Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1204 E. 2018/1104 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1204 Esas
KARAR NO : 2018/1104
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 16/08/2011
BİRLEŞEN İSTANBUL 30. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2011/385 – KARAR NO: 2011/92
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 12/09/2011
KARAR TARİHİ: 15/11/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı asıl ve birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 29/03/2011 tarihli katlanır cam, sürme cam, camlı küpeşte sistemleri imalat ve montajı konusunda 19.850 TL + KVD iş bedelli ilk sözleşmenin, 04/04/2011 tarihli bond sistem açılır tavan imalatı ve montajı konusunda 25.350 TL + KDV iş bedelli ikinci sözleşmenin akdedildiğini, müvekkilinin sözleşmeler gereği üzerine düşen sorumluluklarını ve sözleşmelerde bulunmayan 5.960 TL değerindeki ilave işleri yerine getirdiğini, davalı tarafça bakiye kısmın ödenmediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü (Beyoğlu … İcra)… Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında 29/03/2011 ve 04/04/2011 tarihli sözleşmeler imzalandığını, davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini, işin süresinde tamamlanmadığını ve eksik bırakıldığını, teslim edilmeyen ve tamamlanmayan bir iş neticesinde sözleşme bedelinin talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/03/2011 ve 04/04/2011 tarihli sözleşmeler gereği edimini yerine getirmeyen davalı şirketin, sözleştiği şekilde imalat kusurlarını tamamlamasını, sözleşmeye uygun, kusursuz teslimi ve garanti belgelerinin verilmesinin sağlanmasını aksi halde davalının edimini yerine getirmesinden kaçınması halinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak eksikliklerin ve yapılacak harcamaların tespiti ile davalıdan tahsiline ve müvekkilinin iş ve kazanç kaybına sebebiyet veren kusurlu ve eksik ifa sonucu şimdilik 1.000 TL maddi iş ve zarar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, tazminat talebini 03/10/2018 tarihli ıslah dilekçe ile 4.956 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmeler gereği müvekkilinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, sözleşmelere ilave edilen ek işleri de eksiksiz tamamladığını, davacının ileri sürdüğü iddialarının yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, aynı konuya ilişkin mahkememizde açılan dosya ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonrasında 22/01/2013 tarih, … Esas, 2013/7 karar sayılı kararıyla; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 13/10/2014 tarih, … E-K sayılı kararıyla; “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında 29.03.2011 tarihinde katlanır cam, sürme cam, camlı küpeşte sistemleri imalât ve montajı konusunda 19.850,00 TL + KDV iş bedeli ile ilk sözleşmenin, 04.04.2011 tarihinde de bond sistem açılır tavan imalâtı ve montajı konusunda 25.350,00 TL + KDV iş bedeli ile ikinci sözleşmenin akdedildiği anlaşılmıştır. Asıl davada yüklenici, sözleşme uyarınca yapılan iş bedeli ile sözleşme dışı yaptığı iş bedelinin tahsilini istemiş, mahkemece bilirkişi raporu dayanak alınarak fazla yapılan iş bedeli isteminin reddine, sözleşme uyarınca yapılan iş nedeniyle bakiye bedelin tahsiline karar verilmiştir. Mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde, mali müşavir ile hukukçu bilirkişi birlikte düzenledikleri 13.11.2012 tarihli ek raporlarında, asıl davada davacının fazla iş yaptığı gerekçesiyle ücrete hak kazandığını belirtmelerine rağmen, inşaat mühendisi bilirkişi 27.03.2012 tarihli ek raporunda farklı görüş ileri sürerek yapılan işlerin sözleşme içi iş olduğunu, bu nedenle asıl davada davacının ek işler bedeli isteyemeyeceğini belirtmiş, mahkemece de inşaat mühendisi bilirkişi raporu hükme esas alınarak sözleşme dışı iş bedeli talebi reddedilmiştir. Ancak davacı yüklenici tarafından dava açılmadan önce Beyoğlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2011/48 D. iş sayılı dosyası ile yaptırılan tespit sonucu inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda yüklenici tarafından yapılan bir kısım işlerin sözleşme dışı iş olduğu belirtilmiştir. İş bu durumda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden asıl davada davacı yüklenicinin sözleşme dışı iş bedeli talebinin reddi doğru olmamıştır.
3-Birleşen davada davacı iş sahibi sözleşme uyarınca yapılan işlerin ayıplı ve eksik olması nedeniyle ayıpların ve eksikliklerin giderilme bedelini talep etmiş, mahkemece eksikliklerin bir kısmının davacı tarafından giderilmiş olması ve asıl davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyada bulunan bilirkişi raporları incelendiğinde yapılan işte bir kısım ayıpların olduğu anlaşıldığından birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; konunun uzmanı yeniden oluşturulacak üç kişilik teknik bilirkişi heyeti ile mahallinde inceleme yapılarak asıl davada akdedilen sözleşmeler, götürü bedel sözleşme olduğundan yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı saptanıp bu oranın götürü bedel uygulanmak suretiyle hesaplanması ve bulunacak bu miktardan yapılan ödeme düşüldükten sonra iş bedelinden ödenmeyen alacağın tespiti ile buna varsa sözleşme kapsamında olmayan işlerin BK’nın 410 ve devamı maddelerince yapıldığı tarihteki serbest piyasa fiyatlarına göre tutarının hesaplattırılarak ilave edilmesi, birleşen davada ise, davacı iş sahibinin ayıp nedeniyle alacağı varsa hesaplanıp hüküm altına alınmasından ibarettir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” neden ve gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya devam olunmuştur.
Asıl dava, bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ilişkin olup, birleşen dava ise ayıplı ve eksik iş nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi ve kazanç kaybının tahsili istemlerine ilişkindir.
Hükmüne uyulmasına karar verilen bozma ilamında işaret edildiği gibi asıl davada akdedilen sözleşmeler, götürü bedel sözleşme olduğundan yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı saptanıp bu oranın götürü bedel uygulanmak suretiyle hesaplanması ve bulunacak bu miktardan yapılan ödeme düşüldükten sonra iş bedelinden ödenmeyen alacağın tespiti ile buna varsa sözleşme kapsamında olmayan işlerin BK’nın 410 ve devamı maddelerince yapıldığı tarihteki serbest piyasa fiyatlarına göre tutarının hesaplattırılarak ilave edilmesi, birleşen davada ise, davacı iş sahibinin ayıp nedeniyle alacağı varsa hesaplanması yönünden keşfen bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiş, dosya bilirkişiler İnşaat Mühendisi …, SMM … ve Borçlar Hukukçusu Prof. Dr. …’e tevdi edilmiş, bu yönden sunulan 13/03/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunun ve taraf vekillerinin beyan ve itirazı üzerine aynı heyetten alınan 03/05/2018 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporunda özetle; taraflar arasında 29/03/2011 tarihli ve 19.850 TL + KDV bedelli, 04/04/2011 tarihli ve 25.350 TL + KDV bedelli sözleşmelerin imzalandığı, davacı tarafından yapılan işlerdeki ayıpların davacı tarafından giderilememesi ve bu sebeple davacının yaptığı işlerin asıl amacı olan yağmur/kar suyunun işletmeye girişinin engellenmemesi, işletmenin faaliyetinin bu su sızıntısı sebebiyle sekteye uğraması ve bu ayıpların tamiratının davalı tarafından ayrıca bedeli ödenerek dava dışı firmaya yaptırılmak zorunda kalması sebebiyle, yüklenici davacının sözleşmede belirtilen götürü bedelin %95 oranı kadarını hakettiği, davacı yüklenicinin eser sözleşmelerinin kapsamı içinde yaptığı işlerden ayıp ve eksiklikler dolayısıyla %5 tutarında indirim yapılması gerektiği, bu durumda davacının talep edebileceği fatura bedeli tutarı KDV dahil 50.669,20 TL olduğu, davacının, eser sözleşmesinin kapsamı dışında yaptığı ek ilave iş bedellerinin KDV dahil 7.032,80 TL hesaplandığı, davalının yaptığı ödeme düşüldüğünde asıl davada davacının davalıdan 40.702 TL alacağı olduğu, birleşen davada; dosya davacı şirketin, dosya davalı şirketin üstlendiği işlerde bulunan ayıpların giderilmesi için dava dışı firmaya cam balkon söküm, montaj ve işçiliğini, doğrama söküm, montaj ve işçiliğini, küpeşte dikmeleri ve cam söküm, takım ve işçiliğini, silikon işlerini, mermer parapet işlerini, vb işleri yaptırıldığı, birleşen dosya davacısı tarafından dava dışı şirkete kesilen faturalardan 06/04/2015 tarihli 4.200 TL + KDV bedelli fatura kapsamındaki işlerin ayıpların gidemi için yaptırılan işler olduğu, 07/05/2015 tarih ve 07/04/2015 tarihli fatura kapsamında yapılan işlerin birleşen dosya davalının yaptığı işlerdeki ayıpların tamiri için yapılmadığı, bu bağlamda birleşen dosya davacının ayıp nedeniyle dava dışı firmaya yaptırdığı iş bedeline karşılık talep edebileceği alacağının KDV dahil 4.956 TL olduğu bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında işaret edilen eksikliği giderecek yeterlilikte, dosya içeriğine uygun, itirazları cevaplar nitelikte ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, bozma sonrası alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporu, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; taraflar arasında katlanır cam, sürme cam, camlı küpeşte sistemleri imalât ve montajı konusunda 29/03/2011 tarihli ve 19.850,00 TL + KDV iş bedeli, bond sistem açılır tavan imalâtı ve montajı konusunda 04.04.2011 tarihli ve 25.350,00 TL + KDV iş bedeli eser sözleşmelerinin imzalandığı görülmüştür. Davacı taraf, asıl davada sözleşme gereği iş bedelinden bakiyenin ödenmediğini ileri sürmüş; davalı taraf ise, asıl ve birleşen davada davacı tarafça yapılan işin ayıplı olduğu savunmasında bulunmuş, birleşen davada ise ayıplı ve eksik iş nedeniyle uğranılan zararın giderilmesini ve kazanç kaybının tahsilini talep etmiştir. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafça yapılan işin ayıplı olup olmadığı, ayıp nedeniyle bakiyenin ödenip ödenmeyeceği, varsa ayıp ve eksik iş nedeniyle davalının zarara uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
Bu itibarla asıl davada yönünden yapılan inceleme sonrasında; tarafların kabulünde olan eser sözleşmeleri gereği, iş sahibi davalı tarafça sipariş edilen, davacı yüklenici tarafça imalat-montajı yapılan işlerin ayıplı olduğu, davacının sözleşme gereği üzerine düşen edimleri tam olarak yerine getirmediği, benimsenen bilirkişi kurulu raporuyla da yapılan işlerdeki ayıpların giderilmediğinin tespit edildiği, yüklenici davacının eser sözleşmelerinde belirtilen götürü bedeli kadar ayıp ve eksik işler nedeniyle iş bedelinden %5 indirim yapması gerektiği, eser sözleşmeleri kapsamı dışında ek-ilave işler yapıldığı, bu durumda davalı tarafça yapılan ödeme de dikkate alınarak davacının davalıdan 40.902 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile 40.902 TL alacağa yönelik davalının vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptaline; belirlenen-tespit edilen alacak miktarını aşan davacı isteminin yerinde olmadığından reddine; alacak eser sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle likit olmadığından ve davacının da reddedilen alacağının tahsili yönündeki isteminde kötüniyeti kanıtlanamadığından her iki tarafın tazminat istemleri reddine kararı vermek gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden yapılan inceleme sonrasında; yukarıda açıklandığı üzere, benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporunda açıkladığı üzere; birleşen dosya davalı tarafça imalat-montajı yapılan işlerdeki ayıpların dava dışı firma tarafından giderildiği, bu durumda ayıplı işler nedeniyle dava dışı firmaya ödenen bedel kadar birleşen dosya davacısının alacaklı olduğu anlaşıldığından birleşen davanın kabulü ile 4.956 TL’nin birleşen dosya davalısından tahsiline ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalının İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas (Beyoğlu eski … İcra müdürlüğünün dosyası ) sayılı dosyasındaki 40.702,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar yönünden talepnamedeki faiz oranını geçmemek üzere devamına,
Davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-Koşullar oluşmadığından her iki tarafın asıl davaya yönelik tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine,
3-Birleşen davanın kabulü ile; 4.956,00 TL birleşen dava tarihi olan 12/09/2011 tarihleri itibariyle işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Asıl Davada;
4-Alınması gerekli 2.780,35-TL karar ve ilam harcının 646,15-TL peşin ve icraya yatan harctan mahsubu ile geriye kalan 2.314,20-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına (Mahkememizin 25/03/2013 tarih, 2011/455 Esas, 2013/37 Harç numaralı harç tahsil müzekkeresi ile davalıdan tahsili için maliyeye bildirilen 1.832,96 TL ilk karar bakiye harç, davalı tarafından yatırılmış ise geriye kalan 478,24 TL’nin tahsilinin istenilmesine, 1.835,96 TL tahsil edilmemiş ise iş bu karar kesinleştiğinde ve talep halinde maliyeye müzekkere yazılarak ilgili harç tahsil müzekkeremizin işlemsiz iadesinin istenilmesine),
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin ve icraya yatan harç toplamı 646,15 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.827,22 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalı kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk kararda hesaplanan 856,84 TL, bozma sonrası yapılan 2.100 TL bilirkişi ücreti, 206,13 TL keşif harcı ve 154 TL tebligat giderleri olmak üzere toplam 3.316,97 TL’nin kabul ve red oranına göre 3.102,80 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından ilk kararda hesaplanan 19,47 TL, 450 TL bilirkişi ücreti ve 77 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 546,47 TL’nin kabul ve red oranına göre 35,28 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Birleşen Davada;
10-Alınması gerekli 338,54-TL karar ve ilam harcından 103,04-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 235,50-TL harcın davalıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
11-Davacı tarafça yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı 103,04 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
12-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
13-Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvuru harcı, 2,90 TL vekalet harcı, 12 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 33,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
14-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalı
Hakim …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.