Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/328 E. 2020/431 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/328 Esas
KARAR NO:2020/431

DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 25/03/2015
KARAR TARİHİ: 21/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bilgilerini ele geçirmiş olan kişilerin, Keşidecisi … ve alacaklısı … olan 10/09/2013 tanzim tarihli, 25/11/2013 vade tarihli, 50.000,00 TL bedelli senedi yasal işleme koyacağız denmesi üzerine müvekkilinin bu bonodan haberdar olduğunu, müvekkilinin hiç bir şekilde bu bonoyu düzenlememiş olduğunu, …’ye hiç bir şekilde tanımadığını belirterek senet üzerine tedbir konularak iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 23/10/2017 tarihli ıslah dilekçesinde, imzanın müvekkiline ait olabileceğini, ancak bononun müvekkilinin yıllar önce …’da çalışırken işe girdiği sırada teminat amaçlı verdiği bono olduğunu, bonoda ” nakden ” kaydının yazıldığı, davalının ise mal vermiş olduğunu iddia ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili 15/03/2018 tarihli dilekçesinde özetle; ilk olarak davacı yanın sunmuş olduğu ıslah dilekçesinde yargılamaya konu senedin … ilinde çalışmış olduğu firmaya teminat olarak verildiğini ve bu senedin müvekkili tarafından ele geçirilerek icra takibine konu edildiğini, hukuki anlamda gerekçeli inkar mahiyetinde olup böylesi bir iddia karşısında ispat yükünün davacıya ait olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava ; Menfi tespit davasıdır.
Davacı vekili, dava konusu bononun müvekkili tarafından teminat amaçlı verildiğini, bononun bedelsiz olduğunu davalı tarafından kendilerine verilmiş mal bulunmadığını beyanla, menfi tespit talebinde bulunmuş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Kural olarak, bir vakıadan lehine sonuç çıkaran taraf o vakıayı ispat etmelidir, esasen menfi tespit davalarında da bu kural geçerlidir. Bununla beraber senedi talil eden taraf ispat yükünü üzerine alır.
Bu açıklamalardan sonra eldeki dava değerlendirildiğinde, dava konusu bonoda ” nakden” kaydının bulunduğu davalının ise bizzat mahkememiz huzurunda bononun mal teslimi nedeniyle verildiğini beyan ettiği, davalının bu ifadesinin talil niteliğinde olduğundan ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının aynı oturumdaki beyanında mallar için fatura kesmediğini, irsaliyenin de kamyoncuda olduğunu beyan ettiği, 01/03/2018 tarihli oturumda davalıya delillerini bildirmek üzere 2 haftalık süre verildiği, davalının her hangi bir fatura, irsaliye veya teslim belgesi sunmadığı gibi bu yönde bir savunmada da bulunmadığı, sadece tanık bildirdiği, hukuki işlem niteliğinde olan mal teslimi hususunun tanıkla ispatının mümkün olmadığı, tanık dinlenmesinin yalnızca irsaliyelerin ve yükleme fişlerinin sunulup bu belgelerde nakliyeciye ait imzanın bulunması ve bu nakliyecinin de teslim edilen malları imza karşılığında davacıya teslim etmesi halinde mümkün olabileceği, davalının ıslaha cevap dilekçesinde bu yönde bir savunmada bulunmayıp delil getirmediği, yemin deliline de dayanmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Son olarak talil edilen senedi takibe koyan davalının kötü niyetli olduğu anlaşılmakla, senet bedelinin %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ( aynı yönde Hukuk Genel Kurulunun 2013/19-2402 esas ve 2015/1532 karar sayılı kararı, Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 2013/1573-6345 E.K sayılı kararı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/5897 esas 2015/2869 karar sayılı kararı )
HÜKÜM: Gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ İLE;
1-10/09/2013 tanzim tarihli, 25/11/2013 ödeme günlü, 50.000,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının iptaline karar verilen senedin bedelinin %20’si oranına tekabül eden 10.000,00 TL tutarında kötü niyet tazminatına mahkum edilerek, bu bedelin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Alınması gerekli 3.415,50-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.561,62-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 853,88-TL peşin harç, 27,70-TL başvuru harcı, 4,10-TL vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu ve 287,00-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.179,18-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın ve teminatın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı