Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/891 E. 2019/954 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/891 Esas
KARAR NO : 2019/954

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2013
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 25.08.2012 keşide tarihli 50.000.-TL Miktarlı çekten dolayı başlatılan icra takibi müvekkile 01.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, üzerinde tahrifat yapılan, vadesi değiştirilen çek nedeniyle işbu davayı açmak zarureti doğduğunu, ayrıca müvekkilin davalıya da çekteki lehdara da hiçbir borcunun bulunmadığını, icra takibine konu çek’i asıl keşide tarihi 25.08.2011 olduğunu, çekin vade tarihinde sonradan oynama yapılarak 25.08.2012 olarak düzeltilmiş, keşide tarihinde gözle dahi tespiti kolayca mümkün olan tahrifatta bulunulduğunu ve çeke kambiyo vasfı kazandırılmaya çalışıldığını, bankaca ibraz edilen çekin arkasına “çekte tahrifat olduğundan çek üzerinde işlem yapılmamıştır” ibaresi yazıldığını, takibe konu çek ile dilekçe ekinde bulunan çekin tahrifatsız halinin fotokopisi incelendiğinde ve vade üzerinde tahrifat yapıldığı bilirkişi marifetiyle de tespit edilecek, haklılıklarının ortaya çıkacağını, belirtilen nedenlere öncelikle sahtecilik nedeniyle icra takibinin iptalini talep ettiklerini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise müvekkilinin çek nedeniyle borcu olmadığından senedin ve tabibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin çek nedeniyle veya başka sebeplerle davalılara hiçbir borcunun olmadığını, müvekkilinin …Şti.’ne hiçbir borcunun bulunmadığını, bu durum müvekkili ve bu şirketin defter ve kayıtları bilirkişi marifetiyle incelendiğinde de ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle mahkeme yargılama sonucu kesinleşinceye kadar takibe konu çek üzerinde çıplak gözle tespit edilebilen tahrifat nedeniyle teminatsız olarak veya talebimizin kabul edilmemesi halinde ise uygun bir teminat mukabilinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra işlemleri yapılmaması için ihtiyati tedbir karan verilmesini, davalarının kabulü ile sahtecilik nedeniyle takibin iptaline, bu talep kabul edilmezse dahi yapılacak inceleme sonucunda davalılara borcumuz olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere tazminatla hükmedilmesine yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP DİLEKÇESİ:
Davalı … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde; borçlu …Şti. tarafından … Şti. lehine keşide edilen dava konusu çek, müvekkili Bankaya ciro edildiğini, ancak çek bedeli ödenmeyince, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiğini, davacı borçlu çek üzerindeki keşide tarihinde tahrifat olduğunu belirterek işbu davayı açtığını, davacı tarafından açılan iş bu dava haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu,takip konusu çek, TTK’nin 780.maddesinde belirtilen geçerlilik koşullarını taşıdğını, müvekkilinin banka TTK 686. maddesine göre senedi elinde bulunduran kimse olarak yalnız kendi hakkım saptamak bakımından ciro silsilesini incelemekle yükümlü olup, bunun dışında bir araştırma yapma yükümlülüğü bulunmadğını,kaldı ki somut olayda takasa ibraz edilmiş olan dava konusu çekin keşide tarihinde gözle görülür ve anlaşılır bir tahrifat olmadığından müvekkili bankanın iyi niyetli hamil olarak söz konusu çeki takibe koymasına hukuken bir engel bulunmamakta olduğunu, ayrıca çek üzerinde yapılan belgelendirmeden de anlaşılacağı üzere, çek takasa ibraz edildiğini, müvekkili bankaya ait olmayan bir çek olduğu ve çek üzerinde tahrifat olduğuna ilişkin ibarenin de, …Bankası A.Ş’ nin yönlendirmesiyle yapıldığının anlaşıldığı, bu çerçevede çekin usulüne uygun ibraz edilmiş olması, çek borçlusu ile müvekkilinin banka arasında doğrudan bir ticari ilişki mevcut olmaması, müvekkili bankanın iyi niyetli hamil olması hususları ve kambiyo senetlerindeki mücerretlik ve imzaların bağımsızlığı” ilkesi, birlikte değerlendirildiğinde müvekkili bankaca yapılan takipte hukuka aykırı bir durum olmadığı gibi kötü niyetten bahsetmek de mümkün olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde keşide tarihinde tahrifat olup olmadığı tespit edilebileceğini,öte yandan keşidecinin hamile karşı açacağı menfi tespit davasında mücerretlik ilkesi geçerli olduğunu, bu çerçevede iyi niyetli hamil olan müvekkili banka hakkında menfi tespit davasının açılması hukuken mümkün olmadığını, açıklanan tüm bu nedenlerle öncelikle davacı tarafın durdurma talebinin reddine, davacı tarafın diğer iddialarının da reddi ile yapılacak imza incelemesinde imzaların borçluya ait olduğunun tespiti halinde, borcun % 20 ‘ sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, masraf ve vekâlet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Şti. ‘ ne , dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen bu davalı herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Kıymetli Evraktan Kaynaklanan Menfi Tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu edilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin…Es. Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Mahkememizce ilk olarak, dava konusu çek ve tüm dosya kapsamı ile birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş, … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 26/01/2015 tarihli raporunun tetkikinde; inceleme konusu çekin keşide tarihi bölümünde ay hanesinin birler basamağında evvelce 5 olarak yazılı bulunan rakamının farklı fiziki evsafta bir kalemle sürşarj işlemi ile 8 rakamına, yıl hanesinin birler basamağındaki evvelce 1 olarak yazılı bulunan rakamın farklı fiziki evsafta bir kalem ile 2 rakamına dönüştürülmüş olduğu kanaatiyle rapor hazırlanmıştır.
Davanın, başlatılan takibin ve vaki itirazın niteliği gereği, takipte talep edilen alacağın varlığı ile miktarını kanıtlamak yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan, bu kapsamda taraflarca bildirilen deliller toplanmış, takibe ve davaya dayanak faturalar ve cari hesap ekstresinin dosya arasında olduğu görülmüş, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkememizce 13/10/2016 tarihli duruşmada davacı taraf iddiası, davalı taraf savunması ve tüm dosya kapsamına göre rapor alınmasına karar verilerek 05/12/2016 tarihi inceleme günü olarak belirlenmiş, inceleme gün ve saati, duruşmada hazır bulunmayan davalı şirkete ihtaratlı olarak usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalıya ticari defter ve eki belgelerini sunmak veya yerinde inceleme talep edilecek ise inceleme adresine bildirmek ve incelemeye hazır tutmak üzere inceleme gününe kadar kesin süre verilmiş, aksi taktirde defter ve eki belgelerini sunmaktan ve bunlara dayanmaktan kaçınmış sayılacakları ihtar edilmiş, yapılan ihtara rağmen davalı taraf inceleme günü mahkeme kalemine gelmemiş, ticari defterlerini de sunmamış, yerinde inceleme yetkisi dahi talep etmemiştir. Dolayısıyla davalı taraf ihtarata rağmen defter ibraz etmediği için davacı tarafın ticari defter ve kayıtları ile dosyaya getirtilen ve sunulan belgeler üzeriden inceleme yapılmak üzere dosya konusunda uzman SMMM bilirkişisi …’na tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 27/04/2017 tarihli bilirkişi raporu ile 04/12/2017 tarihli ek rapor ve 30/11/2018 tarihli ikinci ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacı ve davalıların ticari defter ve cari hesap muavinlerini ibraz etmediğinden her iki tarafın ticari defterlerinin lehde delil kabul edilemeyeceği, davacı ve davalının ticari defterlerini ibraz etmemeleri sebebiyle taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı veya yokluğunun tespit edilemediği, davaya konu çekin ilk tanziminde keşide tarihi “25.05.2011” olarak düzenlendiği, daha sonra çekte tahrifat yapılarak keşide tarihinin “25.08.2012” tarihine döndürüldüğü, çekin tanzim tarihindeki tahrifatın çekin kambiyo senedi olma vasfını ortadan kaldırmadığı, çek borçlusunun sorumluluğunun devam ettiği ve çek ile ilgili takibin yerinde olduğu kanaatiyle rapor hazırlanmış, bilirkişice alınan 04/12/2017 tarihli bilirkişi ek raporunun tetkikinde; davacıdan birden çok kez talep edilmesine rağmen davacı ve davalı tarafından yerinde inceleem talepleri olumsuz karşılanmamış ve davacı defter ibrazından kaçındığına ilişkin rapor hazırlamış, yine aynı bilirkişiden alınan 30/11/2018 tarihli ikinci ek raporun tetkikinde; söz konusu menfi tespit davasına konu olan emre muharrer çek tarihi 2011 yılı olduğu, dolayısı ile incelemesi gereken davacı ticari defterleri de 2011 yılı e sonrası defterler olduğunu, davacı vekili 2008 ve 2009 yılı defterlerinin Gaziosmanpaşa …Asliye Hukuk Mahkemesi uhdesinde bulunduğu ididası ile 2008 ve 2009 yılı defterlerinin bilirkişi incelemesi maksadıyla mahkemece ara karar oluşturulduğu, ayrıca davacının 2011 ve sonrası yıllar ticari defterlerini ibraz etmediğine ilişkin kök ve ek raporlarında açıkladığını, dava konusu ile ilgisi olmayan 2008 ve 2009 yılları davacı ticari defterleri üzerinde Gaziosmanpaşa … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde inceleme yapılaması yönündeki ara kararın yerine getirilmediğini kanaatiyle görüş bildirilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, takip dosyası kapsamı, ATK raporu, bilirkişi raporu ve ek raporların kapsamı tümüyle birlikte değerlendirilmiş, alınan bilirkişi raporlarının gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden,mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davaya konu çekteki keşide tarihinin düzeltilmesi işlemi yapılarak bu düzeltilme işlemi paraf edilmemiştir. Davacı çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ileri sürmüştür. Bu iddia incelenerek çekte tahrifat incelemesi yapılmış ve çekin süresinde ibraz edilip edilmediği hususu araştırılmıştır. … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 26/01/2015 tarihli raporununda inceleme konusu çekin keşide tarihi bölümünde ay hanesinin birler basamağında evvelce 5 olarak yazılı bulunan rakamının 8 rakamına, yıl hanesinin birler basamağındaki evvelce 1 olarak yazılı bulunan rakamın 2 rakamına dönüştürülmüş olduğu çekin keşide tarihinde tahrifat olduğu tespit edilmiştir. Bu itibarla çekin keşide tarihinde tahrifat vardır. Çekteki sonradan yazılan keşide tarihi tahrifat nedeni ile geçerli değildir. Ancak ilk keşide tarihi geçerlidir. İlk keşide tarihi itibari ile de çekin ibraz tarihi geçmiş bulunmaktadır. TTK ‘nun 796. Maddesi gereğince; bir çek düzenlendiği yerde ödenecek ise 10 gün, düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecek ise 1 ay içerisinde muhataba ibraz edilmelidir. TTK’nun 814. Maddesi gereğince; hamilin cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları ibraz süresinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Davaya konu çekin ilk keşide tarihi 25/05/2011 tarihidir. Sonradan eklenen keşide tarihi 25/08/2012 tarihidir. Çekteki keşide tarihinde tahrifat olduğuna göre; düzeltilen keşide tarihi geçerli değildir. Bu itibarla çek yasal ibraz süresi içerisinde ibraz edilmemiştir. Çekin ilk keşide tarihi itibari ile ibraz süresi geçmiştir ve hamilin cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapma hakkı kalmamıştır. Takip konusu çek süresinde muhatap bankaya ibraz edilmemiştir. Bu durumda TTK’nun 796 ve 808. Maddeleri gereğince hamilin keşideciye ve lehdara müracaat hakkı bulunmamaktadır. Çek süresinde ibraz edilmemiş ise müracaat hakkı düşer ve bu çekle icra takibi yapılamaz. Süresinde ibraz edilmeyen çeke dayanılarak kambiyo hakkı çerçevesinde alacak isteminde bulunulamaz. Ancak çeke ilişkin temel (esas) ilişkiye dayanılarak istemde bulunulabilir. Davaya konu çek süresi içerisinde ibraz edilmemiş olup bu çeke dayanılarak icra takibi yapılamayacağından davacının davanın kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasında icra takibine konu edilen keşidecisi …Şti olan 25.08.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli…0 nolu çek yönünden davacının davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.01.1991 tarih ve 8557 Esas 353 Karar sayılı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27/11/2018 tarih 2016/18980 E. 2018/6126 K. Sayılı ilamı )Menfi tespit davasının kabulüne ilişkin verilen kararla borçlu (davacı) yararına tazminata hükmedilebilmesi için alacaklıların (davalının) yaptığı icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. (İİK 72/4 maddesi ) Davalıların icra takibinde haksız olmakla birlikte icra takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacının tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile ;İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasında icra takibine konu edilen keşidecisi … Şti olan 25.08.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli … nolu çek yönünden; davacının davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının icra takibinde haksız olmakla birlikte icra takibinde kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacının tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 3.746,80-TL karar ve ilam harcından 936,75-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 2.810,05-TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak maliyeye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yapılan 964,80-TL yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 928,35-TL olmak üzere toplam 1.893,15-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 6.383,50 -TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
6-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluklarında açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır