Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/912 E. 2021/359 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/912 Esas
KARAR NO:2021/359

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/09/2015
KARAR TARİHİ:25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin TTK hükümleri doğrultusunda faaliyet gösteren gerçek kişi tacir olduğunu, müvekkilinin davalının maliki ve kiralaması altında bulunan araçların iki yılı aşkın süredir tamir ve bakım işlemlerini yapmakta olduğunu, araçla ilgili işlemi yaptıktan sonra faturasını gönderip alacağını tahsil etmekte olduğunu, müvekkilinin davalının araçlarını bakımlarını yapıp faturalarını tebliğ etmesine rağmen davalı bugün yarın ödeyeceğim şeklinde müvekkilini bugüne kadar oyaladığını, nihayetinde davalı cari hesaba ilişkin fatura ödemesini en son 11/04/2015 tarihinde yaptığını, davalı takibe konu faturaları kayıtlarına işlemiş olmasına rağmen müvekkiline alacağını ödemekten kaçındığını, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, borçlu takibe hiçbir gerekçe göstermeksizin borcu bulunmadığından bahisle tüm faturalara, ödeme emrine, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının hiçbir gerekçeye dayanmayan itirazlarının kabul edilebilirliği bulunmamakta olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, bu alacaklarının yıllık %10,50 ‘ den aşağı olmamak üzere ticari faiz uygulanmasını, davalı borçlunun kötü niyeti çok açık olduğundan takip konusu alacağın %20 ‘ ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafa iddia edilen böyle bir borcunun bululnmadığını, davacı, taşımacılık faaliyeti gösteren ve müvekkiline ait olan araçların, kısa bir süre bakımını yaptığını, yapmış olduğu bakımlara ilişkin olarak tüm ödemeler hesaptan ve kredi kartı ile yapıldığını, araçların bakımının davacı tarafından yapıldığı dönemde, araçlardan birtanesi olan … plaka sayılı otobüs, 09.02.2015 tarihinde yandığını, bu araca en son bakımını yapan davacı taraf olduğunu, araç isuzu servisine çekildiğini, servisinde aracın yanma sebebi olarak son bakım yapan davacı tarafından araca yüksek amperde sigorta takılması olduğunun tespit edildiğini, tespit edilmiştir, müvekkilinin yaşanılan tüm bu olaylardan sonra 01.03.2015 tarihinde davacı ile ilişiğini kestiğini ve davacıya araç gönderdiğini, araçlarda oluşan zararların giderilmesini talep ettiğini ve araçların bakımları için başka bir firma ile anlaştıklarını, müvekkilinin davacıya her hangi bir borcu olmamasına rağmen davacı taraf, müvekkilinin bilgisi dışında, araçlara bakım yaptığını gibi göstererek değişik tarihlerde ve farklı miktarlarda faturalar düzenleyerek haksız kazanç elde etmek ve müvekkilinin firmaya vermiş olduğu zararları karşılamamak için bir takım işlemler yapmakta olduğunu, müvekkilinin davacının kusurlu işlemleri nedeniyle, yanan … plaka sayılı araç için 30.000,00 TL civarında, motorları yanan her iki araç için 25.000,00 TL civarında olmak üzere masraf yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin bu zararlarının davacı tarafından karşılanmasını beklerken, haksız surette icra takibine muhatap olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötü niyetli davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava, İİK’nun 67. maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce davaya konu olarak tanık beyanları dinlenmiş ve davaya konu edilen … İcra Müdürlüğünün …/… Es. Sayılı dosyası ile … … yazı cevabı celp edilip incelenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle varsa ferileri ile birlikte borç miktarı, alacağın likit olup olmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizin 29/09/2016 tarihli celse dört nolu ara karar gereğince iddia, savunma, toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişiler olarak konusunda uzman SMMM …, Prof. Dr. … ve Doç. Dr. … seçilmiş, adı geçen bilirkişi heyetince sunulan 22/02/2017 tarihli rapor ile 18/12/2020 tarihli ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyeti raporu ve ek raporunun tetkikinde; teknik açıdan bakıldığında, gerek araç yangınlarının gerekse motor yatak sarma hasarlarının kullanıcı hataları da dahil olmak üzere çok çeşitli nedenlerinin olabileceği, dosyadaki bilgi ve belgelerde davacı tarafça gerçekleştirilen bakımlarda teknik bakımdan hizmet kusuru olduğu yönünde bir bulgunun mevcut olmadığı, teknik açıdan davalı iddialarının ispata muhtaç olduğu, bu nedenle dava konusu faturalar nedeniyle davacının alacaklı olduğunun kabul edilmesinin gerektiği, icra inkar tazminatı şartlarının da oluştuğu kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava … İcra Dairesi’nin …/… takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2004 sayılı İİK ‘ nun 67 maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından davalı aleyhine … İcra Dairesi’nin …/… takip sayılı dosyası ile toplam 49.860,08 TL asıl alacak ve 1.397,96 TL faiz olmak üzere 51.258,04 TL alacak için faturaya dayalı icra takibi yapıldığı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından sunulan 07.07.2015 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiği, itirazın davacı yana tebliğ edilmediği, davacı vekili tarafından 15.09.2015 tarihinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda taraflar arasında ki uyuşmazlık davacının, davalı yan araçlarına yaptığını iddia ettiği bakım ve tamirat nedeni ile düzenlediği faturalar dolayısıyla davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı, yaptığı tamir ve bakıma rağmen fatura bedellerinin karşılığının ödenmediğini iddia ederken, davalı davacı ile arasında ki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte davacının yaptığı bakımlara ilişkin bedellerin ödendiğini ve davacı tarafından ayıplı hizmet sunulduğunu ve 01.03.2015 tarihinden sonra davacı ile arasında ki ticari ilişkinin sona erdiğini iddia edilmektedir.
Mahkememizce aldırılan 22.02.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacının defterlerine göre davalıdan 86.804,56 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde ise dava konusu faturaların kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında ki ilişki araç tamir ve bakım işi olup hukuki niteliği itibariyle 6098 sayılı TBK’nun 470.vd maddeleri gereği eser sözleşmesidir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer.
Davalı taraf davacı ile arasında ki ilişkiyi cevap dilekçesi ile kabul ettiğinden, davacı işin yapıldığını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilir.
Davacı tanıkları mahkememizin 06.09.2018 tarihli duruşmasında dinlenmiş, … SGK’dan gelen yazı cevabına göre 2 ay boyunca sigortalı olarak davalı yanında çalıştığı anlaşılan …’in beyanında davalı iş yerinde araç sorumlusu olduğunu dava konusu faturalarda adına atılı imzaların kendisine ait olduğunu , davalı araçlarının davacı iş yerinde tamir edildiğini ve kendisinden önce bu işlerle …’in ilgilendiğini beyan ettiği ve diğer tanığın tanığın bu beyanını doğruladığı dikkate alınarak davacı tarafından davalı yana dava konusu faturalarda yer alan hizmetin verildiği mahkememizce kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı ayıplı hizmet iddiasında bulunmuş ise de bu iddiasını ispata yarar delil sunmuş değildir. Ayıp ihbarında bulunduğu da dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Her ne kadar davacı tarafça takip talebinde faturalar için takipten önce işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosya da delil bulunmadığından, davacı tarafça faturalar nedeni ile takipten önce ki dönem için faiz talep edilemeyecek olup, davalı itirazının fatura bedelleri yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması , borçlunun itirazında haksız olması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur(Y…HD’nin 09/10/2019tarih 2019/…E-2019/…K sayılı ilamı) Davacının talebini oluşturan alacağın likit olduğu , davalıların takibe itiraz da haksız olduğu anlaşıldığından, icra inkar tazminatı talebinin itirazın iptaline karar verilen miktar yönünden kabulüne karar vermek gerekmiş uyuşmazlığın bütünü hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalı tarafından …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN toplam 49.860,8 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, TAKİBİN BU MİKTAR ÜZERİNDEN DEVAMINA, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE
2-) 9.972,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
3-)Alınması gereken 3.405,99 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin ödenen 619,07 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.786,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.786,92 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafından ödenen peşin 619,07 TL harcın davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 7.281,9 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 1.397,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
6-)Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 27,70 TL başvuru harcı ile 2.455,40 TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.483,1 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.415,37 TL’nin davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
7-)Davalı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 1000,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 27,27 TL’nin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına
8-)Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır