Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1256 E. 2019/806 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/1256 Esas
KARAR NO: 2019/806

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/12/2015
KARAR TARİHİ: 24/10/2019

Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin eski ortakları tarafından şirket müdürü olarak görevlendirilen davalının, şirket hisselerinin devir işleminden sonra yeni hissedarlar tarafından görevine devam etmesi yönünde karar alındığını ancak, davalının yasa dışı işlemlerde bulunduğunun fark edilmesi üzerine şirket müdürlüğünden azledildiğini, davalının kendi yararına menfaat sağladığını ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalının usulsüz işlemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı tarafça müvekkili şirkete ait araçların bilgi dışında satılması nedeniyle bedellerinin iadesinin gerektiği, davalının, müvekkili şirketin vergi kayıtlarında, SGK nezdinde, şirket hesaplarında yaptığı usulsüzlükler nedeniyle uğranılan zararın tazmini gerektiği, ayrıca davalının şirket müdürlüğü görevini yürüttüğü dönemde aynı iş kolunda faaliyet gösteren başka firmada da müdürlük yaptığının tespit edildiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle araç satış bedelleri nedeni ile şimdilik 5.000 TL, vergi cezaları nedeni ile ödenen şimdilik 3.000 TL, SGK’ya ödenen 4.000 TL, banka hesaplarından yapılan para çekme ve davalının şahsi borçlarının ödenmesinden kaynaklı şimdilik 5.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı şirketin kurucularından olduğunu, müvekkilinin aylık net maaşının 5.500 TL olduğunu ve şirket ortağı olarak kendisine ait … plakalı aracın teminat olarak verildiğini, yine taraflar protokol ile borçlarını tasfiye ettiklerini, davacıların banka hesaplarına, araba satışlarına vs hususlara dayanarak alacak talep etmesinin mümkün olmadığını, şirketin tüm ödemelerinin müvekkilinin şahsi kredi kartıyla yapıldığını, vergi cezalarının kesildiği dönemde şimdiki davacı şirket ortaklarının, şirket ortağı olmadıklarını, protokol gereği kesilen cezalardan herkesin hissesi kadar sorumlu olduğunu, davacının bilgisi dahilinde gayri resmi olarak tutulan hesaplardan ileri sürülen şahsi harcamaların yapıldığını, şahsi olarak yapıldığı ileri sürülen harcamaların içerisinde müvekkilinin maaş ödemesinin, şirket ödemelerinin kullanıldığı kredi kart ödemelerinin bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava; davacı şirketin eski müdürü olan davalının, görevi döneminde yapmış hukuka aykırı eylem ve işlemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin sorumluluğu; zarar verene yüklenebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararların giderilmesidir.
TTK’nun 644.maddesinin yollamasıyla aynı yasanın 553. maddesi; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirket hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü içermektedir.
Yine aynı yasanın TTK’nın 369.maddesine göre; yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadır.
Yönetim Kurulu Üyelerinin (veya yöneticilerinin) TTK’na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi için zarar, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullarının gerçekleşmiş olması ve bunların iddiayı ileri süren tarafça kanıtlanması gerekir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi kurul raporu alınmasına karar verilerek, davacı şirketin tüm kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişiler SMMM … ve SMMM Prof. Dr. …’ya tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 05/02/2018 tarihli bilirkişi raporunun ve taraf vekillerinin beyan ve itirazı değerlendirilmek üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 10/06/2019 tarihli bilirkişi kurul ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu raporlarında özetle; davacı şirketin 07/07/2004 tarihinde … ve … tarafından kurulduğu ve davalı …’ın şirketin kuruluş müdürü olduğu, 09/07/2012 tarihinde şirketin tüm ortakları …ve…’ya hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldıkları, hisse devri sonrası davalının müdürlüğünün devamına karar verildiği ve davalının müdürlük görevinden 27/12/2013 tarihinde azledildiği; davacı şirket adına kayıtlı … plakalı aracın satış bedelinin şirket kasasına girişi yapıldığı, bu araç bedelinden dolayı davalının sorumlu olmadığı, yine davacı şirket adına kayıtlı … plakalı aracın satış bedelinin davalı tarafça tamamen alındığı beyan edilerek satıldığı, davalının bizzat yetkili olarak sattığı araç bedeli olan 12.500 TL’nin şirket kayıtlarında ve belgelerinde nakit girişi görülmediği, bu nedenle davalının bu miktardan sorumlu olduğu; KDV tutarının eksik hesaplanmasına sebep olan faturalar nedeniyle ödenen gecikme faizi dahil 1.123,75 TL vergi ziyaı ve 1.393,40 TL özel usulsüzlük cezaları olmak üzere toplam 2.517,15 TL’den müdürlük sorumluluğu nedeniyle davalının sorumlu olabileceği; tedavi görmeyen hastalara ilişkin düzenlenen faturalardan kaynaklı SGK tarafından uygulanan 2.000 TL ceza-i şartın davacı kurum alacaklarından mahsubu nedeniyle bu miktardan davalının sorumlu olduğu; davacı şirket banka kayıtlarından davalı adına yapılan 204 TL ödemenin davalıdan tahsili gerektiği ancak, davacı talebiyle bağlı kalınması gerektiği bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporları gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporları ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davacı şirket kuruluşunda davalının şirket müdürü olarak atandığı, şirket tüm ortaklarının hisselerini dava dışı davacı şirket ortakları …ile…’ya devrederek ortaklıktan ayrıldığı, hisse devri sonrası anılan ortaklar tarafından davalının şirket müdürlüğünün devamına karar verildiği ve davalının müdürlük görevinden 27/12/2013 tarihinde azledildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Benimsenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda ayrıntılı olarak değerlendirildiği üzere; davalının şirket müdürü olduğu dönemdeki işlemleri nedeniyle davacı şirkete vergi ziyaı cezası tahakkuk ettirildiği ve tedavi görmeyen hastalara ilişkin düzenlenen faturalar nedeniyle SGK tarafından ceza-i şart uygulandığı, ayrıca davalı tarafça şirket adına kayıtlı aracın satışına yönelik bedelin şirkete ödenmediği, yine davalı tarafça şirket banka kayıtlarından kendisi adına ödemelerin yapıldığı; bu haliyle davalı yönetici tarafından yapılan işlemler yasaya aykırı olduğu gibi yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiği, sözkonusu eylemlerle davacı şirketin zarara uğratıldığı ve bu nedenle TTK’nun 553.maddesi gereğince davalı şirket müdürünün sorumluluğunun bulunduğu anlaşıldığından benimsenen bilirkişi kurulu raporlarıyla tespit edilen, araç satış bedeline ilişkin taleple bağlı kalınarak 5.000 TL, vergi cezaları nedeniyle 2.517,15 TL, SGK cezaları nedeni ile 2.000,00 TL ve kişisel harcamalar nedeni ile 204,00 TL olmak üzere toplam 9.721,15 TL tazminatın davalıdan tahsilinin gerektiği; belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı taraf isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Araç satış bedelleri nedeni ile (talep ile bağlı kalınarak) 5.000,00TL,
Vergi cezaları nedeni ile 2.517,15 TL,
SGK cezaları nedeni ile 2.000,00 TL ve kişisel harcamalar nedeni ile 204,00 TL olmak üzere toplam 9.721,15 TL’nin dava tarihi olan 23/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafın fazlaya ilişkin istemlerinin reddine,
2-Alınması gerekli 1.161,27-TL karar ve ilam harcından 290,32-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 870,95-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 290,32 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 1.400 TL bilirkişi ücreti ve 260,90 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 1.692,70 TL’nin kabul ve red oranına göre 967,94 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.