Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1031 E. 2018/913 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1031 Esas
KARAR NO : 2018/913
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan, Kayyım Tayini)
DAVA TARİHİ : 19/10/2015
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan davalı gerçek kişilerin kendi kusurlarıyla, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri ile özen ve sadakat yükümlülüklerini ihlal ettiklerini, aynı zamanda pay sahibi olan davalı yönetim kurulu üyelerinden… ile …’nün şirkete olan toplam 55.342.353,44 TL borçlarının 6552 sayılı yasanın 74.maddesi gerekçe gösterilerek Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler hesabına aktarılmak suretiyle silindiğini; yine davalı şirket adına bankadan kredi çekilerek adı geçen her iki davalı gerçek kişinin hakim ortağı ve yöneticisi oldukları dava dışı … A.Ş.’ye borç verilmek suretiyle davalı şirkete zarar verdiklerini belirterek dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin sona ermesi ve şirket genel kurulunun toplanamaması nedeniyle organ eksikliği sebebiyle davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına, davalı … ve davalı…’un davalı şirket hisselerine tedbir konulmasına, davalı şirket ortaklarının şirkete olan borçlarının davalı şirket hesaplarından silinmesinin hukuka aykırı olduğunun tespitine, yapılan borç silme işlemlerinin geri alınmasına ve şirket kayıtlarının buna uygun olarak düzeltilmesine; davalı şirketin 01/07/2014 tarihli ve 9 numaralı yönetim kurulu kararı ile …’nün 4 adet 1.000.000 TL nominal değerli toplam 4.000.000 TL’lik hisse senedinin borcuna karşılık teminat olarak rehin alınmasına ilişkin karar uyarınca verilen rehnin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini, ortakların kur farkı, kar dağıtımı yapılamamasından ve uğradıkları ve süreçte uğrayacakları zararların tespit edilmesine ve davalı yönetim kurulu üyelerinden tazmin edilmesine, 6552 sayılı kanunun 74.md kapsamında yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunun tespit edilmemesi ve yapılan borç silme işlemlerinin geri alınmaması halinde yapılan işlemin yönetim kurulu üyelerinin özen ve sadakat yükümlülüklerini ihlal etmeleri sebebiyle şirketi uğrattıkları zararların tazmin edilmesine, davalı yönetim kurulu üyelerinin özen ve sadakat yükümlülüklerini ihlal ettiklerine karar verilmemesi halinde yapılan işlemin örtülü kazanç niteliğinde olduğunun tespitine ve aynı oranda denkleştirilmesine, davalıların kanuna ve esas sözleşmeye aykırı eylemleri ile davalı şirketin uğradığı zarardan şimdilik 5.000 TL’sinin şirkete tazmin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …,… ve… İnşaat vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının yönetim kurulu üyelerinin kusurlu hareketleri ile kanun veya esas sözleşmeye aykırı davranarak zarara sebebiyet verdiklerini kanıtlaması gerektiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinden şirket pay sahiplerinin büyük kazançlar elde etmediklerinin görüleceğini, zarar şartının gerçekleşmediğini, şirketin karlı bir şirket olduğunu, bir kısım yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı dışında ücret ödenmesinin, bu kişilerin fiilen şirkette icra kurulu üyeleri sıfatı ile bordrolu olarak çalışmaları karşılığında olduğunu, bu ödemelerin şirket teamüllerine de uygun olduğunu belirterek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkili şirket açısından pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine ve koşulları bulunmayan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılar vekili tarafından davaya cevap verilmemiş, duruşmadaki beyanlarında davanın reddini savunmuştur.
İddianın ileri sürülüş biçimine göre davanın; davacının ortağı olduğu davalı şirket yönetim kurulunca, yine şirketin ortağı ve yöneticisi olduğu davalılar … ile…’un şirkete olan borçlarının silinmesi, adı geçen davalıların yönetici ve hakim ortağı oldukları dava dışı şirkete (… A.Ş.) davalı şirket adına bankadan kullanılan kredinin borç olarak verilmesi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini için; borç verme işleminin geri alınarak şirket kayıtlarının düzeltilmesi, bu mümkün değilse şirketin uğradığı iddia olunan zararın (şimdilik 5.000 TL) TTK’nun 553.madde gereğince tazmini ile şirkete ödenmesi ve şirkete kayyım atanması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Yönetim Kurulu Üyelerinin sorumluluğu; zarar verene yüklenebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararların giderilmesidir.
TTK’nun 553. maddesi; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirket hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü içermektedir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin TTK’na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi için zarar, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir. Bu koşullarda zarar; kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık ve illiyet bağı unsurlarının davacı tarafından; kusursuzluğun ise, davalı tarafından ispatı gerekir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi kurul raporu alınmasına karar verilerek, davalı şirketin tüm kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi YMM …, Doç. Dr. …, Prof. Dr. …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 21/11/2016 tarihli bilirkişi raporunun ve taraf vekillerinin itirazı değerlendirilmek üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 19/02/2018 tarihli bilirkişi kurul ek raporunun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen 21/11/2016 tarihli raporda özetle; davanın TTK’nun 553.madde kapsamında sorumluluk davası olduğu, davalı şirketin zararının giderilmesi istenildiğinden davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği, yönetim kurulunca bir borç silinme işleminin borcun gerçek borç olması nedeniyle yasaya aykırı olduğu ve bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirdiği, dava dışı şirkete kullandırılan krediler açısından kesinleşmiş bir zarar bulunmadığından yöneticilerin sorumlu tutulamayacakları ve şirkette organ boşluğu olmadığından kayyım atanması isteminin yerinde olmadığı ayrıntılı olarak dayanak ve gerekçeleriyle değerlendirilmiş; sözkonusu rapora yönelik itirazlar üzerine bilirkişi kurulunca düzenlenen 19/02/2018 tarihli ek raporda, kök rapordaki görüş ve değerlendirmeler yine dayanak ve gerekçeleriyle muhafaza edilmiştir.
Alınan 21/11/2016 tarihli bilirkişi kurul kök raporu ve 19/02/2018 tarihli bilirkişi kurul ek raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Benimsenen bilirkişi kurulu raporunda da vurgulandığı üzere; dava niteliği itibariyle TTK’nun 553.madde kapsamında sorumluluk davası olup; bu madde gereğince açılacak davada şirketin uğradığı zararın tazmini ancak zarara sebebiyet veren yönetici veya yöneticilerden tahsili ile şirkete ödenmesi istenebilir. Bu nedenle zarara uğradığı ileri sürülen davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden, davalı şirkete yönelik açılan sorumluluk davasının husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davalı yönetici ve ortakların şirkete olan borçlarının silinmesi ve dava dışı şirkete borç verilmesi suretiyle şirketin uğradığı zararın tazmini istemi yönünden yapılan yargılama sonrasında; benimsenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporunda da ayrıntılı olarak değerlendirildiği üzere; davalı şirket yönetim kurulunca 22/12/2014 tarihli kararla şirket ortağı ve yöneticisi … ile…’un şirkete olan gerçek borcunun 6552 sayılı yasanın 74.maddesine aykırı biçimde silindiği, borcu silinen davalı yönetici …’nün bu yönde alınan karara katılmak suretiyle TTK’nun 393.maddesindeki yasağı ihlal ettiği, bu haliyle borç silme işleminin yasaya aykırı olduğu gibi yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiği, sözkonusu eylemle davalı şirketin zarara uğratıldığı ve bu nedenle TTK’nun 553.maddesi gereğince davalı yöneticilerin sorumluluklarının bulunduğu; genel kurulda ibra edilmelerinin TTK’nun 553.madde kapsamında sorumluluklarını kaldırmayacağı ve davacının da ortağı olduğu şirketi zarara uğratan yöneticilere karşı dava açmaya hakkı ve hukuki yararı bulunduğu toplanıp değerlendirilen delillerden anlaşıldığından, taleple bağlı kalınarak 5.000 TL tazminatın davalı yöneticilerden tahsili ile davalı şirkete ödenmesine karar verilmiştir.
Dava dışı 3.kişi … A.Ş.’ye verilen borç (kullandırılan kredi) ile ilgili olarak davalı şirketin kesinleşmiş bir zararının bulunmadığı ve davalı şirkette organ boşluğu olmadığından kayyım atanmasına yasal olanak bulunmadığı toplanıp değerlendirilen deliller ile benimsenen bilirkişi kurulu raporlarından anlaşıldığından bu yöndeki davacı istemleri yerinde görülmeyerek reddedilmiş olup, açıklanan nedenlerle aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın davalı şirkete yönelik açtığı sorumluluk davası yönünden adı geçen davalıya yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle Reddine,
2-Davacı tarafın davalı gerçek kişilere yönelik açtığı sorumluluk davasının Kabulü ile talep ile bağlı kalınarak 5.000,00 TL tazminatın adı geçen davalılardan alınarak davalı şirkete ödenmesine,
3-Davacının sorumluluk davasına ilişkin talebi dışında kalan diğer taleplerinin tüm davalılar yönünden Reddine,
4-Alınması gerekli 341,55-TL karar ve ilam harcından 85,39-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 256,16-TL harcın davalı gerçek kişilerden alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı şirket kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı şirkete verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı, 7.032,50 TL bilirkişi ücreti ve tebligat giderlerinin toplamı 7.149,69 TL yargılama giderinin davalı gerçek kişilerden alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı şirket tarafından yapılan 52,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı şirkete verilmesine,
Dair, huzurdaki tarafların yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. Başkan
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Üye
¸e-imzalı
Katip
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.