Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/996 E. 2019/775 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/996 Esas
KARAR NO: 2019/775

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 12/10/2015
KARAR TARİHİ: 21/10/2019

Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı şirkete satmış olduğu mallara karşılık 02812/2013 tarih … seri nolu ve 30.680,00TL bedelli 1 adet fatura düzenlenerek davalı şirkete teslim edilmiş olduğunu, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıklarını davalının itiraz ederek haksız olarak takibi durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmamakla birlikte, davacı tarafından kesilen fatura açıklamasında “danışmanlık bedeli” olarak belirtilmesine rağmen, dava dilekçesinde “satmış olduğu mallara karşılık” olduğu beyan edilmiş olduğunu bu çelişkinin dahi davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu takibin ve iş bu davanın kötü niyetli olarak açıldığının açık bir kanıtı olduğunu, müvekkili şirketin davacıdan herhangi bir mal satın almadığı gibi danışmanlık hizmeti de almadığını, davacı şirketin, müvekkiline karşı satmış olduğu malların neler olduğunu ve teslime ilişkin belgeleri yada ne tarz bir hizmet verdiğini ve bu hizmetin müvekkiline sunulduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek, cevap dilekçesindeki hususlar karşısında davacının davasının reddine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası, fatura, tarafların ticari defterleri, bilirkişi incelemesi, vergi dairesi kayıtları ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası, ticari kayıtlar, tanık, bilirkiş ve sair yasal delillere dayanmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ile davalı arasında mal alım satımı veya hizmet sunumu gibi faturaya bağlanan bir ilişki olup olmadığı, varsa satılan malın veya sunulan hizmetin ne olduğu, davalının faura içeriğini teslim alıp almadığı, fatura içeriği teslim alımı va ise bedelinin ödenip ödenmediği, takip tarihi itibariyle varsa davalının davacıya borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı, davacının kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede; davacı tarafça davalı borçlu hakkında fatura ve cari hesap alacağına ilişkin ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya SMMM bilirkişisi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda: Davacıya ait 2013 yılı ticari defterlerin açılış tasdiklerinin TTK mad. 64 hükmü gereğince yasal süresinde yaptırılmış olduğu, 2013 yılı Yevmiye Defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığını, Envanter Defterine yeni TTK hükümleri gereğince kapanış tasdiki gerekmediği, defterlerin birbirini teyit ettiği, dolayısı ile davacı defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne ııygun tutulduğu, her üç defler sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiğini, davacı yanın incelenen 2013 yılı ticari defter kayıtlarında, davalı ile olan hesap hareketlerini alıcılar /120.00.003 nolu hesap kodunda takip etmekte olduğu, davacı tarafın davalı tarafa düzenlemiş olduğu faturayı bu hesabın borcuna, , ekte sunulan Yevmiye Defteri kayıt örneğinde görüleceği üzere 2013 yılı ticari defterlerine kaydetmiş olduğunun görülmüş olduğunu, yapılan işlemler sonucunda davacı yanın incelenen 2013 yılına ait kendi ticari defter kayıtlarında, davalı yanın davacı yana 02.12.2013 tarihi itibariyle 30.680,00 TL borçlu oldıı£u tespit edilmiştir. Davalı borcu olan 30.680.00 TL 2013 yılı Yevmiye Defterlerinin Tekdüzen Hesap Planına uygun olarak 31.12.2014 tarih ve 197 nolu yıl sonu kapanış maddesinde 120 Alıcılar Hesabının 120.00.003 Bebek 55/… cari hesabı karşısında yer aldığının görülmüş olduğu bildirilmiştir.
Alacaklı şirket vekili, borçlu Bebek 55 … hakkında 05/01/2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ilamsız icra takibinde bulunduğu, ( asıl alacak 30.680,00 TL, işlemiş faiz 3.941,75 TL =) toplam 34.621,75 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ili birlikte tahsilini talep etmiş olduğu, borçlu/davalı vekili tarafından ilgili icra dairesine sunulan 15/04/2015 tarihli dilekçesi ile yasal süre içinde itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davalı vekili Av. … ile yapılan telefon görüşmesinde müvekkili …’in cep telefonu ne mail adresi ile hiçbir şekilde ulaşamadığından davalının dava konusu ticari defler incelemesi yapılamamış olduğu bildirilmiştir.
Dava konusu olayda davacı … ‘nin davalı …’ e satmış olduğu mallara karşılık, fatura karşılığı 30.680.00 TL alacağı olduğunu iddia etmiş, ancak davacı taraf davalı şirkete mal teslim edildiği ibaresi kullanılmışsa da söz konusu ibarenin sehven yazıldığını, dava konusu fatura incelendiğinde davalı şirkete danışmanlık hizmeti verildiğinin açıkça görülmekte olduğunu, bunun üzerine davalı vekili, davacıdan herhangi bir mal salın almadığı gibi danışmanlık hizmeti almadığını ifade ederek davacı şirkete davalının borcu olmadığını beyan etmiştir.
Dosya kapsamında yer alan … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 20/07/2016 tarih ve … sayılı yazısında. ” İlgide kayıtlı yazı ile dairemiz … vergi kimlik numaralı mükellefi olan … A.Ş tarafından 2013 yılı içersinde verilmiş olan form BA ve BS listelerinin çıkartılarak gönderilmesi istenilmiş, 2013 yılı form BA ve BS listesinin sunulmuş olduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan …Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 08/11/2016 tarih ve … sayılı yazısında, “Dairemizin … vergi kimlik numarasında kayıtlı … ‘in bilgisayar ve tarh dosyasının terkininde 2013 yılı hesap döneminde işletme hesabına göre defter tuttuğundan BS ve BA bildirimde bulunma zorunluluğu olmadığı tespit edilmiş, bu nedenle ödevli ilgili yılda BS ve BA bulunmamıştır ” denilmektedir.
Davacı şirketin, davalı tarafa düzenlendiği dava konusu faturayı davalıya tebliğ ettiğine ilişkin her hangi bir belge ibraz etmemiş, ancak … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 20/07/2016 tarihli yazıları ekinde gönderdiği davacı tarafın mal ve Hizmet Satımlarına İlişkin Bildirimleri ( BS) incelendiğinde, davacı tarafın mali idareye, davalının 02.12.2013 tarih ve … numaralı faturası ile KDV hariç 26.000 TL tutarındaki hizmeti beyan ettiğinin görülmekte olduğunu, davalı tarafında, icra takibine itirazda takip alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığını beyan ettiğini ve cevap dilekçesinde danışmanlık hizmeti almadığını, ancak faturayı almadığına ilişkin itirazı olmamıştır, davalı tarafın itirazının, borcun olmadığına ilişkin olduğu, ancak borcu ödendiğine ilişkin hiçbir belge de ibraz edilmemiştir.
Temerrüt tarihinin tespiti ve faiz hesaplamasına göre: Dava kapsamına göre BK 117. maddesi gereğince, temerrüt oluşabilmesi için, sözleşmede kesin bir ödeme tarihinin belirlenmesi yada kendi edimini ifa eden alacaklının davalı yana gönderdiği TTK 18/3 maddesine uygun Ödeme talebini içeren ihtarnamenin davalı yana ulaşmış olmasının şart olduğunu, davacı tarafından davalının usulüne uygun olarak temerrüde düştüğüne ilişkin delil dosyaya ibraz edilmediğinden icra takibi öncesi temerrüt oluşmadığını, bu nedenle, icra takip talebinde takip öncesi faiz talebinin yersiz olduğunu, temerrüt icra takip tarihi altın 05.01.2015 tarihinde oluştuğunu, bu nedenle faiz hesaplamasının yapılmamış olduğunu belirtmiştir.
Davacıya ait 2013 yılı ticari defterlerin açılış tasdiklerinin TTK. mad. 64 hükmü gereğince yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, 2013 yılı Yevmiye Defteri kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığını, Envanter Defterine yeni TTK. Hükümleri gereğince kapanış tasdiki gerekmediğini, defterlerin birbirini teyit ettiğini, dolayısı ile davacı defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, her üç defter sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiğini, davacı şirketin, davalı tarafa düzenlediği dava konusu faturayı davalıya tebliğ ettiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, ancak, … Vergi Dairesi Müdürlüğü nün 20.07.2016 tarihli yazılan ekinde gönderdiği davacı tarafın Mal ve Hizmet Satımlarına İlişkin Bildirimleri (BS) incelendiğinde; davacı tarafın malı idareye, davalının 02.12.2013 tarih ve … numaralı faturası ile KDV hariç 26.000 TL tutarındaki hizmeti beyan ettiğinin görüldüğünü, davalı tarafından, icra takibine itirazda takip alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığı beyan ettiğini ve cevap dilekçesinde danışmanlık hizmetini almadığını, ancak faturayı almadığına ilişkin itirazı olmadığını, davalı tarafın itirazı, borcun olmadığına, ancak, borcun ödendiğine ilişkin hiçbir belge de ibraz edilmediğini, davalı yanın davacı yana icra takip tarihi itibariyle 30.680.00 TL fatura borcu olduğunun tespit edildiğini, takip talebinde 30.680,00 TL asıl alacak lalep ettiğini, talebinin yerinde olduğunu, davacı tarafından davalının usulüne uygun olarak temerrüde düştüğüne ilişkin delil dosyaya ibraz edilmediğinden, icra takibi öncesi temerrüt oluşmadığını, bu nedenle, icra takip talebinde takip öncesi faiz talebinin yersiz olduğunu, temerrüttün icra takip tarihi oları 05.01.2015 tarihinde oluştuğunu, bu nedenle faiz hesaplaması yapılmadığını, icra takip tarihinden itibaren davacının talepleri doğrultusunda ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğine dair rapor sunmuştur.
19/03/2018 tarihli celsede, davalının mali müşaviri …’ın bulunduğu, … adresine tebligat çıkartılarak, dosyamız davalısı …’e ait 2013 yılı 12. dönemine ait kdv beyannamesi ve bu beyannamenin eki beyan edilen faturalardan dosyamız davacısı tarafından düzenlenen fatura var ise mahkememize sunmasının istenilmesine karar verilmiş, tebligat çıkartıldığı, tebliğ üzerine mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesinde davalı ile muhasebe ilişkisini 30/10/2014 tarihinde sonlandırdığı ve tüm bilgi ve belgeleri iade etmiş olduğunun bildirilmiş olduğu görülmüştür.
14/05/2018 tarihli celsede, davacı vekili tarafından, yeniden mali müşavir olan …’a tebligat çıkartılarak, yapılmış ise devir teslim tutanağının bir suretinin mahkememize sunulmasını talep edilmiş, bunun üzerine davalının mali müşaviri olan …’a yeniden tebligat çıkartılarak, yönetmeliğinin 26. maddesine göre müşterisi olan dosyamız davalısı … ile muhasebe ilişkisinin sonlandırılması tarihi olan 30/10/2014 tarihinde yapılmış bir devir teslim tutanağı olup olmadığı varsa bir suretinin mahkememize sunulması yönünde iki haftalık kesin süre verilmiş ve …’a tebligatın yapıldığı ve mahkememize sunmuş olduğu 31/05/2018 tarihli dilekçesi ile davalı … adına muhasebe işlemi yürüttüğü dönemlere ait evrakları kendisine teslim edilmiş olup, söz konusu devir teslim tutanağına ulaşılamamış olduğunu bildirmiş olduğu görülmüştür.
Dava: İtirazın iptali davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, detaylı, gerekçeli, dosyada mevcut bilirkişi raporu uyarınca, hukukun genel prensiplerinden biri olan ispat yükü HMK’nın 190. Maddesinde açıklanmıştır. İlgili maddeye göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu durumda davacı alacaklı olduğunu ispat ile yükümlü olup bu hususta fatura tek başına delil niteliği taşımaz. Davacı öncelikle faturanın satılan mallara ilişkin düzenlendiğini daha sonra verilen danışmanlık hizmetine ilişkin düzenlendiğini belirterek çelişkili iddialarda bulunmuş her iki iddiaya yönelik de dosya içerisinde ispata yarar sözleşme vs gibi bir delil sunamamıştır. Davacı her ne kadar HMK 222/5 maddesine göre davalı tarafa defterlerini sunması aksi halde davacının iddiasını kabul etmiş sayılacağı hususunda ihtarat yapılmasını talep etmişse de öncelikle hukuki ilişkiyi ispat yükü davacının üzerinedir. İlgili madde ispat yükünün yer değiştirmesi için değil taraflarca hukuki ilişkinin kabul edilmiş olması halinde davalının iddiasını ispat üzere getirilmiş maddedir. İkincisi ilgili madde gereği davacı taraf karşı tarafın defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini de belirtmemiş ve dava dilekçesinde de sadece karşı tarafın değil her iki tarafın da ticari defterlerine dayanmıştır. Bu durumda davacı iddiasını ispat edememiş ve HMK 222/5 maddesinin de uygulama alanı bulunmadığından davanın reddine dair bununla birlikte kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından bu talebin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 44,40 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 350,83 TL harçtan mahsubu ile 306,43 TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 4,10 TL vekalet harcı ve 10,00 TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 14,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.681,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.