Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/988 E. 2018/872 K. 13.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/988 Esas
KARAR NO : 2018/872
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/10/2007
KARAR TARİHİ : 13/09/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalılardan … arasında 27.07.2005 tarihinde “Görüşme Tutanağı” başlıklı belge imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimleri yerine getirdiği halde müvekkilinin şirket lehine olan kefaletlerinin kaldırılmadığını, borç-alacak mutabakatının sağlanmadığını, iadesi gereken şirket 36.000 adet hissesinin iade edilmediğini, hisselerin ihtarname tebliğine rağmen dava dışı iki şirkete 3.066.739,19 TL bedelle satıldığını ileri sürererek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 36.000 TL’nin 24.11.2006 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve mütselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla talebini 3.066.287,43 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesnide özetle; husumet, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def’i ve husumet itirazında bulunmuş, davacının taahhüdünü yerine getirmediğini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 05/02/2013 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 18/09/2014 tarih, … Esas,… Karar sayılı kararla; “1-Dava, davacı ile davalılardan … arasında imzalanan, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi halinde ve borcun tasfiyesi sonunda, başta devredilen 360.000 hisseden 36.000 adedinin davacıya iadesini öngören “görüşme tutanağı” başlıklı sözleşmeye dayalı olarak açılmış, davacı tarafça kendisine iade edilmediği gibi üçüncü şahıslara devredilen hisselerin bedeli talep edilmiştir. Mahkemece, davacının gerçekten davalı şirkete borçlu olduğunun kanıtlanamadığı yönündeki bilirkişi raporuna itibar olunarak davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 2. maddesinde …’ın şirketin kasa durumuna göre davacı …’nin borç tespitini, davacının da kendi kayıtlarına göre borcunun tespitini yapacağı, tarafların borç tespitlerinin 05.08.2005 tarihine kadar tamamlayacağı ve mutabakata varacakları hususları düzenlenmiş olup, davacı tarafça da dava dilekçesi ile davacının borcunun bulunmadığı değil, sözleşmenin anılan maddesinde öngörülen mutabakatın sağlanamadığı iddia olunmuştur. Davacı tarafça davalıya yapılmış bir ödeme de iddia ve ispat olunmadığından, davacının edimlerini yerine getirdiğinin kabulü doğru olmamıştır.
Ayrıca, davacının davalı şirkete olan borcu, ödeme suretiyle değil, 31.12.2006 tarihinde kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına aktarılmak suretiyle kapatılmış olup, borcun bu tür hesabına aktarılması alacaktan vazgeçildiği anlamına gelmez. Bu itibarla, davacının bu aşamada davalılardan talepte bulunmasının mümkün olmadığı gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince; tarafı olmadığı bir sözleşme nedeniyle açılan böyle bir davada davalı şirkete husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından, davalı şirkete yönelik açılan davanın husumet yönünden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. ” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararını bozulmuş, bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesince 09/06/2015 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararla; “1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK.nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen Dairemizin 18.09.2014 tarih ve … karar sayılı ilamının 2. bendine yönelik karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davacı ile davalılardan … arasında imzalanan, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi halinde ve tutanakta belirtilen borcun tasfiyesi sonunda , başlangıçta devir edilen 360.000 adet hisseden 36.000 adedinin davacıya iadesini öngören “Görüşme Tutanağı” başlıklı sözleşmeye dayalı olarak açılan ve davacı tarafından edimlerin ifa edilmesine rağmen sözkonusu hisse senetlerinin davacıya iade edilmediği gibi hisselerin üçüncü şahıslara devri nedeniyle anılan hisse bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.maddesinde düzenlenen mutabakatın maddede belirtilen süre içinde yapılmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, davacı davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını ileri sürmüş olup, davalı taraf da mutabakat sağlanamadığından ötürü henüz iade borcunun muaccel olmadığını savunmuştur. Davacının sözleşmenin 2. maddesinde öngörülen tarih itibariyle borcunun bulunmaması halinde bu savunmaya itibar edilemez. Hal böyle olmakla mahkemece davacının şirkete borcunun olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasında ve bu hususta taraflar arasında varılamadığı açık olan mutabakatın hükmen tesisinde bir yanlışlık bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı taraf mahkemece alınan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin ekinde Ek 3 ve 4 başlığı altında davalı şirket kayıtlarında davacının borç hanesinde gözüken ve kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına aktarılarak kapanan miktarların davacı ile ilgisinin olmadığına dair belgeler ibraz etmiş olup, alınan ek bilirkişi raporunda davacı tarafından sunulan Ek 3 ve 4 listelerin incelendiği ve şirketin kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına aktarılarak kapanan miktarların davacı ile ilgisinin olmaması gereken tutarlar olduğu belirtilmiş ise de, alınan raporda, hangi kalemlerin hangi nedenlerle davacı ile ilgisinin olmadığı denetime elverişli şekilde gerekçelendirilmediği gibi, davalı tarafça da alınan raporlara bu yönü ile itiraz edilmiş. Bu itibarla, mahkemece davalı şirketin tüm defterleri ve davacı tarafından sunulan belgeler incelenmek suretiyle davalı şirketin ticari defterlerinde davacı adına gözüken borçların tesbiti ile davacı tarafından sunulan belgelerin hangi nedenlerle davacı ile ilgisinin olmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ayrıntılı ve denetime elverişli olarak tesbiti için bilirkişilerden ek rapor yada yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp, tarafların itirazlarının karşılanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.09.2014 tarih ve … karar sayılı ilamının (1) bendinin kaldırılarak kararın açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya kesinleşmeyen yönlerden devam olunmuştur.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği gibi, davalı şirketin tüm defterleri ve davacı tarafından sunulan belgeler incelenmek suretiyle davalı şirketin ticari defterlerinde davacı adına gözüken borçların tesbiti ile davacı tarafından sunulan belgelerin hangi nedenlerle davacı ile ilgisinin olmadığının tespiti açısından bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilerek, dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, sunulan 21/09/2016 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunun ve taraf vekillerinin itirazları üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 16/05/2017 tarihli raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan 16/05/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda; davacının alacaklarının toplam 147.990,60 TL olduğu, davalı şirkete temlik edildiği halde davacının cari hesabına alacak kaydedilmeyen 450.000 USD’nin karşılığı 568.116 TL dikkate alındığında davacının bu iki kalem alacağı toplamının 716.106,61 TL olduğu, dolayısıyla davacının borçlu olmayıp 135.253,96 TL alacaklı durumda olduğu, davacının 36.000 hissenin satış değeri olan 3.066.287,43 TL alacağından mahsup edilecek bir tutarın mevcut olmadığı bildirilmiştir.
Alınan 16/05/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlikte, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu raporu, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; taraflar arasındaki Görüşme Tutanağı sözleşmesi gereğince davacıya ait 360.000 adet hissenin davalılar … ve …’a devredildiği, davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiği ancak, davacıya hisse iadesinin yapılmadığı gibi bu hisselerin dava dışı şirketlere satıldığı, satış değerinin 3.066.287,43 TL olduğu, davacının alacağından mahsup edilecek tutarın mevcut olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş; tarafı olmadığı sözleşme nedeniyle davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden davalı şirkete yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı şirkete yönelik açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Davalı gerçek kişiler …, … ve …a’a yönelik açılan davanın KABULÜ ile, 36.000,00 TL’nin dava tarihi olan 08/10/2007 tarihinden, ıslah edilen 3.030.287,43 TL’nin ıslah tarihi olan 28/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen adı geçen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 209.458,10-TL karar ve ilam harcından 44.951,20-TL peşin ve ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 164.506,90-TL harcın davalı şahıslardan alınıp maliyeye gelir kaydına (Mahkememiz 2011/67 Esas, 2013/54 harç numaralı harç tahsil müzekkeremiz ile maliyeye bildirilen ve davalılardan tahsili istenilen 164.506,90 TL tahsil edilmiş ise iş bu karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı…A.Ş.’nden tahsil edilen miktarın iadesi ile davalı şirketten tahsil edilen miktarın davalı gerçek kişilerden tahsili için maliyeye müzekkere yazılmasına, eğer tahsil edilmemiş ise ilgili harç tahsil müzekkeresinin hiçbir işlem yapılmaksızın iadesinin ve 164.506,90 TL’nin davalı gerçek kişilerden tahsilinin istenilmesine),
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve ıslah harcı 44.951,20 TL’nin davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 95.863 TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı…A.Ş. kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı şirkete verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk kararda yapılan 4.493,30 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 1.071,80 TL tebligat ve bilirkişi giderlerinin davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, huzurdaki taraf vekillerinin yüzlerine karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.