Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/977 E. 2018/110 K. 19.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/977 Esas
KARAR NO : 2018/110
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/10/2015
KARAR TARİHİ : 19/02/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili sunmuş olduğu raporunda; Dava dışı …’in müvekkili şirket nezdinde 01/05/2013-2014 vade tarihleri arasında … nolu 3… Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalının 09/01/2013 tarihinde … Organize Sanayi Bölgesinde içinde bulunduğu … plakalı servis aracının kazası dolayısıyla yaralandığını, sigortalının bakım ve tedavisi için müvekkili şirket tarafından sigortalıya 21/03/2013 tarihinde 3.603,58 TL ödendiğini, SGK Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne ödenen tedavi giderlerinin rücuen tahsili talebinde bulunduklarını, ancak herhangi olumlu bir cevap verilmediğini, … plakalı aracın maliki olması nedeni ile …’ a ve aracın sürücüsü olması nedeni ile …’ya ve trafik sigortacısı olan …’ne tedavi giderlerinden yasa gereği sorumlu tutulmaları nedeni ile dava açılmasının zarureti doğduğunu beyanla her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.603,58 TL tazminatın ödeme tarihi olan 21/03/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Dava şartı yokluğu ve görev itirazında bulunmuşlar, Hazine Müsteşarlığınca 27.08.2011 tarihinde yürürlüğe konulan Trafik Kazaları Nedeniyle ilgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin, ”Diğer ilgili isteğe bağlı sigortalar” başlıklı 7. maddesinde yer alan ‘Trafik kazalan sebebiyle sağlık hizmeti talebine konu olabilecek isteğe bağlı sigortaları düzenleyen sigorta şirketlerinin anılan poliçeler çerçevesindeki sorumlulukları saklıdır.” hükmü uyarınca anılan meblağın kurumdan talep edilemeyeceğini, Grup Sağlık Sigorta Poliçesinin 3.1, 3.2.,3.3 maddelerinde davacı sigortacının acil tedavi giderlerini karşılamayı taahhüt ettiğini, ayrıca dosya içerisinde trafik kazası nedeni ile yapılacak tedavi giderinin genel sağlık sigortasından tahsil edilmek kaydıyla sigortacı tarafından ödenip, daha sonra genel sağlık sigortasından tahsili yönünde dava dışı sigortalı tarafından verilmiş herhangi bir yetki belgesine de rastlanılmamış olduğunu, aksine sözleşmenin 8. maddesinde davacı sigortacının rücu hakkının haksız fiil sorumluluğu hükümleri ile sınırlanmış olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı taraf delil olarak; sigorta poliçesi, ibraname, bilirkişi incelemesi, keşif ve kanuni her türlü yasal delillere dayanmıştır. Davalı SGK delil olarak; kurum kayıtları, belgeleri ve yazışmaları, yazışmalar, tedavi giderlerine ilişkin belgeler, her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle, dosya adli tıp uzmanı Dr. … ve sigorta uzmanı bilirkişi …’a tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları raporlarında; Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlandırmasına göre toplam 3.603,58 TL tedavi giderinin 330,22 TL lik kısmının SGK’nın sorumluluğunda bulunduğunu, geriye kalan 3.273,36 TL lik kısmının SGK ‘nın sorumluluğunda olmadığını, 6111 sayılı Kanun ve Yönetmelik uyarınca; Sağlık Uygulama Tebliği / SUT kapsamında hesaplanan 330,22 TL tedavi giderinin davalı SGK tarafından karşılanması ve SGK’nın ödeme yükümlülüğünü aşan 3.273,36 TLlik kısmından ise, davalı …Ş. ‘nin … no.lu ZMS/trafik Sigorta Poliçesinden dolayı sorumlu bulunduğuna dair rapor sunmuşlardır.
Tarafların itirazı üzerine dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişilere tevdi edilmiş ve bilirkişiler sunmuş oldukları ek raporlarında; ZMS/Trafik Sigorta Poliçesinde belirtilen motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle, sigorta şirketinin, zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alma yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş olduğunu ve trafik kazasında yaralanan kişilerin tedavi giderleri yönünden sorumluluğunun SGK.’na geçmiş, ancak SGK ‘nın sorumluluğu Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4/1 maddesi ile SUT hükümleri ile sınırlandırmışsa da, Danıştay … Dairesi’nin … tarihli kararı ile davalı SGK.’nun SUT uygulamasının İPTAL edilmiş olduğunu, dava konusu tazminat talebinin; isteğe bağlı olarak yapılmış olan Özel Sağlık Sigortası kapsamında sigortalı olan sigortalısının dava konusu trafik kazası sonucunda yaralanması sonucunda, tedavi masraflarını ödeyen davacı …Ş. Tarafından davalı SGK’dan talep edilmesine ilişkin olduğunu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu nun 11. maddesinin 1. fıkrası gereğince, T C Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından onaylanan ve sigorta şirketlerince uygulanmak zorunda olan Sağlık Sigortası Genel Şartlarımn 1. ve 11. Maddeleri uyarınca ” 1 Madde : İşbu sigorta, sigortalıların sigorta süresi içinde hastalanmaları ve/veya herhangi bir kaza sonucu yaralanmalan halinde tedavileri için gerekli masrafları ile varsa gündelik tazminatları, bu genel şartlarla varsa özel şartlar çerçevesinde, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder, ” 11. Madde: Sigortacı ödediği tazminat tutarınca sigortalının sosyal güvenlik hukuku kapsamında olanlar dahil tüm haklarına halef olur Sigortacı ödediği tutar için rücu hakkını, yükümlülere karşı kullanabileceğini, Danıştay Kararı doğrultusunda davalı SGK’nun SUT uygulaması İPTAL edilmiş olup; 5664 sayılr Sigortacılık Kanunu ve Sağlık Sigortası Genel Şartları doğrultusunda, davacı …Ş.’nin, Özel Sağlık Sigortası kapsamında sigortalısı dava dışı …’in dava konusu trafik kazası sonucunda yaralanması ile ilgili olarak ödemiş olduğu 3.603,58 TL tedavi masraflarının tamamının, SUT uygulaması ve herhangi bir kesinti yapılmadan 21.03.2013 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, davalı SGK. vekili 21.07.2017 havale tarihli itiraz dilekçesinin 2.6. ve 3. Maddelerinde; “5510 sayılı Kânunun 93/1 maddesinin hizmet bedellerine ilişkin alacak hakkının ve buna bağlı talep hakkının üçüncü kişilere devrini ve temlikini yasaklamış olduğunu. Kurumun genel sağlık sigortası kapsamında sağladığı sağlık hizmet bedelleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının ve sigortalılarının Kurumumuza karşı talep haklarının hiçbir şekilde üçüncü kişilere, bu kapsamda zararı gideren sigorta şirketlerine geçmeyeceğini” iddia etmiş olduğunu, oysaki 5510 sayılı Kanun; Sosyal Sigortalar ve Genel SaOlık Sigortası Kanunu olup, bu Kanun’un 93. maddesinin 17.04.2008 günlü, 5754 sayılı Vasa’mn 56. Maddesiyle değiştirilen 1. fıkrası, “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez.” hükmünde olduğunu, dava konusu tazminat talebinin ise; Genel Sağlık Sigortası ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 93. maddesi ile hiçbir ilgisi bulunmayıp, isteğe bağlı olarak yapılan özel Sağlık Sigortası kapsamında sigortalı olan kişilerin, dava konusu trafik kazası sonucunda yaralanması ile ilgili olarak özel hastane tarafından yapılan tedavi masraflarının özel Sağlık Sigortası kapsamında ödenmesi sonucunda, ödemeyi yapan davacı …Ş. tarafından davalı SGK.’ndan talep edilmesine ilişkin olduğunu, davalı SGK vekilinin Sigortacılık Kanunu, sigorta mevzuatı ve sigorta genel şartları dahilindeki mevcut itirazları uzmanlık alanları çerçevesinde değerlendirilmiş olup, ancak; TTK.’nun muhtelif hükümleri doğrultusunda yapılmış olan diğer maddelerdeki itirazların, hukuki bir ihtisas ve tartışma konusu olması nedeniyle değerlendirme yapılamadığına dair rapor sunmuşlardır.
Dava; Rücuen tazminat alacağıdır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; SGK yönünden görev ve SGK’ya başvurunun dava şartı niteliğinde olup olmadığı, davalıların ödenen bedelden sorumlu olup olmadıkları, sorumluluk var ise kime ait olduğu, sorumluluk miktarı ve temerrüt tarihine ilişkin olduğu görülmüştür.
SGK tarafından her ne kadar görev itirazında bulunulmuş ise de , davada birden fazla kişinin bulunması ve talep dayanaklarının …tarafından yapılan trafik sigortasına da dayalı olması nedeniyle, birden fazla kişinin davalı olduğu dosyada SGK yönünden görevli olması bile davaya diğer kişiler yönünden mahkememizin bakması, görevli olması nedeniyle davalı SGK nın görev itirazı yerinde görülmemiş ve reddine karar verilmiştir.
Davacının iddiası, davalı tarafın savunması ve tüm dosyadaki bilgi ve belgeler uyarınca , davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir, zira davacının yapmış olduğu sağlık sigortası kaza riskini de içine alan bir can sigortası türü olup, davacının bu can sigortasından kaynaklı halefiyet hakkı yoktur. Sigorta ettiren kazanın meydana gelmesi üzerine sigortacısına müracaat edebileceği gibi zarar sorumluluklarına da müracaat edebilecek olup , bu durumda sigortalısının zararını karşılayan sigortacının sigortalısına yapmış olduğu ödeme sonrasında kendisine de zarar sorumlusuna müracaat hakkı tanınmış, halefiyet verilmiş olsaydı, sigortalının zarar verene yasa tarafından verilen başvuru hakkı karşılıksız kalabileceğinden, bu durumda yasanın kuruluş amacına aykırılık oluşacak ve yasa kadük olup, abes bir işle uğraşmış olacaktı ki, yasaların hiç bir zaman yasa koyucular tarafından bu hususu dışlayan bir yöntemle yapıldığından bahsedilemez. Nitekim, can sigortaları başlığı altında düzenlenen 6102 sayılı yasanın 1482 ve devamı maddeleri ile kaza sigortasını düzenleyen 1507 ve devamı maddeleri ile hastalık ve sağlık sigortası başılığını taşılan 1511 ve devamı maddeleri dikkate alındığında, bu sigortalar türleri yönünden ödeme sonrası sigortacıya her hangi bir halefiyet hakkı verildiğin dair düzenlemenin yer almadığı, bu haliyle de yasa koyucunun bu hususu bile bile düzenlemediği sabit olduğundan, davacının halefiyet hakkının bulunmadığı ve davalılar … , … ve SGK yönünden davasının reddine, keza davalı SGK karşı da ancak sorumluluk hukukundan doğan bir zarar için, örneğin bir trafik kazasından doğan zarardan yasa gereği tedavi giderlerinden sorumlu olan, SGK ya trafik sigortalısı başvurabilecek iken davacının SGK ya da bir başvurusunun bu nedenle olamayacağı ve davalı SGK yönünden ayrıca bu nedenle de davasının reddine arar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 246,16 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 61,55 TL harcın mahsubu ile 184,61 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yapılan 100,00 TL tebligat/posta giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Diğer davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.