Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/953 E. 2019/420 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/953 Esas
KARAR NO : 2019/420
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/08/2013
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; temlik eden banka ile davalı …Şti. arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesini davalı gerçek kişinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kullandırılan kredilerin çekilen ihtara rağmen ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan İstanbul …icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalı taraflarca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle itirazın iptaline, davalıların icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki kredi sözleşmesi gereği asıl borçlu olan müvekkili şirket hakkında iflas erteleme talebi olduğunu, bu nedenle aleyhine takip yapılamayacağını, davacının muaccel alacağının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.
Takibin başlatıldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemede, davacı tarafça, davalı borçlular hakkında davaya dayanak yapılan Genel Kredi Sözleşmesine göre ödenmeyen kredi borcunun fer’ileri ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibine girişildiği, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde davalı borçluların vaki itirazı üzerine takibin durduğu ve yasal 1 yıllık süre içerisinde davacı tarafça, itirazın bertarafına yönelik dilekçede ileri sürülen nedenlerle eldeki davanın açıldığı görülmüştür.
Davalılar vekili, asıl borçlu …Şti.hakkında iflas erteleme karar verildiğini ileri sürerek asıl borçlu şirket ve kefil hakkında takip yapılamayacağını savunmuş ise de; bu yöndeki savunmanın konusunun, takip hukukunu ilgilendirmesi ve itirazın iptali davasında dinlenilmeyi gerektirir bir konu olmaması nedeniyle bu yöndeki savunmaya değer verilmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, kullandırılan kredi nedeni ile takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa aittir. Bu kapsamda, davacı tarafça bildirilen deliller toplanmış, genel kredi sözleşmesi ile eklerinin ve kullandırılan krediye ilişkin kredi borçlularına tebliğ edilen hesap kat ihtarının dosya arasında olduğu görülmüştür. Uyuşmazlığın niteliği itibarı ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilerek, dosya, ekleri ve getirtilen-sunulan belgelerle birlikte konusunda uzman bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 28/11/2016 tarihli bilirkişi raporunun, taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 17/07/2017 tarihli ek raporun ve bu kez davalılar vekilinin itirazı üzerine takipten sonra yapılan ödemeler düşülerek alacağın hesaplanması yönünden aynı bilirkişiden alınan 15/11/2018 tarihli ikinci ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
En son alınan 15/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda; temlik eden davacı bankanın … Şubesi ile davalı kredi borçlusu …Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davalı şirkete krediler kullandırıldığı, davalı gerçek kişinin kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı ve sözleşme uyarınca davalı gerçek kişinin kefalet limiti 1.000.000 TL olduğu, davalı kefilin borcun tamamından kefalet limitiyle sınırlı olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; takipten sonra davadan önce yapılan ödemeler dikkate alınarak dava tarihi itibariyle temlik eden davacı bankanın 711.444,42 TL asıl alacağının hesaplandığı, bu tutara dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %52,95 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si talep edilebileceği bildirilmiştir.
En son alınan 15/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporu, gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, alınan ve benimsenen bilirkişi ikinci ek raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, temlik eden davacı bankanın Kadıköy Şubesi tarafından davalı …Şti.’ne kullandırılan ve ödenmeyen kredilerin fer’ileriyle birlikte tahsili için alacaklı davacı tarafça, asıl borçlu ve kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olan davalı gerçek kişiler hakkında girişilen ilamsız icra takibinde, bilirkişi raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere takipten sonra yapılan ödemeler dikkate alınarak dava tarihi itibariyle temlik alan davacının 711.444,42 TL asıl alacağının bulunduğu; kredi sözleşmesini 1.000.000 TL kefalet limitiyle müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalı gerçek kişinin borcun tamamından kefalet limiti ile sorumlu tutulması gerektiği, benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen 711.444,42 TL likit asıl alacak miktarına yönelik davalı borçluların vaki itirazının haksız olduğu ve İİK’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği; bu miktarları aşan davacı taraf isteminin açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı anlaşılmış; alacak likit ve itiraz haksız olduğundan kabul edilen alacak üzerinden davalıların icra inkar tazminatına mahkumiyetine, reddedilen miktar yönünden alacaklının kötü niyetinin kanıtlanamamış olması nedeniyle, davalı-borçlu tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalı borçluların İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyasında 711.444,42 TL asıl alacağa yönelik itirazların iptali ile takibin bu miktara dava tarihi olan 15/08/2013 tarihinden itibaren yıllık %52.95 temerrüt faizi ve faizin %0,5’i oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının bu konudaki fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 142.288,88 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Koşulları oluşmadığından davalıların tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gerekli 48.598,77-TL karar ve ilam harcından 12.354,75-TL peşin ve icraya yatan harcın mahsubu ile geriye kalan 36.244,02-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp maliyeye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan peşin harç 12.354,75 TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 42.407,78 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 1.050 TL bilirkişi ücreti ve 282,50 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.360,55 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.337,97 TL’sinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı
Bu belge 5070 sayılı Yasa uyarınca güvenli E-İMZA ile imzalanmıştır.