Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/710 E. 2018/512 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/710 Esas
KARAR NO : 2018/512
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/12/2010
KARAR TARİHİ : 21/05/2018
Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; Davalı malikin taşınmazı üzerindeki intifa hakkı toplam 40.062,74 TL tutarındaki terkin harcı ve sair işlem masrafı (ileride ayrıca talep ve tahsil edilmek üzere) davalı malik nam ve hesabına müvekkilince ödenmek suretiyle terkin edidiğini, davalı nam ve hesabına ödenmiş olan 40.062,74TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı malikten tahsiline, Davalı bayinin, taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle yukarıda ödeme kalemlerinden geçersiz kalan süreye kıstelyevm usülü hesaplama sonucunda isabet eden 6.554,89’TL nin KDV’si ile birlikte iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’sinin davalılar …, … ve …’dan (taahhüt ettikleri miktarla sınırlı olmak üzere) ve davalı … Petrol’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, ana paranın dava tarihine kadar davae davalı … Petrol’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, ana paranın dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği (ya da elde etmesi beklenilen) tüm semerelerin (kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) karşılığı olarak da 14.035,29TL’nin KDV’si ile birlikte dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’sinin davalılar …, … ve …’dan (taahhüt ettikleri miktarla sınırlı olmak üzere) ve davalı … Petrol’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, Davalı malike ise 27/10/2003 tarihinde 30.000,00TL intifa ivazı ödendiğini, müvekkilinin ivazını peşinen ödediği intifa süresinin tamamını kullanamadığını ve intifa kaydının Rekabet Kurulu kararları kapsamında ortaya çıkan geçersizlik ve buna bağlı cezai yaptırıma maruz kalmamak için müvekkil şirketçe tek taraflı (akitsiz işlem) olarak terkin edildiğini, bu itibarla, geçersiz kalması nedeniyle müvekkil şirket’in kullanamadığı, bakiye intifa süresine, kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 15.615,99TL nin KDV’si ile birlikte, iktisap ettiği 27/10/2003 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’sini işbu davalıdan tahsiline, ayrıca söz konusu ana paranın dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olarak da 33.436,87TL’nin KDV’si ile birlikte dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’sinin davalı malikten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Davacının dava dilekçesinin dayağı olan bayilik sözleşmesinin geçersiz olduğunu tekrar ettiklerini, hem davalı şirket ve hem de diğer müvekkilleri …, … ve …’in müştereken ve müteselsilen borçlu gösterilmesi mümkün olmayıp, bayilik sözleşmesinden önceki bir tarihi taşıyan taahhüdün daha sonradan yapılan bir başka sözleşmeyle ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, inkişaf bedelinin bütün semereleriyle istenmesi buna KDV ve faiz eklenmesi hukuki ve kanuni olarak izahi mümkün olmayan bir talep olduğunu mana-i muhalifinden müvekkillerin de davalıdan, bu sözleşme ile elde ettiği karı isteme hakkı olduğunu zira mevzuat değişikliği sebebiyle intifa şerhinin kaldırıldığını, yetkiye ilişkin ilk itirazları konusunda karar verilinceye kadar HUMK. nun 224,225 maddeleri gereğince duruşmada bulunamayacaklarından yargılamanın yokluğun yapılmasına, yetki yönündeki ilk itirazlarının kabulüne, ilk itirazları yerinde görüldüğü takdirde kanuni ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Dava, Rekabet Kurumu tebliği ile geçersiz hale geldiği iddia edilen bayilik sözleşmesi ve intifa hakkı süresi için davalıya verilmiş olan bayilik hizmet bedelinin ve bu bedelin davalı yedinde kalması nedeni ile elde ettiği kazanç karşılığının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ve denkleştirici adalet prensibi gereğince davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin (Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin ) … Esas… Karar sayılı davanın zamansız açılmış olması nedeniyle davanın reddine ilişkin kararına ilişkin dosyası taraf vekillerince temyiz edilmiş olup, yargıtaya gönderilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 25/09/2012 tarih ve… Esas ,… Karar sayılı ilamında ; “Dava konusu bayiilik sözleşmesinin davacı tarafça feshedildiği ve yine davacının talebi üzerine bu sözleşme sebebiyle tesis edilmiş olan intifa hakkının tapu sicil müdürlüğünce terkin edilmiş olduğu dosya içeriğinden ve tapu cevabından anlaşılmıştır. Buna rağmen mahkemece gerek bayilik sözleşmesinin ve gerekse intifa hakkının halen devam ettiği yolundaki gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Mahkemece yapılacak iş, iddia ve savunma çerçevesinde somut olay bakımından toplanan deliller doğru olarak incelenip değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibaret olacaktır. ” denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Dosyası yargıtaydan dönmüş ve kapatılan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esasına kaydı yapılmıştır, mahkemece yargıtay bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunarak uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya üç kişilik heyetten oluşan bilirkişiye verilmiş bilirkişiler raporlarında “Davacı taraftan ödenmiş olan 30.000,00 TL tutarında intifa bedelinin 18/09/2010 tarihinden sonra geçersiz kalan kullanılmayan 15.617,00 TL yi davacının talep edeceğini” belirtmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve itibar edilen bilirkişi raporu değerlendirildiğinde davacı ile davalı şirket ve davalı … arasında 18/08/2003 tarihinde protokol imzalanmıştır.İmzalan protokol ile davalı … maliki bulunduğu gayrimenkul üzerinde davacı lehine 15 yıllık süre için intifa hakkı tesis etmeyi kabul ve taahhüt etmiştir, Amasya Tapu Müdürlüğü tarafından düzenlenmiş 10/07/2003 tarihi ve … yevmiye numaralı tapu senedi içeriğinde … adına kayıtlı … Sokağı birinci parselde 648 metrekarelik benzin istasyonu ve arsanın üzerinde … Lehine 15 yıllık süre için intifa hakkı tesisini kabul ettiği görülmüştür.İntifa hakkı karşılığında malik …’e 30.000.000.000,00 (30 milyar) intifa bedeli ödemesi yapılmıştır.Davalı ile şirket ile davacı arasında 15/10/2004 tarihli 5 yıl süreli Akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi akdedilmiş olup bu sözleşmenin tesis edilmesi üzerine bu defa 24/11/2006 tarihli 5 yıl süreli akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesi akdedilmiştir.Dosyaya sunulan 17/01/2013 tarihli taahhütnamede “… Ofisi ile … Şti arasında akdedilmiş olan akaryakıt bayilik sözleşmesinde kayıtlı her türlü yükümlülüğü bayi ile birlikte müştereken ve müteselsilen üstlendiğimizi …’ye karşı doğmuş ve doğacak her türlü borcunun 500.000.000.000,00 TL (500 milyar) ‘ın müşterek ve müteselsilen ayrıca münferiden işlemiş ve işleyecek faizi tazminatı ve sair ferileri ile birlikte … nin talebi halinde herhangi bir ihtar ve hükme hacet olmaksızın derhal ve nakden defaten ödeyeceğimizi ayrı ayrı peşinen ve gayri kabili rucü şeklinde beyan kabul ve taahhüt ederiz ” şeklinde düzenlenmiş ve bu taahhütname davalılardan …, … ve … tarafından imza edilmiştir.İş bu taahhütname ile davalılar …, … ve …’ın davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının 500.000,00 TL sine kadar olan kısmının müşterek ve müteselsilen ödeyeceklerini taahhüt etmişlerdir.4054 sayılı Rekabet Korunması hakkındaki kanunun 4. Maddesi çerçevesinde Rekabet Kurulu’nca 2002/2 (2007/2 Rekabet Kurulu tebliği ile değişir) ve 200/3 sayılı tebliğiler ile yapılan düzenlemeler neticesinde bayilik sözleşmelerinde süre 5 yıl ile sınırlandırılmıştır.4054 sayılı Rekabetin Korunması hakkındaki kanun ile Rekabet Kurulu’nun 2002/2 ve 2003/3 sayılı tebliğilere göre dikey anlaşmalara ilişkin tebliği sözleşmelerindeki sürelerin 5 yılı geçemeyeceği bu süreyi aşan sözleşmelerin tebliğ hükümlerine göre en geç 18/09/2005 tarihine kadar düzeltilmesi gerektiği kabul edilmiştir.Sözleşmelerin sürelerinin revize edilmesi uyumlaştırılması öngörülmüştür.Rekabet Kurulu kararlarına göre 18/09/2005 yılından önce yapılan ve kesintiye uğramaksızın süre gelen dikey ilişkiler kural olarak 18/09/2010 tarihine kadar geçerlidir, yapılan dikey anlaşmaları ise yaptıkları tarihten itibaren 5 yıl süre ile 2002/2 sayılı tebliği ile düzenlenen grup muafiyeti kapsamındadır, gerek Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarihli kararı ve 12/03/2009 tarihli duyurusunda yer alan gerekçelerle ve gerekse tarafların mütebakatı gereği dikey anlaşma 18/09/2010 tarihinde sona ermiştir, buna göre taraflar arasındaki sözleşme 26/11/2006 tarihinde akdedilmiş olup 18/09/2010 tarihine kadar muafiyetten istifade edilecek durumdadır, bu tarihten sonra taraflar arasında yeni bir sözleşme akdedilmesi gerekecektir.Somut olayda yeni bir sözleşmenin akdedilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından Davalı malik adına 31.400,00 TL intifa terkin harcı ödenmiş davacının 31.400,00 TL’lik talebinin yerinde olduğu ayrıca davacı tarafından ödenmiş olan 30.000,00 TL tutarındaki intifa bedelinin 18/09/2010 tarihinden sonra geçersiz kalan / kullanılmayan süre için 15.617,00 TL hesaplandığı davacının bu miktarı talebin haklı olduğu kabul edilerek 31.400,00 TL terkin harcı ve 15.617,00 TL kullanılmayan intifa hakkı bedelinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve davacı tarafın temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş ve Yargıtay …Hukuk Dairesinin … Esas ve… Karar sayılı ilam ile” Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda davalı … dışındaki davalılar yönünden herhangi bir hüküm kurulmadığı halde, gerekçeli kararın 3. bendinde … dışındaki davalılar yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal, HUMK.nun 381/2. (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve … Esas,…K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak” gerekçesi ile mahkememiz kararı yeniden bozulmuş ve yukarıda yazılan yeni esasına kaydı yapılmış, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozmasına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava: Alacak davasıdır.
03/02/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacı ile davalı … arasında 18/08/2003 tarihli davacı lehine, davalı … mülkiyetindeki taşınmaz üzerinde 15 yıl süreli intifa tesis edildiği, akabinde 15/04/2004 ve 20/11/2006 tarihli akaryakıt bayiliği sözleşmelerinin kurulduğu, davacı tarafça davalı …’e 10/07/2003 tarihinde 30.000,00 TL intifa bedeli, yine davacı tarafından davalı …Şti ye 15/10/2003 tarihinde 12.592,65 TL +KDV = 14.859,32 TL inkişaf bedeli adı altında ödeme yapıldığı ve bunun 15/10/2003 tarihli 24078 sıra nolu 14.859,32 TL bedelli … Şti tarafından fatura ile hesabın kapatılmış olduğu, davacının davalıdan intifa hakkının telfini için 31.400,00 TL lik ödemeyi, davalı …’den talep edebileceğini, davacının davalı …’e yapmış olduğu 30.000,00 TL intifa bedelinden bakiye kalan süre için 15.617,00 TL lik dava tarihinden itibaren faizi ile isteyebileceğini, davacının davalılardan inkişaf bedelinin ödenmesine ilişkin aralarındaki sözleşmede hüküm bulunmadığından talep edemeyeceklerini belirtmişlerdir. Bunun üzerine mahkememizce verilen 09/04/2014 tarihli karar ile davanın kısmın kabulüne 31.400,00 TL terkin harcının dava tarihinden itibaren ve 15.617,00 TL intifa bedelinin avans faizi ile davalı …’den alınmasına bakiye taleplerinin reddine karar verildiğ,i bu karara karşı davacı vekilince başvurusu üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 14/04/2015 tarihli bozma kararı ile kararın bozulduğu, bozma sonrası yeni esasına yapılan kayıtta Yargıtay bozması yerinde görülmüş ve bozmaya uyulmasına karar verilmiş, alınan raporda bilirkişilerce mahkemece kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki yanlışlığın giderilebileceğini mahkememizin incelemesinin bozma sınırı olduğunu belirtmiş iseler de; mahkememizce Yargıtay tarafından davacının diğer temyiz itirazlarının yapılan bozmaya göre şimdilik değerlendirilemeyeceğine dair karar verilmiş olduğundan, mahkememizce davacının temyiz dilekçesinde dile getirdiği, ancak önceki raporda hatalı olarak değerlendirilmeyen kısımlar yönünden de hükme dayanak oluşturacak rapor sunulması talep edilmiş olduğundan, artık önceki karar bulunmadığından, bilirkişilerin bu nedenle değerlendirilmelerine itibar edilmemiştir.
Bilirkişi davacının, davalı tarafa ödemiş olduğu 14.859,32 TL inkişaf bedelinden kullanılmayan süreye denk gelen kısmı için ( kurulduğu 10/07/2003 tarihi ile biteceği tarih olan 10/07/2018 tarihleri arasındaki toplam 5475 gün karşılığı günlüğü 2,3 TL den muafiyetin son tarihi olan 18/09/2010 tarihi itibarile bakiye kalan 2850 gün üzerinden x 2,3 TL = 6.555,00 TL ve bunun %18 KDV si 1.179,90 TL hesaplanmış faiz için ise davalının daha önce temerrüde düşürülmediği ve davalının iyi niyetli olması nedeniyle de dava tarihinden faiz talep edebileceği bildirilmiş, intifanın terkini için daha önce tespit edilen 31.400,00 TL ve çevre temizlik + bakım ücreti vs. 4.584,76 TL olmak üzere toplam 35.984,76 TL talepte bulunabileceği, davacının KDV talep edemeyeceği, zira sözleşmede bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, davacının intifa bedelinin 18/09/2010 tarihinden sonra geçersiz kalan, kullanılmayan süre için 15.617,00 TL nin talep edilebileceğini ve 18/09/2010 tarihinden itibaren iade edilmesi gereken intifa bedeli için, davalı temerrüde düşürülmediğinden dolayı dava tarihine kadar işlemiş faiz hakkının doğmadığını, ayrıca protokolde teminat talep edebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığında, KVD de talep edemeyeceğini belirtmişlerdir.
Davacı vekili, davalılardan …’in vefatı nedeniyle, bunun mirasçıları yönünden davaya devam edileceğine dair 08/03/2017 tarihli dilekçe sunmuş, … mirasçılarına usulüne uygun dahili dava dilekçesi ve bilirkişi raporu tebliğ edilmiş, buna göre de davacının davasının alınan bilirkişi, daha önce verilen kararlar ve Yargıtay bozmaları ile dosyadaki tüm bilgi ve belgeler uyarınca, davacının intifa şerhinin kaldırılmasından dolayı davalı … yükümlülüğünde olan 31.400,00 TL lik harç ve 4.574,56 TL lik sair kalemlerden oluşan ödemeleri olmak üzere toplam 35.974,56 TL lik bu kısma ilişkin talebin kabulüne, bu kısım yönünden fazlaya ilişkin talebin ise ispatlanamamış olması nedeniyle, bu kısma KDV uygulanamayacağından, bakiye bu kısma ilişkin talebin reddine, kabul edilen kısım yönünden daha önce davalı temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren avnas faizi uygulanmak suretiyle davalı … mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının intifa ivazından bakiye kalan süre için talep ettiği kısım yönünden ise 15.615,99 TL lik talebinin kabulüne, kabul edilen bu kısma daha önce temerrüt bulunmadığından, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle yine davalı … mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine ve bu kaleme ilişkin davacının fazlaya ilişkin talebinin ispatlanamamış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacının, inkişaf bedeli yönünden bakiye kalan süre içini talep ettiği 6.554,89 TL nin KVD si ile birlikte daha önce temerrüt oluşmadığından, dava tarihinden itibaren avans faizi ile inkişaf bedelini alan davalı … Şti ve diğer davalılar müşterek ve müteselsil kefiller …, … ve …’dan sorumluluk, kefaret miktarları ile sınırlı olmak üzere dava tarihinde itibaren avans faizi ile bu davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin ise ispatlanamamış olması nedeniyle, yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Davacının, davalı …Şti’ne sağladığı inkişaf bedeline ilişkin ana para yönünden talep edilen semerelere ilişkin davalılar … Şti , …, … ve …’dan tahsilini içerir talebi yönünden ise talebi yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının intifa şerhinin kaldırılmasına dair talebinin 35.974,56 TL lik kısmının kabulü ile, dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalı … mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, bu kısma ilişkin fazla istemin reddine,
2-Davacının intifa ivazından bakiye kalan süre için talep ettiği kısımdan 15.615,99 TL’ nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalı … mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, bu kısma ilişkin fazla istemin reddine,
3-Davacının inkişaf bedeli yönünden bakiye kalan süre için talep ettiği 6.554,89 TL nin KDV si ile birlikte dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılar … Şti ve diğer davalılar …, … ve …’dan ( sorumluluk miktarları ile sorumlu olmak üzere ) dava tarihinden itiaren avans faizi ile alınarak davacıya verilmeine, fazaya ilişkin istemin reddine,
4-Davacının, davalı … Şti’ye sağladığı inkişaf bedeline ilişkin ana para yönünden talep edilen semerelere ilişkin davalılar … Şti ve …, … ve …’a ilişkin talebi yerinde görülmediğinden reddine,
5-Davacının intifa şerhinin kaldırılmasına ilişkin 35.974,56 TL lik kabul edilen talebi ile intifa ivazından bakiye kalan süre için yapmış olduğu 6.554,89 TL lik kabul edilen talebine ilişkin toplam 51.590,55 TL üzerinden alınması gerekli 3.524,15 TL harçtan peşin yatırılan 3.211,73 TL den mahsubu ile 312,42 TL bakiye harcın davalı … mirasçılarından alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
6-Davacının inkişaf bedeli yönünden kabul edilen 6.554,89 TL lik talebi yönünden alınması gerekli 447,76 TL harcın davalılar …Şti ve diğer davalılar …, … ve …’dan ( sorumluluk miktarları ile sorumlu olmak üzere ) alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
7-Davacı tarafça ilk dava açılışında yatırılan 1.629,15 TL peşin harç, 17,15 TL başvuru harcı, 2,75 TL vekalet harcı, bozma kararından önce yazılan harç tahsil müzekkeresi ile tahsil edilen 1.582,58 TL harç, bozmadan önceki 1.835,90 TL ve bozmadan sonraki 139,00 TL tebligat/posta gideri ki toplam 5.206,00 TL nin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 3.014,00 TL sinden … mirasçıları ve diğer davalılardan ( davalılar … Şti ve diğer davalılar …, … ve …’ın 1.657,00 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalı … yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.024,96TL vekalet ücretinin davalı … mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı … mirasçıları kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.477,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalı mirasçılarına verilmesine,
10-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince diğer davalılar … Şti, …, … ve … yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00TL vekalet ücretinin bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalılar … Şti ve diğer davalılar …, … ve …’ın bilahare vekilleri vefat etmiş olmasına rağmen, dava başında vekil ile temsil olunduklarından reddedilen dava değeri üzerinden 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
12-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.