Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1047 E. 2018/1188 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/803 Esas
KARAR NO : 2018/1216
BİRLEŞEN DAVA (İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2011/247 ESAS – 2011/358 KARAR)
BİRLEŞEN DAVA: İstirdat
DAVA TARİHİ: 04/05/2011
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı birleşen davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Birleşen İstanbul Asliye … Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nin cebri baskısı altında imzalanan protokollerle krediden kaynaklanan ana para, faiz, masraf, yargılama gideri, vekalet ücretininden ibaret borcun tek başına ve tamamen 7.343.041,76 USD olarak en son Mayıs 2010 olmak üzere ödemeleri nedeniyle 11/05/1999 tarihinde…A.Ş. … Şubesi nezdinde davalı … Şti tarafından fiilen kullanılan krediye bağlı olarak …’ye ödenen bu miktardan dolayı fazla hak saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 USD’nin ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 30/04/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 7.343.041 USD’ye yükseltmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda zamanaşımı sürelerinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme yada hukuki ilişkinin bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu olayda yer almasının, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin temsilcisi yada ortağı olmasından kaynaklandığını, dava konusu paranın tamamının diğer davalı … şirketinin mal varlığına dahil edildiğini, davacının, şahsi haklara taalluk eden işbu isteminin doğrudan müvekkiline yöneltmesi de bu sebeple mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi 05/11/2013 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararıyla; asıl davaya yönelik davalı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı … yönünden davanın reddine, birleşen davaya yönelik davalı …Şti. yönünden kabulüne, diğer davalı … yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı ve davalı … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2015 tarih, 2014/18747 Esas, 2015/6597 Karar sayılı kararıyla; “1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin asıl ve birleştirilen davalara yönelik tüm temyiz itirazlarının, birleştirilen davanın davalısı …’nun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-) Birleştirilen davada davalı … vekilinin derdestlik itirazı yönünden ise; asıl dava devam ederken aynı konuda birleştirilen istirdat davasının açılmış olması karşısında derdestlik itirazının yerinde olmadığı yönündeki yerel mahkeme kabulünün yeterince gerekçelendirilmemiş olması nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.” neden ve gerekçesiyle mahkeme kararı belirtilen yönlerden bozulmasına karar verilmiş, bu kez asıl ve birleşen davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 04/07/2018 tarih, 2016/13551 Esas, 2018/3743 Karar sayılı kararıyla; “1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
2-Birleşen davaya yönelik davacı vekilinin karar düzeltme istemine gelince;
Birleştirilen davada davacı vekilinin zamanaşımına ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi… E.K. sayılı kararında belirtildiği üzere dava konusu kredinin…A.Ş’den davacı tarafından alındığı, davacı …A.Ş. yetkilisinin talimatıyla diğer davalı … şirketinin banka hesaplarına aktarıldığı dolayısıyla davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin kullanma ödüncüne dayalı sözleşme ilişkisi olduğu ve BK ‘unun 125. maddesi (6098 sayılı TBK’unun 146. maddesi) uyarınca bu alacak on yıllık zamanaşımına tabi olup mahkemece bu zamanaşımı süresi dikkate alınmaksızın olayda uygulanma olanağı olmayan BK’unun 73. maddesinde) öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dikkate alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenlerle Dairemizin 16/06/2010 günlü 2010/4261E. 2010/7580 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak davacının birleşen dosyaya yönelik zamanaşımı itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıdaki gerekçeyle bozulması gerekmiştir.” neden ve gerekçeyle mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkememizce karar düzeltme bozma ilamına uyulmuş, yargılamaya kesinleşmeyen yönlerden devam olunmuştur.
Kapatılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2013 tarih, … Esas, … Karar sayılı kararıyla asıl davaya yönelik istem; davalı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, diğer davalı … yönünden reddedilmiş, birleşen davaya yönelik istem; davalı… Şti.yönünden kabulüne karar verilmiş, bu yönlerden verilen karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05/05/2015 tarih, 2014/18747 Esas, 2015/6597 Karar sayılı kararıyla kesinleşmiştir.
Davacı tarafça ıslahla arttırılan talep; mahkememizce daha önceki kararla BK’nın 73.madde kapsamında değerlendirilmiş ve zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş ise de; hükmüne uyulmasına karar verilen karar düzeltme bozma ilamında işaret edildiği gibi BK’nın 73.maddesinin olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dışı bankadan (… A.Ş.) 11/05/1999 tarihinde davacı şirket tarafından kredinin çekilerek, davalı ……Ltd. Şti.’nin hesabına aktarılması yönündeki işlemin, bozma ilamında vurgulandığı ve mahkememizce de kabul edildiği üzere kullanma ödüncü sözleşmesi olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda eski BK’nın 125., 6098 sayılı yeni BK’nın 146.maddesi gereğince bu alacak için uygulanması gereken zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu durumda davanın eski HUMK döneminde açılmış olması karşısında; ıslah ile arttırılan talebin, hukuki işlem tarihi olan 11/05/1999 tarihinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde yani 11/05/2009 tarihine kadar yapılması gerekmektedir. Ne var ki, davacı taraf ıslahla arttırılan talebini dahi hukuki işlem tarihi olan 11/05/1999 tarihinden itibaren 10 yıllık süreyi geçirdikten sonra 30/04/2013 tarihinde istediğinden, davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmüştür. Diğer yandan davanın açıldığı tarih itibariyle usul hukukumuzda belirsiz alacak davası türü de bulunmadığından, ıslah edilen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl dava ile birleşen İstanbul …ATM.nin… E.Sayılı dosyasında ıslah edilen davanın ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımı nedeni ile reddine,
2-Asıl davaya ve birleşen davaya ilişkin verilen ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 197.536,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
4-Davalı … tarafından yapılan 8,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalanın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.