Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1129 E. 2018/434 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1129 Esas
KARAR NO : 2018/434
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/11/2015
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hissedarı olduğu davalı şirketin ana sözleşmesinin 8. Maddesi gereğince nama yazılı payların, pay sahibi tarafından satışı halinde diğer pay sahiplerinin öneriye öncelikle muhatap olma haklarının bulunduğunu, bu hükme rağmen davalı şirketin dava dışı pay sahiplerinin ana sözleşmenin 8. Maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak ve müvekkilinin öncelik hakkını ihlal ederek kendi paylarını yine dava dışı … ve …’e devrettiklerini, adı geçen yeni paydaşlarca 18/08/2015 tarihinde şirketin olağanüstü genel kurulunun toplanarak kararlar alındığını, pay devrinin yolsuz olması nedeniyle yapılan olağanüstü genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunu; diğer yandan söz konusu genel kurula çağrının TTK’nın 414. Maddesinde öngörülen usulde yapılmadığını ve davacının toplantıya katılamadığını, alınan kararların pay sahiplerinin zararına neden olması nedeniyle dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle 18/08/2015 tarihi genel kurulda alınan kararların YOK HÜKMÜNDE OLDUĞUNUN TESPİTİNE, çağrının usulüne uygun olmaması ve alınan kararların dürüstlük kurallarına aykırılığı nedeniyle İPTALLERİNE karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesi özetle; davacının ileri sürdüğü ana sözleşmenin 8. Maddesindeki pay değerine ilişkin sınırlamanın, TTK’nın 492/3. Maddesi gereğince geçersiz hale geldiğini, bu nedenle pay değerinin geçerli olduğunu, dava konusu yapılan olağanüstü genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapıldığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
Davalı müflis şirket iflas idaresi memurları cevap dilekçesinde özetle; iflas idaresinin görevinin, müflis şirketin alacak ve borçlarının tasfiyesi işlemlerini yürütmek olduğunu, paydaşlık ve toplantı hakkında yetkilerinin olmadığını ileri sürerek dilekçede bildirdikleri diğer nedenlerle davanın reddini savunmuşlardır.
Pay devralan … ve …, davalı yanında davaya müdahil olmuşlar ve dilekçelerinde bildirdikleri nedenlerle davanın reddini savunmuşlardır.
Dava, davalı müflis şirketin 18/08/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğunun tespiti, olmadığı taktirde iptalleri istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan sicil kayıtlarına göre; davalı şirketin merkez adresinin … olduğu ve bu nedenle TTK’nın 445. Maddesi gereğince davaya bakmaya mahkememizin yetkili olduğu; davacının şirket paydaşı olması nedeniyle TTK’nın 446. Maddesi gereğince davacılık sıfatının bulunduğu ve yasada ön görülen 3 aylık hak düşürücü sürede yukarıda özetlenen dava dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı paydaş, pay devrinin ana sözleşmeye aykırılığı nedeniyle yeni pay sahiplerince yapılan toplantıda alınan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunu ileri sürmüş, toplantıya çağrının usulsüz ve alınan kararların dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle iptallerini istemiş; davalı taraf ve müdahiller ise iddiaların yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Şirket ana sözleşmesinin 8. Maddesinde, nama yazılı payların satışı halinde diğer mevcut pay sahiplerinin “öneriye öncelikle muhatap olma hakkının” bulunduğu düzenlenmiş ise de; şirketin iflas suretiyle tasfiyeye girmiş olması karşısında TTK’nın 492/3. Maddesi gereğince bu yöndeki sınırlama düşmüştür. Dolayısı ile, pay devrinin usulsüzlüğüne dayalı kararların yokluğu yönündeki iddia yerinde görülmemiştir.
Yine davalı tarafça toplantıya çağrının usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de; dosyaya sunulan belgelerden, toplantıya çağrının davacının pay defterindeki adresine iadeli taahhütlü mektupla tebliğe çıkartıldığı ve toplantının yapılacağı 18/08/2015 tarihinden 2 hafta önce 03/08/2015 tarihinde muhatabın ayrılması nedeniyle tebliğ edilmeksizin iade edildiği, dolayısı ile tebligatın yasaya uygun olarak yapılmış sayılacağı anlaşılmaktadır. Diğer yandan toplantının sicil gazetesinde ve yerel gazetede ilan edildiği, dolayısı ile toplantıya çağrının TTK’nın 414. Maddesine uygun yapıldığı dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda çağrının usulsüzlüğü nedenine dayalı iddialar da yerinde görülmemiştir. Kaldı ki; davacının sahip olduğu şirketteki pay sayısı-oranı dikkate alındığında, toplantıya katılması halinde kullanacağı oyların kararların alınmasında etkili olmayacağı, katılıpta olumsuz oy vererek muhalefetini tutanağa geçirmesi halinde kendisine TTK’nın 446. Maddesi gereğince iptal davası açma hakkı vereceği açıktır. Davacı zaten eldeki davayı açtığına ve pay sayısı-oranı dikkate alındığında kullanacağı oyun, alınan kararlara etkisi olmayacağına göre, bu yöndeki iddiası yukarıda değinildiği gibi yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafça dava konusu yapılan genel kurul kararlarının dürüstlük kurallarına aykırılığı nedeni ile de iptalleri istenilmiş ise de; yukarıda açıklandığı gibi, davacının TTK’nın 414. Maddesi hükmüne uygun şekilde toplantıya çağrıldığı halde toplantıya katılmadığı, dolayısı ile alınan kararlara karşı oy kullanmadığı, bu durumda ileri sürdüğü hukuksal nedene ( dürüstlük kurallarına aykırılık) dayalı olarak iptal başvurusunda bulunamayacağı; kaldı ki, iptal istemine konu 18/08/2015 tarihli genel kurul kararlarında davacı ortağın haklarını zedeleyen herhangi bir kararın bulunmadığı toplanıp değerlendirilen deliller ile dosyadaki belgelerden anlaşılmış olup yerinde görülmeyen davanın reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 27,70 TL peşin harçdan mahsubu ile bakiye 8,20 TL’nin davacıdan alınıp maliyeye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzünde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı

Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.