Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/363 E. 2018/1014 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/363 Esas
KARAR NO : 2018/1014
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 13/06/2014
KARAR TARİHİ: 17/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği daha sonra görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilen dava dilekçesinde; davalı … şirketine sigortalı, davalı …’ün maliki olduğu, diğer davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 15/06/2012 tarihinde yaya olan müvekkiline çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, ceza davasından alınan raporda davalı sürücünün asli tam kusurlu, müvekkilinin kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazadan sonra %79 oranında vücut fonksiyon kaybının olduğunu, ayrıca müvekkilinin tekerlekli sandalye kullanması gerektiğini ve evde bakım hizmetine ihtiyaç duyduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle şimdilik 10.000 TL tedavi gideri, 5.000 TL bakıcı ücreti, 5.000 TL kazanç kaydı olmak üzere toplam 20.000 TL maddi ve 80.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği daha sonra görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilen cevap dilekçesinde; müvekkilinin manevi tazminattan sorumluluğu olmadığını, davacının meydana gelen kaza neticesinde doğmuş ve sigorta poliçesinden karşılanabilecek maluliyet ve zararının olmadığını, sürekli sakatlıktan müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için meydana çıkan özür ile kaza arasında illiyet bağının bulunması gerekmediğini, tedavi ve bakıcı giderlerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı gerçek kişilere usulüne uygun tebligat yapılmış, bu davalılarca davaya cevap verilmemiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili UYAP kanalı ile gönderdiği 15/09/2017 tarihli dilekçesi ile; maddi tazminat yönünden davalı … şirketi ile sulh olmaları sebebiyle maddi tazminat davasından feragat ettiklerini, bu davalıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, diğer davalı gerçek kişiler yönünden manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili UYAP kanalı ile gönderdiği 18/09/2017 tarihli dilekçesi ile; müvekkili tarafından davacıya yapılan ödeme sonrasında davacı tarafça maddi tazminat davasından feragat edildiğini, maddi tazminata yönelik davanın feragat doğrultusunda reddine karar verilmesini, davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat HMK’nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK.nun 307.maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Feragat bildirimi de HMK.nun 307 .maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davacının maddi tazminat davasının her davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden açılan dava açısından yapılan inceleme sonrasında ise;
Bilindiği üzere (6098 sayılı BK. 56 md hükmüne göre), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davalı … şirketine sigortalı, davalı …’ün maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …’ün oluşan kazada asli kusurlu olduğu, davacının tali kusurlu olduğu yönündeki ceza dosyası içeresinde mevcut İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 06/06/2014 tarihli raporu kapsamı ve yine ceza dosyası içeresinde mevcut 26/02/2014 havale tarihli bilirkişi raporundaki dava konusu olayda sürücü …’ün asli tam kusurlu, davacı yaya …’nin kusursuz olduğu yönündeki rapor kapsamı ve dava konusu olayla ilgili kesinleşen ceza mahkemesi kararı kapsamı, kaza sonucu davacının yaralanmasından kaynaklı hastane kayıtları, alınan maluliyet raporu, dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak davacıya olay nedeniyle duyulan acı ve elemin giderilmesi için hakkaniyete uygun bir tazminatın verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile oluşan kazadaki tarafların kusur oranlarına göre taraflarda zenginleşmeye ve fakirleşmeye neden olmayacak şekilde aşağıda belirtildiği miktarlarda davacı yararına manevi tazminata hükmedilmiş olup, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine,
2-Davacı tarafın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile takdiren 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
3-Maddi tazminat davacı açısından alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına,
4-Manevi tazminat davası açısından alınması gerekli 1.366,20-TL karar ve ilam harcından 341,55-TL peşin yatırılan harcın mahsubu ile geriye kalan 1.024,65-TL eksik harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınmasına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 29,00-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 334,50-TL olmak üzere toplam 363,50-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 90,88-TL yargılama gideri ile, peşin yatan harç gideri 341,55 -TL ki toplam 432,43-TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davalı şahıslardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
7-İstenmediğinden davalı … şirketi yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti tayin ve taktirine yer olmadığına,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluklarında açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır