Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/242 E. 2020/872 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/242 Esas
KARAR NO : 2020/872

DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/03/2015
KARAR TARİHİ: 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların gayriresmi birliktelikleri döneminde aralarında çıkan yaş, kültür, eğitim farklılıklarına dayalı olarak fiilen ayrı yaşama isteğine davalıca karşı konulduğunu, ayrılık buhranı ve intikam duyguları içerisinde oğulları ile birlikte müvekkilinin tehdit edildiğini ve zorla dava dilekçesinde yer alan bononun imzalatıldığı ileri sürülerek takipten borçlu olunmadığının tespiti ile icra veznesine yatan paranın ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, davalarının kabulü ile borçlu olmadıklarının tespitine ve takibin iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak takip yapan alacaklı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın amacının davalı müvekkileyi yıldırmak ve sözde dava konusu senedi tehditle imzaladığını iddia ederek mevcut borcundan kurtulmak istemesinden geldiğini, davacı taraf hiçbir tehdit ve baskı olmaksızın iş bu senedi imzaladığını, icra takibine maruz kalacağını anlayınca da arkadaşı … ile muvazaalı olarak düzenleyip … İcra Müdürlüğü’ nden icra takibine koymuş olduğu senetle ilgili borç biteceğinden ve maaş ve diğer ücret kesintileri artık bizim dosyamıza gönderileceğinden, büyük bir telaşa kapıldığını ve dosya borcunu ödememek için böyle asılsız bir iddiada bulunduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir talebinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak menfi tespit davası açan davacı borçlu aleyhine %20 ‘ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce davaya konu olarak …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Es. Sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasının aslı gibidir sureti celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizin 19/06/2018 tarihli celse bir nolu ara karar gereğince, iddia, savunma, toplanan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak konusunda uzman YMMM … seçilmiş, adı geçen bilirkişice sunulan 07/12/2018 tarihli rapor ile 19/11/2019 tarihli ek raporun dosya içerisinde olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu ve ek raporunun tetkikinde, davacının keşideci-borçlu, davalının lehtar ve alacaklısı olduğu 19.06.2012 düzenleme, 15.12.2013 vadeli ve 200.000,00- TL tutarındaki bononun zorla davacıya imzalatıldığına ilişkin yeterli ve somut delil bulunmadığı, davalı tarafından davacıya doğrudan tehdidin bulunmadığı, davalının oğlu tarafından davacıya basit tehditte bulunulduğu, ancak bu tehdidin, senedin davacıya senedin imzalatılmasına etkisinin bulunmadığı, davacının senedin düzenlenme tarihinden itibaren bir yıl içinde; “İradesinin fesada uğratıldığı ve senetle bağlı olmadığı” yolunda hiçbir girişimde bulunmadığı, ihtar çekmediği, şikâyette bulunmadığı ve dava da açmadığı, velev ki tehdidin varlığı kabul edilse bile, bir yıl içinde senedi hükümsüz kılmak üzere beyanda bulunmadığından akdin geçerli hale geldiğinin kabul edilmesi gerektiği, esasen davacı tarafından davalıya çekilen kısa mesajlardan, davalıya borçlu olduğunu kabul edip, ödeyeceğine ilişkin açıklamalar yaptığı, senetteki “malen” kaydının bulunmasına karşın, davalının davacıya mal satmadığı ancak davacıya çeşitli tarihlerde verdiği ve davacının davalıya ait hesaplara ortak olup, oradan kendi hesabına paralar çekerek harcadığına ilişkin davalı iddiasının kanıtlanmış olduğu ve 200.000,00-TL in üzerinde paranın davalı hesaplarından davacıya ödendiğini, bu suretle ispat yükünün davalıda olduğu kabul edildiğinde, bunun kanıtlandığı, takip kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılıp, davacı tarafından davalı aleyhine İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılan iş bu menfi tespit davasında mahkemece İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca; ihtiyati tedbîr kararı verilmiş ise dc, paranın tümünün depo edilip, %15’i tutarında da nakdi teminat yatırılması koşulları yerine getirilmeyip, tedbirin infazı (uygulanması) sağlanmadığından, İİK nun 72/4 maddesindeki davalı lehine tazminat verilmesinin koşullarının oluşmadığı kanaatiyle raporlar alınmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davalı tarafından davacı aleyhine …. İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile 19.06.2012 düzenleme, 15.12.2013 vade tarihli 200.000 TL bedelli alacaklısının davalı … , borçlusunun davacı … olan bono nedeni ile kombiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı dosya içerisinde yer alan takip dosyasından anlaşılmıştır.
Davacı senedin davalı ve oğlunun tehditleri nedeni ile imzaladığını, iddia etmiş, davalı ise davacı yanın ortak hesaptan kullandığı paralar nedeni ile eldeki senedin verildiği savunmasında bulunmuştur.
Senet tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı sayılı BK’nun 31. Maddesi(6098 sayılıTBK.m.39) gereği korkutma sözleşme yapan taraf korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak 1 yıl içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez ya da verdiğini geri istemezse sözleşmeye icazet vermiş sayılır. Somut olayda senedin 19.06.2012 tarihinde düzenlendiği, davacı tarafından 2014 yılı haziran ayında davalı ve oğlu tarafından zorla senet imzalatıldığı belirtilerek … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayetçi olduğu aradan geçen süre de 1 yıllık sürenin dolduğu davacı yanın düzenlenen senede icazet verdiğinin kabulü gerektiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … soruşturma sayılı dosyada davalı ve oğlu hakkında zorla senet imzalatma suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ki senet “malen” kaydı ile düzenlenmiştir. Davalı , senedin davacı yan tarafından hesaptan çekilen paralar nedeni ile davacı yanın verdiğini savunmuş, davacı ise senedi baskı ve tehdit ile düzenlemek zorunda kaldığını iddia etmiştir. Bu durumda somut olayda çift taraflı tâlil söz konusudur.
Bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise her iki yanın bononun mal karşılığı olmadığına dair beyanları karşısında senedin her iki tarafça da talil edildiğinin kabulü zorunludur ve bu durumda TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kabul edilmelidir. (YHGK ‘nun 05.02.2019 tarih 2017/19-821 E- 2019/58 K sayılı kararı)
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, davacı senedin elinden baskı ve tehdit ile alındığını ispat yükü altındadır. Davacı iddiasını ispata yeterli delil sunmuş değildir. Davacı tarafından teklif edilen yemin davalı tarafından yerine getirilmiş, davacı dava konusu senedin baskı ve tehditle alındığına dair üzerine düşen ispat külfetini yerine getirememiştir. Bu sebeple ispat edilemeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma yoluna gidilmiştir.
KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE
2-)Mahkememizin 06.03.2015 tarihli ihtiyati tedbir ara kararı infaz edilmediğinden davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına
3-)Alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin ödenen 3.601,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.547,53 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine
4-)Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihine yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 23.214,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
6-)Davalı tarafından yapılan 43,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı yana ödenmesine
7-)Gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır