Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1196 E. 2020/38 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1196 Esas
KARAR NO : 2020/38

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 07/12/2015
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı bankanın … Şubesi arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, kullanılan taşıt kredisine atfen müvekkili şirkete ait araç üzerine rehin konulduğunu, araçların kaskolarının davalı bankaca yapıldığını, müvekkilinin kredileri kapatarak, araçlar üzerindeki rehnin kaldırılması ve kasko poliçelerinin iptalini talep etmesi üzerine davalı bankaca 23.07.2013 tarihi itibariyle toplam 196.941,00 EURO’nun ödenmesi halinde sigorta poliçelerinin iptali için sigorta şirketlerine müracaat edileceğini, akabinde rehinlerin kaldırılmaması ve poliçelerin iptalinin sağlanmaması üzerine bu kez … 26. Noterliğinin … tarihli ihtarı ile anılan taleplerin ifa edilmesinin talep edildiğini, davalı bankanın … 51. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarını keşide etmek suretiyle 81.135,71 TL (29.212,31 EURO) ödenmesi müvekkilden talep edildiğini, netice itibariyle davalı banka .. 9 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 13.500.000,00 TL bonoya dayalı olarak icra takibi başlattığını, toplam 85,260,07 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin icra baskısı altında 16.12.2014 tarihinde 100.280,00 TL icra borcunu ödeyip kapattığını, davalı bankanın talep ettiği 196,941,00 EURO’nun ödenmiş olmasına rağmen, davalı banka aradan geçen 1,5 yıl sonra müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin haksız olarak 16.12.2014 tarihinde ödediği 100.280,00 TL’nin işleyecek avans faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili bankanın … Şubesi ile davacı kredi borçlusu arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve diğer keşideci ve aval verenlerin sözleşmeyi imzaladıkları, işbu sözleşmenin teminatı olarak davacı firmanın … – … – … – … – … ve … plakalı taşıtları üzerinde rehin tesis edildiğini, müvekkili banka personeli …’in, kredinin anapara borcunu 31.07.2013 tarihinde bildirildiğini ve bildirilen meblağın o gün ödenmesi gereken borç miktarı olduğunu, bu nedenle kredinin diğer ferileri dahil edilmeden bildirimde bulunulduğunu, müvekkili banka personelinin poliçelerin iptal edilmesi yönünde sigorta şirketleriyle irtibata geçileceğini bildirdiğini ve buradan kesin olarak poliçelerin iptali yönünde bir taahhüt çıkarılmasının yersiz olduğunu, kaldı ki kredinin sonlandırılması ve teminatların fekkinin müvekkili bankanın ilgili birimlerinin vereceği onaya tabı olduğunu, Genel Kredi Sözleşmenin 18. Md. teminatların bankanın her türlü alacaklarına karşılık teşkil edeceği hükmüne havi olduğunu, davacı şirketin vermiş olduğu taşıt rehinleri hem davacı ve hem de grup şirketlerin doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil ettiğini, Genel Kredi Sözleşmesinin 20 Md. tesis edilen teminatların rizikolara karşı sigorta ettirileceğini düzenlediğini, Tramer kayıtlarına göre rehinli araçların sigortalarının davacı tarafından yapılmadığının ortaya çıkacağı belirtilerek, kasko poliçesi primlerinin ödenmesi nedeniyle son iki adet kredi taksiti için yatırılan paranın büyük bir kısmı prim borcuna mahsup edildiği için, kalan kredi borcundan dolayı açığa düşüldüğü belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; e-mailler, ödeme dekontları, ihtarname, … 9 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davalı taraf delil olarak; GKS sözleşmesi, tramer kayıtları, poliçe, yazışmalar, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
… 9 İcra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı banka tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının 08/03/2011 tanzim tarihli 10/11/2014 vade tarihli 13.500,000,00 TL bono olduğu, toplam alacağın 85.260,07 TL olduğu davacı tarafın 15/12/2014 tarihli itiraz dilekçesi sunmuş olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ile davalı arasında şirketin devir alınmasından önce doğan, devir alınan şirketin davalıya borçu olup olmadığı varsa miktarı ve davacı hakkında fazladan tahsilat yapılıp yapılmadığı ile varsa talep edilebilecek miktarı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya, bankacı bilirkişi …’e tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda;
Davacının ödeme tarihi 15.12.2014 itibariyle, yapılan kapak hesabına göre; davalı bankanın 1.974,63 TL’nı 16.12.2014 ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda basit usulde işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacıya iade etmesi gerektiğine dair rapor sunmuştur.
25.03.2019 tarihli celsede alınan ara karar uyarınca, davacı itirazları değerlendirilmek ve eksiklikler giderilmek üzere ek rapor alınmak üzere dosyanın önceki bilirkişiye tevdine karar verilmiş olmakla, bilirkişi sunmuş olduğu ek raporunda; davacının kök rapora karşı beyanları bir kez daha değerlendirilmiş, ancak kök raporda revizyon yapılmasını gerektiren yeni bir delil sunulmadığı gibi, mevcut delillere göre de zaten -asli takdir delillerle doğrudan temas eden yargı makamına ait olmak kaydıyla -kök raporda bir değişiklik yapılamamış olduğuna dair ek rapor sunulmuştur.
23.09.2019 tarihli celsede alınan ara karar uyarınca, dosyanın ve dosyada bulunan kök ve ek raporun da değerlendirilerek, yeni bir bankacı/SMMM ve sigorta bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bankacı bilirkişi … ve sigorta uzmanı … sunmuş oldukları raporlarında; davalı banka tarafından dava dışı asıl borçluya 36 ay vadeli aylık taksit tutan 15.548.21 EUR olan 489.888.42 EUR kredi kullandırıldığını, ödeme planı incelendiğinde en son ödenen 09.07.2013 tarihli 23. taksit sonrası kalan anapara tutan 191.897.93 EUR olduğunu, davacının kapatma talebinin 19.07.2013 olup havale gönderim tarihi 31.07.2013 olduğunu, ve iş bu tarihte gecikme faizi ile birlikte 196.941.00 EUR havale gönderildiğini, ancak davalı bankanın hesapları kapatmadığı ve bilirkişi raporunda görüldüğü üzere 16 ve 18 Temmuz 2013 tarihlerinde poliçeler düzenleyerek yıllar itibarı ile bu poliçeleri ve taksitleri tahsil ettiği hesap ekstresinden görülmüş olduğunu,
Dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda mevcut evraklara göre davalı tarafından davacının bilgisi dışında kasko poliçeleri yapılmış aracın mülkiyetine sahip olan davacı bilgisi dışında borçlandırılmış, bu konuda dosya içerisinde davalının yetkili olan kişi ile yapmış olduğu mail yazışmalarında bu hususlar davacı tarafından dile getirilmiş, kaldı ki davacı mülkiyetine sahip olduğu araçlar için kasko poliçeleri düzenlemiş olsa idi davalının yapmış olduğu poliçelerden daha uygun fiyatlara göre poliçe yapıp yapmayacağı hususu da tartışmalarıdır. Burda davalı tarafından davacıya aydınlatma yükümlülüğü kapsamında bilgilendirme yapıldığını ispat etmesi gerekir, dosya kapsamında buna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığından yine davacı tarafından kanunda öngörülen 14 günlük iptal sürelerini de kullandığından Mebdeinden (poliçesinin primsiz iptali) talebi yerindedir şeklinde tespitte bulunmuş olup dolayısıyla davacının istirdat talebinin yerinde olduğu kanatine varıldığına dair rapor sunulmuştur.
Dava: İstirdat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyadaki bilgi ve belgeler, alınan detaylı, gerekçeli ve dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, detaylı, gerekçeli, dosya kapsamı ile uyumlu olan ve bu nedenle de itibar edilen bilirkişi raporu uyarınca; davacı ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi aktedildiği, kullanılan taşıt kredisi nedeniyle davacı araçları üzerine rehin konulduğu ve araç kaskolarının davalı tarafça yapıldığı taraflar arasında tartışmasızdır. Uyuşmazlık konusu olan husus davacının iş bu kredi sözleşmesine ait borcunu kapatıp kapatmadığı, kapatmaması halinde davalıya borcu olup olmadığı veya kapatılması halinde davalıya fazladan ödeme yapıp yapmadığı ile ilgilidir. Davacı tarafça dava dilekçesi ile birlikte sunulan ve davalı tarafından da reddedilmeyen mail yazışmaları incelendiğinde 23 Temmuz 2013te açıkça 196,941,00 Euronun toplam kapama tutarı olduğu, ödeme yapıldıktan sonra poliçe iptalleri için sigorta şirketleri ile irtibata geçileceği belirtilmiş, aynı hususun 31 Temmuz 2013 tarihli mailde tekrarlandığı görülmüştür. Bu tutarın da 31 Temmuz 2013 itibariyle sunulan ödeme dekontuyla davalıya ödendiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça her ne kadar cevap dilekçesi ile şube personelinin krediyi kapatma yetkisi bulunmadığı mail cevabının kredinin kapatıldığını göstermeyeceği belirtilmişse de aynı zamanda basiretli tacir olan davalı bankanın “kredi kapama tutarı” adı altında müşterisine bildirdiği miktarın kendisini de bağlaması gerekir ki şube personeline verdiği yetki kapsamı da kendi iç ilişkisi olarak değerlendirilmiştir. Bu sebeple davalı tarafından kapama tutarı ve kapatma işlemlerinin başlayacağı bildirilen krediye ilişkin davacının bilgisi dışında sözleşme devam eder gibi rehinli araçlar üzerine kasko poliçeleri yapılıp davacının bilgisi dışında borçlandırılması ve bu hususun da davacıya bildirilmemesi karşısında davacının istirdat talebinde haklı olduğunun kabulü ile 100.280,00 TL’nin 16/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans (ticari) faizi ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
100.280,00 TL’nin 16/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans (ticari) faizi ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 6.850,13 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.712,54 TL harcın mahsubu ile 5.137,59 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 1.712,54 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu, 0,75 TL dosya masrafı ve 2.571,10 TL bilirkişi/ tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 4.322,69 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.476,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı Türkiye Finans vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/01/2020

Katip
¸e-imzalı

Hakim
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.