Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1098 E. 2020/476 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2016/1098 Esas
KARAR NO:2020/476

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/11/2016
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ES. …. KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/02/2018
KARAR TARİHİ:29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile örnek no.7 ilamsız takip başlatıldığını, müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasına konu edilen faturalar bakımından davalıya borcunun bulunmadığını, takip konusu faturalar haksız olarak düzenlendiğini ve müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliği üzerine takibe itiraz edilmiş olup borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, ayrıca takip konusu faturalar usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, usulüne uygun tebliğ edilmeyen faturalar bakımından borçsuzluklarının tespitinin gerektiğini, takip konusu faturalara ilişkin hizmetler tam ve eksiksiz verilmediğini, davalı şirket hizmet vermeyi durdurduğunu ikrar ettiğini, davalı taraf kötü niyetli olarak fatura kestiğini, faturaya konu hizmetleri verdiğini ispat yükü davalıda olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle kötü niyetli açılan takibin durdurulması akabinde iptaline, …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı takibe konu edilen faturalar bakımından borçsuzluklarının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini, kötü niyetli ve haksız olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatan davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından dava dilekçesinde bahsi geçen tüm hususlar haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirket yetkilisi tarafından tanzim olunan iç kontrol raporlarının hiçbirini kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya vermiş olduğu hizmet nedeniyle alacaklı olup bu durum taraflarınca açılacak itirazın iptali davasında tüm delilleri ile ispatlanacağını, taraflarınca davacı aleyhine keşide etmiş oldukları ihtarnameler ve müvekkili şirket defterleri incelendiğinde davacının borçlu olduğunun tespit edileceğini, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine asıl alacağın %20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYA DAVA DİLEKÇESİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 01/04/2016 tarihinde muhasebe sistemleri işletme ve yönetim sözleşmesi ile Bölgi Sistemleri İşletme ve Yönetim Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin akdedilen sözleşme gereği edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı tarafından bir süre düzenli ödemeler yapıldığını, ancak davalı tarafından hiçbir haklı neden ileri sürülmeksizin ödemelerin aksatıldığını ve sözleşme gereği ödemelerin yapılmadığını, davalıdan ödeme yapılmasının istendiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, borcun ödenmesi için noter kanalı ile ihtarname çekildiğini, davalının noterlik kanalı ile ihtarnameye cevap verdiğini, ancak cevabının gerçeklikten aykırı soyut gerekçeler olduğunu, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile menfi tespit davası ikame edildiğini, dosyanın halen derdest olduğunu, alacaklarının tahsili amacı ile …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile açtıkları icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itiraz ile takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek davalının itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER :
Mahkememizce davaya dayanak olarak …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası celp olunup incelenmiştir.
Mahkememizin 12/09/2018 tarihli celse üç nolu ara kararı gereğince, birleşen dava açısından iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak SMMM uzmanı bilirkişisi … seçilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 19/02/2019 tarihli rapor ve 10/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunun dosya içerisinde bulunduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu ve ek raporunun tetkikinde, birleşen davanın davalısı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasında 30.003,95 TL asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın ispata muhtaç olduğu, takip tarihiden önce temerrüt şartlarının oluşmadığı hususunda rapor alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına konu 5 adet fatura nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine, birleşen dava ise aynı icra dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, asıl dava da davalı birleşen dava da davacı tarafından, davacı/davalı aleyhine faturaya dayalı cari hesap alacağı nedeni ile 04.10.2016 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile 30.000,95 TL asıl alacak ve 525,07 TL işlemiş faiz üzerinden ilamsız icra takibine başladığı, örnek 7 ödeme emrinin 07.10.2016 tarihinde davacı/davalıya tebliğ edildiği 14.10.2016 tarihinde süresi içerisinde davacı/davalı tarafından icra takibine itiraz edildiği, takibin durduğu, 07.11.2016 tarihinde davacı/davalı tarafından eldeki menfi tespit davasının açıldığı, davalı/davacı ya icra takip dosyasında davacı/davalının itirazının 23.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/davacı alacaklı tarafındna 07/02/2018 tarihinde kanunda ön görülen 1 yıllık hak düşürücü sürede … ATM’nin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali talep edildiği, anılan dosyanın mahkememiz dosyası ile birleşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında bilgi sistemleri işletme ve yönetim sözleşmesi ile Muhasebe sistemleri işletme ve yönetim sözleşmesi imzalandığı, davacı/davalı tarafından İstanbul 25. Noterliğinden gönderilen 09.09.2016 tarih ve26951 yevmiye numaralı ihtarname ile hizmet sağlanmaması ve denetim yapılmaması nedeni ile sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Tarafların tacir olması halinde, davacının verdiği hizmet veya satımdan doğan alacağının ve davalının ise aldığı hizmet veya satım nedeniyle doğan borcunun TTK 66 ve devamı maddeleri gereğince ticari defterlerinde kayıtlı olması gerekmektedir. Bu nedenle TTK 80 ve devamı maddeleri uyarınca, davaya konu alacağın var olup olmadığı ve miktarı, her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılacak bir incelemeyle açıklığa kavuşturulur. 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinde ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olması, defter kayıtlarının birbirini doğrulaması ve bunun yanında diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların da bunlara aykırı olmaması veya karşı tarafın defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Davacının alacağın varlığı, sadece kendi defterlerinin incelenmesi suretiylede ispatlanamaz. Bunun için dayanak belgelerin, faturaya dayalı olması halinde tebliğ ve tesliminde yapıldığının ispatlanması gerekir.
TTK’un 64. maddesine göre her tacir, ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak münasebetlerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri tespit etmek amacıyla, işletmesinin mahiyet ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri tutmakla yükümlüdür. Anılan Kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır. Şu kadar ki; kanuna uygun olan defterlerde sahibi lehine olan kayıtlar dahi aleyhindeki kayıtlar gibi muteber olup bunlar birbirlerinden ayrılamaz.
Yukarıda açıklanan ilkeler göstermektedir ki; TTK.65/2 ve 3. Maddelerine göre, hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden, borç ve ödemelerin davacı defterinde kayıtlı olması ile varılan sonuç, alacağın miktarı konusunda da davacı aleyhine karine oluşturur.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda defterlerin sahipleri lehine delil olabileceği, davacı ile davalı defterleri arasında 36.972,85 TLlik fark olduğu bunun nedeninin davacı/davalı defterinde kayıtlı olan 27.09.2016 tarih 081797 nolu ve 36.972,85 TL bedelli fatura olduğu, bu faturanın davalı/davacı kayıtlarında bulunmadığı , davalı/davacının , davacı/davalıdan 30.003,95 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Fatura düzenlenmesi tek başına mal teslimini kanıtlamaz. Ayrıca tek taraflı olarak düzenlenen faturanın faturayı düzenleyenin kendi defterlerine kayıt edilmiş olması da alacağının varlığını ispatlamaz. Bu açıklama taraf defterleri üzerinde değerlendirildiğinde davacı/davalı kayıtlarında yer alan 36.972,85 TL faturaya dair alacaklı olduğunu ispat yükü davacı/davalı üzerinde olup, alacağın varlığı ispat edilebilmiş değildir. Bu kapsamda taraf ticari defterlerine göre davalı/davacının, davacı/davalıdan 30.003,95 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı/davacı tarafından icra takibinde 525,07 TL faiz talep edilmişse de borçlu taraf temerrüde düşürülmeden faiz talep edilemeyecektir, dosya kapsamından davacı/davalı borçlunun takipten önce temerrüde düştüğü anlaşılamamaktadır bu nedenle asıl dava da davacının 525,07 TL yönünden borçlu olmadığına bu miktar itibariyle davanın kabulüne fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın ise kabulü ile itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Asıl davada davalı tarafından davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmişse de; 2004 sayılı İİK’nın 72. Maddesinde kötüniyet tazminatı düzenlemesine yer verilmemiş olup, davanın davacı aleyhine sonuçlanması ve yargılama sırasında icra takibinin durmasına karar verilmesi halinde mahkemece davalının alacağını geç alması durumunda uğradığı zarar miktarına da hükmedeceğini düzenlemiştir. Somut olay bakımından eldeki dava bakımından kötüniyet tazminatı ön görülmediği, takibin icra taikibine itirazla durduğu mahkememizce icra veznesinde ki paranın alacaklıya ödenmemesie dair ihtiyati tedbir kararı verilmişse de takibin borçlunun itirazı ile durduğu kesinleşmediği icra veznesinde de para olmadığı anlaşıldığından kötü niyet tazminatı talebinim reddine karar verilmiştir.
Asıl davada davacının kötü niyet tazminatı talebine gelince ; davanın büyük oranda davalı lehine sonuçlandığı, aleyhine sonuçlanan kısım yönünden icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamından anlaşılamamakla talebin reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava da davacının icra tazminatı talebinin ise alacağın likit olmadığı yargılamayı gerektirdiği, şartları oluşmadığı anlaşıldığından reddine karar verilmiş asıl ve birleşen dava da uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-)DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE davacının …. İCRA DAİRESİNİN … takip sayılı dosyasında 525,07 TL işlemiş faiz alacağı yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE ,
Davacı ve davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE
2-) Alınması gereken 54.40 TL harcın peşin alınan 521,36 TL harçtan mahsubu ile bakiye 466,96 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine, davacı tarafından ödenen 54.40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
3-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 29,20 TL başvuru harcı 1.272,00 TL bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 1301,2 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 22,37 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 525,07 vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4.500,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
6-) Yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN
1-)DAVANIN KABULÜ İLE davalının …. İCRA DAİRESİNİN … takip sayılı dosyasında 30.003,95 TL asıl alacak yönünden YAPTIĞI İTİRAZIN İPTALİNE , TAKİBİN BU MİKTAR ÜZERİNDEN DEVAMINA
İcra inkar tazminatı talebinin reddine
2-)Alınması gereken 2.049,56 TL harçtan peşin alınan 512,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.537,17 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından ödenen 512,39 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
3-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 35,90 TL başvuru harcı ile 750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 785,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 4500,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre i içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır