Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/202 E. 2019/1054 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/202 Esas
KARAR NO : 2019/1054

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/01/2010
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Mahkememize ait (İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi ) … esas … karar nolu dosyaları davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/9925 esas 2014/17800 karar nolu ilamları 18/11/2014 tarihinde bozularak mahkememize gelmiş olmakla, mahkememizin yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılan mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; …ya’da çalışan müvekkilinin Türkiye’ye geri dönüşü sonunda iş akdine son verildiğini ve işten ayrılmasından sonra … Sigorta kurumu nezdinde birtakım evraklar imzaladığını, bunlar arasında sigorta primlerinin geri alınmasını içeren bir formun da bulunduğunu, müvekkilinin …ca bilmediğini, bu durumun sonucundan olmak üzere imzaladığı form içeriklerini mahiyetini bilmeden imzaladığını, emeklilik işlemleri sürecinde yurtdışı çalışmalarını içeren sigorta primlerinin T.C. …na yolladığını öğrendiğini, davacının bu durumu öğrenir öğrenmez 25/11/2009 tarihinde T.C. …na yazı yazdığını gelen yazı cevabında, davacının sigorta primlerini içeren parasının 28/12/1984 tarihinde geldiğinin bildirildiğini ve 25.369 … Markı sigorta parasını İstanbul şubesinden çektiğini bildirdiği, davacı vekili gelen belgelerdeki imzaların kendisine ait olmadığını, imza incelemesi neticesinde bu durumun ortaya çıkacağını, davacının parasının 28/12/1984 tarihinde geldiğinin, davalı T.C. …nın kabulünde olduğunu, fakat davacıya bu paranın bankaya geldiğine ilişkin hiçbir haber verilmediğini bu nedenle 12.970 EURO nun tahsil tarihindeki kur üzerinden 28/12/1984 tarihinden itibaren işçi dövizlerine uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde; öncelikle usul yönünden yetki itirazı, husumet itirazı ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın esası yönünden ise …ya sigorta kurumundan davacı adına havale edilen 25.369 DEM lik tutarın müvekkili bankanın 28/12/1984 tarihinde davacı adına kredi mektuplu döviz tevdiyat hesabına alındığını, dava konusu tutarın faizleriyle birlikte davacıya ait hesaptan tamamen çekildiğini, davacı tarafın kendi iddiasına göre uzun yıllar bekleyip böyle bir talepte bulunmasının TMK.nun 2. maddesi anlamında objektif iyi niyet kurallarına aykırı bulunduğunu, iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan (İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi ) yargılama sonrasında … esas … karar sayılı 11/04/2012 tarihli kararla davacının davasının zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, davacının temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2012/10005 esas 2013/9154 karar 06/05/2013 tarihli kararı ile bozulduğu ve mahkememizin (kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin ) … esasına kaydının yapıldığı, mahkememizce yapılan (İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi ) yargılama sonrasında …esas … karar sayılı kararla davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/11/2014 tarih, 2014/9925 Esas, 2014/17800 Karar sayılı kararıyla; ” Davacı vekilinin temyiz dilekçesine cevap dilekçesindeki düzeltilerek onama istemi katılma yoluyla temyiz kapsamında kalmakta olup, mahkeme ilamı, hükmü temyiz eden davacı vekiline 11.04.2014 günü, davalılar vekilinin temyiz dilekçesi ise 23.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve hüküm anılan davacı vekili tarafından gerek HUMK’nın 432/1. maddesinde yazılı 15 günlük süre gerekse HUMK’nın 433/2. maddesinde öngörülen 10 günlük katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 05.06.2014 tarihinde temyiz edilmiştir. HUMK’nın 432/4. maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi , 01.03.1990 gün ve 3-4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay da bu konuda karar verebileceğinden, davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelemesine gelince; dava yabancı sigorta kurumunca davalı bankaya gönderilen paranın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilamına uyularak dava zamananaşımı def’inin reddi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak davacı sigorta primlerinin ödenmesi için doldurduğu …ca ve Türkçe formda paranın T.C. …’na yatırılmasını belirtmiş, … Sigorta Kurumunca da davacıya 12.11.1984 tarihinde bizzat tebliğ edilen 25.10.1984 tarihli belgede sigorta primlerinin TC. …na gönderileceği bildirilmiştir. Dosyada mevcut grafolog bilirkişi raporunda davacı imzası olarak mukayeseye esas alınan 24.12.1990 tarihli döviz hesabının kapatılması içerikli başvuru belgesi ekindeki 10.000 DEM çekildiğine dair SUŞ başlıklı dekontta tıpkı davacının imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü ödeme belgelerindeki (SUŞ) gibi hesap numarası… olarak belirtilmiştir. Grafolog bilirkişi tarafından davacı imzası olarak 1990 tarihli hesap kapatma dilekçesi ve ekli ödeme dekontundaki (SUŞ) imzalar mukayese imzası olarak kabul edilerek, dava konusu 06.02.1985 tarihli 2 adet ödeme dekontundaki (SUŞ) imzaların davacıya ait olmadığı rapor edilmiştir. Davacının ödeme yapılan dekontlardaki hesap numarası ile aynı hesap numarasına sahip döviz hesabından 24.12.1990 yılında para çekerek hesabı kapatması karşısında, … Sigorta Kurumunca 1984 yılında davalı T.C. …’na gönderileceği bildirilen sigorta primlerinin 25 yıl kadar bir süre araştırılıp soruşturulmadığı iddasının kabul edilebilir olup olmadığı, davacının hesabından para çekilmesine icazet gösterip göstermediği değerlendirilmeden, davacı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu yönündeki bilirkişi raporuna da neden itibar edilmediği tartışılmadan davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu durumda, mahkemece gerekirse … işleyiş ve mevzuatından anlayan bir bilirkişi heyetinden … kayıtları üzerinde inceleme yapılarak … Sigorta Kurumundan gönderilen sigorta primlerinin ne şekilde Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabına yatırıldığı, söz konusu hesaptan ne tür işlemler yapıldığı, 06.02.1985 tarihinde para çekilerek kapatılan hesabın, 24.12.1990 tarihinde tekrar para çekilerek kapatılmasının hangi nedene dayandığı hususunda rapor alınarak, somut olayın özelliklerine göre davacının hesabından para çekilmesine icazet verip vermediği değerlendirilerek, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Dava dilekçesinde davalı olarak hem … A.Ş. hem de … A.Ş. … Şubesi davalı olarak gösterilmiş, mahkemece de her iki davalı hakkında hüküm kurulmuşsa da, tüzel kişinin merkezi davalı olarak gösterildiği durumlarda şubesine husumet düşmeyeceğinin gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” neden ve gerekçeyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak, yargılamaya devam olunmuştur.
Dava; Yurt dışı prim alacağının tahsilinden kaynaklanan Alacak davasına ilişkindir.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi nedeniyle dosya bankacılık işlemleri uzmanı …’na tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda: Dava, Yurtdışı prim alacağı tahsilinden kaynaklanan Alacak olduğnuu, davacının yurtdışında çalışma hayatının sonlamasını neticesinde, … Sigorta kurumu nezdinde birtakım belgeler imzaladığının, davalı ve davacı tarafların kabulunde olduğunu, taraflar arsındaki uyuşmazlığın, davalı bankada davacı adına açılan hesaptan, … Sigorta kurumunun gönderdiğini ispat ettiği prim meblağlarının çekilip çekilmediği, paranın davalı bankaya (TCMB) gönderildiği hususunun davacı bilgisi dahilinde olup olmadığı, hususunda olduğunu, TCMB İdare Merkezi nezdinde oluşturulan “işçi dövizleri müdürlüğü”nce, kurallar çerçevesinde ve usulune uygun bir şekilde Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabı açılmıştır. Söz konusu hesaba … Sigorta kurumunca gönderilen 25.369 DM lik meblağa, paranın hesaptan çekildiği 06/02/1985 tarihine kadar davalı bankaca 3.471 DM faiz tahakkuk ettirilmiş, söz konusu hesaplara, davacı tarafından para yatırıldığı veya başka kurum ve kişiler tarafından havaleye rastlanmamış olduğunu, hesapların kullanım amacının; … Sigorta kurumundan gönderilen paraların depo edilmesi ile sınırlı kalmış olduğunu, 06/02/1985 tarihinde davacı bankadaki para çekilen hesabın, bu işlem sebebiyle kapatıldığına dair bir belgeye veya uygulama esasına rastlanmamış olduğunu, bu vesileyle bilahare aynı hesaba para gönderilmesi durumunda, hesap yeniden aktif hale gelerek tekrar para yatırılması ve çekilmesine uygun hale gelmiş olması, işlem yapılabilmesinin doğal olduğunu, bilahare 24/12/1990 tarihli davalı bankaya ait “gişe başvuru formu”nda hesabın kapatılması talebi davacı tarafından yapılmış olduğu bildirilmiştir.
Davalı bankanın, … Sigorta şirketinin davacıya 22 Ekim 1984 tarihinde gönderdiği ama kesin ödeme tarihi belirtmeyen tebligatını dayanak göstererek zaman aşımı işlemeye başladığını iddia etmekte olduğunu, dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK ‘nın 128.maddesi “Müruru zaman alacağın muaccel olduğu zamandan başlar, alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder” hükmünde olduğunu, başka bir deyişle tebligatın bankaca yapıldığı durumlarda zaman aşımı gerçekleşir ki dava dosyasında bu tebligatın davalı bankaca yapıldığına dair belge yoktur, bu durumda; 25/11/2009 tarihinde davacının söz konusu paranın ödenmesini davalı bankadan istediği tarih zaman aşımı başlangıcı olarak kabul edilebileceğini, grafolog Bilirkişinin raporu göz önünde bulundurulduğunda; davalı bankanın söz konusu hesaptaki paralan, kötü niyetli 3.şahıslara ödeme yaparak, özen borcunu ifa etmeyerek haksız fiile sebebiyet verdiği, davacıyı zarara uğrattığı, davacının dava konusu alacağını anapara ve yasal faizleri ile birlikte alacaklı sayılması gerektiğine dair rapor sunmuştur.
13/10/2016 tarihli celsede, dosyanın önceki bilirkişiye tevdi ile …nın bulunduğu şubede yerinde inceleme yetkisi verilerek, davalı tarafın itirazlarını da karşılar mahiyette ve İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası da incelenerek ek rapor sunulmasına karar verilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda; davaya konu ihtilafın çözümüne yardımcı olacak tüm bilgi ve belgelerin dosyanın içerisinde bulunması sebebiyle, yerinde incelemeye gerek duyulmamış ve 26/06/2015 tarihli kök raporu bu şekilde düzenlenmiş olduğunu, 26/06/2015 tarihinde hazırlanmış olduğu rapora karşı yapılan beya nve itirazlar göz önünde bulundurularak yapılan yeniden değerlendirmede; kök rapordaki görüşünü değiştirecek herhangi başka bir unsura rastanılmadığını, kök rapordaki görüş ve değerlendirmelerini muhafaza ettiğine dair ek rapor sunmuştur.
05/02/2018 tarihli celsede, dava dosyanın resen seçilecek 3 kişilik … işleyici ve mevzuatı konusunda uzman bilirkişilik kuruluna tevdi ile, … kayıtları üzerinde inceleme yetkisi verilerek, davacının iddiası, davalı taraf savunması, alınan bilirkişi raporları, bu raporlara beyan ve itirazlar ile son alınan Yargıtay bozma ilamı da dikkate alınarak detaylı, gerekçeli, denetime elverişli olacak şekilde rapor sunulmasına karar verilmiş ve bilirkişiler …, … ve … sunmuş oldukları raporlarında; …ya Sigorta Kurumu (LVA) nın göndermiş olduğu 25.369,-DEM ile davacı (yabancı ülke çalışanı- yurda kesin dönüş yapmış olan) işçi … adına TCMB da 23.12.1984 tarihinde Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabı açılmış olup; bu tarih itibariyle davacı ile davalı banka arasında banka – mevduat müşterisi ilişkisinin doğduğu, ancak davacı adına gönderilen bu para ile yine davacı adına Kredi Mektubu düzenlenerek Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesabı açıldığının – davacıya bildirilmesi Kredi Mektubunun teslim edilmesi gerektiği halde bu zorunluluğun yerine getirilmediği anlaşılmakla, davacının kendisi adına açılan bu hesaptan haberdar olmadığı, (…ya Sigorta Kurumu (LVA) nın; davacının “Birikimlerini TCMB na göndereceği” yönündeki kabulünü “Bildirim Belgesi (Bescheid)” ile davacıya 12.11.1984 tarihinde bildirmesinin; davacı talebinin kabul edildiği, bu paranın TCMB na (gönderildiği değil) gönderileceği, bildirimi olmakla tebliğ niteliğinde değil, bir gönderi bildiriminde olduğu, dolayısıyla bu olayın davacıyı bağlayıcı nitelikte olmadığı…)
23.12.1984 tarihinde açılan bu hesabın 45 gün sonra 06.02.1985 tarihinde – hesap sahibi – davacının bilgisi, onayı ve haberi olmaksızın -imza taklidi ile hesaptan çekilerek hesabın kapatıldığı, kendi adına açılmış olan bu hesaptan haberdar olmadığı görülen davacının; 26.11.2009 tarihinde (davalı) TCMB na dilekçe yazarak davaya konu alacağının akıbetini sorduğu, Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2012/1005 esas ve 2013/9154 karrar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 128, maddesi “Müruru zaman alacağın muaccel olduğu zamandan başlar, alacağın muacceliyeti bir ihbar vukuuna tabi ise müruru zaman bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan eder.” hükmünü haiz olup, somut olayda, davacının, dava dilekçesinde belirttiği davalı bankadan 25.11.2009 tarihinde dava konusu paranın ödenmesini istemesi nedeniyle alacağın bu tarih itibariyle muaccel olduğu ve bu tarih itibariyle zaman aşımının işlemeye başladığını, dolayısıyla; davalının dava tarihi 19.01.2010 itibariyle “zaman aşımına uğramış olduğu” iddialarının (takdir ve değerlendirmesi Sayın Mahkeme ye ait olmak üzere) yerinde olmadığını, TCMB ‘ca davacı adına açılan davaya konu bu hesap, hesabın açılışını takip eden 45 gün sonrasında 06.02.1985 tarihinde – imza taklidi ile -davacının bilgisi- oluru- onayı ve icazeti olmaksızın çekilmiş olmakla, (mevduatı sahtecilere karşı korumak zorunda olan) davalı Bankanın 06.02.1985 tarihinde davaya konu bu hesaptan yapmış olduğu 28.840,-DEM (karşılığı 14.745,65 EUR) dan dolayı davacıya karşı sorumlu olduğunu,
Davacının 28.840,-DEM lik asıl alacağını 06.02.1985 ödeme tarihinden -… Markının EUR ‘ya çevirim 01/01/1999 tarihine kadar- 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında “Kamu Bankalarının DEM bazındaki 1 yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile” birlikte ve 01.01.1999 tarihinden itibaren [(dönüşüm kuru 1,95533) 28.840,- DEM karşılığı/ K-1,95533 =) 14.745,65 EUR olmakla] davacının 14.745,65 EUR asıl alacağını 01.01.1999 tarihinden itibaren (yine 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında) Kamu Bankalarının EUR bazındaki 1 yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile birlikte) Davalı Bankadan isteyebileceğine dair rapor sunmuşlardır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporları uyarınca davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, detaylı, gerekçeli, dosya kapsamı ile uyumlu olan ve bu nedenle de itibar edilen bilirkişi raporları uyarınca, davacının davalı bankanın müşterisi olduğu, davacının …ya’da işçi olarak çalıştığı sürede …ya Sigorta Kurumu tarafından tahakkuk ettirilen sigorta primlerinin yurda kesin dönüş yapacağından TCMB’na gönderilmesini talep ettiği, bunun üzerine …ya Sigorta Kurumu tarafından mevduatın TCMB’na gönderildiği ve 25.369 DEM’lik Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat hesabı açıldığı, ancak döviz havalesinin gelişi, kredi mektubu düzenlenmesi ve kredi mektuplu döviz tevdiat hesabının açılması ile ilgili olarak davalı banka tarafından davacıya bir bildirim yapılmadığı, davacının 26/11/2009 tarihinde davaya konu alacağının akıbetini sorduğu, davalı banka tarafından davaya konu alacağın 06/02/1985 tarihinde… Şubesi tarafından davacıya ödendiğine ilişkin bilgi verildiği ancak davacının ödeme dekontundaki imzanın kendisine ait olmadığını, parayı çekmediğini belirttiği anlaşılmıştır. Mahkememiz tarafından imzanın davacının eli ürünü olup olmadığına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosyanın grafalog bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunda 06/02/1985 tarihli SUŞ(tediye dekontu) üzerindeki … adına atılan imzaların, …’in eli ürünü olmadığı, benzetilerek atıldığını belirtmiştir. Bozma ilamında 06/02/1985 tarihinde para çekilerek kapatılan hesabın 24.12.1990 tarihinde tekrar para çekilerek tekrar kapatılmasının hangi nedene dayandığı hususunun aydınlatılması gerektiği belirtilmiş bu yönden yapılan incelemede 24.12.1990 tarihinde para çekildiği belirtilen hesabın davaya konu … numaralı hesap ile bir ilgisinin bulunmadığı, bu hesabın davaya konu hesap dışında başka bir hesap olduğu yani aynı kişiye ait iki ayrı hesap olduğu anlaşılmıştır. Neticesinde her ne kadar davalı tarafından davacının hesaptan çekilen paraya ilişkin icazetinin olduğu/tediye makbuzunun bulunduğu yönünde davanın reddi talep edilmişse de, hesaptan çekilen paraya icazet verilebilmesi için davacının öncelikle o hesabın varlığından haberdar olması, haberdar olduğu hesabın işlek bir hesap olması ve bu hesaptan çekilen paradan bilgisi olduğu halde yapılan işlemlere bilerek ve isteyerek ses çıkarmamış olması gerektiği ancak davacının davaya konu hesaptan haberdar olmadığı, hesaptan bir kez para çekilerek hesabın kapatılmış olduğu görülmekle ve imzanın da davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından icazetin varlığının mümkün olmadığı anlaşılmış olup, Mahkememizin 2011/101E 2012/81K sayılı kararında davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair verilen karar Yargıtay 11.HD’nin 2012/10005E 2013/9154K sayılı ilamı ile incelenmiş olduğundan zamanaşımı itirazı yönünde tekrar inceleme yapılmamış ve tüm anlatılanlar, dosya kapsamı ile mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunca davacının davasında haklı olduğu davanın kısmen kabulü ile tüzel kişinin merkezi davalı olarak gösterildiği durumlarda şubesine husumet düşmeyeceğinin gözetilerek davalı …A.Ş … Şubesine karşı açılan davanın davalının husumeti yokluğu nedeniyle reddine, davalı … A.Ş yönünden davanın kabulü ile 25.369 DEM asıl alacağı 06/02/1985 tarihinden, … Markanın EURO ye çevirim tarihi olan 01/01/1999 tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarının DEM bazındaki bir yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile 01/01/1999 tarihinden itibaren ise aynı asıl alacağın, dönüşüm kuru 1,95533 üzerinden 25.369 DEM karşılığı 12.974,28 EURO asıl alacağı yine 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarının DEM bazındaki bir yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile;
Davalı …A.Ş … Şubesine karşı açılan davanın davalının husumeti yokluğu nedeniyle reddine,
Davalı … A.Ş yönünden davanın kabulü ile 25.369 DEM asıl alacağı 06/02/1985 tarihinden, … Markanın EURO ye çevirim tarihi olan 01/01/1999 tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarının DEM bazındaki bir yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile 01/01/1999 tarihinden itibaren ise aynı asıl alacağın, dönüşüm kuru 1,95533 üzerinden 25.369 DEM karşılığı 12.974,28 EURO asıl alacağı yine 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında kamu bankalarının DEM bazındaki bir yıllık mevduata uygulamış oldukları en yüksek faiz oranı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı … A.Ş harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yatırılan 402,75 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 2.242,00 TL tebligat /posta / bilirkişi giderinin davalı … A.Ş den alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.260,33 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş den alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …A.Ş … Şubesine tarafından yapılan 1.973,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı …A.Ş … Şubesine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, dava dosyasının daha önce Yargıtay denetiminden geçmiş olmasından dolayı Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.