Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1131 E. 2020/929 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1131 Esas
KARAR NO:2020/929

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/11/2016
KARAR TARİHİ:21/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı … … … A.Ş. Lehine 04.08.2015-03.10.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Nakliyat Emtia Abonman Alt Sigorta Poliçesi tanzim edildiğini, sigorta tarafından, toplam 142 koli, 21.300 adet, Net:2.173,-kg, Brüt: 2.698,20kg bağlantı demiri parçası cinsi emtianın 03.08.2015 tarih ve … numaralı fatura ile …’ta yerleşik … isimli firmaya satıldığını, toplamda 3 adet palet olarak ambalajlanan emtianın davalı … ve Tic. A.Ş.’nin sorumluluğunda …’a sevk edilmek üzere … plakalı TIR’a parsiyel olarak yüklendiğini, alıcı firmanın deposuna varan emtianın tahliyesi sırasında yapılan kontrollerde paletlerin kırık, emtia kolilerinin yırtık olduğu tespit edilerrek CMR üzerine emtianın hasarlı (edommage) olduğu şeklinde not düşüldüğünü, ekspertiz raporunda da alt sıralarda bulunan kolilerin ezilmiş ve patlamış olduğunun tespit edildiğini, kolileri yırtılan emtianın bir kısmının paslı halde olduğunun görüldüğünü, Alıcı firma tarafından yapılan kontroller sonrası emtianın tamamının “…” adlı kalite kontrol ve denetim firması tarafından incelendiğini, bu firma tarafından emtianın yeniden ambalajlanarak paketlenmesi, paslı kısımların temizlenerek uygun hale getirilmesi işlemi yapıldığını, yapılan bu işlemle ilgili olarak alıcı firmanın satıcı sigortalı firmaya 30.09.2015 tarihli 679,-EURO tutarında fatura düzenlediğini, Sigortalı firmanın da bu bedeli davacı Sigorta şirketinden talep ettiğini, Talep üzerine 679,-EURO davacı sigorta şirketi tarafından ödenerek 6102 sayılı TTK 1472/I maddesince düzenlenen halefiyet kuralı uyarınca hasar sorumlusu davalıya karşı yasal takip yürütmeye hak kazandığını, davalıya karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, talebinin kabul edilmemesi halinde davanın alacak davası olarak devam edilerek, 2.286,94TL hasar bedelinin 31.12.2015 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; CMR konvansiyonun zaman aşımını düzenleyen 32. Maddesine göre davanın bir yıl içinde açılması gerektiğini, dava konusu taşıma gümrük beyannamesi tarihine göre 05.08.2015 tarihinde başladığını, davacının dosyaya sunduğu ara konşimentodaki tarihin 12.08.2015 olduğunu, Malların teslim tarihinin ise 18.08.2015 tarihi olup, taşıma nedeniyle dava hakkının 18.08.2016 tarihinde sona erdiğini, ancak davacı sigorta şirketince işbu davaya dayanak icra takibini 08.09.2016 tarihinde yapmış olduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava dosyasına sunulan ve işbu taşımaya özgülenmesi gereken poliçenin tarihinin 09.09.2015 olduğunu, hasar/zarar tarihinden sonraki bir tarih olduğunu, nitekimm eksper raporunda bu hususa dikkat çekildiğini, ancak global poliçenin varlığı nedeniyle geçerli olduğu yorumunu yaptığını, oysa global poliçenin münferit taşıma poliçesinin yerine geçemeyeceği gibi hasardan sonra yapılan poliçenin geçersiz olacağını, dolayısı ile yapılan ödemenin poliçeye göre uygun ve süresinde bir ödeme olmayıp, keyfi olduğunu bu nedenle rücu edilmesinin mümkün olmadığını, davacının sigortalısına yaptığı ödemeyi ve dava hakkını temlik aldığını gösteren ödeme ve temliknameyi dava dosyasına sunmadığını, öncelikle bu yönden araştırma yapılması gerektiğini, davacının ödediği ve rücu istediği olayın malların tekrar ambalajlanmasından ve temizlenmesinden doğan hizmet bedeli olduğunu malın hasarlanmasının söz konusu olmadığını, davacı Sigorta şirketinin nakliye poliçesinde yer almayan bir konuda ödeme yaptığını, yeniden ambalajlama/paketleme ve temizleme giderinin poliçe A kloz kapsamında olmadığını, bu nedenle yapılan ödemenin haklı olmadığını, eksper raporunda, dava konusu 679,-EURO bedelli ödemenin sigortalı şirket olan …’e değil, grup şirketlerinden … A.Ş.ye fatura edildiğini ve bu şirketin faturayı ödeyerek sigortaya başvurduğunu beyan ettiğini, davacı sigorta şirketinin rücu konusu ettiği … şirketinin kestiği faturayı ve içeriğini de delil olarak sunmadığını, dolayısı ile bu ödemenin sebebinin bilinmediğini ve davacı beyanına göre savunma yapıldığını, Sigorta poliçesinin lehdarı olmayan şirketin yaptığı ödemeyi iddia eden davacının bu ödemesinin haklı ve hukuka uygun olmayıp keyfi olduğunu ve nakliyeciye rücu imkanı olmadığını, davacının 679,-EURO ödemeyi sigortalı şirkete kesilen fatura ile yaptığının belirtildiğini, ancak dava dosyasına bu fatura ve ödeme belgesinin sunulmadığını, taşıyıcıdan yeniden ambalajlama ve paketleme bedeli altında bir bedel istenemeyeceğini, taşıyıcının ürünlerin paketlenmesi ve ambalajlanmasından doğan hiçbir sorumluluğu olmadığını, ortada bir mal hasarı olmadığını, ekser raporunda ambalajlama hatasından söz edilmekte olduğunu, yasal olarak taşıyıcının sorumluluğunun kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle rücu imkanı olamayacağını, gönderici firmanın uygun ambalaj yapmaması nedeniyle ezilmenin olmuş olabileceğini bu nedenle yeniden ambalajlamanın da gönderene ait bir sorumluluk olacağını, taşıyıcının yükleme, boşaltma, istifleme ve ambalajlama kaynaklı bir yükümlülüğünün olmadığını, bu nedenle kusurun yükleten firmada olduğunu, TTK 862 ve 863 e göre sigortalı gönderen şirketin sorumluluğunun eşyanın taşımaya uygun bir biçimde istiflenmesi, yüklenmesi ve sabitlenmesi olduğunu, eksper raporunda hasarın yetersiz ambalaj, yanlış yükleme ve istiflemeden kaynaklı olabileceğinin belirtildiğini, TTK hükümlerine gçre aksi sözleşme ile öngörülmedikçe bu hususlarda sorumluluğun gönderene ait olduğundan taşıyıcıdan talepte bulunmasının mümkün olmadığını, CMR Konvansiyonu hükümlerine göre, zarar ihbarının süresinde yapılmadığını, bu nedenle dava açma hakkı bulunmadığını, beyan ederek davanın reddini, ve davanın davalının nakliye sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. ne ihbarını talep etmiştir.
İhbar olunan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul mahiyetine gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede yazılı şartlar ve limitle sınırlı olduğunu, bununla birlikte konu hasar poliçe şartları gereğince gereken süre içinde ihbar edilmediğinden poliçe teminatı dışında kaldığını,
Konu sigorta sözleşmesi 30/12/2015 tarihinde sona ermiş olup hasar 02.09.2015 tarihinde meydana gelmiş olmasına rağmen müvekkil şirkete 25.07.2016 tarihinde ihbar edilmiş olmakla; sözleşme koşulları gereğince hasarın sigorta sözleşmesinin sona ermesinden önce sigortacıya ihbarı gerekip aksi takdirde hasarın teminat dışında kalacağının açıkça belirlenmiş olduğunu, bu davanın 2016 yılında açılmış olmasına rağmen müvekkili şirkete aradan 3 yıl süre geçtikten sonra 28.10.2020 tarihi itibariyle ihbar edilmiş olup; bu nedenle hiçbir şekilde kabul manasında olmamak üzere söz konusu dava dosyasında alınan bilirkişi raporları ve verilen kararın müvekkili şirket açısından herhangi bir bağlayıcılığı bulunmadığının kabulü gerekmekte olduğunu, bu sebeple davanın taraflarına ihbarını tümden itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere poliçenin işlerlik kazanabilmesi için bundan başka, kazanın oluş şeklinin incelenmesi ve kusurun kime ait olduğunun belirlenmesi ve bunun sonucunda kazanın meydana gelmesinde sigortalıya terettüt edecek hukuki bir sorumluluğun tespit edilmesi gerektiğini belirterek, cevap dilekçesinde belirtilen nedenlerle müvekkili şirketin davaya dahil edilmemesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; taşıma sözleşmesinden doğan zararın rücuen tazmini amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı; davalı ile sigortalısı arasında taşıma sözleşmesi imzalandığını, emtianın hasara uğraması nedeniyle sigortalısına yaptığı ödemenin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise rücu koşullarının oluşmadığını ve davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
Davalı ile davacının sigortalısı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, bu sırada taşınanların hasara uğradığı, davacının ise taşıtanın sigortacısı olduğu çekişmesiz olup, davacının sigortalısına ödeme yapmış olduğu da dekont ile sabit olduğundan davacı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olmuştur.
Uyuşmazlık; uluslararası taşıma sözleşmesinden kaynaklı olup, eldeki davaya CMR hükümleri uygulanacaktır.
CMR Konvansiyonunun 31/1 fıkrası uyarınca dava açma süresi 1 yıl olup, bu süre zamanaşımı süresidir.
Konvansiyonun 32/2 fıkrası uyarınca taşımacıya yazılı bildirimde bulunulduğunda, taşımacı bunu yazılı olarak reddedene kadar zamanaşımı süresi durur.
Her ne kadar davacı tarafından cevaba cevap dilekçesinde 15/01/2016 tarihinde davalıya başvurulduğu iddia edilmiş ise de, buna dair bir belge sunulmamıştır.
Davalının sigortacısına yapılan başvuruyu ise CMR kapsamında değerlendirmeye olanak yoktur. Zira maddede açıkça başvurunun taşımacıya yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
Tüm bu açıklamalardan sonra; taşınanın tesliminin 18/08/2015 tarihinde yapıldığında ihtilaf bulunmadığı gibi hasarın 02/09/2015 tarihinde meydana geldiği, takibin ise 1 yıllık süre geçtikten sonra 07/09/2016 tarihinde başlatıldığı anlaşılmakla, zamanaşımına uğrayan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,68-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 24,78-TL ‘nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 2.452,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, miktarı itibariyle kesin olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı