olup, davacı bankanın icra dairesine ödediği ve istirdadını istediği paranın kendisine iadesinin lazım geldiğini ispatlaması gerekmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları mahkememizce incelenip denetlenmiş, raporların toplanan delillere, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun olduğu görülmüştür.
İddia, savunma, dosyadaki tüm deliller ile mahkememizce benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; kamulaştırılan ve kaydına ihtiyati haciz şerhi işlenen taşınmaz için 2004 sayılı İİK.’nunda öngörülen süreler içerisinde gerekli satış avansının yatırılmadığı ve ilgili icra müdürlüğünden satış talebinde bulunulmadığı, bu nedenle taşınmazın kaydında mevcut haczin düştüğü, davacı bankanın kamulaştırma bedelini ödediği tarih itibariyle taşınmazın kaydında bulunan ve davalı tarafça konulan haczin İİK.’nun 110. maddesi gereği düşmüş olduğu, taşınmazın kaydına 03/01/2012 tarihinde işlenen sonraki ihtiyati haczin ise davacı banka tarafından dava dışı …. A.Ş.’ye kamulaştırma bedelinin ödenmesinden sonra işlendiği, bu nedenle davacı banka tarafından ilgili mahkeme kararına ve mahkemece yazılan müzekkereye istinaden hak sahibi şirkete ödeme yapıldığı, bir başka ifade ile davaya konu kamulaştırma bedelinin dava dışı … ve Tic. A.Ş.’ye ödenmiş olmasında davacı bankanın herhangi bir hatalı ve/veya kusurlu işleminin bulunmadığı, bu nedenle davalı bankanın dava dışı … ve Tic. A.Ş.’ye yaptığı ödeme nedeniyle sorumlu tutulamayacağı, davalı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından kamulaştırılan taşınmazın kaydına işlediği haczin ihtiyati haciz niteliğinde olduğu, kesin haciz niteliğinde olmadığı, davalı şirketin ihtiyati hacze istinaden kamulaştırma bedelinin kendilerine ödenmesi gerektiğini iddia ederek davacı banka hakkında davaya konu ilamsız icra takibine girişmesinin haklı ve yerinde olmadığı, davacı bankanın cebri icra tehdidi altında 21/12/2016 tarihinde ödemek zorunda kaldığı tutarı (265.443,26-TL’yi) talep etmekte haklı olduğu, sonuç olarak ispat yükü kendinde olan davacı bankanın davalı şirkete herhangi bir borçlunun bulunmadığını ispat ettiği, her ne kadar eldeki dava menfi tespit davası olarak açılmış ise de sonradan istirdat davasına dönüştüğünden ve her iki taraf da tacir olduğundan, davacı banka tarafından icra dairesine ödenen miktara ödemenin yapıldığı 21/12/2016 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği, ayrıca davacı banka tarafından davalı şirketin takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından ve yasal koşulları oluşmadığından davacı bankanın davalı şirkete yönelik tazminat talebinin ise reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile;
a) Davacı ….’nun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edilen miktara yönelik davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine,
b) Davacı banka tarafından davalı şirkete ödenen 265.443,26-TL’nin ödeme tarihi olan 21/12/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacı bankaya verilmesine,
c) Yasal koşulları oluşmadığından davacı bankanın davalı şirkete yönelik tazminat talebinin ise reddine,
2-Alınması gerekli 18.132,43-TL karar ve ilam harcından 3.977,03-TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 14.155,40-TL’nin davalıdan alınıp Maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 27.031,03-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 3.977,03-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti ve 281,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 6.391,53-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere bir başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır