Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/721 E. 2019/248 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/721 Esas
KARAR NO : 2019/248

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 09/07/2015
KARAR TARİHİ: 02/04/2019

Davacı vekili tarafından mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile alacaklı görünen …’ın kardeş olduklarını ve davalı ile murislerinden kendilerine intikal eden… nolu. bağımsız bölümün (tapu kaydı … pafta 1166 adaü 120 parsel) 1/3 hissesini müvekkiline 50.000 TL bedelle satması konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin parayı temin etmek için bankadan konut kredisi alacağından, hisseyi başkasına satmasını önlemek için davalıya 1 adet 10.000.TL.’lik 5 adet de 8.000.TL.’lik olmak üzere tanzim ve vade tarihleri açık toplam bedeli 50.000 TL. olan 6 adet boş bono imzalayarak teslim ettiğini, daha sonra banka kredisi çıktıktan sonra 27.07.2010 tarihinde davalının bizzat muhatap bankaya giderek 50.000.TL. satış bedelini tahsil ettiğini, bu şekilde bedelsiz kalarak iade edilmesi gereken 6 adet bonodan sadece 10.000.TL.’lik olan bononun iade edildiğini, diğerlerinin ise “yanımda değil sonra veririm” denilerek iade edilmediğini, sonrasında da diğer senetleri müvekkilinin istemesine rağmen iade etmediğini, davalının son olarak da 8.000.TL.’lik senede tanzim ve vade tarihi yazmak suretiyle işleme koyduğunu, kambiyo senedi vasıflarını taşımayan boşa imzanın iade edilmeyerek anlaşma hilafına doldurularak kambiyo senedine dönüştürülmesi ve işleme konulmasının aynı zamanda Türk Ceza Kanunu ilgili hükümlerine göre dolandırıcılık ve özel evrakta sahtecilik suçlarını oluşturduğunu, müvekkilinin davalıya önce iade için ihtar gönderdiğini, senetler iade edilmeyince Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin İstanbul Cumhuriyet Savcılığına … Soruşturma sayılı dosya ile suç duyurusunda bulunmasından sonra şikayete konu senetlerden ilkinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esasa sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, itirazları üzerine ayrıca alacaklı vekili tarafından müvekkiline ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin incelenmesinde alacaklı müvekkilinin dilekçesinde belirtildiği gibi gayrimekul satışından dolayı 50.000.-TL’lik bir borç olduğunu bu borcun bankadan alınan kredi ile kendisine ödendiğini kabul ettiğini, bu durumda iade etmesi gereken boş senetleri daha sonra müvekkiline borç verdiği paraya karşılık aldığını iddia ettiğini kendisi taşınmazdaki hissesini kendi borçları nedeniyle müvekkiline sattığını, borç için kendi hissesini satan alacaklı müvekkiline tekrar borç verdiğini söylediğini, bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin bankadan aldığı kredi dışında bir borcu bulunmadığını, kredinin de bankaca taksitlendirildiğini, müvekkilinin alacaklının iddia ettiği gibi borç isteseydi kardeşine borcuna karşılık boş bono kağıdı değil ödemek istediği vadeleri yazarak bono vereceğini ve senetleri vadesinde ödemek suretiyle bankaya da borçlanmayacağını, alacaklının Savcılıktaki şikayetler kendisini kurtarmak için olayı saptırdığını, iddiasının da inandırıcılıktan uzak olduğunu, bono olarak düzenlenip icraya konulan belgelerin karşılıksız olduğunu, bono kağıdına yazıldığını, bono olarak düzenlenmemiş bir teminat olduğunu, temin edilen borç ödenmekle teminatın iadesi gerektiğini, davalı …’ın kötü niyetli olduğunu, her ne kadar 8.000 TL’lik kısmı için İcra Hukuk mahkemesine itirazda bulunmuşlarsa da yetkileri dar olduğundan taleplerinin red edildiğini, müvekkilinin meskeni üzerine ve eşyalarının hacizli olup her an satış istenerek müvekkilinin mağduriyetini arttırabileceğini, tedbiren takibin durdurulması gerektiğini, ayrıca davalı tarafından icraya konulan bono dışındaki bonoların da her an bonoya dönüştürülerek bankaya ibraz edildiğini, ihbarnameleri müvekkiline ulaşan bu kısım bonolar için de icra takibi yapabileceğinden icraya konulmaması, 3. kişilere devredilmemesi için tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek müvekkilinin toplam 40.000.TL. teminattan dolayı borçlu bulunmadığının tesbiti ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında takibin iptaline, kötüniyetli davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 17.09.2013 tarih; 2011/452 E. Ve 2013/206 K. Sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından verilen 10.11.2014 tarih; 2014/19523 E. Ve 2014/35092 K. Sayılı kararla Mahkememizin kararı “…yargılama aşamasında davalıya yapılan tebligatların usulsüz olduğu, taraf teşkilinin sağlanmadığı ve davalının savunma hakkı kısıtlandığı…” belirtilerek “…dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işi esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş; davalı … vekili Av. … tarafından 07.01.2016 havale tarihli dilekçe ile davaya cevap verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada ihtilaf konusunun dava konusu bonoların bedelsiz kalıp kalmadığı olduğunu, davanın konusunun davacı ile davalı arasındaki tüm ilişkinin incelenmesi ve değerlendirilmesi olmadığını, dava konusu bonoların ödenmesi halinde davacıya (borçluya) teslim edilmesi gerektiğini, ödemenin ispat edilememesi halinde ise davanın reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili davalı hakkında bedelsiz senedi takibe koymak suçundan şikayette bulunmuşsa da Savcılıkça kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının dava konusu bonoların borçlusu ve düzenleyeni konumunda olduğunu, TTK.’nun 646. maddesi uyarınca, kıymetli evrakın borçlusunun ancak senedin teslimi karşılığında ödeme ile yükümlü olduğunu, yine TTK’nun 778/1-a maddesi atfıyla bonoya da uygulanacak olan 709/1 hükmüne göre, düzenleyenin bonoyu öderken hamil tarafından bir ibra şerhi yazılarak poliçenin kendisine verilmesini isteyebileceğini, bir kambiyo senedi olan bononun ödenmiş olup olmadığının ispatının kanun tarafından belli bir usule bağlandığını, bu usulün de bononun borçluya/düzenleyene teslim edilmesi olduğunu, eğer senet davacı borçluya teslim edilmiş olsaydı bu defa senet bedelinin ödenmiş olduğunu ispat yükünün müvekkili alacaklıya geçeceğini, bonoların davacı borçluya teslim edilmemiş olmasının bonoların bedelinin ödenmediğini gösterdiğini, bunun aksinin ise ancak yazılı delille ispat edilebileceğini, somut olayda kardeş olan taraflar arasında dahi senetle ispat kuralının istisnasının uygulanamayacağını, somut olayda bonoların düzenleyene teslim edilmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, davacının dava konusu senetlerin “yanımda değil” denilerek davalı tarafından teslim edilmediğini ileri sürdüğünü, davalının ise kendisine sadece 10.000-TL ödeme yapıldığı için 10.000-TL bedelli senedi teslim ettiğini, diğer senetleri ise teslim etmediğini, neticede taşınmazla ilgili kredi alındığı için kredi tutarının müvekkile ödenmiş gibi işlem yapıldığını ancak 50.000-TL’nin fiilen müvekkili davalıya ödenmediğini, paranın (50.000 TL’nin) müvekkili davalıya ödenmediği hususunun banka kamera kayıtları ile kolayca tespit edilebileceğini, davacının müvekkilinden haksız olarak talepte bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizce Yargıtay bozması sonrasında davalı tarafın savunması da dikkate alınarak 10.03.2016 tarihinde …Bankası Kasımpaşa Şubesi’ne müzekkere yazılmış, müzekkereye verilen cevapta “…27.10.2010 tarihli kamera kayıtlarının şubede mevcut olmadığı…” bildirilmiştir. Mahkememizce 01.12.2016 tarihinde …Bankası … Şubesi’ne yeniden müzekkere yazılmış, müzekkerede şubenin 12.06.2012 tarihli yazısında belirtilen talimat, ödeme makbuzları ile dayanak tüm belgelerin çıkartılarak gönderilmesi istenilmiş; müzekkereye verilen 04.01.2017 tarihli cevap ve eklerinde banka mudisi …’a ait 22.07.2010 tarihli ödeme dekontunun fotokopisi gönderilmiş, gönderilen 22.07.2010 tarihli “Para Çekme Dekontu”ndan 50.000 TL.’nin … tarafından talimatla imza karşılığında çekildiği, açıklama kısmının ise “Tal. … Ödendi Konut Bed …” şeklinde düzenlendiği görülmüştür. Daha sonra Mahkememizce 01.06.2017 tarihinde …Bankası Kasımpaşa Şubesi’ne tekrar müzekkere yazılmış, müzekkerede …’a nakden yapılan ödemeye ilişkin talimat evrakı istenilmiş, müzekkereye verilen 06.06.2017 tarihli cevap ve eklerinde …’a ait konut kredisi bedelinin şube nezdinde bulunan 8598982 numaralı hesaba geçtiği ve ardından kendisinin (…’ın) yazıp imzalamış olduğu talimata istinaden satıcı …’a nakden ödendiği, işleme ait talimat asıllarının ekte sunulduğu bildirilmiş ve ekte sunulan belge asılları Mahkememizce incelenerek Mahkeme kasasına alınmıştır.
Dava İİK.72. maddesi gereğince açılmış dava konusu yapılan toplamı 40.000.TL. tutarındaki 5 adet bononun bedelsiz kaldığı iddiası ile borçlu bulunulmadığının tespiti talepli menfi tespit davasıdır.
Davada tarafların delilleri ihtarnameler, ödememe protestosu, dekontlar, senet örnekleri, tapu kaydı, resmi senet, banka hesap hareketleri, …Bankası … Şubesi’nden celp olunan tüm belge ve kayıtlar, davacının kullanmış olduğu krediye ilişkin banka kayıtları, ödeme talimatları, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dava dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dava dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/16018 Soruşturma nolu dosyası, dinlenen tanık beyanları davanın delillerini oluşturmaktadır.
Somut davada Mahkememizce çözümlenmesi gereken ihtilaf; davaya konu bonoların bedellerinin davacı tarafça davalıya ödenip ödenmediği ve dolayısıyla bu bonoların konusuz kalıp kalmadığının tespiti iptal ve iadelerinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
…Bankası AŞ tarafından Mahkememize gönderilen 25.06.2013 tarihli cevabi yazıda davacı …’ın kullanmış olduğu kredi bedelinden dolayı davalı … ‘a davacının talimatıyla …Bankası… Şubesi…nolu davacı … hesabından 22.07.2010 tarihinde 50.000-TL ödeme yapıldığı ifade edilmiş; …Bankası Kasımpaşa Şubesi’nce dosyaya gönderilen 04.01.2017 tarihli müzekkere cevabında ise …’a ait 22.07.2010 tarihli ödeme dekontunun fotokopisi gönderilmiş, yine müzekkere ekine gönderilen 22.07.2010 tarihli “Para Çekme Dekontu”nun incelenmesinden 50.000.-TL.’nin davalı … T.C. Kimlik numaralı … tarafından 22.07.2010 tarihinde talimata istinaden imzası karşılığında çekildiği, dekontun açıklama kısmında açıkça talimatla …’a Konut Bedeli olarak ödendiği belirtilmiştir. Söz konusu dekontta davalının imzası bulunmakta olup; dosyadaki vekaletnamesinde yer alan T.C. Kimlik numarası da açıkça yazılmış durumdadır. …Bankası… Şubesi tarafından 06.06.2017 tarihinde verilen müzekkere cevabında ve ekindeki belge asıllarında ise …’a ait konut kredisi bedelinin şube nezdinde bulunan … numaralı hesaba geçtiği ve ardından kendisinin (…’ın) yazıp imzalamış olduğu talimata istinaden satıcı …’a nakden ödendiği dolayısıyla davalı …’ın savunmalarının aksine davacıdan 50.000 TL. Konut hissesi bedelini aldığı görülmüştür,
İddia, savunma, toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı, Yargıtay bozma ilamı sonrasında dosyaya gelen tüm banka müzekkere cevapları ile kasaya alınan tüm belge ve banka dekontları birlikte değerlendirilmiş; davacı … tarafından taraflar arasındaki bonoların bedelinin bizzat davalı …’a imzası karşılığında ilgili banka şubesinde kimlik tespiti yapılmak suretiyle nakden ve elden ödendiği, davalının aksi yöndeki savunmalarının ödeme dekontunda imzasının bulunması karşısında haklı ve iyiniyetli olmadığı, davalının kendisine yapılan ödemeyi inkar yönündeki savunmalarının dosyadaki tüm yazılı belge ve banka kayıtlarına uygun bulunmadığı, davaya konu edilen 5 adet bononun bedeli davacı tarafından ödendiğinden bonoların açıkça bedelsiz kaldığı, bedelsiz kalındığı davalı tarafından bilindiği halde bonoların takibe konulduğu açıkça anlaşılmakla dava konusu tüm bonoların bedelsiz kaldığı ve davalının bedelsiz kaldığını bildiği halde senetleri takibe koyduğu anlaşılmakla ve de davanın açıldığı tarih de dikkate alınarak davacının kötü niyetle hareket ettiği yönünde mahkememizde kanaat oluşmuş olmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; davacı …’ın davaya konu edilen bonolardan;
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nü…Esas sayılı icra takip dosyasıyla takibe konulan keşidecisi …, lehtarı … olan; 27.12.2010 tanzim ve 28.02.2011 vade tarihli, 8.000,00-TL. bedelli bonodan, dava açıldıktan sonra İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasıyla takibe konulan keşidecisi …, lehtarı … olan; 27.12.2010 tanzim ve 30.11.2011 vade tarihli, 8.000,00-TL. ve keşidecisi …, lehtarı … olan; 27.10.2010 tanzim ve 28.02.2012 vade tarihli, 8.000,00-TL. bedelli bonolardan, yine dava açıldıktan sonra İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasıyla takibe konulan keşidecisi …, lehtarı … olan; 27.10.2010 tanzim ve 30.05.2011 vade tarihli, 8.000,00-TL. ve keşidecisi …, lehtarı … olan; 27.10.2010 tanzim ve 30.08.2011 vade tarihli, 8.000,00-TL. bedelli bonolardan dolayı davalı …’a ayrı ayrı borçlu bulunmadığının tespitine; dava dilekçesinde talep edilmiş olmakla İİK.’nun 72/5 maddesi gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasına konu edilen 8.000,00 TL. tutarındaki asıl alacağın %40’ı oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.732,40-TL karar ve ilam harcından 594,00-TL peşin harcın, mahsubu ile geriye kalan 2.138,40-TL’nin davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-02/12/2013 tarihli … Esas, 2013/136 harç numaralı harç tahsil müzekkeresi ile maliyeye bildirilen 1.045,44-TL bakiye harç davalıdan tahsil edilmiş ise (2.138,40-1.045,44) geriye kalan 1.092,96-TL’nin davalıdan tahsiline, 1.045,44-TL bakiye harç davalıdan tahsil edilmemiş ise 2.138,40-TL’nin tahsili için maliyeye müzekkere yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan 744,05-TL ilk karar ve 141,80-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 885,85-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.750,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma hakları hatırlatılarak taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır