Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/753 E. 2022/523 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/753 Esas
KARAR NO : 2022/523

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN … ESAS
SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/12/2014
KARAR TARİHİ:31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesi ile, müvekkili …’a 07/01/2013 tarihinde aracından mal indirdiği esnada … kontrolündeki …plaka sayılı aracın çarptığını, çarpma sonucunda müvekkilinin iki araç arasında sıkıştığı ve sol bacağından yaralandığını, bu olay nedeniyle İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinde taksirle yaralamaya sebebiyet vermek suçundan kamu davasının açıldığını ve yapılan yargılamada keşfen tanık dinlendiği ve kusur tespitinin yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalının asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, davalının kusuru neticesinde müvekkilinin zarara uğradığını, bu eylemden dolayı müvekkilin sol bacağı kırılarak bacağının alçıya alındığını, müvekkilinin bu eylem nedeniyle çalışamadığı ve kazanç kaybına uğradığını, müvekkilin aylık 1.000 TL maaş alan bir işçi iken kaza nedeniyle çalışamadığını, haksız eylem nedeniyle müvekkilinde sürekli bir sakatlık meydana geldiğini, tüm bu nedenlerle haksız eylem sonucu müvekkilde sürekli bir sakatlık meydana geldiği, davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmazların tespiti ile ihtiyati tedbir kararı verilmesi ayrıca fazlaya dair dava ve hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL maddi ve davacı müvekkilin uğradığı zararın bir nebze olsun azalması için 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dava dosyasının bu dosyası ile birleştirildiği, birleşen dosyada davacı vekili dilekçesinde; davalı … adına kayıtlı ve mahkememizin … E sayılı dosyasında davalı olan …’in sevk ve idaresindeki ve mahkememizin bu dosyasındaki diğer davalı … Sigorta A.Ş nezdinde sigorta teminatı altındaki araçla müvekkiline çarpmış olduğunu, müvekkilinin bu kaza sonucu ağır yaralandığını ve sol bacağında ödem oluştuğunu, tedavisinin devam ettiğini ve masrafları müvekkilinin ödediğini, tedavi süresince çalışamadığından kazanç kaybına uğradığını ve maluliyeti olduğunu, bu nedenlerle davalı … adına kayıtlı taşınır – taşınmaz mallar üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi zararın (manevi zarardan sigorta şirketi sorumlu olmadan) kaza tarihi olan 07/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bu dava ile mahkememizin … E sayılı dosyasının birleştirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili davaya verdiği cevap dilekçesinde; davacının haksız kazanç elde etmek amacıyla açtığı, hukuki dayanaktan yoksun ve yersiz mesnetsiz iş bu davasının reddinin gerektiği, davaya konu olayda bir trafik olayında sürücülerin kusur oranları, ceza mahkemesince yalnızca kurallara aykırılık yönünden değerlendirileceği, zararın oluşumu ve boyutu yönünden trafik akışı, yol durumu, olay yerinin özellikleri , daha önce aynı yerde olan kazaların sıklık oranı, zarar görenin kazanın oluşumuna ve zararın artmasına etkisi araştırılmasının gerekeceği, ceza mahkemesinde alınan yersiz bilirkişi raporu esas alınarak iş bu davada hüküm kurulmamasının gerektiği, davalı müvekkilinin olay anından itibaren davacıyı yalnız bırakmadığı ve onun tüm maddi ve manevi zararlarını karşıladığını, müvekkilinin bu iyi niyetli ve insani yaklaşımlarını suistimal ettiği, babasının iş yerine gelerek para istemeye varacak sözlü davranışlarda bulunduğu, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, istenilen ihtiyati tedbir kararının da yasaya ve usule aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının yersiz, mesnetsiz, gerçeğe ve mantığa aykırı ve davacının önceki beyanları ile çelişen tüm taleplerinin reddinin gerektiğini bildirmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dava dosyasının bu dosyası ile birleştirildiği, birleşen dosyada davalı vekili … Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde;07.01.2013 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen …plaka sayılı araç müvekkili şirkette, … nolu poliçe ile 13.09.2012-2013 tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatları, sakatlanma kişi başı 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatları, Karayolları Trafik Kanunu ve poliçe genel şartlar uyarınca, otomatik man her olayda ödenmesi gereken bir meblağ olmayıp, gerçek kusuru, gerçek hasar, geliri ve uzuv kaybı oranına göre tazminat meblağı belirlenmesinin gerektiğini, sigortalı araç sürücüsü kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu nedeniyle poliçe sorumluluklarının bulunmadığını, isnat edilen kusuru kabul etmediklerini, maluliyet yönünden dosyanın ATK 3. İhtisas Dairesine gönderilerek rapor alınmasının gerektiğini, tazminat hesaplaması yapılırken teknik faiz , iskonto %3 ile “Devre başı ödemeli belirli rant ” hesaplamasının kullanılmasının gerektiğini, davacıların geliri Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre tespit edilmesinin gerektiğini, davacının gelir durumuna yönelik beyanları kabul etmediklerini, SGK kayıtlarının araştırılmasının gerektiğini, müvekkili şirkette tüm bilgi ve belgelerle ihbar yapılarak temerrüde düşürülmediğini, dolayısıyla kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini, olay haksız fiilden kaynaklanmakta olup yasal faize hükmedilmesinin gerektiğini, açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine, dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden temerrütleri sözkonusu olmadığı için aleyhlerine masraf, faiz ve avukatlık ücretine hükmolunmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı taraf …’ e dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu olarak …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, İstanbul Kapatılan 1. Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası,davacının tedavi gördüğü hastanelerden celp olunan tüm kayıt ve belgeler, davacı ve davalıların SED araştırması için yazılan müzekkere cevapları ve ekleri, davalı sigorta şirketinden celp olunan bilgi ve belgeler celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce kusur oranının tespiti yönünden dosya bir bütün halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 05/03/2020 tarihli raporunun tetkikinde; dava konusu olayda davalı sürücü … ‘in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … ‘ın kusursuz olduğu kanaatiyle rapor alınmıştır.
Mahkememizce maluliyet oranının tespiti yönünden dosya bir bütün halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesine gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Dairesinin 12/02/2020 tarihli raporunun tetkikinde; mevcut belgelere göre; … ve … oğlu, 1961 doğumlu …’ın 26.03.2013 tarihli trafik kazasına bağlı gelişen yumuşak doku yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı, Kurulumuzun 06.06.2018/5037 ve 28.08.2019/19488 tarih/karar nolu mütalaalarına eklenecek bir husus bulunmadığı, kişinin iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği kanaatiyle rapor alınmıştır.
Kusur ve maluliyet tespitleri yapılmasından sonra, mahkememizin 07/07/2020 tarihli celse iki nolu ara karar gereğin dosyada aktüarya uzmanı bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Pelin Turan seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 23/09/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun tetkikinde, yapılan hesaplamalar sonucunda, 07/01/2013 tarihinde meydana gelen yaralanmalı trafik kazasında davacı …’ a ilişkin tazminat tutarının Hak Edilmiş Geçici İş Göremezlik Tutarının 541,11 TL olarak hesaplandığı, toplam tazminat tutarının 541,11 TL olduğu kanaatiyle rapor alınmıştır.
Yine mahkememizin 01/12/2020 tarihli celse iki nolu ara karar gereğince tedavi giderlerinin tespiti yönünden doktor bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman Dr. … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan raporun ve ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun ve ek raporunun tetkikinde, davacı …’ın kazada hafif sayılacak bir yaralanmaya maruz kaldığı raporlardan anlaşılmakta olduğu, yaralanma tarihi 26.03.2013 olup kazadan hemen sonra küçük bir müdahale ile hastaneden taburcu edildikten sonra sol bacağın 3 ay sonraki muayenesinde AFO ( harici destek aleli) ile mobilize olabildiği tespit edilmiş olduğu ve bu durumun düzelme sürcsinin ne kadar zaman olduğu bilinmediği ve 2016 yılındaki incelemede artık lenfanjit bulunmadığı saptandığından Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 3 hafta kabul ettiği iyileşme şüresinin en az 3 ay olarak kabulünün uygun olacağı, atel ile mobilize olabilen kişinin bu süre içinde tam sağlam halde olduğu gibi çalışamayacağı cihetle kazanma gücü kaybı olmasının doğal olduğu, günlük ihtiyaçlarında yardım gerekmeyeceği, hastanede tedavi ve ilaç parası ödemeyeceği ancak gidiş gelişlerinin de bir maliyoti olacağı aşikar olduğu, tedavi gideri olarak 500,00- TI.’ nin makul olduğunu, davacı vekilinin harici destek atelini protez olarak algıladığı ancak kişinin vücuduna bir protez takılmadığı cihetle davacı vekilinin bu itirazının bir yanlış anlamadan kaynaklandığı ve bu yönde bir değişikliğc gerek olmadığı, davalı vekilinin itirazı ile ilgi, davacının yaralanma sonrası taburcu edildiği ve yaklaşık 3 ay sonra yapılan muayenesinde harici destek ateli ile yürüyebildiği tespit edildiğinden ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 3 haftalık iyileşme süresi kararına katılamadığımdan halen atel yardımı ile ürüyebilen kişinin lam sağlam olduğunun kabul edilmesinin çelişkisi nedeniyle iyileşme süresinin 3 ay olması gerektiğini ve bu süre içinde kişinin hareket zayıflığından kaynaklanan yaşamında ağrı kesici veya ödem çözücü bazı proparatları kullanmış olmu ihtimali nedeniyle 500,00 TL masraf yapmış olmasının beklenir olduğu ve bunun takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu da bilindiğinden bu miktarda bir maddi zararın oluştuğumun kabulü gerektiği kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava trafik kazası nedeni ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından ; 07/01/2013 tarihinde davacı yanın, davalılardan …’in maliki diğer davalı …’in sürücüsü davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan …plakalı aracın çarpması nedeni ile yaralandığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden de zararın tazmini talep edilebilir.
2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle; işletenin aynı Kanun’un 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Davalıların sorumluluğu yukarıda anılan hükümlere dayanmaktadır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2022 tarihli 2021/12373 esas, 2022/ 4868 karar sayılı ilamı ile de belirtildiği üzere; maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’ine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Elde ki dava da davacının yaralanmasına neden olan kaza 07/01/2013 tarihli olup, davacının maluliyeti Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, uygun olarak belirlenmelidir. İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi tarafından kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenen 28/082019-18488 karar numaralı rapor ile sürekli maluliyetinin bulunmadığı iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 05/03/2020 tarihli rapor ile davacı yanın trafik kazasında kusursuz olduğu, davalı sürücü …’in trafik kazasında %100 oranında kusurlu olduğu rapor edilmiştir. Rapor kazanın oluşuna ve dosya kapsamında uygun olmakla hükme esas alınmış, bu suretle davalıların davacının zararının tamamından sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacının talep edebileceği tazminat miktarı ile belgelenemeyen tedavi giderinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler tarafından sunulan raporlar ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak asıl ve birleşin dava da maddi tazminat istemi hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat istemi yönünden; 6098 sayılı TBK’nun haksız fiil nedeni ile manevi tazminatı düzenleyen 56. Maddesi ;
“(1) Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini föz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü davacının manevi tazminat isteminin yasal dayanağıdır.
22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İBK gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davacının, davalı sürücünün tam kusuru ile meydana gelen trafik kazası ile yaralanması, kaza tarihinde ki paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile davacının yaralanma oranı dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-ASIL VE BİRLEŞEN …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASININ BİRLİKTE KISMEN KABULÜ İLE,
a)Sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin REDDİNE,
b) Geçici iş göremezlik ve tedavi gideri isteminin kabulü ile, 500,00 TL geçici iş göremezlik ve 400,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 900,00 TL ‘ nin davalılar … ve …’ den 07/01/2013 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 04/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine,
c) Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 07/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ den alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 61,47 TL karar ve ilam harcının asıl ve birleşen dosyada peşin ödenen 375,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 314,33 TL harcın manevi tazminat yönünden alınması gereken 204,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 109,4 TL harcın karar kesinleştiğinde yatıran davacıya iadesine
3-Davacı tarafından maddi tazminat yönünden peşin ödenen 61,47 TL harcın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine
4-Davacı tarafından manevi tazminat yönünden ödenen 204,93 TL harcın davalıları … ve …’ten alınarak davacıya ödenmesine
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 900,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı yana ödenmesine
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten alınarak davacı yana ödenmesine
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat isteme yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e ödenmesine
8-Davalı … Sigorta Aş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği maddi tazminat istemi yönünden hesap olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta’ya ödenmesine
9-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat isteme yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e ödenmesine
10-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan toplam 50,40 TL başvuru harcı ile 2.878,70 TL posta tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.929,1 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 519,24 TL’nin (davalı … Sigorta Aş 119,82 TL ‘sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak davacı yana ödenmesine bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına
11-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı, diğer tarafların yokluklarında gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır