Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1141 E. 2021/156 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1141 Esas
KARAR NO:2021/156

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/02/2016
KARAR TARİHİ:02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka …Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’un tasfiye halinde bulunan … AŞ’den 4.178 Amerikan Doları ve 7.922,47 Euro para alacağı bulunduğunu, … Şirketi ile iş birliği içerisinde olduğu öğrenilen davalı … …. AŞ’nin temlik ve ödeme teklifini kabul ettiğini ancak davalı şirket tarafından da mağdur edildiğini, temlik ve ibra sözleşmesinin 15/01/2011 tarihinde yapıldığını, geçen süreçte davalı şirketin ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini bunun üzerine müvekkili tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek 5.750 Euro bedelin taksit vade tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davanın, borcun nakli suretiyle borcu devralan tarafından alacaklıya belirli taksitlerle ödenmesi içerikli sözleşmenin ifasından kaynaklanan alacak davası olduğunu, iftilaf konusu sözleşme ve ifası ticari bir işletme olan müvekkilinin ticari işletmesiyle ilgili olup ticari iş niteliğinde olduğunu, TTK’nun 19. Maddesi gereğince taraflardan biri için ticari nitelikte olan bir iş diğeri için de ticari sayılacağından ve davacının alacağı, dava dışı … Kurumundaki kar ve zarara … alacağı olduğundan 6102 sayılı TTK’nun 4-f maddesi gereği bankalara, kredi kuruluşlarına ve ödünç para verme işlemlerine ilişkin düzenlemelere bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı ile … arasındaki devir ilişkisinde alacaklı sıfatı değil bizzat borçlu sıfatının değiştiğini, dolayısıyla alacağın temliki değil doğrudan borcun nakli sözleşmesinin söz konusu olduğunu, davacı ile … AŞ arasında tanzim olunan alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesiyle tasfiye halinde … AŞ nezdindeki kar ve zarar … hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata vardıklarını, müvekkili şirketin işbu borcun nakli sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirebilmesi için öncelikle kar ve zarar … tasfiyesinin beklenmesi gerektiğini belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davaya konu edilen …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 10/11/2020 tarihli celse iki nolu ara karar gereğince mahkememiz dosyasından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman Bankacı bilirkişi … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde, Taraflar arasında 15.01.2011 tarihinde “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşme ile bir anlamda davacının temlik ettiği alacaklarının 49 ay vade içinde taksitler halinde ödeneceği davalı şirket tarafından kabul ve taahhüt edildiği, yapılan inceme sonucunda taksitlerin bir kısmı davalı tarafından ödenmiş gibi gözükse de teyide muhtaç olduğu, diğer kalan taksitler sözleşme ile kararlaştırılan günde ödenmedikleri için takibe konu edilen alacağın muaccel hale dönüştüğü, davacı mevduat hesabı sahibi Tasfiye Halindeki … A.Ş.’ne yatırmış olduğu 5.750,00 Euro tutarındaki mevduatı, mevduatı kabul eden muhatap … bankası tarafından ödenmediği, ilgili … Bankasının tasfiye sürecine girmesinden sonra, … Grubuna bağlı iştiraklerden olduğu sanılan, davalı şirket davacının mevduatını düzenlenen sözleşme kapsamında 49 adet taksit halinde ödemeyi taahhüt ettiği, davalı şirketin tasfiye halindeki … adına davacının mevduatını/alacağını ödemeyi üstlendiği ve davalı şirketin tasfiye sürecinde olmadığı da nazara alındığında, davalı şirketin davacının alacağını ödemekle sözleşmesel olarak sorumlu olduğu, raporun benimsenmesi halinde alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, takip tarihinden itibaren 5.750,00 Euro asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar 3095 sayılı yasanın 4/a (Kamu bankalarının USD cinsi 1 yıl vadeli mevduata uyg.en yüksek faizi ile) maddesi hükmü uyarınca basit usulde işleyecek faizi ile birlikte davalıdan istenilebileceği kanaatiyle rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile toplam 5.865,33 € karşılığı, 16.648,15 TL için 28.11.2013-28.09.2015 vade tarihli sözleşme açıklamaları ile 25.03.2015 tarihinde ilamsız icra takibine girişildiği, örnek 7 ödeme emrinin 09.04.2015 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 13.04.2015 tarihinde sunulan itiraz dilekçesi ile takibin durduğu, davacı tarafından 31.07.2015 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ki uyuşmazlığın ve alacağın kaynağını, davacının dava dışı ve tasfiye halinde olan … Şirketi’nden olan alacağının davalı tarafından taraflar arasında imzalanan 15.11.2011 tarihli ” Alacağın temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeden doğduğu anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin 4.3 maddesinde, davalı tarafından ödenecek bedel ile ödeme tarihleri kararlaştırılmış olup, sözleşmenin 4.5 maddesinde ise ardışık altı taksitin gününde ödenmemesi halinde takip eden aylık ödemenin muaccel hale geleceği düzenlenmiştir. Davacı tarafından takip talebinde 28.11.2013 tarihinden başlamak üzere toplam 23 taksitin ödemesi talep edilmektedir. Davalı tarafından ödeme savunmasında bulunulmamıştır. Davacının alacağı tüm dosya kapsamı ile sabit olup davalı taksitleri vadesinde ödediğini ispat yükü altındadır. Davalı tarafından vadesinde ödediğini ispat yükü yerine getirilmediğinden davacı tarafından takip talebinde talep edilen 23 taksitin takip tarihi itibariyle muaccel olduğu kabul edilmiştir. Davalı tarafından her ne kadar kar zarar hesabına davacı tarafından yatırım yapıldığı, dava dışı şirketin tasfiye işlemleri bitmeden kar zarar durumunun belli olmayacağı davacının bu sebeple alacak talep edemeyeceği savunulmuş ise de; davanın tarafları arasında bu durumun geçerli olmadığı sözleşmede kararlaştırılmadığı, uyuşmazlık konusu sözleşmede davacı alacağını oluşturan taksitlerin vadesinin ayrı ayrı belirlendiği anlaşılmış olup, ödemelerin dava dışı finans kurumunun tasfiyesi sonrası yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından (Yargıtay 19.HD nin E.2016/4537 K:2016/7507 sayılı ilamı), davacının ödenmeyen asıl alacak miktarına isabet eden 5.750€ ‘nun ( takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan miktara isabet eden dava değeri) yönünden itirazın iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması , borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur(Y3HD’nin 09/10/2019 tarih 2019/4054E-2019/7659K sayılı ilamı) Davacının talebinin taraflar arasında imzalanan sözleşme ile açıkça kararlaştırılan alacak istemine ilişkin olduğu, alacağın likit olduğu , davalı yanın takibe itiraz da haksız olduğu anlaşıldığından, icra inkar tazminatı talebinin itirazın iptaline karar verilen miktara isabet eden miktar yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş, uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalı tarafından ….icra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın asıl alacak olan 5.750€ yönünden iptaline takibin asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren (takip talebinde belirtilen faiz oranını aşmamak üzere ) 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereği işleyecek faizi ile birlikte DEVAMINA , FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE
2-)3.254,5 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
3-)Alınması gereken 1.111,57 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 299,44 TL harçtan mahsubu ile bakiye 812,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından ödenen 299,44 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 1.261,5 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
6-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 27,70 TL başvuru harcı ile, 1071,00 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1098,7 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.019,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
7-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı
02/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır