Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1103 E. 2019/1085 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1103 Esas
KARAR NO : 2019/1085

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/11/2016
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’in sevk ve idaresindeki… plakalı çekici ve çekiciye bağlı yarı römork ile davacıların murisi …’un kullandığı … plakalı aracın 09/11/2014 tarihinde karıştığı kazada …’un vefat ettiğini, davalılardan …’in sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ile çekiciye bağlı yarı römorkun işleteninin ise davalılardan … Şti Şirketi olduğunu, davalılardan …’in trafik kazası sonrası emniyet ve savcılıktaki ifadesinde liman içerisindeki yük taşımacılığı işini yapan taşeron firmanın şoförü olduğunu söylediğini, aracın ruhsat ve diğer taşıma belgelerinden de bu durumun anlaşıldığını, kaza nedeniyle 24 yaşındaki oğullarını kaybeden davacı anne …, davacı baba …, kardeşler … ve …’un vefat nedeniyle çok ciddi yıkıma ve manevi buhrana uğradıklarını, telafisi mümkün olmayan elem ve keder içerisine girdiklerini, kazanın akabinde davalılardan araç sürücüsü … ve araç sahibi işleten…Şti.’nin müvekkillerinin hiçbir zararını karşılamadıkları gibi, kendilerine başsağlığı bile dilemediklerini, davacıların oğullarından ve kardeşlerinden davaya konu kazaya kadar bir gün bile ayrı kalmadıklarını, aile şirketinde beraber çalışan, aynı konutta ikamet eden müvekkillerinin çektiği elem ve kederi her ne kadar giderme imkanı bulunmasa da dava konusu meydana gelen zarar için anne… için 60.000-TL., baba … için 60.000-TL., kardeşler … ve …’in her biri için 25.000-TL. olmak üzere toplam 170.000-TL. manevi tazminatı müşterek ve müteselsilen sorumlulukları gereği davalılar … ile …Şti’nden talep ettiklerini, müteveffanın geçirdiği talihsiz kaza neticesinde müvekkillerinin savcılık nezinde şikayette bulunduklarını ve Mersin…. Asliye Ceza Mahkemesi huzurunda ceza davasının görüldüğünü ve ilgili ceza mahkemesi tarafından verilen kararın Yargıtay’ca temyiz aşamasında bulunduğunu, davalılardan … yönetiminde iken müvekkillerinin murisi…’un vefatına sebep olan … plakalı aracın davalılardan… A.Ş.’ye … numaralı poliçe ile ZMMS ile sigortalı olduğunu, mütevaffa…’un kullandığı … plakalı aracın da … numaralı poliçe ile…A.Ş.’de sigortalı olduğunu, müvekkillerinin her iki aracın da ZMSS teminatçısı olan … A.Ş.’ye destekten yoksun kalma tazminatlarının karşılanması talebiyle başvuruda bulunduklarını ancak davalı … şirketinin … sayılı hasar dosyası üzerinden kısmi ödemede bulunduğunu, müvekkillerinin murisi …’un aile şirketi olan… Şirketi’nin yüzde yirmi hissedarı ve yöneticisi olması karşısında ve de bu yöneticinin aylık gelirinin en az 8.000-TL. olduğu düşünüldüğünde düşük kaldığını, müteveffa …’un kaza tarihi itibariyle … Odası’na kayıtlı 120.000-TL. esas sermayeli … Şirketi’nin %20 hissedarı olduğunu, müteveffanın çocuk yaştan başlayarak ailesinin yanında çalıştığını, işi küçük yaşta öğrendiğini, daha sonrasında da hem şirket ortağı olduğunu, hem de şirket idaresinde ailesi adına işleri yürüttüğünü, müteveffa ile ailesi arasında eylemli ve düzenli olarak devam eden bir destek ilişkisi olduğunu, ailenin en büyük oğlu olan …’un davaya konu trafik kazası sonrasında vefat etmesi akabinde şirket işlerinin sahipsiz kaldığını, şirket idaresinin kötüye gittiğini ve şirketin tasfiyesinin gerçekleştiğini, nitelikli ve deneyimli bir personel çalıştırılmasının aylık 8.000-TL maaş giderine sebebiyet verdiğini, davalı … ve diğer davalılar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumluluk çerçevesinde ve daha önce yapılan ödemenin eksik ve yetersiz olması nedeniyle KTK madde:111 çerçevesinde ve davalı … yönüyle kaza tarihindeki sigorta limitleri dahilinde kalmak kaydıyla, belirsiz alacak davası kapsamında ve şimdilik 1.000-TL olmak üzere 2.000-TL destekten yoksunluk tazminatının, avans faizi ve tüm yargılama giderlerinin, davacı müvekkillerinin ortaya çıkan manevi zararları için, müvekkillerin annesi Nazan için 60.000-TL, baba … için 60.000-TL, kardeşler … ve …’nın her biri için 25.000-TL olmak üzere toplam 170.000-TL manevi tazminat tutarının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile, yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile beraber davalılardan araç sürücüsü … ve araç maliki … Şti’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline, şimdilik anne … için 1.000-TL ve baba … için 1.000-TL olmak üzere 2.000-TL destekten yoksunluk tazminatının, sigorta şirketi yönüyle temerrüde düştüğü tarihten itibaren diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve tüm yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki, diğer davalı …Şti adına tescilli … plakalı aracın, müvekkili şirketçe 18/03/2014 – 18/03/2015 tarihleri arasında, … nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleriyle poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartlarının kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından 23/12/2015 tarihinde davacılara 16.356,76-TL ödendiğinden bakiye poliçe limitine göre sorumluluklarının 251.643,24-TL. olduğunu, trafik sigortasının bir meblağ sigortası değil bir zarar sigortası olduğunu, poliçedeki teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, müvekkili sigorta şirketince başvuru sahiplerine 16.356,76-TL ödeme yapıldığından haksız, maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tamamen reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …ol… Şirketi dava dilekçesi ve ekleri kendilerine usulüne uygun olaark tebliğ edilmesine karşın yasal cevap süresi içerisinde davaya cevap vermemişlerdir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; 09.11.2014 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf delil olarak, Mersin … Asliye Ceza Mahkemesi’nin…Esas sayılı ceza dosyası ve ekleri, nüfus kayıtları, veraset belgesi, tanık beyanı, bilirkişi incelemesi,… plakalı aracın kaza tarihine teminat veren ZMMS poliçeleri, … Şti’ye ait ticaret odası kayıtları ve vergi beyannameleri, … A.Ş.’nin … sayılı sigorta hasar dosyası ve dosya evrakı, … Sigorta’nın … sayılı hasar dosyası ve dosya evrakı, maktulün sosyal durum ve gelir araştırması, müvekkillerinin sosyal durum araştırması, yasal delillere dayanmıştır. Davalıladan … A.Ş. ise delil olarak,… nolu hasar dosyası, … nolu … A.Ş Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile ekleri, poliçe genel şartları ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememizce Mersin … Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak …E. sayılı ceza dosyası istenmiş, ilgili mahkemece müzekkereye verilen 16.11.2016 tarihli cevapta mahkeme dosyasının temyiz üzerine Yargıtay’da olduğu, bu nedenle gönderilemediği belirtilerek cevabi yazı ekinde UYAP sisteminde kayıtlı bulunan tüm evraklar yazı ekinde gönderilmiştir. Mahkememizce ayrıca… A.Ş.’ye ve…Sigorta’ya müzekkere yazılarak hasar dosyaları istenmiş ve dosya içerisine alınmıştır. Mersin … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 06/10/2015 tarihli … E. ve … K. sayılı kararına göre sanık …’in 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya taraflarının ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması için ilgili kolluk birimlerine gerekli müzekkereler yazılmış, gelen müzekkere cevapları dosya içerisine alınarak mahkememizce incelenmiştir.
Dosya kapsamında ceza dosyasında alınmış kusur raporlarının mevcut olduğu görülmüş, mahkememizce usul ekonomisi gözetilerek kusur oranının tespiti yönünden yeniden rapor alınmamış, dosya aktüer hesabı için bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından tanzim edilen 28/03/2018 tarihli kök raporda özetle; dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 30/07/2015 tarihli ve 2015/10692/4476 sayılı kusur raporuna göre müteveffa sürücü …’un asli derecede, … plakalı çekici ve çekiciye bağlı yarı römorkun sürücüsü …’in ise tali derecede kusurlu olduklarının belirlendiği, PMF 1931 yaşam tablosu göz önüne alındığında müteveffanın bakiye ömrünün 42 yıl olduğu, bu durumda müteveffanın aktif dönem sonunun 09/12/2050 tarihi, bakiye ömür sınırının yani pasif dönem sonunun 09/12/2056 tarihi olduğu, davacılardan müteveffanın babası …’un 05/11/1967 doğumlu olduğu, oğlunun vefat ettiği 09/11/2014 tarihinde 47 yıl, 5 gün üzerinden 47 yaşında olduğu, PMF 1931 yaşam tablosu göz önüne alındığında bakiye ömrünün 24 yıl olduğu, 47 yaş + 24 yıl= 71 yaşına kadar yaşayacak olduğu ve bakiye ömür sınırının 05/11/2038 olduğu; davacılardan müteveffanın annesi …’un ise 22/04/1968 doğumlu olduğu, oğlunun vefat ettiği 09/11/2014 tarihinde 46 yıl, 6 ay 18 gün üzerinden 47 yaşında olduğu, PMF 1931 yaşam tablosu göz önüne alındığında bakiye ömrünün 24 yıl olduğu, 47 yaş + 24 yıl= 71 yaşına kadar yaşayacak olduğu ve bakiye ömür sınırının 22/04/2039 olduğu, davacı müteveffanın babası …’un talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 69.456,33-TL, davacı müteveffanın annesi …’un talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 71.779,50 TL olabileceğinin hesaplandığı, davalılardan …tarafından 23.12.2015 tarihinde davacı …’a ödenen 8.247,46-TL. maddi tazminatın rapor tarihi itibariyle güncel değerinin 9.927,74-TL. olduğu, davacı …’a ödenen 8.109,30-TL. maddi tazminatın rapor tarihi itibariyle güncel değerinin ise 9.761,43-TL. olduğu, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından 23.12.2015 tarihinde ödenen tazminatların güncel değerlerinin tenzili halinde müteveffanın annesi davacı …’un talep edebileceği nihai destekten yoksun kalma tazminatının 61.851,76-TL. olabileceği (71.779,50-TL – 9.927,74-TL); müteveffanın babası davacı …’ un talep edebileceği nihai destekten yoksun kalma tazminatının ise 59.694,90-TL. olabileceği (69.456,33 TL – 9.761,43 TL) belirtilerek görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya taraflarına tebliğ edilmiş, davalılardan …A.Ş. vekili 23/04/2018 tarihli dilekçesi ile aktüer bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. … A.Ş. vekili 23/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin tenzili hususunda sadece bir poliçeden yapılmış olan ödemenin tenzil edildiği, sürücüsü müteveffa olan … plakalı araca ait … nolu poliçeye istinaden yapılan ödemenin tenzil edilmediği, 25.12.2015 tarihli ibranamede açıkça görüldüğü üzere müteveffa …’un vefatı nedeni ile davacılar … ve …’a 49.070,29-TL tutarında ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemenin bilirkişi raporunda tenzil edilmediği, bu şekilde yapılan hesaplamanın eksik ve hatalı olduğu belirtilerek ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Bunun üzerine mahkememizce 26/06/2018 tarihli duruşmada verilen 5 nolu ara kararla davalı tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilerek cevaplandırılması ve davalı …Ş. vekilinin dilekçesi ekinde sunulan ibranamenin de değerlendirilerek ek rapor tanzimi açısından dosyanın kök raporu tanzim eden bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen ve dosyaya sunulan 22/10/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda ise özetle; kök raporda belirtildiği üzere davacı müteveffanın babası …’un talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 69.456,33-TL., davacı müteveffanın annesi …’un talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 71.779,50-TL.olabileceğinin hesaplandığı,davalılardan … Şti. adına tescilli ve … plakalı ticari aracın 18/03/2014-18/03/2015 arasında geçerli Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile davalılardan …A.Ş. tarafından sigortalandığı, poliçede davalı … tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı olarak 268.000,00-TL. olduğu, sigorta şirketinin sorumluluğunun maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) ile sınırlı olduğu, manevi tazminatın Genel Şartların A.6/f maddesi gereğince kapsam dışı olduğu, dava öncesinde davalılardan … A.Ş. tarafından 23.12.2015 tarihinde açılan 8952667 numaralı hasar dosyası ile davacı anne …’ a; 8.247,46 TL, davacı baba …’a 8.109,30-TL.ödeme yapıldığı, 23.12.2015-22.10.2018 arasının 2 yıl, 11 ay, 30 gün olduğu, buna göre anne Nazan için ödenen tutarın ek rapor tarihi itibariyle güncel tutarının 10.476,31-TL. baba Hasan için ödenen tutarın ek rapor tarihi itibariyle güncel tutarının ise 10.300,81-TL. olduğu, 8952667 hasar dosya numarası ile davalı …Ş. tarafından 23.12.2015 tarihinde, davacı müteveffanın anne ve babasına yapılan 49.070,29-TL maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) ödemesinin ek rapor tarihi itibariyle güncel tutarının 61.569,10-TL. olduğu, toplam talep edilebilecek maddi zarar toplamından 25.12.2015 tarihinde ödenen tazminatın güncel değeri 61.569,10-TL.’nin tenzili ile: (141.235,83 TL- 61.569.10 TL) sigorta şirketinin 79.666,73 TL bakiye tazminattan sorumlu olacağı, bu rakamın ise poliçe limitleri dahilinde olduğu kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili, 02.12.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı anne ve baba için talep ettikledri destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat taleplerini 56.889,61-TL., artırarak 2.000,00-TL.’den 58.889,61-TL.’ye yükseltmiş ve artırdığı kısma yönelik harcı da ikmal etmiştir.
İddia, savunma, dosyada toplanan deliller, celp edilen kayıt ve belgeler, ceza dosyası ve alınan kusur ve ATK kusur raporları, dosyaya sunulan aktüer bilirkişi kök ve ek raporları incelenip denetlenmiştir. Dosyada en son alınan aktüer ek raporunun olaya, toplanan delillere, dosya kapsamına uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu saptanarak ek rapor mahkememizce de benimsenmiştir.
A) DESTEKTEN YOKSUN KALMA (MADDİ) TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Dava konusu trafik kazası; 09/11/2014 tarihinde, saat 02:15 sıralarında, sürücü …’un sevk ve idaresindeki 34 HF 3400 plakalı otomobil ile aynı yönde seyreden yarı römorka arkadan çarpması sonucu meydana gelmiş ve kazada sürücü … vefat etmiştir.
Davalı … tarafından dosyaya sunulan dilekçelerde davacıların desteği müteveffa …’un dava konusu olan trafik kazasına karışmış… plakalı aracın sürücüsü konumunda olduğu, söz konusu aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olup, kazanın oluşumunda müteveffa …’un %75 oranında kusurunun bulunduğu açıkça ifade edilmiştir. Aynı şekilde davalılardan… Şti vekili de 24/12/2019 tarihli dilekçesinde davaya konu kazada müteveffanın %75 asli kusurlu, müvekkil şirket sürücüsünün ise %25 tali kusurlu olduğunu belirtmiştir.
Davacı tarafça dosyaya müteveffa …’un eğitim durumuna ve SGK kaydına ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır. Her ne kadar davacılar vekili kazada vefat eden …’un kaza tarihi itibariyle …Odası’na kayıtlı 120.000,00-TL. esas sermayeli …Şti.’nin %20 hisseli ortağı olduğunu, çocuk yaştan başlayarak ailesinin yanında çalıştığını, sonradan işin idaresini alarak yürüttüğünü, vefat olayı sonrası işlerin sahipsiz kaldığını, şirketin tasfiye edildiğini beyan etmiş ise de dosyaya gelen ve Mersin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen müzekkere cevabında …Şti.’nin 22/03/2005 tarihinde tescil edildiği, müteveffanın babası …’un da şirketin %20 hisseli ortağı olduğu, …, …, … ve … adlı dava dışı kişilerin de yönetim kurulu üyesi ve firma yetkilisi oldukları, müteveffa …’un 20/08/2014 tarihinde ortaklığa alındığı, kaza tarihinin 09/11/2014 olduğu göz önüne alındığında müteveffanın ölümünden henüz 3 ay kadar önce şirket ortaklığına alındığı tespit edilmiştir. Müteveffa bahsi geçen aile şirketine vefat etmeden 3 ay önce hissedar olduğu, bu nedenle şirketin müteveffanın vefatı nedeni sahipsiz kaldığı ve tasfiye edildiği yönünde dosyada somut herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından mahkememizce müteveffanı gelirinin asgari ücret kadar olacağı kabul edilmiş, bilirkişi tarafından bu yönde yapılan hesaplamalara itibar edilmiştir. Aktüer bilirkişi tarafından müteveffanın gelirinin asgari ücret kadar olacağı kabul edilerek hesaplama yapılması mahkememizce de yerinde ve isabetli bulunmuştur. Kök ve ek aktüer bilirkişi raporlarında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında benimsediği üzeze PMF 1931 Yaşam Tablosu dikkate alınarak ve progresif rant yöntemi olarak adlandırılan hesaplama yöntemi kullanılarak hesaplama yapılmıştır.
Davalılardan… Şti. adına tescilli ve sigorta ettiren sıfatı ile … plakalı ticari araç 18.03.2014-18.03.2015 vadeli, … poliçe numaralı poliçe ile davalılardan …A.Ş.’tarafından 18.03.2014 tarihinde Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalanmıştır. Poliçe teminat üst limiti 268.000,00-TL. olup, bilirkişi raporunda hesaplanan destekten yoksun kalma tazminat miktarının poliçe teminat limitini aşmadığı anlaşılmıştır.
6098 Sayılı TBK 53/3 maddesinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler…” ifadesi kullanılmak suretiyle ölenin “destek” olması zarureti ortaya konulmuştur. Destek, başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişidir. Destekten yoksun kalma tazminatı ise ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek, yaşamının, desteğinin ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat biçimidir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.03.1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı ile güdülen amaç; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.05.1984 tarihli ve 1984/9-301 E., 1984/619 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi destek yaşamış olsaydı, yardım ettiği kimseye yapabileceği yardım tutarını sağlamaktır.
TBK hükümleri gereğince haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/03/2019 tarihli; 2017/17-1089 E. ve 2019/294 K. Karar sayılı kararıda da vurgulandığı üzere; 6098 Sayılı TBK’nun 53/3 maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya oluşan, asli ve bağımsız bir haktır. Bir başka anlatımla; destekten yoksun kalanların meydana gelen zararlarını tazmin hakkı ölenden intikal eden bir hak olmayıp doğrudan doğruya desteğini yitiren kişinin kendisinde doğan, asli ve bağımsız nitelikte bir haktır. Ölenle ya da mal varlığı ile bir bağıntısı bulunmadığı için bağımsız bir talep hakkı yaratır.
Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak değildir. Zira öyle olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdikleri zarar; işletenin ve sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte işleten ve sürücü üzerinde doğan bir zarardan ayrı ve salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Böyle bir zararın işletenin ve dolayısıyla sürücünün kendisinin sahip olacağı hakla bir ilişkisi olmadığı gibi, doğrudan işletenin ve sürücünün zararıyla bağlı ve onunla sınırlı bir zarar da değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Huzurdaki davada kazanın meydana gelmesinde %75 oranında asli dedecede kusurlu olan … vefat etmiş; davacı anne … ve baba … destekten yoksun kalan sıfatıyla, desteğin kendi zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Yukarıda da belirtildiği gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır. Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 22.02.2012 tarihli, 2011/17-787 E. ve 2012/92 K. sayılı kararında; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinin, ölenin desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı … şirketinin işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, bu nedenle davalı … şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 85. ve devamı maddelerine göre motorlu araçların işletilmesi nedeniyle bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olunursa gerek motorlu aracın işleteni gerekse maliki doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Benzer şekilde 2918 sayılı KTK.’nun 99. ve 101. maddelerine göre motorlu aracın zorunlu trafik sigortacısı da oluşacak bu zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Tüm bu mevzuat hükümlerine göre; davacılar anne … ve baba …’un maddi tazminat talepleri bakımından mahkememizce davaya konu kazaya karışan davalılardan …, … plakalı araç sürücüsü olmasından dolayı; 34 ZA 2339 plakalı aracın işleteni… Şti. işleten sıfatıyla; … ve… plakalı araçların ZMMS sigortacısı …A.Ş. ile sigortacı sıfatıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır.
Yargıtay’ın yukarıda belirtilen kararında da vurgulandığı üzere; huzurdaki davada kaza tarihinin 09.11.2014 olması, poliçenin 18.03.2014 tarihinde tanzim edilmiş olması ve yeni Genel Şartlar’ın (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın) 01/06/2105 tarihinde yürürlüğe girmesi nedenleriyle mahkememizce davacılan üçüncü şahıs olarak kabul edilmiş, kazanın Genel Şartlar’ın yürürlüğün tarihihden önceki bir tarirte olması nedeni ile destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu kabul edilerek davalı … şirketinin sorumluluğuna karar vermek gerekmiştir. Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu kabul edilerek davacıların maddi tazminat davasının kabulü ile ölüm nedeni müteveffa …’in desteğinden yoksun kalan davacı anne … için 30.518,64-TL., davacı baba … için 28.370,97-TL. olmak üzere toplam 58.889,61-TL.destekten yoksun kalma tazminatının (mahkememizce davalılardan sigorta şirketi yönünden davacılara kısmi ödemenin yapıldığı tarih olan 23/12/2015 tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek) davalılardan …A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 25/12/2017 tarihinden, diğer davalılar … ve…Şti. yönünden ise kaza tarihi olan 09/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’a verilmesine karar vermek gerekmiştir.

B) MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1 maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”
Aynı kanunun 56/2 maddesine göre ise; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Maddeye göre hâkim, manevi tazminata hükmederken, olayın özelliklerini göz önünde tutmalı ve ona göre zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vermelidir. Hâkim, özel halleri göz önünde tutmalı ve manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği miktar adalete de uygun olmalıdır. Manevi tazminatın tarafların ekonomik durumları da nazara alınarak tazminat ödeme yükümlüsü olan tarafın fakirleşmesi, lehine tazminata hükmedilen tarafın ise zenginleşmesi sonucunu doğurmayacak şekilde hak ve nesafet kurallarına uygun, makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekmektedir. Manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın özelliği, tarafların kusur durumu, kusurun ağırlığı, gibi hususlar da dikkate alınmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirmelidir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması gibi bir amacı da yoktur. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olaya bakıldığında davacılardan … mütevaffanın annesi, … ise babasıdır. Davacılardan … ile … ise mütevaffanın kardeşleridir. Anne ve babanın evlatlarını, kardeşlerin de ağabeylerini kazada kaybetmesi nedeniyle üzüntü duyacakları mutlaktır. Müteveffa … 09/12/1990 doğumlu olup; kaza tarihinde yaklaşık 24 yaşında çok genç bir insandır.
Gerek ceza dosyasında alınan kusur raporlarına göre … plakalı araç sürücüsü davalı … %25 oranında ve tali derecede kusurlu dahi olsa; sadece gündüzleri karayoluna çıkması gereken geniş ve uzun araçla geceleyin karayoluna çıkmak, karayolunda seyrederken kullandığı aracın arkasında artçı araç bulundurmamak, kendisini trafikte belli edecek derecede uyarıcılar bulundurmamak, karayolunu kullanamları uyarmak için kullandığı aracın üzerine sarı flaşörlü lamba takmamak, bu davaranışlarıyla Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümlerini açıkça ihlal etmek suretiyle dikkatsiz ve hatalı araç kullandığından ve Mersin … Asliye Ceza Mahkemesi tarafından ceza dosyasında taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan mahkum edilmiş olduğundan tüm bu durumlar mahkememizce takdir edilen tazminatın belirlenmesinde etkili olmuştur. Tarafların tespit edilen mali ve sosyal durumları, olayın niteliği ve davacının kusur oranı, paranın satın alma gücü, davacıların genç yaşta aynı çatı altında oturdukları evletlarını ve kardeşlerini kaybetmeleri sonucu duyduğu acı ve ızdırap, hak ve nesafet kuralları dikkate alındığında davacılardan … için 20.000,00-TL., … için 20.000,00-TL., … için 10.000,00-TL., … için 10.000,00-TL. olmak üzere toplam 60.000,00-TL. manevi tazminatın yeterli ve adil olduğu, davacıları zenginleştirmeye ve davalıları da fakirleştirmeye yol açmayacağı vicdani kanaatine varılmış, fazlaya ilişkin talep ise reddedilmiş, hükmolunan manevi tazminata kaza tarihi olan 09/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini kapsar şekilde açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1- Maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile;
Davacı anne … için 30.518,64-TL., davacı baba … için 28.370,97-TL. olmak üzere toplam 58.889,61-TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan …A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 25/12/2017 tarihinden, diğer davalılar … ve…Şti. yönünden ise kaza tarihi olan 09/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’a verilmesine,
2- Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile;
a)Davacılardan … için 20.000,00-TL., … için 20.000,00-TL., … için 10.000,00-TL., … için 10.000,00-TL. olmak üzere toplam 60.000,00-TL. manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve…Şti.’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
b) Manevi tazminat bakımından fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alınması gerekli 4.022,75-TL karar ve ilam harcından 787,47-TL peşin ve ıslah harcın mahsubu ile kalan 3.235,28-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile maliyeye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan 2.104,97 TL. yargılama giderinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine,
5-Davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.662,24-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya …’a verilmesine,
6-Davacı … vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.404,52-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya …’a verilmesine,
7-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
* Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile;
8- 4.098,60-TL karar harcının davalılar … ve ..Şirketi’nden alınıp maliyeye gelir kaydına,
9-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden her bir davacı için 2.725,00-TL’nin davalılar … Şirketi’nden alınıp davacı …, …, Alican Doğuş ve …’a ayrı ayrı verilmesine,
10-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden her bir davacıdan 2.725,00-TL’nin alınıp davalılar …Şirketi’ne verilmesine,
Dair; HMK.’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Yargılama Gideri Dökümü:
29,20 TL başvuru harcı
787,47-TL peşin ve ıslah harcı
… 8,60 TL vekalet harcı
850,00 TL bilirkişi ücreti
429,70- TL tebligat ve posta ücreti
+_________________________
2.104,97- TL TOPLAM
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.