Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1167 E. 2019/890 K. 18.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/1167 Esas
KARAR NO: 2019/890

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 30/11/2015
KARAR TARİHİ: 18/11/2019

Yukarıda tarafları, konusu, esas ve karar numarası yazılı mahkememiz dosyasının yapıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/11/2015 tarihinde sürücüsü davalı …’nin sevk ve idaresinde bulunan davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın karşıdan karşıya geçmek isteyen …’a çarparak ölmüsi sonucu maddi ve manevi zarar meydana geldiğini belirterek, şimdilik fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak üzere hesaplanacak ölüm ( cismani zarar- daimi işgücü kaybı) nedeniyle maddi tazminatın davalı şirketten poliçe limiti içerisinde kalan zarar tutarının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, maddi tazminatın poliçe kapsamını aşması halinde diğer davalı … ‘den kusuru oranında tahsiline, yine davalı …’den müvekkillerinin manevi zararı olarak 200.000,00 TL ‘nin tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; Öncelikle görev itirazında bulunmuş, görevli mahkemenin Asliye hukuk Mahkemesi olduğunu, olayda …’ın tam kusurlu olduğunu, manevi tazminat harcının eksik yatırılmış olduğunu, maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, bunun nedeninin davacıların miras bırakanının tam kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, destek tazminatı talebinde bulunanların, ancak destekten yoksun kaldıklarını ispatlaması gerektiğini, müteveffanın net maaşının 1.500,00 TL olduğunu, bunun üzerinde kalan kısım fazla mesai vs. Ücreti olup tazminat hebasına esas alınamayacağını, davacı tarafın tazminat taleplerinin hukuki sebeplerini içerir beyan sunmaları gerektiğini, faiz talebinin tamamen haksız olduğunu, cevap dilekçelerinde belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı taraf delil olarak; İstanbul CBS… soruşturma nolu dosyası, nüfus kayıt örneği, sosyal ve ekonomik duruş araştırması, ölüm belgesi, araç sigorta bilgileri ve araç ruhsat sureti, bilirkişi incelemesi vs. Delillere dayanmıştır.
Davalı … delil olarak; olay yeri polis kayıtları ve olay yeri krokisi, savcılık dosyası, tanık, sosyal durum araştırması vs. Delillere dayanmıştır.
Davalı … T.A.Ş delil olarak; sigorta poliçesi, soruşturma dosyası, SGK kayıtları, bilirkişi incelemesi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacıların desteğinin kusur durumu, tespit şekli, davacılara destek olup olmadığı, destek miktarı, heseplama şekli, maddi tazminat miktarı ve hesaplama şekli ile manevi tazminatın şartlarının oluşup oluşmadığı, manevi tazminat talebinin fahiş olup olmadığı, talep edilen faiz türü ve tarihi ile ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı görülmüştür.
Dosyanın teknik bilgi ve bilirkişi incelemesi gerektirmesi nedeniyle dosya;
Kusur raporu alınmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş ve sunulan raporda: Davalı sürücü …’nin % 25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğunu, davacılar yakını yaya …’ın % 75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğuna dair rapor sunmuştur.
Dosya aktüeryal hesap bilirkişisi Şenay Kırçalı’ya tevdi edilmiş ve bilirkişi sunmuş olduğu raporunda; ” İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin… esas sayılı dosyasında yer alan bilirkişi… taralından hazırlanan bilirkişi raporunda sanık sürücü …’nin tali kusurlu, Müteveffanın ise asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
Tazminat yönünden inceleme ve değerlendirme: Yüksek Yargıtay 4.9.10.11.19. Hukuk Dairelerinin bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere Maddi Tazminatlar, kazalı davacının gerek kaza tarihindeki gerekse kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir.
Davacılar vekili, maktu …’ın 03.03.1960 doğumlu olup» işçi olarak çalıştığını ve aylık net kazancının 1.906,65 TL olduğunu beyan etmiştir.
Dosyada mübrez müteveffanın 10/ 2015 ayına ait ücret bordrosunda, 30 günlük brüt ücretinin 2.098,15 TL net ücretinin ise 1.500,00 TL olduğu görülmüştür. Ücret bordrosunda fazla mesai ve ek ücretinin yansıtılarak toplam 1.906,65 TL tahakkuk ettiği görülmektedir.
Bordro yansıyan Ek ücret ve fazla mesai ücretinin müteveffanın aylık sabit gelirinin olamayacağı Yargıtay içtihatları gereği kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, müteveffanın şayel yaşıyor olsa idi bilinen ve işlcyccek aktif dönem gelirlerinin asgari ücret tutarına oranlaması ile tespit edilen tutarlar kadar olacağı görüşü ile ücret tespiti yapılacaktır.
Öte yandan müteveffanın evli ve 3 çocuğunun bulunduğu ancak çocuklarının yaşları 22 yaşının üstünde olduğu nüfus kayıtlarında görüldüğünden müteveffanın gelirini evli ve eşi çalışmayanları için öngörülen asgari geçim indirimi, gelirine eklenerek tespit edilecektir.
Müteveffanın 10/2015 ücret bordrosunda net ücreti 1.500,00 TL nin 2015/11. Dönem net asgari ücrete oranı 1.500,00 TL / 910,43 TL= 1,65 dir.
Ülkemizde kaza tarihî itibariyle uygulanmakta olan Aylık Brüt asgari ücret kamu düzenine ilişkin olan Yasal asgari ücretin net leşi irilerek hesaba esas alınması yerleşmiş Yargıtay İçtihatları gereğidir. Öte yandan 01.01.2008 tarihinde uygulamaya başlayan Aile ve Nüfus tablosunda asgari geçim indirimi dahil edilmeksizin (pasif dönem de olması nedeni ile) ve yukarıda belirtilen Brüt yasal asgari %15 Sigorta primi, vergi muafiyeti dışında kalan vergi matrahlarından %15 Gelir vergisi ve kadar 0/006, 01.01.2010-01.01.2013 tarihleri arasında 0/006.6 ve 01.01.2013 tarihinden itibaren 0/007.59 damga resmi tenzil edilerek kalan Net Aylık Yasal asgari ücretler hesaba esas alınacaktır.
Maddi tazminatın değerlendirilmesinde; Hesaplamada Baz Alı o an Yaşam Tablosu ve Hesaplama Yöntemi: Hesaplamada Baz Alınan Yaşam Tablosu ve Hesaplama Yöntemi: Yargıtay 17. HD” nin 09.10.2012 tarihli ve 2011/11066 Esas, 2012/10762 K. sayılı karan ve Yargıtay 4. HD’ nin 08.04,2013 tarihli ve 2012/7104 Esas, 2013/6433 K. sayılı kararı ve Yargıtay 21. HD’ nin 10.02.2014 tarih ve 2013/17973 Esas, 2014/1793K. sayılı kararı doğrultusunda, raporda PMF 1931 (Population Masculine et Femİnine, Kadın ve Erkek Nüfusu) Yaşama Tablosu dikkate alınmış ve progresif rant yöntemi olarak adlandırılan hesaplama yöntemi ile raporlar hazırlanırken kaza tarihinin 01.06.2015 tarihinden sonra olması ve 2015 yılında davanın açılmış olması nedeni ile Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin aşağıda vermiş olduğu karar dikkate alınarak işbu rapor hazırlanacak olup, takdiri ve münakaşası sayın mahkemeye aittir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 25.01.2016 tarih 2014/19936 E., 2016/717 K. sayılı İlamında;
“2-Davanın yasal dayanağı 5510 saydı Kanunun 21. maddesidir, Yargılama aşamasında davalı işveren vekilince, is kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelen sigortalının Kurumca belirlenen sürekli iş göremezlik derecesine itiraz edilmesi karşısında, 5510 sayılı Kanunun 95. maddesinde öngörülen prosedür doğrultusunda inceleme yapılarak, sigortalının tedavisine ilişki» belgeler tüm içer iki eriyle getirtilip, konu hakkında öncelikle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurutu ‘ndan itiraz doğrultusunda rapor alınması, anılan kurul tarafından verilen raporun, davacı K. açısından bağlayıcı olmasına karşın, davalı işverenin bu rapora da itiraz hakkının bulunduğu gözetilerek, itirazı halinde Adli Tıp Kurumu ilgili dairesinden rapor alınmak suretiyle, uğradığı iş kazasına bağlı olarak sigortalının meslekte kazanma güç kaybı oranının belirlenmesi, raporlar arasında çelişki bulunması halinde Adlî Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak meslekte kazanma güç kaybı orammn kesin olarak belirlenmesi, iş göreme ılık gelirinin bağlandığı oranda değişme olması durumunda, değinen iş göremezlik oranı gözetilerek gelirin ilk peşin değeri Kurum ‘dan sorularak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şehide hüküm kurulması, isabetsizdir
Davanın yasal dayanağım oluşturan ve işverenin iş kazası veya meslek hastalığından sorumluluğunu düzenleyen 5510 sayılı Kanunun 21/1 inci maddesinde. sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan ya da ilende yapılması gereken harcama ve ödemeler yönünde» herhangi bir sınır öngörülmemişken; bağlanan gelirler yönünden, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamına, sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebilecekleri Iularlarla sınırlı olmak üzere hükmedilebilcceği öngörülmüştür. Bunun bir gerçek zarar hesabını gerektireceği açıktır. Gerçek zarar hesabı. tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılmalıdır. Sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar hesabı, ölüm halinde ise destekten yoksun kalma tazminati (818 saydı Borçlar Kanununun 45 ve 46. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 54 ve 55 ‘inci maddeleri) hesabı dikkate alınmalıdır.
Uygulamada, sigortalının veya hak sahibinin bakiye ömürleri 1931 tarihli “PMF (Population Masculine et Feminine) ” Fransız yaşam tablosundan yararlanılmakta ise de; Başkanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen FakuheM Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010 ” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup Sosyal Güvenlik Kurumunun 2012/32 sayılı Genelgesiyle de tik peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir Gerçek zarar hesabı ölü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda. Ülkemize ozeü ve güncel verileri içeren TRH JOIO tablosunun bakiye ömrün belirlenmesinde nazara alınmalıdır.
Aktif devre 60 yaşı kadar, pasif devre 60 yaşından bakiye ömür sonuna kadar olan devredir. Aktif dönemden amaçlanan “iş görebilirlik çağı”dır. Yani; sigortalının, olağan olarak işinde çalışabilme gücünün devam süresidir ki, bu da Yargıtay ‘ca benimsenen görüşe göre, kural olarak “60” yaşa kadar sürer. Sosyal Güvenlik Yasalarında, sosyalamoç yo da istihdam politikaları gözetilerek değişik yaşlar de tanınan emeklilik yaşının, aktif dönem sonu olarak ek alınması uygun değildir. Öte yandan, meslekte kazanma güç kaybı oranının % 60 ‘m altında kaldığı durumlarda ise. işgöremeziık oranına bağlı olarak emsallerine göre fazla efor harcamak suretiyle de olsa, çalışmasını sürdürüp yanlılık aylığına hak kazanması mümkün bulunduğundan, 60 yaş sonrası pasif dönem için zarar hesabı yapılmasına olanak bulunmamaktadır Molul Sayılma’ başlıklı 55 i O sayılı Konunun 25. maddesinin “iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybeden sigortalıların molül sayılması” gereğine ilişkin hükmü gözetildiğinde sigorta kolu farklı da olsa, iş kazası sonucu sigortalıda oluşan sürekli iş göremezitk oranı %60 veya daha üstünde ise: artık sigortalının ileride çalışmasını sürdürmeyeceğinin kabulü ile, aktif dönemle birlikte pasif döneminde maddi zarar hesabına dahil edilmesi gerekir Sigortalı yaşlılık aylığı alıyor ise pasif devre zarar hesabı yapılmamalıdır. Bununla birlikle, tazminatların peşin olarak hesaplanması, oysa gelirlerin lahit taksit elde edilmesi, bu nedenle peşin belirlenen tazminattan her taksitte ödenen kısmın bakiyesinden faiz geliri elde edileceğinden sermayeye ekleneceği nazara alınarak, tazminata esas gelire iskonto uygulanmaktadır Peşin. sermayeden elde edilecek yarar reel faiz kadardır, Buna göre; önceki uygulamalardaki gibi %10 ıskonto oranı yerine, enflasyon dışlanarak, desisen ekonomik koşullar ve reel faiz oranları da nazara alınıp, Sosyal Güvenlik Kurumu ilk peşin sermaye değeri hesaplamalarına paralel olarak %5 oranının uygulanması hakkaniyete uygun olacaktır.
Somut olayda, gerçek zararın yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde belirlenmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Maddi tazminat hesabında benimsenen İlke ve yönteme göre, olay tarihi/ölüm tarihi ile karar tarihi arasındaki sürede zarar somuı olarak gerçekleştiğinden, vadesi geldiği halde ödenmemiş bir alacağın ıskontoya tabi tutulmasının ıskonto kavramı ile bağdaşmaması ve “gerçek belJi iken varsayıma gidilemez11 ilkesi gereği, hüküm tarihine en yakın veriler dikkate alınarak rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın somut olarak hesaplanması gerekmektedir.
Yargıtay İO. Hukuk Dairesinin 09,04,1985 – T.2125 E 2255 Kararında da belirtildiği üzere, ıskonto oranının kazanç artış oranlarından daha yüksek kabul edilmemesi ve uygulanmaması gerekmektedir.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar dikkate alınarak, müteveffanın yıllık kazançlarından, hak sahiplerine işleyecek aktif/pasif devrede, destek süresi sonuna kadar meydana gelecek asgari artış oranı ve peşin ödeme nedeniyle yapılacak ıskontosu ayrı ayrı %10 olarak belirlenmiştir. Hesaplamanın yapıldığı tarihte bilinen son gelir miktarı esas alınacak ve her yılın toplam geliri %10 oranında artırılmak ve yine %10 oranında indirilmek suretiyle hesaplama yapılacaktır. En basit anlatımı ile yıllık kazanç 1,1 ile çarpmakta daha sonra yine aynı sayıya bölünmektedir. Hesaplarda katsayı olarak verilen 0,909 rakamı, 1,1 “in çarpmaya göre tersidir. Hiç peşin değer uygulaması yapılmadan yıllık gelir yaşama süresi ile çarpılarak tazminat belirlenmektedir.
Ancak yine yukarıda anılan Yargıtay içtihattı dikkate alındığında; Hesaplamanın yapıldığı tarihte bilinen son gelir miktarı esas alınacak ve her yılın toplam geliri TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre, %5 oranında artırılmak ve yine %5 oranında indirilmek suretiyle hesaplama yapılacaktır.
Bu uygulama kaç yıl için yapılırsa yapılsın hep başlangıç değeri elde edilmektedir. Zira bilinen bir ücretin bir sonraki yıl artış oranıyla bunun Peşin Sermaye Değerine dönüştürülmesi ve aradan geçen zaman nedeniyle erken tahsil ıskontosuna tabi tutulması yani güncelleştirilmesi sonucu tazminat hesabında farklılık oluşmamaktadır.
Müteveffa … ;…doğumlu olup, vefat ettiği 12.11.2015 tarihinde 55 yıl, 8 av 10 gün üzerinden 56 yaşında olduğu, TRH 2010 Erkek Anaühte tablosunda şayet yaşasa idi bakiye ömrünün 21 yıl olacağı. 60 yaş + 17 yıl – 77 yaşına kadar yaşayacağı, 12.11.2037 bakiye ömür sınırı olacağı,
Müteveffanın eşi …; 17.03.1962 doğumlu olup, eşi …’ın vefat ettiği 12.11.2015 kaza tarihinde 53 yıl, 7 ay 27 gün üzerinden 54 yaşında olduğu, TRH 2010 Kadın Anaülite tablosunda bakiye ömrünün 26 yıl olacağı, 54 yaş + 26 yıl = 80 yaşına kadar yaşayacağı, 17.03.2042 bakiye ömür sınırı olacağı görülmektedir. Bu itibarla müteveffa şayet yaşıyor olsa idi bakiye ömür sınırına kadar eşi davacı …’a destek olacağı 12.11.2037 yılına kadar 18 yıl için hesaplama yapılmıştır.
Yargıtay 10. HD. T. 24.04.2003 E. 2003/3075 K, 2003/3753 Özet: Şehirde ikamet eden hak sahibi kız çocuğun destekten yararlanma süresinin belirlenmesinde, evlenmesinin ustun olasılık dahilinde bulunduğu yaş. tarafların aks inin kabulü gerektirecek delil getirememeleri durumunda (22) yaş olarak kabul edilmelidir.
Ana ve babalarının desteğinden yoksun kalan çocuklar yönünden yaşam tablosu söz konusu değildir. Çünkü çocukların destekten yoksunluk süreleri sınırlıdır. Genel olarak erkek çocuklar; 18 yaşına kadar, ortaöğretimde iseler 20 yaşına kadar, yükseköğrenim görüyorlarsa 25 yaşına kadar, kız çocuklar ise; 22 yaşına kadar, yüksek öğrenimde iseler 25 yaşına kadar destek görürler.
Davacı müteveffanın çocukları;
…; … doğumlu olup, babasının vefat ettiği 12.11.2015 tarihinde 2 yıl, 10 ay, 7 gün üzerinden; 22 yaşında,
…; … doğumlu olup, babasının vefat ettiği 12.11.2015 tarihinde 31 25 gün üzerinden; 31 yaşında,
…; … doğumlu olup, babasının vefat ettiği 12.11.2015 tarihinde 27 yıl 1 gün üzerinden 27 yaşında olduğu görülmüştür.
Davacılardan …’ın yüksek öğretim gördüğüne dair dosya kapsamında bilgi bulunmamaktadır.
Öte yandan müteveffanın anne ve/veya basasına yaşadığına dair dosya kapsamında belge ve bilgiye rastlanmamıştır.
Bu itibarla sâdece davacı eş … içîn Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanacak olup, takdiri Sayın Mahkemeye aittir.
Destek Payları;
Destek Payları: Müteveffanın Destekten Yoksunluk Tazminatına Konu Olacak Hayat Tarihleri Tablosu;
Müteveffanın şayet yaşıyor olsa idi, AYIM tabloları ve Yargıtay içtihatları dikkate alındığında pasif dönem gelirlerini eşi ile eşit paylaşacaktı. Eş … için eşinin vefatı ile oluşan maddi zararı hesabında pay ‘A olarak alınmıştır. Maktul …’ın (şayet yaşıyor olsa idi, yaşadığı sürece eşine destek olacağı) bakiye ömür sınırına kadar hesaplama yapılmıştır, (toplam vefat tarihinden itibaren 18 yıl)
AYİM tablolarına göre 56 yaşında dul kalan bir kadının yeniden evlenme olasılığı bulunmamaktadır.
Davacı müteveffanın eşi …’ın talep edebileceği toplam Destekten Yoksun Kalma tazminatının 215.226,83 TL, olarak hesaplanmıştır.
Davalı … şirketinin sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi:
Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “…MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zor ara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiı fr günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırlan içinde kalan miktarları kak sahibine ödemek zorundadırlar…” demektedir. Trafik Poliçesi genel şartları B.2 md. de aynı çerçevede düzenlenmiştir.
Dosya kapsamında dava tarihinden önce Davalı şirkete başvuru yapıldığına dair belge ve bilgiye rastlanmamıştır. Bu itibarla temerrüt tarihinin 30.11.2015 dava tarihinin kabul edileceğin takdiri Sayın Mahkemeye aittir.
Dosya kapsamında ZMMS poliçesine rastlanmamıştır. 2015 yılına ait poliçe limiti tablosu bilirkişi raporunda mevcuttur.
Sigorta Şirketinin Sorumluluk Kapsamı: Tek taraflı trafik kazalarında işleten ve sürücünün ölmesi durumunda desteğinden yoksun kalanların, 01.06.2015 tarihinde itibaren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarından;
“…f) Destekten Yoksun Katma (Ölüm) Teminatı: Üçüncü kışının ölümü dolayısıyla ötenin desteğinden yoksun katanların destek zararlarını karşılamak üzere bu ncnel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tayninatur. Söz konusu tazminat miktarının tespitinde öten kişi esas alınır.
A.6. Teminat dışında kalan haller aşağıdaki haller sigorta teminatı dışındadır: İşletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar, hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, ilgililerin, sigortahmn sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, sigortalının, eşinin, sigortalının u\ul ve fUrunun. sigortalıya evlat edinme ilişkisiyle bağlı olanların, s i gor lalının belikte yaşadığı kardeşlerinin, mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek lazminaii talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri….” olan, kusur oranına göre destekçilerin teminat dışı kalan halleri şeklinde ön görülmüş olup, destekten yoksun kalma tazminatı talebine karşı yeni Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre sigortacının sorumluluğu konusunda Yargıtay 17. HD vermiş olduğu ilk karar.
T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi esas no: 2016/14573 karar no: 2017/6035 Yargıtay İlamı:
“Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle açılan maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafında» süresi içinde temyiz edilmekle,dosya incelendi, gereği düşünüldü;

KARAR- Davacılar vekıh, davacıların oğlu E.K yaptığı iefr taraflı kazada öldüğünü, davacıların ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, davacılar murisinin idaresinde kı aracın ZMSS poliçesi olmadığından davalı …nın zarardan sorumlu olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada sonradan artırılmak üzere, davacılar için 1 500,00’er 71. destekten yoksun kalma tazminat mm dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 1005.2016 tarihli artırım dilekçesi ile taleplerini 59.170,52 TL’ye yükseltmiştir, Davalı vekili, davacılar m ur is t sürücünün kazada tam kusurlu olması nedeniyle davacıların tazminat talep haklarının bulunmadığını, alacaklı borçlu statlarının davacılar üzerinde birleştiğini, davadan ünce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre. davanın kabulü ile davacı I. için 26.501,91 TL. ve R. için 32,668,61 TL. olmak üzere toplam 59.170,52 TL. tazminatın, dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar vermişhüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava. tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Konunu nun 91 maddesi gereği, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda .Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır.
Türk Ticaret Kanunu ‘nun 1425. maddesine sure sigorta poliçesi şenel ve varsa özel şartlan içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde vururliiie girmiştir Genel şartlar C iO. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 savdı Resmi Gazete de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlan yürürlükten kaldırılmıştır Yeni sette! şartlar C.ll maddesine sor e genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06 201S tarihinden \onra akdedilmiş Közleşmelere uygulanacaktır Bunun dozal sonucu olarak artık eski şenel sanların yeni venel şartların yürürlük tarihînden sonra düzenlenen poliçelerde uvsulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarlar/ ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Böylece Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarım belirler. Bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu nun 20 maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmek mümkün değildir. Bir sözleşmenin genel işlem koşulu kapsamında olması için sözleşme yapılırken taraflardan birinin önceden tek taraflı olarak sözleşme şartlarını hazırlayarak diğer tarafa sunması gerekir. Oysa karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Otnel Şartları, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldtğı yetkiye dayalı olarak belirlenir Ayrıca Genel şartları, 7’ürk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun v eya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksın» uygulanır. ” düzenlemesi kapsamında düşürtmekte mümkün değildir. Çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmeler yürütmekte oldukları bîr hizmet ile ilgili olmalıdır. Oyna … Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren hır kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile hır sözleşme ilişkisi içinde bulunmamaktadır.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları nın uygulanması, Karayolları Trajik Kanunu nun 95. maddesinde belirlıien tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu söylemekte mümkün değildir. Bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacaktır. Oysa O t. 06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlan, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trajik) Sigortası nın kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kaldı ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu nun J423 maddecine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarım, sigortalının âzeİ olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 içinde itiraz etmemiş ise sözleşme poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz hır parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olur.
Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsam i, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu ‘nun 00. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamında ki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Sarıları’nın amacı A. i maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir. ” seklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise şenel şartlar Al maddesinde “s i zor tacı, polkede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sjr asında, üçüncü şahımların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına stfiebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür, Sigortanın kapsafnı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trajik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile.sınırlıdır.” Şeklinde düzenlenmiştir, Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise Destekten Yoksun Kaim a (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde ver alan esaslara göre belirlenecek tazminattır ” Sekimde ifade edilmiştir, Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde ‘Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu nun 92. Maddesinin (a) ve (c) bentleri, Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları AA. maddesi, Â.l. maddesi, A. 5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) benden birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için şu şartların gerçekleşmesi gerektiği söylenebilir
Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde Genel Sarflarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır.
Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında hir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır, Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten(sigortalı) yada işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.
Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacıların desteği sürücü E. K in sevk ve idaresinde ki.. plakalı araç ile tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında ölmesi sonucu destekten yoksun kaldıkları iddiası ile aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının olmaması nedeniyle …ndan destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır Trafik kazası sürücü E.K’in sevk ve idaresinde iken dosya içindeki 11.03.2016 tarihli kusura ilişkin rapora göre sürücünün %100 kusuru neticesi tek taraflı olarak 05.07.2015 tarihinde gerçekleşmiştir.
Kaza tarihi itibariyle aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırılmamış olması nedeniyle Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu … karşılayacaktır. …nın sorumluluğunun kapsamı ise Ol 06.2015 yani trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları na göre belirlenecektir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trajik) Sigortası Genel Şartlan A l maddesine w A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak. üçüncü kışının ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı yada …nın destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırmmda mutlaka öten kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü E.K’i üçüncü kişi olarak kabul etmek mümkün değildir.
Yine genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle %100 kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü ELK’in tam kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir Kaza tarihinde yürürlükle bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsaminda olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmam as ma göre, davacıların …ndan destek tazminatı talep etme hakları bulunmadığından davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde tertıyi2 eden davalıya geri verilmesine 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
Samsum Bölge Adliye Mahkemesi … HD … esas, … karar Sayılı Kararında; “… 0l.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartlarının C.11 maddesinde, bu genel şanların yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağının belini ime s i ve somut olaydaki sigorta sözleşmesi tarihinin 09.06.2015 tarihi olması ile avm sartlartn A.6.dd maddesi uyarınca destekten yoksun kalan hak sahiplerinin sigortalınw sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahımın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışı olduğunu belirtmesi ve somut olayda desteğin %100 kusuru ile kazaya sebebiyet vermiş olup, desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu kanaati ile hüküm kurulmuştur… ” ön görülmüştür.
(2918) 6704 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu; Zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar:
Madde 92 – Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar. Manevi tazminata ilişkin talepler, (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, (Ek; 14/4/2016-6704/4 md.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.
T.C Yargıtay 17. H.D 2016/14573 esas, 2017/6035 karar Yargıtay İlamı -Karar: ‘…Türk Ticaret Kanunu nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel w varsa özel şartlan içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Afali Sorumluluk (Trafiki Siçyrtası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlük girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile I2/R/2G03 tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan Karayollart Motorlu Araçlar Zorunlu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 0A 06.201S tarikinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uveutanacakür. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır c) Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlartndatt sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.” Denilmektedir.
Sigorta Şirketinin Sorumluluğunun Değerlendirmesi;
Kaza tarihi 12.11.2015 Yukarıda belirtilen Yargıtay İlamları ve Genel Kurul Kararlan gereği: Dava dosyasında sigorta poliçesi rastlanmamıştır. Yargıtay 17. HD nin 2016/14573 E. 2017/6035 K. Sayılı ilamında açıkça görüldüğü üzere Yeni Düzenlenen Genel Şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim edilen poliçeler için geçerli olacağı vurgulanmaktadır.
Bu itibarla şayet poliçenin tanzim tarihi 01.06.2015 tarihinden önce ise müteveffanın kusurunun, davacının talep edeceği DYK tazminatına yansıtılmayarak, üçüncü şahıs olarak ödenebileceği, öte yandan poliçenin tanzim tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra ise müteveffanın kusuru davacının talep edebileceği Destekten Yoksun Kalma Tazminatına yansıtılması gerckeccginin Takdir ve münakaşası Sayın Mahkemeye aittir.
Sonuç olarak tüm delillerin vc hukuksal durumunun takdir ve münakaşası Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
01ayın;_12.11.2015 günü saat 20:21 sıralarında davalılardan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Eminönü istikametinden Ragıp Gümüşpala Caddesini takiben Balat istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, seyir yönüne göre sol taraftan sağ tarafa geçmek üzere kaplamaya intikal eden yaya …’a çapması sonucu yaya …’ın ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği,
Kusur; Dosyada mübrez 24.02.2017 tarih ve 7947951 î -101.02-2016/88198/11736 sayılı ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nİn raporunda;
Davalı Sürücü …’nİn %25 (yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu,
Davacılar yakını yaya …’ın %75 (yüzdcyetmışbeş) oranında kusurlu olduğu oy birliği ile mütalaa olunduğu,
2015 yılı Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçelerinde maddi zararlar için kişi başı azami limitin 290.000,00 TL olduğu,
Davacı müteveffanın eşi …’ın talep edebileceği toplam Destekten Yoksun Kalma tazminatının 215.226,83 TL olabileceği, poliçe limiti dahilinde olduğu,
Davalı … Şirketi tarafından tanzim edilen poliçenin dava dosyasında bulunmadığı, dolayısıyla tanzim tarihinin tespit edilemediği,
Belirtilen Yargıtay İlamları ve şenel kurul kararları gereci: Kaza tarihi 12.11.2015 olduğu görülmektedir. Ancak dava dosyasında sişorta poliçesi mevcut değildir. Yargıtay 37, Hn nm 2016/14573″ E. 2017/6035 K, Sayılı ilamında acıkca görüldüğü üzere Yeni Düzenlenen Genel Şartlar 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim edilen poliçeler için geçerli olaca&ı vurgulanmaktadır. Bu itibarla şayet poliçenin tanzim tarihi 01:06.2015 tarihinden önce ise müteveffanın kusurunun davacının talep edeceği DYK tazminatına yansıtılma varak, üçüncü şahıs olarak 215.226,83 TL ödenebileceği.
Öte yandan poliçenin tanzim tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra ise müteveffanın davacının talep edebileceği tazminata yansıtılacağı, bu durumda ise sigorta şirketinin sorumluluğunun % 25 oranında sorumlu olacağı ve davacı eş …’ ın talep edebileceği Destekten Yoksun Kalma tazminatının 53.806,71 TL olabileceği (215.226,83 x %25 )
Dosya kapsamında iş bu davadan önce Davalı şirkete başvuru yapıldığına dair belge ve bilgiye rastlanmamıştır. Bu itibarla temerrüt tarihinin 30.11.2015 dava tarihinin kabul edilebileceği,
Davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın takdirinin Mahkemeye ait olduğu,”şeklinde rapor sunmuştur.
Dava; Trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat alacağına ilişkindir,
İddia, savunma, toplanan deliller, celp edilen kayıt ve belgeler, ATK raporları ve aktüer bilirkişi raporu incelenip değerlendirilmiş, kazanın 12/11/2015 tarihinde meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde müteveffa yaya …’ın %75, davalı sürücü …’nin ise %25 oranında kusurlu oldukları, davacıların …’ın ölümü sebebiyle desteğinden yoksun kaldıkları, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın poliçe başlangıç tarihinin 21/04/2015 olması ve Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 01/06/2015 tarihinden sonra aktedilecek sözleşmelere uygulanabilirliği nedeniyle müteveffanın kusur oranının destekten yoksun kalma tazminatına yansıtılamayacağı bu sebeple yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davacı …’ın 215.226,83TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, diğer davacılar …, … ve …’ın destekten yoksun kalma tazminatı talep şartlarının yaş ve öğretim durumu dikkate alınarak oluşmadığı anlaşılmıştır. Davalı … Şirketinin poliçe limiti 290.000TLolup, anılı tutar poliçe limiti kapsamında kalmaktadır. Dava tarihi öncesi Sigorta Şirketine başvuru olmadığından temerrüt dava tarihi itibari ile oluşmuştur. Ayrıca kazaya sebebiyet veren araç hususi otomobil olup her ne kadar avans faizi talep edilse de yasal faize hükmedilmiştir.
Manevi tazminat istemi yönünden açılan dava açısından yapılan inceleme sonrasında ise; Bilindiği üzere (6098 sayılı BK. 56 md hükmüne göre), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davalı … şirketine sigortalı araç sürücüsü olan davalı gerçek kişinin oluşan kazada alınan kusur raporuna göre %25 oranında, müteveffa …’ın %75 oranında kusurlu olduğu; desteğin ölmesi nedeniyle davacılara olay nedeniyle duyulan acı ve elemin giderilmesi için hakkaniyete uygun bir tazminatın verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile oluşan kazadaki tarafların kusur oranlarına göre taraflarda zenginleşmeye ve fakirleşmeye neden olmayacak şekilde desteğin ölümü nedeniyle davacılar yararına aşağıda belirtildiği miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiş olup, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
215.226,83 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan dava tarihi olan 30/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsil edilerek davacı …’a verilmesine, diğer davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin reddine,
2-Davacı … için 7.000,00 TL diğer davacılar …, … ve … için 3.000,00’er TL olmak üzere toplamda 16.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
Maddi Tazminat Davası Yönünden:
3-Harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gerekli 14.702,14 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 34,16 TL ve bilahare ikmal edilen 683,10 TL + 735,11 TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 13.249,77 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 34,16 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 6,50 TL vekalet pulu, 683,10 TL+ 735,11 TL tamamlama harcı, 1.025,00 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.515,87 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak hesap olunan 2.498,45 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan bir masraf olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 18.863,61 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalı …kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
Manevi Tazminat Davası Yönünden:
9-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 44,40 harcın davalı … Bayrede’den alınarak Hazineye irat kaydedilmesine,
10-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
11-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
12-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
14-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alınması gerekli 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
15-Davacı tarafça yatırılan ve harcanmayan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.