Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/172 E. 2023/840 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/172 Esas
KARAR NO :2023/840

DAVA:Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/06/2013
KARAR TARİHİ:14/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının dava dışı …A.Ş’nin kurucu ortağı yönetim kurulu başkanı münferit imza yetkilisi ve dava dışı …. … … mütevveli heyeti başkanı olduğunu, davalının ….. A.Ş’de mali işlerden sorumlu üst düzey yönetici ve meslek okulunda mütevveli heyet başkan vekilliği yaptığını, davalının bu çalışmaları sırasında dava dışı şirket okul hesaplarında emniyeti suistimal , sahtecilik nitelikli dolandırıcılık fiillerini işlediğini ve ….Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında ceza davası açıldığını, dava dışı … ….A.Ş’nin bankalardan alacağı kredilerde kullanılmak üzere şirkete bir takım çekler verildiğini, bu kapsamda davacı tarafından dava dışı şirketin bankadan alacağı kredide kullanmak üzere … tarafından keşide edilen … … Şubesi’ne ait 20/07/2009 ve 20/08/2009 tarihli 55.000,00’er TL miktarlı 2 adet çekin davacı tarafından ciro edilerek dava dışı şirkete kredi hesaplarından borç olarak verildiğini , bu çeklerin şirket hesaplarına işlenmesi gerekirken davalının tarafından şirket hesaplarına girilmediğini ve davacının ve dava dışı şirketin bilgisi dışında hile alınıp ,haksız tahsil edildiğini, davacının davalıya borcu olmadığını belirterek davacıdan haksız tahsil edilen 110.000,00 TL ‘nin 20/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı …….A.Ş’de mali işlerden sorumlu üst düzey yönetici olmadığını, imza yetkisinin bulunmadığını, bu şirkette yönetim kurulu başkan vekili olarak çalıştığını, dava konusu olan çeklerin davacı tarafından ciro yolu ile kendisine verildiğini, tahsil için bankaya verildiğini, açılan menfi tespit davalarının red edildiğini, tahsil edilen iki çek bedelinin bankada kaldığını, müvekkilinin yolsuzluk yapmadığını, yolsuzluk yapan müvekkili değil davacı yan olduğunu, YÖK raporu ile bu durumun sabit bulunduğunu, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleşen … Esas ve Karar sayılı dosya ile hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmaktan yargılandığını, müvekkili hakkında verilmiş mahkumiyet kararı bulunmadığını, müvekkiline yönelik iddiaların iftiradan ibaret olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava dosyasının, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 25/09/2014 tarihli … sayılı görevsiz kararı üzerine mahkememizin yukarıda yazılı esasına kaydı yapılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hile ile alındığı iddia edilen 55.000,00’er TL bedelli iki adet çek nedeni ile alacak istemine ilişkindir.
Eldeki davada davacı tarafından, keşidecisi …, lehtarı davacı … olan, 20/07/2009 ve 20/08/2009 tarihli 55.000,00’er TL bedelli iki adet çekin ortağı olduğu dava dışı şirkete kredi hesaplarında kullanılmak üzere borç olarak verildiği ancak davalı tarafından şirket hesaplarına işlenmeyerek hileli olarak uhdesine geçirildiği iddia edilerek çek bedelleri talep edilmektedir.
Davalı ise, dava konusu çeklerin dava dışı üçüncü kişiye, şirket adına yapmış olduğu ödemeler karşılığında davacı tarafından tarafına ciro edilerek verildiğini savunmuştur.
Dava konusu çekler incelendiğinde, dava dışı … tarafından davacı lehine 55.000,00’er TL bedelli olarak 20/07/2009 ve 20/08/2009 tarihlerinde keşide edildiği, davacı lehtar tarafından ciro edildiği ve … Bank Aş’den gelen tarihsiz müzekkere cevabı ile çeklerin davalı tarafından tahsil edildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
İddia, savunma ve ispata ilişkin yukarıda yazılı yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde davacı dava konusu çeklerin davalı tarafından hile yolu ile ele geçirildiğini ispat yükü altındadır.
…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin davacının müşteki davalının ise sanıklar arasında olduğu 2013/100 esas sayılı dosyasında güveni kötüye kullanmak ile eğitim ve öğretimin engellenmesi suçlarından ceza kovuşturmasının yürütüldüğü, davalının mali işlerinden sorumlu olduğu dava dışı şirkete ait hesaplardan ve alacaklılara ödenmek için alınan paralardan uhdesine para geçirmek ve dava dışı şirkete ait boş çek yaprakları ile aracı okula teslim etmemekten yargılandığı, mahkemece verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi tarafından kaldırılması üzerine , mahkemenin 2019/529 esas ve 2021/25791 karar sayılı ilamı ile davalının hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin sabit olduğu belirtilerek netice olarak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 2.080,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, kararın İstanbul Bam 22. Ceza Dairesi’nin denetiminden geçerek 14/04/2023 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı yukarıda yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davalı, dava dışı şirketlere ait hesaplardan uhdesine para geçirmesi nedeni ile mahkum olmuş ise de, dava konusu çeklere ilişkin bir suç isnadının ceza kovuşturmasına esas iddianamede bulunmadığı gibi, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da dava konusu çeklere dair tespitin bulunmadığı, davalının, davacı tarafından atılmış ciro imzaları ile dava konusu çekleri iktisap ettiği, aksinin davacı tarafından ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda yazılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının 1.878,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.608,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır